yazargezertozar
0 (düz adam)
yedinci nesil yazar 1 takipçi 0.50 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    sözlük yazarlarının hayatlarındaki keşkeler

    104.
  1. keşke teze daha erken başlasaydım.
    keşke, keşke deyince zaman geriye aksa.

    aylar sonra editi: zaman geriye akmadı lakin, "çalış çabala" ile bitti o tez. hatta, yarın doktora mülakatına gireceğim. al işte! yine tırıs tırıs. bitmeyecek bu çile...
    0 ...
  2. 9 mayıs 2010 ales

    11.
  3. artık geçmiş soruları çözmeme de gerek kalmayacak; her dönemdekine giriyorum. canım sıkılıyor, pazar uykumun içne edesim geliyor, 40 lira bana batıyor, süre yettirememekten zevk alıyorum, bu sebeple de ales'e giriyorum. ihtiyacım olmadığı halde, ösym' nin benden habersiz sınav yapmasına artık izin vermiyorum; çok fena bağımlılık yaptı bende. kpds, üds ve ales; mükemmel üçlüm benim.

    ales' e gelince, fena değildi ama o 2 dakika yok mu, ah o 2 dakika... olsaydı daha neler yapacaktım...
    4 ...
  4. yakışıklı olmayan erkek

    24.
  5. kendilerini böyle hisseden bu arkadaşlarımızdan bazıları, bu "sözde" açıklarını kapatmak için felsefeye, psikolojiye yönelirler ki; etkileyici düşünce ve konuşmalarla kızlar arasında saygı ve sevgi görsün. bence gereksizdir, eğer birşeyler öğrenilecekse, kendi kendini ortamda yükseltmek amacıyla değil; gerçekten istenildiği ve merak edip ilgi duyulduğu için yapılmalıdır. çünkü, kısık gözlerle sigara içip felsefi konuşmak, sanıldığı kadar hoş gözükmeyebilir.
    2 ...
  6. newton un üzerine düşen göktaşı olsaydı

    1.
  7. muhtemelen o zaman da;

    "hımmm.. demek uzayda cisimlerin kendi aralarında çekim gücü yok... iyi de düşe düşe niye kafama düştü yine bu? hemen laboratuvara gitmeliyim..."

    diyecekti ve sonuçta tekrar, kepler' den kalan 3 yasayı miras olarak devralıp, yine evrensel kütle çekim yasasını bulacaktı. *
    1 ...
  8. haydar dümen ölünce olacaklar

    11.
  9. ülkenin en büyük sorunu vajinusmus olacak; rica edelim, şimdiden bunun da açılım planları yapılsın.
    0 ...
  10. sözlük yazarlarının favori din adamları

    18.
  11. hayret şaşırdım; kimse zaman gazetesindeki tüm yazarların favorisini yazmamış.

    (bkz: fetullah gülen)
    0 ...
  12. türkçe şarkılarda geçen mükemmel sözler

    1359.
  13. "ölümdür yaşanan tek başına; aşk iki kişiliktir."

    ezginin günlüğü - şiir: ataol behramoğlu; müzik: nadir göktürk.
    2 ...
  14. kürtçe öğreniyorum

    10.
  15. "annesinden öğrendiği ilk dil"i kürtçe olan bir insan, nasıl ki sonradan türkçe öğrenebiliyor; aslında kürt olan ve kürtçe bilmeyen bir insan da pek ala bunu yapabilir. bence şaşılacak birşey yok. şaşılacak asıl şey; nasıl herkese karşı bu kadar önyargılı davranmaya başladığımız ve kürt lafını dahi duyunca küfürler sallayabildiğimizdir. büyük bir ihtimalle, bunun çabasını gösteren insan, eğer içinde fesatlık taşıyarak yapsaydı bunu; hiç uğraşmaz, zaten çoktan dağa çıkmış olurdu.
    7 ...
  16. üds

    14.
  17. iyiydi iyiydi... en son daha cuma günü ders anlatan, gözetmen öğretim görevlisinin, cumartesi gününü nasıl geçirdiğni merak ettirdi bana. insan bu kadar mı iştahlı olur sınav kurallarını anlatmaya? cumartesi gün boyunca bu konuşmasına mı hazırlandı acaba? sınıfa bakıyorsun; hepsi bu uğurda yıllanmış tipler, seni oturtur sıraya, üds kursu bile verebilir... hayır yani, nedir bu uzun uzun " arkadaşlar, biliyorsunuz, tek tek bakıp cep telefonlarınızı kontrol etme imkanımız yok, hoş zaten buna yetkimiz de yok..." lafları, gülümsemeler falan? farkında olmadan komedi dükkanına mı girdik nedir? neyse.

    o değil de, bana da pek iyi geldi. valla... kültür fizik yaptım. kaç gündür dışarı çıkmıyordum, iyi oldu iyi... epeydir sağ elim, mouse kullanmaktan kasılmıştı; yuvarlakları doldururken, kendi ekseni etrafında döndü, o da sevindi belli ki...

    ve o lyuba' nın dramı... valla hüzünlendim be... zavallı mamutun iskeletini ct' ye maruz bırakan o elleriniz kırılsın!!!

    neyse işte, netice olarak, tüm akademisyen adayları, hep birlikte dışarı çıktık ve baharın gelişini kutladık. valla iyiydi, herkesi bir arada görmek duygulandırdı beni...
    3 ...
  18. insanın büyüdüğünü anladığı an

    1331.
  19. ev sahibiyle, hayatın zorluğuna dair ciddi ciddi muhabbete girdiğin andır.
    1 ...
  20. gülmekten ağlamak

    5.
  21. çok gülmekten dolayı, mideye giren kramplar da neden olabilir.
    1 ...
  22. öğrenci milletinin ömrünü kısaltan olaylar

    1.
  23. kopya çekerken yakalanma korkusu.
    2 ...
  24. erkeğin sevgili edinememesindeki en büyük sebep

    49.
  25. kalpten önce, başka uvuzlarının derdine düşmeleri ve bunu da son derece belli etmeleri.
    1 ...
  26. evinin duvarına türk bayrağı asan insan

    70.
  27. bazen, gösteriş için yapanı da vardır bunların.

    (bkz: tüüüüüü)
    0 ...
  28. kapıya zaman gazetesi bırakıp kaçan adam

    15.
  29. bu cemaat evlerinde kalan bir arkadaşımın, bizim için yaptığı eylemdi. garibim, biz imana gelelim diye, parasını bizim için -kendi isteğiyle- ödüyordu. valla üzülüyordum. okumuyorduk ki biz onları. bazen topluca yemek yediğimizde sofra bezi niyetine halıya seriyorduk. işe yarıyordu yani yine de. severdik arkadaşımızı da; kalbini kırmış olmayalım diye söyleyemezdik. sağolsun, pek bi düşünürdü bizi.
    2 ...
  30. birbiriyle çocuk gibi konuşan sevgililer

    26.
  31. ikisinin de elinden tutup kreşe götürecek ebeveynleri olabilirim.
    0 ...
  32. başkasının evinde uyuyamamak

    15.
  33. rahat edilemez, yatağa girdikten anca saatler sonra uyunabilir *.
    0 ...
  34. tayyip erdoğan a verilecek ödül

    1.
  35. seksi ve yakışıklı erkek olmanın zorlukları

    10.
  36. zannımca, endişeye mahal yok; zira, merak etmeyin hiçbiriniz öyle değilsiniz.
    1 ...
  37. bayanın elini öpüp gözlerine bakmak

    7.
  38. böyle bir örneğe günümüz şartlarında da, yaşadığımız coğrafyada da rastlamak pek mümkün değildir. lakin rastlarsam da hoşuma gider ne yalan söyliyim.
    2 ...
  39. hepimiz ozon tabakasıyız

    7.
  40. hepimiz ozon tabakasıysak," birgün hepimizde de koca bir delik olacak mı?" sorusunu da akıllara getiren slogan.
    0 ...
  41. lisans bitirilen üniversitede yüksek lisans yapmak

    4.
  42. bir yandan iyi bir yandan kötüdür. iyidir çünkü, bilirsin ortamı, yeni yerlere alışmak zorunda kalmazsın. kaldığın yerden devam edersin, lisanstaki evinde yaşar gidersin. henüz okulu bitirmeyen arkadaşların da varsa yalnızlık da çekmezsin. kötü yanı da, zaten değişiklik olmayışıdır. yani sabitliği seviyorsan çok iyi ama hayatında değişiklik arayan biriysen sıkılacağını da bilmelisin. tecrübeyle sabittir.

    edit: ayrıca lisanstayken hayranı olduğun hocaların, beş para etmez şerefsiz olduklarını görüp hayal kırıklığına da uğrayabilirsin. y. lisansta herşey çok değişiyormuş hakikaten.
    1 ...
  43. ödünç kitap vermek

    26.
  44. geçenlerde benim okulu yeni kazanan kuzenim ve sevgilisi evimde misafir olmuşlardı. tv seyretmeyi çok seven kuzenim ve sevmeyen sevgilisi, oturma odamda tv olmadığını, onun yerine kitaplık olduğunu görünce pek bi şaşırmış ve beğenmişlerdi. kitap okuma isteklerini tetiklemiş, hatta okumalarına da vesile olmuştum. geçenlerde onlara giderken, kuzenimin sevgilisi "bana gelirken birkaç kitap getirsene" demişti. bir de değil; bir kaç tane! işte öyle deyince bi garip oldum, bi bencillik belirdi bünyemde. hiç beklemezdim kendimden. valla... para istenince veriyorum veya ne biliyim bi arkadaşıma giderken şunu getirsene falan dediklerinde hiç gocunmuyorum veya cimrilik hiç yapmıyorum ama kuzenimin sevgilisi benden kitap isteyince, hiç hissetmediğim ve varlığından haberdar olmadığım o bencilliğim peyda oldu birden. çok şaşırdım kendime. veremiyormuşum ben de. küçükken bi kitabımı vermiştim aslında, hem de öyle mutlu olmuştum ki paylaşıyorum, arkadaşım da okuyacak diye ama, aradan geçen 10 yıla rağmen hala geri gelmeyince vermemenin ne kadar doğru olduğunu tekrar hatırladım. evet hala o kitap içimde ukte kalmıştır. vermeyin arkadaş, ya da verdiğiniz adamı takibe alın. ama ben, kuzenimin sevgilisine yine de bi kitap götürdüm. eşşekliğime doymayayım ben. allahtan en sevmediğim kitabı götürdüm, geri gelmezse daha az üzülürüm en azından. ama istiycem abi. ben de yüzsüzlüğün alasını yapıp geri istiycem. bu arada onlara film de ödünç vermiştim dur bakalım o geri gelecek mi?

    edit: valla bak kaç zaman geçmiş -ki buraya yazdığım tarihten bir ay önce vermiştim-, hala gelmedi o kitap biliyor musun sözlük? kitap da, film de... hayır, yüzsüzlük de yapamıyorum, büyük konuşmuşum; beceremiyorum... umarım denk gelir de burdan okur *
    1 ...
  45. sevgililer gününü hayat kadınıyla geçirmek

    1.
  46. "kiralık sevgili" filminin türk versiyonudur.yakında sinemalarda olacakmış.
    0 ...
  47. köy enstitüleri

    116.
  48. dün akşam üniversiteden bir hocamın evinde akşam yemeğindeydik. ortamda eski ev arkadaşlarım (aynı zamanda bunlardan birisi de eşidir), ev sahibim ve ev sahibimin eşi vardı (evet, garip bir kombinasyon). ev sahibimin yaşı ortalamanın epey üstünde. hoca dediğinde nerdeyse 40 yaşında, e bir şeyler biliyordur diyorsun kendince. ama n.h biliyormuş meğer. bi ara konu köy enstitülerine geldi. şöyle bir konuşma geçti h, hoca;e, ev sahibi; b, ben:
    e: yahu bu ecevit, emeklileri tekrar işe almasaydı, bu öğretmenler de açıkta kalmazdı bu kadar.
    h: ya evet bi de özal da zamanında enstitüleri açtı.
    e: hiç yani, 40 günde sebze yetişmezken öğretmen yetiştirdiler, hahahaaa...
    h: ya ya evet, hahaha...(falanlar filanlar işte)
    b: ben sizin gibi düşünmüyorum (gayet sinirli ve "pıt pıt" damarları atar vaziyette), eğer zamanında doğuya gitmeye tenezzül etselerdi böyle bişeye de gerek kalmazdı. köydeki insanlar zaten dışarı çıkamıyorlar, imkanları yok. sizler de gitmiyorsunuz doğuya, köylere. eee ne yapsınlar? hiç olmazsa okuma yazmayı öğrenebilmişler.
    h: ....(iç ses: komünist midir nedir? hiç de sesi çıkmazdı okulda.)
    e: ....(iç ses: ulan talebe diye aldık, "anarşik" çıktı iyi mi?)

    ya nasıl böyle "düşünemeden" konuşuyorlar anlamadım gitti. halbuki beyin diye bir şey var herkeste. hadi tamam, rahmetli ecevit'e dediğini bir yerde anlamaya çalışırım da, köy enstitüleri nerenize battı, işte onu anlayamıyorum. yahu bir doğu lafı geçince zaten ödleri b.klarına karışıyor. yuh yahu, olmaz ki bu kadar! o doğu kadar taşlar girsin bi yerlerinize. doğu deyince "muccckkkk " deyip kulaklarını çekip tahtalara taşlara vuranlara sesleniyorum, kulaklarınız kopsun e mi?

    edit: imla.
    1 ...
  49. sevgilisinin saçını kurutan erkek

    16.
  50. ihtiyar delikanlı filminde gördüğüm ve mıh gibi beynime çakılmış bir sahnedir.gerçekten çok hoş bir sahneydi.adamın o an şevkatle saçları kurutması pek bi okşar izleyicinin ruhunu.ama sonradan sevdiğinin , aslında kızı olduğu gerçeğinin ortaya çıkması benim için o sahnenin anlamından hiçbirşey kaybettirmemiştir.
    0 ...
  51. © 2025 uludağ sözlük