Seni hayal bile edemiyorum. Ellerini hayal edemiyorum. Gözlerini hayal edemiyorum. Senin güzel ellerinle böldüğün ekmeğin tadını sana bu yazımla ilk defa anlatmış oluyorum. Seni karşılıksız her anında kötü gününde iyi gününde seveceğim. Bu yazıyı belki okuturum sana.Ve okuttuktan sonra gözlerinin içine bakıp birbirimizi nasıl sevdiğimizi görmek istiyorum. Bir tanem.
Of çok aradım cevabını. Gerçekten bu soruyu soran kişilerin mutsuz olduğunu biliyorum. Bu soru, yani, ''hayatın anlamı nedir?'' sorusu mutlu insanların aklına gelmez. Mutlu olmak, huzurlu olmak hayatın anlamı olabilir bence.
harbiden başlık süper. şimdi ben burda yazıyorum ya, sende bunu okuyosun ya işte o zaman ben yalnız değilim gibi oluyo. yani ben aslında birinin beyninde bişeyler değiştiriyorum. hımm. aslında aldatmıyoruz bence kendimizi. yalnızlık sadece bedenle olacak bişey değil. tamam toparladım biraz. yalnızlık üç aşamadır. birincisi hem madde olarak hem manevi olarak ki bu en kötüsüdür sonu intihar olur heralde. ikincisi madde olarak yani şu an ben yanımda birisi olmasada senle konuşuyorum. üçüncüsü ise manevi olarak yalnızsındır yani yanında biri vardır ama anlamıyodur maldır dinlemiyodur seni önemsemiyodur yok sayıyodur işte buda platonik aşk gibi birşeydir bu da kötüdür. yalnızlığı sözlükte indirgemek olmalıydı başlık belkide.
adamın başını belaya sokmuyor demektir bu da kıskanç olmayan erkek demektir buda domuz yiyordur demektir buda haram yiyordur demektir buda günahı çok demektir buda muhtemelen cehenneme gidecek demektir. sonuç olarak yanınızdaki kıza mini etek giydirmeyin, yoksa yanarsın kimse kurtaramaz.
sinir bozucudur, haddini bildirmek lazım bu kızların. burdan herkese sesleniyorum böyle kızları iplemeyelim. kaldırmayın bunların burunlarını. görmezlikten gelin. umursamayın. ama şundanda şüpeliyim bu tür kızlar kendilerini bi bok sanmaya hayat boyu devam ediyolar ve benim başta söylediklerim onlara hiç zarar vermemiş gibi oluyo:) bu da sinir bozucu oluyo. yani, öf sinirim bozuldu *
ben bu yazıyı kendime yazacaktım ama olmadı. bencil olmak istemediğim için belki. belkide bencil olduğum için. açıklıyım hemen. mutlu olmak isteyen ben, mutsuzlğumun sebebinin yalnızlığım olduğunu anlıyorum. sevindiğim bir şeyi paylaşamamak o sevinci anlamsızlaştırıyor. güzelim melankolikliği tek başına yaşayan bi salağım bugünlerde ve anladım ki yalnız olmamak lazım bu dünyada. sevmek lazım birini ve sevilmek. onun için ben bu yazıyı hernekadar kendime yazdıysam da aslında ben bu yazıyı kendimden bir başkasına yazmak istedim. komik ama kime yazdığımı bilmiyorum şu an. ben bu yazıyı ortaya yazdım aga..:)
ben bu yazıyı sana yazdım. _yazı_ yazım böyle olacakmış. bana yazacak başka bişey bırakmamış hayat. şimdi dudaklarımda bir gülümseme, aklımda sen, kitabımın arasında bakmaya cesaret edemediğim saç telin var, biliyorum; kısa küt saçlarından düşen, kızıl...
sokakta gördüğüm 6 yaşlarındaki erkek çocuğun, 4 yaşlarındaki kız kardeşine sarılmasını görmektir mutluluk, otostop yapan bir çocuğu arabanıza aldıktan sonra cebindeki parasını kaybetmiş olduğunu öğrenmektir belkide, bazen de bir karıncanın yürüyüşünü incelemktir. Bence mutluluk farkında olmaktır, şükretmektir, boşvermemek direnmek, terlemektir arkadaş...
çooooktur. ama bunlarında biçoğunu atlatabilirsin. bişeyler yapılabilir aslında. karşılıksız aşık olunca yapılacak bişey yok gibiyse de yağmurun altında donuna kadar ıslanmayı deneyebilirsin yani. yağmur yağmıyosa da git banyoda sandalyeye otur ve suyun altında ıslat kendini elbiselerinle.
bi kız arkadaşımın, neden yalnızsın? diye başlayan ve sonunda da bana arkadaşları arasından bi kızı ayarlıcağını söylemesiyle bu duruma düşmüş birisiyim. önce farkında olmuyo insan. kendi dünyasından çıkıveriyo kızı birazcık tanıyınca. eziliyo, küçük görüyo kendini ve sonrada benim neden ferrarim yok, benim neden babam zengin değil diye kendi kendine soruyo:) zor bi durum. aslında bu durum aşka inmaylada alakalı. aşkın her engeli aşacağına inanmayanlardanım galiba...