gülünç bir durumdur. vodafone free zone'luların itü sözlük'te çaylaklık dönemi için geçerli olan 10 entry yerine 5 entry girmeleri yeterli olacakmış. bu nedir allah aşkına? bu şekilde sırf reklam amaçlı bir uygulama yapan bir sözlüğün kalitesine ve entrylerinin okunabilirliğine ne kadar güvenilebilir? o sözlüğün kendisini komik duruma düşürmesinden başka ne işe yarar bu durum? yanlışsam söyleyin.
vadeli ve vadesiz şekilleri mevcuttur. güvenli bir şekilde altın alıp saklamaya yarar. kuyumcudan gidip de altın almak yerine hesabınızdaki altınları alıp satabiliyorsunuz. böylece, kuyumcuya verilen işçilik maliyeti ortadan kalkmış olur. başka avantajları da var tabi.
komiktir. tamam tepkini belli ediyorsun anladık. desteklediğin parti iktidar oldu seviniyorsun ya da desteklediğin parti beklentilerini karşılayamadı üzülüyorsun ve bunu açıkça dile getiriyorsun gerçekten çok güzel bir şey. alt alta gelen yorumlar ve atışmalar da neyin nesi? karşı karşıya geldiklerinde iki kelimeyi bir araya getirip de düşüncesini karşısındakine aktaramayacak adamlar bir bakıyorsun facebook'ta siyasetçi kesilmişler. çok ayar oluyorum çok.
yaklaşık 20 dk. önce başıma gelen durumdur. sıcağı sıcağına sözlüğe yazmak geldi içimden zira, garip bir duygu haline soktu bu durum beni.
gecenin bu saatinde sigaram bitti ve başa vuran sigarasızlıkla beraber açık bir tekel bayii bulma ümidiyle dışarı çıktım. ne yazık ki kapalıydı her yer. döndüm eve ve yavaş yavaş kapıyı kitlemeye başladım uyanmasın diye evdekiler. kapıyı kilitlerken çıkan sese babam uyandı. sonrasında diyalog şu şekilde gerçekleşti;
- ne işin var bu saatte dışarıda?
+ açık market var mı diye bakmaya çıkmıştım ya.
- bulunmaz bu saatte açık market. al sen şunu.
dedi ve tek dal sigara verdi. evet aynen böyle. ne tepki vereceğimi şaşırdım birden. ''gerek yoktu baba saol.'' dedim. sonra döndü ve gitti.
kralsın baba. her ne kadar anlaşamasak da seninle çoğu konuda. bir kez daha söylüyorum KRALSIN!!!.*
başıma gelen durumdur. babamla aramda geçen diyaloğu gerçeğe en yakın haliyle anlatmaya çalışayım.
babam(+), ben(-)
...önce baba tarafından arkadaşlık teklifi gelir. sonra bu teklif gelecekteki belirsiz bir tarihe kadar bekletilmeye başlanır ve günün birinde baba telefonda;
+ facebook ta arkadaşlık teklifi gönderdim lan niye kabul etmiyon.
- facebook mu? arkadaşlık teklifi mi?
+ hee geçen gün gönderdim baktım hala arkadaşın değilim resimlerini falan göremiyom
- bilmiom baba görmedim ben bakıyım bi. bi sorun var heralde
+ bak bak
- baba nerden çıktı facebook falan ya boşver ya
+ niye lan
- bende kapatcam zaten baba valla boşver ya gereksiz bişey zaten ya.
+ olsun olsun sen bak bi ekle
- iyi baba tamam.
diyalog bu aşağı yukarı bu şekilde cereyan etti. daha sonra paylaştığım ne varsa, ve bütün fotoğraf albümlerimi babamdan gizledim. üzülerek yaptım ama yapcak bişey yok. yakında çıkarmayı bile düşünüyorum babamı arkadaş listemden.
az önce başıma gelen durum. küçük tuvaletimi gidermekte iken başımın döndüğünü sanıp duvarlardan destek almaya çalıştım. sonra sifonun zincirinin sallandığını fark edip işimi yarım bıraktım ve çıktım. lambaların da sallandığını görünce anladım kesin olarak deprem olduğunu. kimsenin başına gelmesin. öbür dünyaya tuvaletteyken gitmek var daha kötüsü işin yarım kalıyo lan.