ayaktaysanız, sol elin hızlıca cebe sokulması ve baş parmağın kabarmayı önleyici şekilde penisi bastırmasıyla, penisin dış dünyayla olan irtibatını kesebilirsiniz.
"apo hapisten çıkmalı, meclise girmeli" diyerek içindeki vatan hainliğini açığa vuran insan. ne kadar vatan haini varsa Allah tez zamanda ölmüşlerine kavuştursun.
birde bunların ilgi çekmek için türlü yazılar yazıp saçma sapan fotolarını yayınlayanları vardır sormayın gitsin. gün gelir "öff yha mesaj atmayın artııık" yazarlar, birkaç saat veya gün sonra "neden kimse yazmıyo" yazarlar, maldırlar.
2008 de çıkan bir yasayla prim günü dolduktan sonra ödenen her primin emekli maaşlarını düşürmesi demektir. örnek benim prim günüm dolduktan sonra emeklilik yaşımın dolmasını bekliycem, yani 13 sene çalışıcam ve çalıştığım her yıl emeklilik maaşımı düşürecek.
ustalık döneminin en ustalıkla yürürlüğe koyulmaya çalışılan icraatı ise işçilerin tazminalarının düşürülmesidir. "bir sürü insan taminat alamıyor" bahane ve söylemleriyle yandaşlarını kandıran, asıl hedeflerinin tazminatların devlette toplanmasını sağlayarak kendilerine kaynak sağlamaya çalışan ustalar, işverinin karşı çıkmasına karşılık sus payı olarak işçilerin tazminat haklarını düşürecekler.
siyasetçilerin her dediğine inanan, onların söylemlerini benimseyen ve savunan, siyasetçilerin yalanlarını ve kelime oyunlarını göremeyecek kadar cahilleşen tiplerdir. bu hepsi için geçerli ama en güzel örnek recep tayyip erdoğandır. tamam duruşu hitabeti güçlü, gözle görünür işlerde yaptılar ama bu insanın ve hükümetin hiçmi kusuru yok arkadaş. siyasetçilere tapan zihniyetteki insanlar tayyibe ve hükmete toz kondurmuyorlar, tamam sevebilirsin, destekleyebilirsin buna bir şey dediğim yok ama siyasetçilerin ağızıyla konuşmak, onlara kör körüne bağlanmak niye. hükümet o kadar güzel politika yapıyorki insanları ayakta uyutuyorlar. uyutuyorlar çünkü neden mi? 8 yıllık iş hayatımda maaşım hep eridi. hadi onu geçtim 2008 de çıkan bir yasayla emekli maaşları düşürülecek. prim günü dolduktan sonra yatırılan her prim emekli maaşını düşürecek, örneğin benim günüm dolduktan sonra, emeklilik yaşımı beklicem, yani 13 yıl daha çalışıcam ve çalıştığım her yıl benim emekli maaşımı düşürecek. intibak yasasıyla milleti uyutan siyasetçiler benim ve gelecek nesilin emekli maaşımı düşürüyor. sorun siyasetçilere tapanlara daha bu yasadan haberleri bile yoktur. şimdide tazminatlara göz diktiler siyasetçiler, neymiş bir sürü işçi tazminat alamıyormuş, insanları bu söylemle kandırıyorlar. tamam bir sürü insan tazminat alamıyor doğru, o zaman çıkarın bir yasa her kez tazminat alsın. amaç o değil, amaç tazminatların işverende değil devlette toplanması, yani kaynak sağlanması. işveren karşı çıktığı için de sus payı olarak tazminatları düşürecekler. maaşım eriyor, emekli maaşım düşüyor, alacağım tazminat azalıyor. bunlar benim gerçeklerim, birde siyasetçilere tapan zihniyetin gerçeklerine bakalım.. tayyip ne nerse o!
Dünyanın "en ünlü" ve "en kanlı" derbilerinin sebebi ne?
Şöyle bir bakalım...
iskoçya.
Glasgow.
Aynı şehrin iki takımı.
Celtic ve Rangers.
Biri Katolik, öbürü Protestan.
Din derbisi...
(Katolik golcü Johnston, Rangers'a transfer olduğunda evi yakıldı. Maç, Johnston'un golüyle 1-0 kazanılsa bile, Rangers taraftarları "maç 0-0 bitti" diyordu. )
Arjantin.
Buenos Aires.
Aynı şehrin iki takımı.
Boca Juniors ve River Plate.
Birini italyan göçmenler kurdu, öbürünü öz be öz Arjantinliler.
Irk derbisi...
(Durum öyle vahim ki, sadece Bocalıların gömüleceği kabristan yapılıyor. Yani, mezara kadar...)
italya.
Roma.
Aynı şehrin iki takımı.
Lazio ve Roma.
Biri faşist, öbürü demokrat.
ideoloji derbisi...
(Laziolular Mussolini'nin torunları... Zenci ya da Yahudi futbolcu istemiyorlar. Asıl isimleri SS Lazio... SS, societa sportiva... Yani, sportif müessese... Ama onlar için anlamı farklı... Roma'nın amblemi ise, Roma'nın kurucuları Romus ve Romulus'u emziren kurt figürü. Yani, parlamentonun ataları...)
italya. Milano.
Aynı şehrin iki takımı.
Inter ve Milan.
Biri kıro, öbürü asil.
Sınıf derbisi...
(Milan taraftarları arasında Dük'ler Baron'lar falan var.)
Romanya.
Bükreş.
Aynı şehrin iki takımı.
Steau ve Dinamo.
Biri asker, biri polis.
Derin devlet derbisi...
(Genel olarak birbirlerini dövüyorlar... Sonra birleşip, herkesi dövüyorlar...)
Türkiye.
istanbul.
Aynı şehrin iki takımı.
Fenerbahçe ve Galatasaray.
Din ayrımı yok. Irk ayrımı yok. ideoloji ayrımı yok. Sınıf ayrımı yok. Asker-polis ayrımı yok. Zengin-fakir ayrımı yok. Eğitimli-cahil ayrımı yok...
Üstelik, dünyadaki ünlü derbilerden farklı olarak, taraftarları "aynı şehir" ile sınırlı değil.
Bütün ülkede var...
Peki bunun adı nedir?
Sidik yarışı derbisi...
(inanılmaz nefretin mantıklı bir izahı yok çünkü...)
sen bitmiş tükenmiş, teslim olmuş, işgale uğramış bir millete önderlik ederek üstün ileri görüşlülüğünle yol göstererek direnişi başlattın.
Türk ordusunu komuta eden alman generallere karşı gelerek kendi stratejilerini uygulayıp anzakları çanakkalede bozguna uğrattın.
uyuyan devi uyandırdın, senin önderliğinde ve yüzbinlerce şehidimiz sayesinde bu ülke zaferden zafere koştu. zamanın süper güçlerini dize getirdik.
sadece savaşların değil, devrimlerinde muhteşemdi.
tek amaçları yeni Türkiye kurulmasın diyen talibandan beter aşırı dinciler vardı bu memlekette, bizi savaşla yenemeyen güçler, ermenileri kışkırttıkları gibi bunlarıda kışkırttılar.
sen inkilaplarınla, devrimlerinle bunlarında üstesinden geldin.
günümüzde de savaşla yapamadıklarını içten içe insanları kışkırtarak yapıyorlar, akp li chp li ayırdılar, Türk ile kürdü ayırdılar bunlar koymuyor da, seni halktan soğuttular ya, işte o içimi acıtıyor...
ruhun şad, mekanın cennet olsun büyük komutan! senin kıymetini ancak tarihini bilen, bilir.. dediğin gibi; TARiHiNi BiLMEYEN BiR MiLLET YOK OLMAYA MAHKÜMDUR!!
''egemenlik parayla satın alınamaz, ama parayla yok edilebilir''... bu sözüm evrenseldi, ama kişiselleştirip egemen korkmaz'a uyarladığımız zaman pek bi anlamlı oluyor.
egemen korkmaz bursasporda egemen korkmaz oldu, mücadelesiyle taraftarın sevgilisiydi, taparcasına seviyordu onu taraftarlar, hırsı ve mücadelesiyle gladyatör lakabını aldı, ona giymenin herkeze nasip olmadığı 16 numaralı forma verildi, kaptanlık verildi. ama o ne yaptı? para için bursaspor'u sattı, trabzon'a gitti, onuda sattı, şimdi sıra beşiktaş'ta. ya öyle işte egemenlik parayla olmadı, ama parayla yok edildi.