geçmişinden kopmamış gençtir.
bu gencin derste cep telefonu değil sanal bebeği öter. "aha hocam bir dakika acıkmış" deyip derste yımırta şeklindeki sanal bebeğini doyurmaya çalışır.
ayrıca arkadaşlarına "haydi abi bi pes atalım" demek yerine "bize gelinde ateri oynayalım. yeni bir kaset aldım. hem annem de evde. bize kızartma yapar" diyecek gençtir.
takdir ediyoruz.
ayrıca daçxuri ilk lazca romanın da adı. romanın yazarı ise Murat Ercan Murğulişi.
kitap lazuri yayın kollektifi yayınıdır.
18-19 Haziran arasında yapılan Ayder festivalinde de kitabın tanıtımı yapıldı.
amatör müzisyen.
Parçalarda ki Enstrumanların Tümünü kendisi çalıyor. stüdyo kayıtlarında söylediği çoğu şarkının bestesi kendisine aittir.
yıldız tilbe ile bir düeti bulunmaktadır.
slow türk'de parçalarına rastlamak mümkündür.
okula bir sene erken başlayıp, ilk senesinde üniversite sınavını kazanıp giden öğrencidir.*
lisenin 3 yıl olduğu yıllar ele alınırsa üniversiteye 17 yaşında başlayan kişi sayısı tabi ki artacaktır.
elbette başka nedenlerden dolayı 17 yaşında başlamış olanlar da olabilir.
yıllardır koskocaman nutella kazanını karıştıran aşçıdır. çikolatayı karıştırdığı kaşığı yalayıp tekrar içine sokup tekrar karıştırmaktadır. kimse hijyen kurallarından bahsetmez. *
utanmayarak yere çöp atan kişiden pek bir farkı yoktur. o çöp yere gitmiştir bir kere. sen utansan ne olacak utanmasan ne olacak. çöpcü onları silerken "vay canım utanarak atmış belli hafif havada geziyor çöp" diyecek hali yoktur. adam söver belkide. bilemiyoruz. tabi bu kişinin neden utandığı da merak konusu olabilir. adam içinden düşünür "yahu ben fakülte görmüş adamım, yakışıyor mu bana..." . tabi ki hiçbir fakülte öğrencilerine çöp atmama konusunda özel eğitim vermez zira oraya gelen kişilerin "yere çöp atmak öküzlüktür" mantığını bildiğini varsayar. başka nedenlerden de utanabilir. mesela çöp atarken tam karşısında bir çöpcü abimizin yerleri süpürdüğünü geç farketmiş olabilir. pala bıyıkların arkasından kendisine doğru ivmeli bir şekilde gelen küfürleri duymuş olabilir. varsayımlar bol... bu entryi bitirirken hiç bir sözlük yazarımıza "yere çöp atmayın" uyarısını yapmayı gerek görmüyorum. çünkü adamın bir tanesi gelir " ben havaya atıyorum kendi düşüyor ehehe" diyebilir. bu durumda boynumuz kıldan ince.
reklamlarda karşımıza çıkan hadise. 5 yıl fakülte okuduktan sonra, kalabalığın ortasına geçer ve "Hey dostum ağzında bi ton bakteri var. öğğ iğrenç" der. diyalog şu şekilde de gerçekleşebilir.
-Layn Selami. gel la ağzına bi bakam temiz adamsın sen. (makine öter) ööğğ oğlum bu ne? %101 bakteri var.
+ama daha bu sabah dişlerimi fırçaladım.
-Kes lan yalancı. Makine hala allah'a yalvarıyo bak ötüyor hala. al canımı diyor. dün fırçalamışmış. daha halısını yeni silen kadın gibi ölü deri de çıkar burdan ööğğ..
+oğlum sen 5 yıl burda reklam filmi çekmek için mi okudun lan?
-Ben su ürünleri okuyorum 5 yıldır. bitiremedim okulu. ajansa kaydoldum. reklam filmi çekiyoruz. şimdi sana kolgehhyt*öneriyorum. sadece Remzi abilerin ordan alacaksın ama...
Bu kadar sevimsiz, inandırıcılıktan uzak reklam filmleri olmaz olsun.
kafayı pencereden uzatıp "hangi dallama acaba?" diye merak uyandıran arabadır. eğer mütevazi bir semtte oturuyorsanız veya mahalleniz sakin bir ortam ise arabadaki kişi mutlaka birileri tarafından sövülüyordur.
sil sil gitmeyen tozlardır. adamı rezil, rüsva ederler. şık giyindiğiniz halde kötü görünmenizi sağlarlar. pis tozlar, kötü tozlar, yaramaz tozlar. toplumdan dışlanması gerekir bu tozların.