Sarayda, güçlü, yakışıklı, zeki ve istidadlı gençler devlet adamı olarak yetiştirilirdi. Bunlara, Enderun’da, yani sarayın iç kısmında tahsil gördüğü için içoğlanı denirdi.
Sözler bir sezen aksu klasiği, yorum mustafa ceceli -ıslak imza. Dillere dolanan cinsten...
Bu benim sevdam sen olmasan bile
Gün geçmiyor ki adını yad etmeden
Eyvah demeden of demeden
Hiçbir şey beklemeden
Kimseyi koyamam yerine
Orası hep senin kalacak
O yara ıslak imza kalbimde
Sonuna kadar seninle atacak
Sevdim sana rağmen hiç vazgeçmedim
Bu hüzün bu mutluluk inan ki kusursuz bir bütün
Sen gel demeden sana gelmeden
Şikayetim yok, yük benim yüküm.
kahve makinesinin yanında eşantiyon olarak verilmesiyle keşfettiğim; tadı müthiş, köpüğü süper, telvesi harika ama reklam filmi bir o kadar kötü olan Türk Kahvesi markası. O kadar güzel bir tat ancak bu kadar kötü ve itici bir şekilde anlatılabilirdi...
(bkz: youtube cezbeli kahvenin reddedilen reklamı)
kötü bir olayın,[aslında gerçekleşmemiş olmasına rağmen], gerçekleştiği söylentisinin çıkması, [o olayın] gerçekleşmiş olmasından daha kötüdür manasında deyim.
--spoiler--
Cumhuriyet Halk Partisi, benim anladığım kadarıyla muhalefette olmasına rağmen kendi görüşlerine ram olan bir iktidar arzu ediyor.
-Acılı Günler 1960
--spoiler--
Türkiyedeki sol kesime göre şeriatçı, IŞiD e göre laik ilan edilmiş ; etrafı kanına susamış insanlarla dolu olan Türkiye Cumhuriyeti nin halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı.
Kendisine değer verilmemek, adı anılmamak anlamındaki deyim. Misal; “Sen babasının gönlünü ettikten sonra kızın esamesi mi okunur bre usta!” -O. Kemal.
Deyimin çıkış yeri de burasıdır heralde.. "yeniçeri ocağında künyelerin ve ulufelerin yazıldığı deftere esame adı verilirdi. bir yeniçerinin öldüğünde, kaçak olduğunda veya ocağa aykırı hareketler yaptığında esamesi okunmazdı. yani bir nevi kayıtı silindiğinden dolayı asker yerine konmaz ulufe alamaz ve hiç bir hak talep edemezdi. Artık yok sayılır yani kişi...
Kelime anlamı "gelir " ama, nereden gelir? mesela işçi kişinin ücreti de gelirdir ama buna ''elde edilen kazanç'' denmektedir. irat denen şey ise daha önceleri bir şekilde elde edilmiş kazançların getirdiklerini ifade etmeye çalışır. Kitabi tanımı; sermaye unsurunun iktisadi faaliyette yalniz basina kullanilmasi sonucu elde edilen gelir.
Bilmediği bir konuda, konunun uzmanı gibi yorumlarda bulunmak. Misal günümüzde "ergen" diye tabir edilen kesimin Siyaset, uluslararası ilişkiler, ülke yönetimi gibi konularda bir uzman gibi esip gürlemeleri...
Arapça "bahur" sözcüğünden gelirmiş buhur, yakıldığı zaman güzel koku veya kokulu duman çıkarıcı bitki, kök, tohum gibi maddelere verilen isimmiş. Türkçede tütsü dediğimiz şey. Osmanlıda özel buhur mutfakları varmış, bu konuda özel çalışmalar yapılırmış.
Sözümüzü kesebilirsiniz programında duyduğum, anlam olarak denge- fren sistemi olarak algıladığım ama kullanıldığı cümleye baktığımda ne alaka deyip araştırdığım söz.
--spoiler--
Yönetim içerisindeki hiç bir organın mutlak güce sahip olmadığŸı bir yönetim içerisindeki sınırlamalar sistemi (ör: ABD Kongresi Yüksek Mahkeme Yargıçlarını ve BaşŸkan'ın kabine üyelerini onaylar)
--spoiler--
amerikalılar yasama yürütme ve yargı ayrımına checks and balances derler"MiŞ"
Jargon, belli bir etkinlik, meslek veya grupla ilişkili olarak tanımlanmış bir terminolojidir. Misal sözlük yazarlarının kullanıdığı dil. Sözlükte yazar olmadan önce biri *edit yazınca öylece bakıyordum. Abi edit nedir yaa diye. Böyle bir şey işte jargonda.