akeri ve sosyal başarıların kısa boyla alakası olduğunu savunuluyor sanırım. eğer bu insanlar uzun boylu olsaydı bu başarıları elde edemeyecekti he mi? yoksa bu adamlar uzun boylu olsaydı sen böyle sallayamayacak mıydın acaba? ne diyor niye diyor belli değil.
vakti zamanında sevgili Platon'un demokrasiye saçmalık demesinin altında yatan düşünce. başta rahatsız etse de sonradan ne demek istediğini anlıyor insan. ancak ne yazık ki insanoğlu hala iyi bir yöntem geliştirebilmiş değil.
ilk defa zeytinli'ye giderken kullandım çok eğlenmdim. zaten festivale gidiyordu arabadaki herkes ne kadar sıkıntı olabilirdi ki diyorum ama hemen ardından festivalde gördüğüm bazı tipleri hatırlayıp vazgeçiyorum.
yaşanılan en büyük gerginlik buluşma noktasına gittiğinizde ya karşı taraf gelmezse gerginliği. bunu iki tarafta yaşıyor. selamlaşıp arabaya bindikten sonra geçiyor ama hemen ardından da sürücüyü kontol etmeye çalışıyor insan ister istemez. neyse ki o konulularda sıkıntı yaşamadım. onlardan bi kademe küçük gerginlik yolculuk sonrası yorum bekleme gerginliği. hala yapmadılarlar lan! ama telefonları var bırakmam peşini.
tamamen karşıya güvenmekle yürüyen bir sistem var ve profilinizdeki yorumlar sonraki yolculuklarda seçilmenizi kolaylaştırıyor. yorumlar bu sebeple önemli. o sebeple ne düşünüyorsanız yorum yapın arkadaşlar.
şahsen ben yolculukta bir sıkıntı yaşamadım hatta muhabbetten büyük keyif aldım umarım ilerde de böyle yolculuklara denk gelirim. denk gelirim diyorum çünkü ülkemizde şans işi olay. çünkü sistem uygulamayı sevmiyoruz, umursamaz ve saygısızız. sosyal göndermemi de yaptığıma göre devam edebiliriz.
sistem tamamen bilinmezlikle dolu değil. basit profil bilgileri var, foto vs. ayrıca daha önemli olarak telefon numaralarını alıyorsun insanların. yolculuk öncesinde bunu yakınlarınızla paylaşmakta fayda var. tamamen karşıya güven işi. umarım daha da güzelleşerek oturur sistem ve hep iyi insanlara denk gelip güzel yolculukar yaşayıp sevgi kelebeklerine dönüşürüz. hem sürücü hem yolcu için faydalı bir sistem. hakkını vermek lazım.
bitti ya la. kabaca bi anlatalım bakalım;
öncelikle yine olsa yine yaparım, müziğe gelecek olursak mixler bazen sıkıntılı oluduğu için sesler temiz gelmiyordu. festivalde soundcheck yapmak zor tabi. belki bu konuda en büyük sıkıntıyı redd yaşadı. ama kurtalan ekspres neydi öyle? babalar gibi çaldılar ve adamlar'ı seneye ana sahnede görebiliriz bence. seviyorum lan! ayrıca sırayla devam eden farklı iki sahne olayı benim hoşuma gitti arkadaşlar arasında da konuşup onayladık. sizi bilemem. ama bulutsuzluk özlemine çok büyük ayıp yapıldı keşke olmasaydı. 50 grup yerine 25 tane çıksaydı sahneye de güzel güzel dinleseydik iyice tadına varabilseydik daha güzel olurdu.
festival alanı yerleşim yerinin içinde olduğu ve rahatça dışarı çıkıp girilebildiği için bütün ihtiyaçlar bir şekilde halledilebiliyordu. o sebeple özellikle duş önlerindeki hayvani sıraların saçmalığını bana kimse açıklayamaz.. hadi tuvaletin gelince yürümek istemezsin bi nebze anlarım ama 2 dakika yürümemek için yarım saat güneşte beklemek? bilemedim. ama tabiki duş sayısı artsa tuvaletlere daha iyi bir çozüm getirilirse ve biz başka çözümler bulmak zorunda kalmasak daha iyi olur orda herkes hemfikir. çünkü dışarda başında adam olmayan tuvaletleri bile insanlar düzgün kullanıyordu.
zaten genel olarak profil iyiydi herkes bi muhabbet bi muhabbet yeni yeni bir sürü insanla tanışıyorsun eğleniyorsun. ki konserler başlayınca telefonla kimseye ulaşılamadığından her gün yeni insanlarla takılıyorsun gibi bir durum oldu. kayıp eşyalar da gün içinde kolayca bulunuyordu bizim gruptan 1 gözlük 1 cüzdan sıkıntısız geri alındı. sağolun lan.
yanlız çok kalabalıktık haa. pislik gibi her yere yayıldık. zaten alanda bi dünya dışarda ayrı bi dünya vardı. bence bazen dışarda içerdekinden çok insan oluyordu. bir köşede oturup insanlara baktım ama 15 dakika sonra başım ağrıdı kalabalıktan kargaşadan. tabiki saçma olan gruplamam şudur; ilk grup sürekli enerji tavan sürekli ekşın içindekiler, ikinciler nedense daha yanlız geriden takiptekiler, üçüncüler de daha kendi halinde ve kendi kafasında ordan oraya takılan tiplerdi. haa bir de unutmadan içerde "sandalyeliler" vardı. son 2 gün muhabbet ettik çok kafa adamlardı ama apayrı dünyaları var. birbirlerini tanıyıp kolluyorlar servisler ikramlar falan var. bir yere set çekip kimseyi geçirmek istemiyorlar falan çılgınlar lan. bir de bunları her engele rağmen ezerek geçmeye çalışanlar vardı iki grubun araları bozuk hafif bi gerginlik var. yok geçtin geçemedin. neyse kabul etmek lazım ki ilerleyen saatlerde bel ağrısı iyice arttığında biraz sandalyede oturup yaşadığın rahatlık inanılmaz. hatta biz de mi alsak diye düşünmedik değil hani.
yazı beklediğimden uzun oldu. umarım gelmemiş olanlarda bi fikir oluşturabilmişimdir. seneye görüşmek üzere siiiyuuuu. başta uzun olunca sonu da gereksiz oldu ama silmiciiim.
haaa bir de "hector"u kolundan tutup odtü'den zeytinliye getiren arkadaş/arkadaşlar arkanızdan tamlamalı falan çok kaliteli küfürler ettik topluca selamlar...
unutmuşum söylemeyi; yaşadığı kafaya hayran hayran baktığım insanlar da vardı evet ama keşke bazılarımız özgürlüğü alkol tüketmek sanmasalar. sizin yaşadığınız kafanın keyifle alakası yok arkadaşlar, herkese eziyetsiniz. çok mu sert oldu lan?
odanın salon olduğunun kanıtıdır. orta sehpa olmayan bir salon, salon değildir. ayrıca ayak serçe parmağını sürekli çarptığımız sehpa işte bu sehpadır.
bak evladım lisede bu cool tavrın ne kadar işe yaradığını bilemem ama üniversitede en önemli haftalardan biridir ilk hafta ve ilk gün de pek tabi önemlidir. çünkü dönem boyunca nasıl yaşayacağını ayarlayabileceğin zamandır. birinci sınıfta isen de oryantasyondur şudur budur hocalar hakkında fikir sahibi olabileceğin zamanlardır bir çoğu ilk ders kendinden ve işlerin nasıl yürüyeceğinden bahsettikten sonra sadece kafasındaki planları uygulamaya başalar.
neyse istersen ilk haftanın hakkını verip kalan haftalarda rahatına bakabilirsin. ben öyle yapıyorum.
hangisinin birinci geleceğini nerden biliyordunuz lan? ayrıca onu alsanız daha yavaş olanı birinci olur. böyle böyle hepsini almanız lazım. haaaa sorii anladım ben. adam kendini tatmin etmiş.
çok güzel bir gülümsemen var bence sen de samsunlusun, benim gibi.
neden senle samsunda elele dolaşmadık ki? samsunun sokakları şahit olurdu aşkımıza.
orta karadeniz aşkımı kucaklıyor, bense hafif yağmurda samsunu izliyorum.
yalan, yalan, sana yalan söyledim, ben aslında samsunlu değilim.
sistemin sevilen kuludur. aranan, istenilen bir tüketicidir. yaşadığı hayatta başarılı olduğunu düşünür. şahsen tebrik eder başarılarının devamını dilerim. ırk, dil, din, mezhep, burç belirten bir ayrım değildir sakin olalım. alışverişlerde ihtiyaç-istek ilişkisi hakkında basit bir eğitimle farklı bir insan olabilir.