yaraliyuz
144 (şirin baba)
sekizinci nesil silik 1 takipçi 4.80 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    uludağ sözlük

    9926.
  1. artık demir almak günü gelmişse zamandan,
    meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan,
    hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol,
    sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol,

    rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
    günlerce siyah ufka bakar, gözleri nemli,
    bîçâre gönüller, ne giden son gemidir bu,
    hicrânlı hayâtın ne de son mâtemidir bu,

    bir çok gidenin her biri memnûn ki yerinden,
    bir çok seneler geçti dönen yok seferinden.

    yahya kemal beyatlı
    3 ...
  2. bir orospuya sorulacak tek soru

    20.
  3. tüm insanlar bedenlerini satarak para kazanırken, neden sen orospu diğerleri emekçi oluyor?!
    4 ...
  4. saygıyı hakeden şakirt

    3.
  5. misyonerliği "tebliğ" kıvırmasıyla kamufle edip, sağda solda "herkes allaha inanacak lan !" dayatması içeren söylevler çekerek insanların iradesine müdahale edenler, inançlarının bir gereği olan "yayma" eylemini gerçekleştirmektedirler. islam dinini yaymakla yükümlü kılınan bu insanlardan hoşgörü beklemek ve bu insanların tehtitlerine karşı saygınızı yitirmemeye çalışmak oldukça zordur.

    islam dinini yaymaya çalışmadan yaşamayı seçenler, fanatik din tacirleri tarafından dinsizlikle bile suçlanmışlardır.

    saygı, aynı apartmanda yaşadığım ve islamı yaşamının her alanına yayarak ama benim alanıma yaymaya çalışmadan, ateist olduğumu bildiği halde, kandillerde kapımı çalıp helva getiren başörtülü komşuma gösterdiğim duygudur.

    aynı apartmanda, beni gördüğünde şeytan görmüş gibi davranıp yolunu değiştiren, arkamdan "allahsız piç" diyebilen türbanlı komşum olacak "şey" ancak "sensin piç !" duygusunu hak eder!
    4 ...
  6. i n f o r m a t i o n

    17.
  7. (#15162944)

    ezberi bozulmaya yüz tuttuğu için yazılarımı okumayı bıraktığını ilan eden "şey".

    aldığım tehtitlerin yanında eksilenmek de neymiş!

    not; tehtit edenler hıristiyan, musevi, budist, ateyiz ve anarşitlerdir; müslümanlıkla uzaktan yakından alakaları yoktur(!) müslüman kardeşler hoşgörüyle yoğrulmuş bir toplum özlemi çeken müminlerdir(!)

    ironi yaptım; yer misin?!
    7 ...
  8. letis

    42.
  9. (#15158940)

    bık bık bık bık yazarı.

    evet, madımak oteli'nin altına katliamdan sonra kebapçı açanlar da japon ateyizlerdi!

    hizbullah'la ilgili saçmalamalarına gelince;

    hizbullah; "allahın partisi" , "allah taraftarı".

    hizbullah (türkiye);

    4 Ocak günü Hizbullah davası sanıklarının TC yeni yasal düzenlemeleri (CMK’nın 102. maddesinin 31 Aralık 2010’da yürürlüğe girmesi) ile gerçekleşen tahliyeler, Türkiye’deki hukuk sistemi ile ilgili yeni bir tartışma yarattı. Bu arada 1990’lı yıllarda önce Irak sınırına yakın illerde, daha sonra istanbul-Mersin dâhil pek çok ilde adı sıkça duyulan Hizbullah örgütünün ne olduğu yeniden sorgulanmaya başlandı. Bu yazıda, Lübnan’da siyasi parti haline gelen Lübnan Hizbullah’ından ayrı ve “Hizbullah (Türkiye)” adı verilen örgüt hakkında bilgiler verilmeye çalışıldı.

    Hizbullah Örgütünün Ortaya Çıkışı

    1980’li yıllarda Diyarbakır’da Hüseyin Velioğlu’nun elebaşılığında “ilim” kitapevi, Fidan Güngör’ün başını çektiği “Menzil” kitapevi etrafında toplanan iki gruba yakın insanlar tarafından oluşturulan faaliyetler “Hizbullah” diye bilinen terör örgütünü ortaya çıkardı.

    Her ne kadar Lübnan’daki Hizbullah örgütü ile aynı adı paylaşıyor olsa da, aralarında herhangi bir bağlantı yoktur. Tek benzerlik ülkelerinde dini bir rejimi kurmak amacıdır. Ancak Lübnan’daki Hizbullah terör örgütü Şii inancına yönelik bir dini devlet yapısı oluşturmayı amaçlarken, Türkiye’deki Hizbullah örgütü Sünni bir devlet yapısını hedeflemektedir. Bu farklılığa rağmen örgüt, dünyadaki tüm islam hareketlerinin coğrafi ve kültürel özellikleri dışında benzer olduğunu söylemektedir.

    Örgütün ideolojisi, tıpkı iran’da olduğu gibi gerekirse şiddete dahi başvurarak Türkiye’deki laik rejimi yıkıp katı dini kuralların hâkim olduğu bir yönetimi kurabilmek çerçevesinde şekillenmiştir. ismail Beşikçi’nin 1987’de 2000’e Doğru dergisine dayanarak sürdüğü iddialara göre, Doğu ve Güneydoğu’daki Alevi ve Kürt yurttaşlar Müslüman Kardeşler örgütü tarafından iran’a götürülmekteydi. Gerekçesi ise bunlara iran’da askeri eğitim verilmesiydi ve Hizbullah bağlantısı aranmaktaydı.

    Örgüt, içerisindeki bölünme ve iç çekişme nedeniyle homojen bir yapı kazanamamıştır. Bu durum güçlenmesini bir süre olsun ertelemiştir. Örgüt içerisindeki bölünme 2 (iki) yönlü olmuş, bir grup şiddeti ve silahlı mücadeleyi desteklemiştir. Bu gruba “ilimciler” denilmiştir ve liderleri Hüseyin Velioğlu’dur. ikinci bir grup ise entelektüel bir yaklaşım sergilemiş ve silahlı mücadeleyi ilkel bir yol olarak kabul etmiş olan “Menzilciler”dir. Liderleri ise Fidan Güngör’dür. 400’ün üzerinde kişinin öldüğü bu iç çekişme, Menzilciler liderinin ölümü sonrasında ilimcilerin güç kazanmasıyla sona ermiştir.

    Hizbullah’ın Geçirdiği Aşamalar

    Hizbullah terör örgütü 2 (iki) önemli aşamadan geçmiştir:

    • 1979 – 1991 yılları arası örgütün ideolojisini oluşturması, örgüte katılması istenen kişilerle iletişime geçerek büyümesi dönemini oluşturur.

    • 1991 – 2000 yılları arasında ise örgüt mücadelesini sürdürmüştür.

    Örgütün ideolojisini hazırladığı, ön hazırlıklarını yaptığı ilk aşamasında Hizbullah’ın PKK kamplarında eğitim aldığı iddia edilmektedir. Ancak, zamanla Marksist/Leninist ideoloji üzerine kurulan PKK ile, dini değerlere önem veren ve dini rejimi destekleyen Hizbullah arasında anlaşmazlık olmuş ve 1990’lı yılların başında birbiri ile çatışmaya girmek zorunda kalmışlardır. Hizbullah terör örgütünün PKK ile çatışmaya girmesinin gerekçeleri arasında PKK’nın Müslümanları öldürdüğü, Ermenilerle işbirliği yaptığı ve komünizme hizmet ederek islam dünyasında bölücülük yaptığı iddiaları bulunmaktadır. Bu gerekçelerle Hizbullah özellikle Batman, Diyarbakır ve Van’da birçok PKK’lıyı öldürmüştür.

    17 Mayıs 1991’de, Şırnak’ın idil ilçesinde Hizbullah’ın önde gelen isimlerinden olduğu ileri sürülen bakkal Şerif Karaaslan’ın PKK tarafından evi basıldı. Kendisi bulunamayınca annesi ve babası öldürüldü. Bu tarihten sonra Hizbullah’ın da Diyarbakır, Batman, Mardin ve Şırnak illerinde PKK yandaşlarına karşı misillemede bulunduğu görüldü.

    Gene ismail Beşikçi’nin 1992 tarihli 2000’e Doğru dergisinin yayınlarına dayanan iddiasına göre, “Hizbullah, Çevik Kuvvet Merkezinde eğitilmekte” idi. Haberi yazan derginin Diyarbakır-Batman Muhabiri Halit Güngen, haberin yayınlanmasından iki gün sonra “faili meçhul” bir katliama uğramıştı.

    Hizbullah – PKK Çatışması

    Aynı bölgede PKK terör örgütünün de mevcudiyeti ve PKK’nın sindirmek maksadıyla yaptığı silahlı saldırılara cevap vermesi üzerine, özellikle 1991-1995 döneminde Hizbullah, kamuoyunun ve güvenlik güçlerinin gündemine oturdu. Bu dönemde Hizbullah-PKK çatışmasında 500 civarında PKK’lı, 200 civarında da Hizbullah militanın karşılıklı öldürüldüğü ileri sürülmektedir. Bu çatışmalar sürerken, MENZiL ve iLiM grubu arasında PKK ile çatışma konusunda fikir ayrılığı çıkmış, 1993’te iki grubun çatışması sonucu 50 civarında Hizbullahçı ölmüştür. Daha sonra örgütün Diyarbakır’ı terk ettiği görülmüştür. Örgütün arşivinin ele geçirilmesi ve başarılı operasyonların sürdürülmesi ile de Hizbullah büyük ölçüde hasar almıştır.

    Bu arada, 1993 yılı Mart ayında Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu’nun PKK ile bir anlaşmaya vardığı ve birbiri ile değil de hükümete karşı birlikte mücadeleye girişme kararı aldığı söylentiler arasındadır.

    Hem Türkiye’nin başına büyük sorun açan PKK terör örgütüne karşı giriştiği eylemler hem de Hizbullah terör örgütünün henüz tam olarak bilinememesi güvenlik güçlerinde Hizbullah örgütüne yönelik bir esnekliğe neden olduğu iddia edilmektedir. Ancak, tüm iddialara rağmen Hizbullah ile derin devlet arasında herhangi bir ilişkiyi belgeler delil yoktur. Bunun yanı sıra 8 Mart 2009 tarihli Ergenekon iddianamesinde Ergenekon ile Hizbullah arasında bağlantı olduğu ve yine aynı iddianame dâhilinde 2001 yılında Hizbullah terör örgütü militanları ile yapılan soruşturmalardan Türk Hizbullah’ının Türkiye, iran ve israil tarafından yönetildiği iddiaları da iddia edilmiştir. Ancak 1999 – 2000 yılları baskınlarında ele geçirilen Hizbullah’ın tüm belgelerinde bu iddiaların boşa çıkarıldığı söylenmektedir. Ancak, 1990’lı yılların ortalarında Batman valisinin getirttiği silahları örgütü kullanıyor olması iddiaları destekler niteliktedir.

    PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın yakalanması ile PKK’nın eylemlerinde azalma olmuş ve bu durum ülkenin doğu ve güneydoğu bölgelerinde güvenlik güçlerinin dikkatini Hizbullah’a çevirmesini sağlamıştır. 1999 yılında Diyarbakır’da düzenlenen operasyonlarda Hizbullah’a ait 20.000 sayfalık gizli belge ele geçirilmiştir, yapılan her bir operasyonda ele geçirilen bu belgeler, disketler örgütle mücadeleyi daha kolay hale getirmiştir. 2001 yılında PKK’nın sözde ateşkes ilan etmesi ise Hizbullah’a bu bölgede nefes alma imkânı bırakmamış ve Hizbullah örgüt üyeleri istanbul, izmir gibi ülkenin batı bölgelerindeki şehirlere yerleşmiştir.

    Örgütün sona ermesini, ya da en azından etkisizleştirilmesini sağlayacak en önemli baskın 17 Ocak 2000 tarihinde istanbul Beykoz’da bir eve düzenlenmek suretiyle gerçekleştirildi. Bu baskında örgüt lideri Velioğlu öldürülmüş ve örgütün iki önemli ismi olan Edip Gümüş ile Cemal Tutar yakalanmıştır. Bu baskında ele geçirilen belge, video gibi hukuki niteliği olan deliller güvenlik güçlerini örgütün Akdeniz bölge lideri Mehmet Emin Ekici’ye götürmüştür. Daha sonra ise örgütün askeri lideri Mahmut Demir yakalanmıştır.

    Öte yandan, Hizbullah’ın iran’la bağlantısı iddiaları da, 2000 yılı Mart ayında Hürriyet gazetesinde Hizbullah lideri Velioğlu’nun Tahran’da iran’lı yetkililerle birlikte çekilmiş fotoğraflarının yayınlanması ile ortaya çıktı.

    TBMM’de daha sonra “Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştırma Komisyonu” adıyla kurulan araştırma komisyonunun konuyla ilgili raporunda, “Hizbullah ve köy korucularının” da dâhil olduğu birçok cinayetin varlığına işaret edildi. Keza bu raporda TSK’nin “Hizbullah’ı Güneydoğu’daki eğitim kamplarına destek verdiği”nin belirtildiği de ileri sürüldü. Pek çok köy korucusu ile PKK üyesi olduğu ileri sürülenler ile “rakip aşiret üyeleri” de bu faili meçhul cinayetlere kurban gitmişlerdi.

    Hizbullah’ın ileri Sürdüğü Felsefe

    Örgüt, toplantılarını camilerde ve ev ortamlarında yapmaktaydı. Aynı zamanda Hizbullah örgütü dini kitapların satıldığı ve halka iletilmesi gereken mesajların yayıldığı kitapevleri açmıştır. Bu kitapevlerinde iran’dan ve diğer islami ülkelerden birçok kitap Türkçeye çevrilmiş ve örgüte taban oluşturması amacıyla bu çevirisi yapılmış olan kitaplar buralardan satılmıştır. Örgüt toplantılarını düzenlediği camilerde kontrolü ele geçirebilmek için kendisine karşı çıkan imamları da dâhil olmak üzere bazı dindar kişileri öldürmüştür, bu şekilde camiler Hizbullah örgütü için güvenli bir ortam olmuştur.

    Hizbullah’ın felsefesinde; “Kendilerinden olmayan Müslümanları kafir ve münafık etiketiyle ötekileştirme”, şiddetin sınırlarını aşan vahşete dayalı katliamlar yapma, bu hareketlerinde de meşru ve “din adına” olduğuna inanmışlık vardır. Dini kavramların ve öğretilerin istismarına yönelik bu Hizbullah ideolojisi “Frankeştayn ideoloji” olarak da adlandırılmaktadır.

    Örgütün düzenlediği eylemler ise kendi içinde benzerlik taşımaktadır. 1990’lı yılların ortalarında islam dinine uygun davranış sergilemeyen kurumlara, mekânlara saldırı düzenlemişlerdir. PKK yanlısı siyasi parti üyeleri ve Hizbullah’ı desteklemeyi reddeden dindarlar hedef alınmıştır. Hizbullah’a üye olanlarla yapılan mülakatlar ve özgeçmişleri incelendiğinde, Türkiye’nin güneydoğu illerinde PKK terör örgütünün baskı, yıldırma ve şiddet politikalarının etkisiyle pek çok insanın Hizbullah’a katıldığı ortaya çıkmıştır.

    1992 yılında Neve Şalom Sinagog’una saldırı düzenlenmiştir. Ülkenin batı bölgelerine gidildikçe zengin işadamlarına yönelik para sızdırma eylemleri ile düzenlenen suikastlarda artış gözlemlenmiştir. Zengin işadamlarından sızdırdıkları paranın yanı sıra, örgüt gasplarla da gelir elde etmiştir. 1999 yılı son altı ayı içerisinde diğer islam yanlısı gruplarla işbirliği içinde olan 200’den fazla sayıda Kürt işadamı örgüt tarafından kaçırılmıştır. Eylemlerde bir süre sessizlik yaşanması sonrasında 2003 yılında istanbul’da sinagog, HSBC Bank ve ingiliz Konsolosluğuna düzenlenen saldırılar ile Hizbullah örgütünün adı tekrar gündeme gelmiştir.

    Hizbullah ile ilgili Bazı Bilgiler

    Örgütün militan profilini ise ekonomik ve sosyal açıdan düşük gelirli ve işsiz kişiler oluşturmaktadır. 1999 yılı tahminlerine göre 4.000’i silahlı olmak üzere 25.000 civarında örgüt taraftarı olduğu düşünülmektedir. Örgüt üyelerinin 4’te 1’ni hiç eğitim almamış kişiler ile 4’te 3’ünü ortaokul mezunları oluşturmaktadır.

    Örgütün hiçbir yayınının olmaması, izini belli etmemesine neden olmuş ve keşfedilmesini zorlaştırmıştır. Ancak polis gücünün stratejik bir şeklide yavaş ve dikkatli bir şekilde Hizbullah örgütüne yönelik operasyonlar düzenlemesi sonucu örgüt 2002 yıllarının sonuna doğru sona erdirilmiştir. Örgütün sona erdirilmesinde sadece polis gücü çalışmış ve polis, askeri güç ve MiT arasında koordinasyon bozukluğu yaşanmamıştır. Hizbullah’ın sona erdirilmesinde dikkat edilmesi gereken önemli bir husustur bu konu. Türk polis gücünün başarılı operasyonlarının ardındaki etkenler şöyle sıralanmaktadır:

    • Atılacak her bir adım büyük bir gizlilik içerisinde yapılmıştır,

    • 8 Aydan daha fazla bir süre hiçbir kimse tutuklanmamıştır,

    • Son büyük operasyon beklenmiş ve hatalı adım atılması engellenmiştir,

    • Diyanet işleri ile işbirliği içerisinde olunmuş, din görevlileri eğitilmiştir,

    • Terör örgütü ile mücadelede “Hizbullah” sözcüğü kullanılmamıştır,

    • inançlı kimselerin tepkisinin çekilmemesi için hiçbir camiye yönelik operasyon düzenlenmemiştir.

    Hizbullah, PKK dışında da terör faaliyetlerini sürdürdü. Türkiye ilk kez Hizbullah tarafından uygulanan “Domuz bağı” vahşetini Hizbullah’la öğrendi. 1990’lı yılların sonlarında, 2000’li yılların başlarında ağzı bantlanan, elleri arkalarında ayaklarıyla birlikte bağlanarak canlı canlı gömülen insanların faillerinin Hizbullah olduğu anlaşıldı. Bu maksatla başta istanbul olmak üzere, birçok kentte yapılan polis baskınları sonucunda yakalanan zanlılar için Savcılık çeşitli hapis cezaları talebinde bulundu. Ancak, 188 cinayetten sorumlu tutulan Hizbullah terör örgütünün ana davası, 15 sanıklı olarak 10 Temmuz 2000’de Diyarbakır DGM’de başladı, DGM’lerin kapatılmasıyla sivil mahkemeler intikal etti. Mahkeme, 57. duruşma sonunda 30 Aralık 2009’da 16 sanığa müebbet hapis cezası verdi. Gerekçeli kararı Mart 2010’da tamamlanarak Yargıtay’a gönderilen kararla ilgili olarak Yargıtay Başsavcılığı cezaların onanmasını istedi. Ancak Yargıtay 9. Ceza Dairesi 9 ay boyunca dosyayı görüşmedi. 31 Aralık 2010’da, tutukluluk süresini azami 10 yılla sınırlayan yasanın yürürlüğe girdiği için de, Hizbullah dosyası da bekleyen diğer 179 dosyayı geçen sürede sonuca bağlayamayınca, Hizbullah davasının zanlıları yasa gereği tahliye edildi.

    Sonuç

    Hizbullah örgütünün yargı süreci ile ilgili bu gelişmeler üzerine, örgütün sona erdiğini söyleyebilmek mümkün değildir. Muhtemelen bu gelişmeyi yeniden bir çıkış için kullanmak isteyecek örgütün, yasal ve güvenlikle ilgili ilave önlemler alınmadığı takdirde, gelecekte faaliyetlerini artırarak devam ettirmesi muhtemel olarak değerlendirilmektedir.

    Doç. Dr. Celalettin Yavuz.
    3 ...
  10. letis

    41.
  11. (#15153421)
    bu konuda beni ve buradaki insanları biraz aydınlatması gereken şey.
    bu ülkede geyrimüslimlere başka hangi dine mensup insanlar eziyet etti, ediyor?!
    örnekleri ve belgeleriyle alalım.

    öyle havada asılı duran, moda kelimelerle (liseli) süslenmiş laflar sallayarak ancak kendi kuşağının o pırıl pırıl yıkanmış beyinlerinde yankılanacak anlamsız uğultular yaratırsın!

    arkana aldığın üç-beş çapulcunun gazıyla altından kalkamayacağın laflar etmemelisin. ben lisede okurken, bu ülkede kimse kimsenin dinini sorgulamıyordu; o kadar eskiyim yani. bu ülkede kimi soysuzların, araplardan devşirme biat kültürünün yarattığı "çıkar için bağlılık" felsefesini benimsemiş olmaları yeterince mide bulandırıcıdır. bunun üstüne bir de, her türlü ayrımcılığı körükleyip, ardından kenara çekilerek türlü türlü baskı ve şiddet yöntemleriyle insanları sindirmeye çalışanların dinleri hakkında hedef şaşırtman da iğrençliğin daniskası!

    evet,

    sivasta 37 insanı yakanlar hıristiyandı!

    o insanlar yanarken omuzunda çocuğuyla seyredenler hinduydu!

    ramazan ayında oruç tutmadığı için insanları linç etmeye kalkışanlar yahudiydi!

    sırtına allah dövmesi yaptırdığı için tgrt televizyonu tarafından hedef gösterilen
    ve ertesi gün öldürülen oğuz atak'ı öldürenler ve gün boyu o barmeni hedef gösteren şerefsiz medya sünepeleri budistti!

    sayısız cinayet, tehtid, adam kaçırma eylemlerine imza atan hizbullah bir pastafarian terör örgütüydü!

    daha fazlası da var; zaten biliyorsun!
    bunları ve buraya yazmaya gücümün ve vicdanımın yetmediği sayısız olayı, bu insanların hangi dinden ilham alarak gerçekleştirdiğini belirtmen gerekmekte.
    bu konuda söyleyecek lafın yoksa da, haddini bilip sonsuza kadar kapat çeneni!
    5 ...
  12. ulu ya atanmayı bekleyen hacı hoca tayfası

    1.
  13. ateistlerle uğraşmaktan bitap düşmüş ulema tayfasının üstündeki yükü biraz olsun hafifletecek atamalardır.

    zall efendinin, meb'nı örnek alarak, yükselen trendleri yakalamak adına, bu ticarethaneyi taze kan hacı-hoca tayfasıyla doldurmasını sabırsızlıkla bekliyoruz.

    hadi koçum!
    3 ...
  14. letis

    38.
  15. (#15141739)

    kutsalıma hakaret türküsünü dilinden düşürmeye niyeti olmayan şey.

    senin kutsal saydığın kitabının basım aşamasında yapılan teknik hatalardan bile bahsetsem tepkin "kutsalıma hakeret var yaee" olacak. iyisi mi sus! sana mı kaldı bana doğru yolu göstermek! bu ne büyük bir kibir!
    kutsalını oku, hidayete er. misyonerliği, dayatmayı tebliğ ile kamufle etmen de yakışmış sana. incil'i "tebliğ" eden (bkz: zirve yayınevi katliamı) insanların boğazını kesen zihniyet benden saygı beklemekte!
    5 ...
  16. öldüğünde yakılmak isteyen zihniyet

    0.
  17. öldüğünde bile din tacirlerinin zokalarını yutmuş embesillerce rahat bırakılmayan insanların oluşturduğu, kimilerinin; "bir türlü anlam veremiyoruz" çapsızlığıyla eleştirdikleri zihniyettir.

    sizin anlam vermeniz gerekmiyor. anlam, sizin tekelinizde değil.
    anladınız mı?!
    tabi ki hayır!
    14 ...
  18. allah yok din yalan için hapis cezası istenmesi

    97.
  19. (bkz: #15031000)

    dünün suskun sünepeleri, bu gününün sünepe mücahitleri olmuşlar.

    asın lan bizi!
    sizinle aynı havayı solumak bile insanlık suçudur!
    3 ...
  20. allah yok din yalan davası savcısı

    5.
  21. ateistlerin, "allah var din herşey" diyenlere dava açabileceğini gösteren savcıdır.
    6 ...
  22. letis

    37.
  23. (#15141509)

    inanmayanlara kendi inancını dayatıp sonra da "size ne kardeşim; nasıl olsa inanmıyorsunuz" diye saçmalayabilen yazar.
    yani diyor ki aslında; "ben inancım gereği her türlü saçmalayabilir, birilerini yaftalayabilir, birilerine inancımı dayatabilirim; ama o birileri bunları eleştirirse, bunlara karşı gelirse kutsalıma saldırdığı için cezalandırılmayı haketmiştir !"
    hadi ordan seksi!
    saçmalama kapasitesinin okuduğu kutsal kitaplarla doğru orantılı olduğunu düşünüyorum.
    5 ...
  24. türk ateisti

    26.
  25. zorlama, yanlış ve aptalca bir tamlamadır. cahil, kırk yılda bir düşünmeye kalkarsa ancak saçmalıklar üretir.
    3 ...
  26. cehenneme gitmek

    9.
  27. müslümanların dertleri

    1.
  28. ateistlerle değil, kendi içlerindeki mezheplerle, cemaatlerle, paramparça olmuş ahlaklarıyla, satılmış inançlarıyla ortaya saçılan dertlerdir.
    allahları ıslah etsin!
    8 ...
  29. artık çamaşır makineleri var beş çocuk bile olur

    15.
  30. dindar nesil için bu kadar kriter bile fazla. bir adet kapatılmış kadın, bir adet çamaşır makinası, bir adet din-dar erkek; veee din-dar çocuklar!

    sen git mis gibi çocukları terörist diye as; sonra da bu adamı başbakan yap.

    bu millete müstehak olan başbakanın ibret dolu sözleridir.
    8 ...
  31. uludağ sözlük

    9791.
  32. din savaşları başlığını fransa da din savaşları başlığına yönlendirecek kadar köylü kurnazı modlara ve yetkililere sahip sözlüktür.

    --spoiler--
    Din savaşları, farklı dini görüşlerin çıkar çakışmaları yüzünden çıkan savaşlardır. Bir dine mensup grubun diğer dinden olan insanları bastırmayı amaçlaması veya kendi dinini yaymak istemesi savaşların genel nedenidir. islam fetihleri, Fransız Din Savaşları, Haçlı Seferleri, Reconquista tarihte görülen din savaşlarına örnektir.

    Augustinus, Haklı Savaş teorisi'ni Hristiyanlık içinde tanımlayan ve din savaşları kavramının temelini oluşturan ilk kişidir. 7. yüzyılda ortaya çıkan cihad ve gaza kavramı da islamiyet'te din savaşları için kullanılan kavramlardır.

    Alan Axelrod ve Charles Phillips'in hazırlamış olduğu Savaş Ansiklopedisi'nde yer alan 1763 savaşın %7'lik kısmı yani 123'ü din savaşlarıdır. Bu 123 savaşın 66'sı islamiyet ve Hristiyanlık arasındadır.
    --spoiler--

    edit; ve köylü kurnazı yazarlara sahip sözlüktür.
    3 ...
  33. insanların inançsızlıklarına saldırmayalım

    16777215.
  34. karşılığı olmayan bir istektir.

    tüm dinler, yapıları gereği yayılmak ve ele geçirmek üzerine inşa edilmişlerdir. belli bir inanç sisteminin o sisteme inanmayanları rahat bırakabileceğini düşünmek çok fazla iyimserlik içerir. gerçek değildir!
    4 ...
  35. insanların inançlarına saldırmayalım

    11.
  36. iktidarın icraatlarıyla yarattığı din despotizmi rüzgarını arkasına alan, insanları yakan dinci yobazları alkışlayan, "şeriat isteriz" diye böğüren, durduk yerde misyonerlik damarları kişneyerek sözlük köşelerinde allahlık yapanların serzenişidir!

    beni yoketmeye çalışan bir zihiniyeti sessiz sedasız izleyecek kadar korkak ve omurgasız değilim!
    2 ...
  37. pırlantada ötv nin kaldırılmasının planlanması

    12.
  38. iktidara yakın birilerinin pırlanta işine el atacağının ıspatıdır.

    (bkz: kemal unakıtan / #3983177).

    bakıcaz...
    2 ...
  39. ateistler olmasaydı olacaklar

    2.
  40. müslümanlara göre cehennem bomboş kalırdı. topu cennete gidecek ya.

    bu insanların artık şu pişkinlikleri mide bulandırmaya başladı;
    "herhangi bir müslümanın yaptıkları tüm müslümanları bağlamaz!"

    hadi ya?! aynı kaynaktan (kur'an ı kerim) beslenen insanların azımsanmayacak kadar büyük bir bölümünün o aynı kaynağı bu kadar çarpıtarak yaşamaya ve yaymaya çalışmalarına gıkını bile çıkarmayan, sağda solda allahlığa soyunup fetva verenlerin ağızlarının payını vermektense sus-pus izlemelerinin tek bir nedeni var; ılımlı islam yalanını tüm insanlığa yutturmak! islam dahil hiç bir din rica etmez; emreder! karşımıza geçip islam aleminin çatır çatır hayvan boğazladığı bir ritüeli "aslında islam'da yok böyle bir şey yea!" diyerek sürüyle çarpıklıktan kendilerini sıyırmaya çalışmaları da ayrıca mide bulandırıcı. inandığınız aynı allahsa ve onun emirleri kesinlikle değiştirilemez ve yorumlanamaz ise; bu hükümler üzerinde bu kadar değşiklik yaparak birer gelenek haline getirilmiş onlarca ritüel ve saçmalığı bu kadar çok insanın uyguluyor ve yaşıyor olması cahillikten başka bir şey değildir! ya okuduklarını anlmamımışlardır; ya da gerçekten birilerini kandırmaya çalışmaktadırlar islamın asıl yüzünü örterek. iran'da eşcinseller asılırken; buradaki müslümanların hala eşcinselliği bir hastalık olarak algılamaları ve dayatmaları nasıl bir çelişkidir?! eşcinsellerin hasta oldukları kabul edilirse; bir insanın hasta olduğu için aşağılanması ya da öldürülmesi hangi insanlık kitabında yazabilir ve hangi insan buna sesini çıkarmadan, saklandığı köşelerde namaz kılarak hidayete ereceği saçmalığına inanabilir?!
    bu nasıl bir ikiyüzlülüktür?!

    sivasta insanları katleden insanlar ellerinde incil ve haç taşımıyorlardı; ellerinde kur'an ve dillerinde "allahu ekber" böğürtüleriyle yaktılar insanları. bunun hesabı dururken "ateistler olmasaydı olacaklar" gibi saçma sapan öngörülerde bulunan ve bu öngörüyü saçma sapan çıkarımlara bağlayan zevat şunu bilmelidir; mışıl mışıl, huşu içinde uyumanıza sesimiz çıkmayabilir; ama bizim de uyumamızı istemeniz ve bunun için misyonerlik yapmanız acınası bir durumda olduğunuzun ıspatıdır. benim inançsızlığımın cezası kitabınızda yazmaktadır. o kitabı sizler yazmadı iseniz çenenizi kapatıp allahınızın işine burunlarınızı sokmaktan vazgeçin artık!

    ateistlerin seslerini yükseltmesinin tek bir nedeni vardır; hangi dine mensup olursa olsun, inanların bu kişisel yaşam formunu başkalarına dayatmak istemeleridir. neden camiye gitmiyorsun diye sormalarıdır; neden oruç tutmuyorsun diye sormalarıdır; pazar günü kilisede neden yoktun diye sormalarıdır; neden başın açık diye sormalarıdır; neden inanmıyorsun diye sormalarıdır.

    bir ateist olarak yokluğumun neyi değiştireceğini bilmiyorum; belki de hiçbir şeyi değiştirmeyecektir; tek başıma varlığımın çok büyük faydaları olduğunu düşünecek kadar önemsemiyorum kendi varlığımı; ama dinler olmadığında neler olacağı ortadadır; insanlar bir yaratıcının vaadettiği ödül ya da cezalar olmadan, kendi irade ve içselleştirdikleri yaşamla daha iyi bireyler olacaklardır. en azından, iyi insan, her türlü pisliği yapıp camiiye giderken görüldüğünde aklanıp paklanma şartlı refleksinden kurtularak tarif edilebilir.
    4 ...
  41. zall ın sözlük yazarlarına küfretmesi

    13.
  42. yalakaların" yarabbi şükür" nidalarıyla karşıladıkları yasin hayal özentiliği.
    2 ...
  43. uludağ sözlük ten soğuma nedenleri

    2848.
  44. uludağ sözlüğün sözlük falan olmaması.
    5 ...
  45. peygamberler de devrimcidir

    5.
  46. gaipten gelen fısıltılar.

    dadaistler bile bu kadar saçmalamayı başaramamışlardır!
    2 ...
  47. hz muhammed in hayatının seçmeli ders olması

    50.
  48. uludağ sözlük manevi değerlere saygı kampanyası

    6.
  49. çoğunluk faşizminin saygı beklentisi ağlaklığıdır.

    azınlığı saygısız, duyarsız ve yazdıklarını çöp olarak değerlediren bir düşüncenin ürünü bu kampanyayı bırak desteklemeyi, lanetliyorum!
    3 ...
  50. bir müslümana rönesans ı anlatmak

    6.
  51. göte giren şemsiyeyi açmaya çalışmak kadar boş bir çabadır.
    sanatın her dalını, yaratıcılık sözkonusu olduğu için allaha şirk koşmak olarak algılayan, kabe denen putun etrafında tapınarak dönüp, şeytan denen insan yapısı bir nesneyi taşlayıp sonra da heykellere "put" diye tüküren bu zihniyetin içlerindeki çelişkiler onlar için yeterince azap vericidir. üstlerine gitmemek lazım.
    3 ...
  52. helal olmayan karı kızın elini öpmek zinadır

    5.
  53. kendinden bile tahrik olan zihniyetin zırvasıdır.

    - kendini parmaklamak caiz midir hocam?!
    + abdestliysen caizdir mümin kardeşim!

    yala o parmağı da tadına bak insanlığının!
    3 ...
  54. asılacak ateistin son sözü

    4.
  55. yazara küfreden sözlük yetkilisi

    15.
  56. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük