diye devam ettirebileceğim başlık. (bkz: ben bu şarkıyı mühendise yazdım)
yapmayın sanki mühendisler yalnızmış gibi.kimse onları sevmiyormuş gibi.öyle çapkınlar ki aman yarabbim.
düşündükten sonra gelen edit :
bir de şu taraftan bakarsak. mükemmel sevgilimdi. cidden romantikti başlarda. genelleme yaptım.utandım sonra düşününce. (bkz: yiğidi öldür hakkını yeme)
biliyorsun, seni kimler aldı, tutsak, kaçak ile dinlenirse insanda anason ihtiyacına sebebiyet veren şarkıdır. olası yan etkileri: fazla dinlenirse gün içinde ruhunuzu griye boyayabilir.
aşk... benim için gerçekten üç harfe saklanmış bir his. üç harfe... aşık oldum. bir defa aşık oldum sadece. o kadar zaman her yanına giderken içimde bir heyecan vardı. onda eksikmiş bir şeyler sonradan anladım. zaten hep aldatmış. ama deli aşık oldum. affetmemek gerekirdi. ama onu öyle iyi tanıyorum sandım ki affettim. yine sözler verdi. ben zaten onun aşkından dünya hiç dönmedi dese inanacak durumda. şimdi başkasıyla. görüyorum benden sonraki kız arkadaşları da mutsuz. terk etmiş hepsini. yazık ya ne bileyim. tuhaf işte aşk denen şey. gelmesin ama sevmene de karışmasın istiyorsun. mümkünse onu görme istiyorsun. kaçıyorsun kendi içine. aşk öyle bir şeymiş ki... evde "senden nefret ediyorum " diye ağlarken ondan kalan tshirt ü koklamakmış aynı zamanda. her haliyle sevmekmiş. cesaret edip ya beraber ya hiç demekmiş. dedim. egodan nefret eden insanken onun egosuna karışmamakmış. yaptım. başka şeye böyle tutulsaydım o konuda alim olurdum bu istekle. beni sevmeyen adamı aşık ederdim belki de. zaman geçsin istiyorum sözlük. kimse onun göğsünde uyumasın istiyorum benden sonra. benim ona söylediğim şarkıları başkasına söylemesin istiyorum. o ne yapıyor? gitti. bize ait her şeyi tüccar gibi herkese dağıttı. e buna rağmen benim içimde yanan şey de ne böyle?
--spoiler--
Gittin.şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana.
Başlangıçta doğruydu belki. Sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki
gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök salan ,
benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin.
Ve hala bilmiyordun sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
Bütün kazananlar gibi
Terk ettin
--spoiler--
(bkz: murathan mungan- yalnız bir opera) şiirin tamamı anlatır bizi belki de. gerçekten de neredeyse yaz başıydı gittiğinde. 2 sevgiliden sonra döndü. döndü de yarımdı artık. bize ait olanları başkalarına dağıtmaktan. yazık değil mi onları da bıraktı. o kızlar da şimdi birileriyle görüşüyor biliyorum. olan bana oldu yani. çünkü bir bende özeldi böylesine. ben yalnızım şimdi. birinin bana olacak ilgisinden korkan. içinde biri varken nasıl mutlu olayım ki başkasıyla. aşk olmayacağını bile bile beklemek. dönmesin diye diye beklemek. bir kaç heves uğruna bizi parçaladı. ben heves demedim onlara. o dedi. ben de hevestim belki uzun soluklu olanlardan.
aşk var ya aşk... tekrar gideceğini bile bile gitmeyeceğine inandırmakmış kendini. bir daha aşk gelir mi bilmem. bu kadar kırıklıktan sonra gelse de ben şüpheyle yaklaşırım ki.
eren 4 yaşındadır. koltukta yatıp televizyon izlemektedir. annesiyle arasında geçen diyalog aynen şöyle.
a: eren git yatağına yat, uyu artık bak saat on oldu.
e: on o kadar geçse sen yat.
a: eren kızdırma beni. ben de yatacağım artık.
e: tamam sen yat işte.
a: sen yatınca ben de yatacağım. sen yatmadan olmaz.
e: anne gelsene bir.
a: ne oldu oğlum?
e: gel gel.
( anne kalkar eren' in yanına gider. eren karnını açar.)
e: bak bakayım karnıma.
a: bir şey yok oğlum karnında.
e: bak bak. iyi bak.
a: oğlum yok bir şey baktım işte.
e: iyice baktın evet. (karnını kapatır.) benim karnımla senin karnın yapışık değilmiş değil mi? ben yatmadan da yatabilirsin sanırım.
a: ...
her bünye bunu başaramaz. çok doğal bir şeydir. bana göre engeli olmayan bir insana aşık olmaktan bir farkı yoktur. yeter ki düşüncesi, kalbi engelli olmasın. ön yargı ile yaklaşanlara diyeceğim de var. aşık olduğunuz kişi kaza geçirse ve engelli olsa bunun sonucunda bırakıp gidecek misiniz? giden vardır evet. keza sevgilisi kilo aldığı için veya zayıfladığı için terk edenler bile var. işte o zaman önce kalbinizdeki engele bakın derim.
sakın insanlara güvenme. aşk diye bir şey yok sadece durumların getirdiği psikoloji var. sonra sen onu aşk sanıyorsun yapma. vaatlere kanma. bir insandan ilk gördüğünde hoşlanmıyorsan uzak dur. hislerinde hiç yanılmayacaksın hatta hislerini ön yargı sanıp o insanlara yakın olduğun için pişman olacaksın. o öyle biri değil deme kimse için. polyanna gibi o da insan her insan hata yapar deme saf. kimse sevmiyorsa vardır bir bildikleri sana mı kaldı yalnızın desteği olmak. ayağa kalkınca önce senden kopuyorlar bunu daha kaç defa göreceksin. erdem her yerde işe yaramıyor. çirkefleş arada bir. gitarı bırakma sakın. o lanet olası sigaraya da başlama işte güzelim sesine yazık. hiç bir şeye körü körüne bağlanma. ama ben seni biliyorum sen bunların hiç birini dinlemeyeceksin. kafanın dikine gideceksin. inatçı akrep seni. yıllar sonra pişman olacaksın.
denizi araladım geçtim bir aşktan. attım kum torbalarımı döktüm yaprakları.
bakıp içine ayılamayıp anlayamıyorum.
derimin altında başarılı ayrılık notları yazılmış, çöpe atılmış intihar mektupları.
bitti. zor oldu ama bitti. yapamadım benim başka bir kalbi. bedenin zayıftı, kalbin güçlüydü belki. haritası ama çok silikti.
soktum neşteri göğsüme inanmaya halim kalmadı diye bitti.
korkma bilirim acıyı tedaviyi, imkansızlığın kekremsi tadını.
ben kesilene kadar yüzdüm ama görünmeyince karan bıraktım kendimi.
battım bir taş gibi.
yanmıştı , çizilmişti ama seyrettim ağlayarak sabredip çok sevdiğim bir filmi.
artık yalnız senin için üzülüyorum.
bitti.
zor oldu ama bitti.
benim de zaten hiç gücüm yok.
yüzüm yok. hiç umudum yok.
ama bil ki farklı bir hayaldi.
işkenceydi bazen. bazen çok güzeldi.
ama anlıyorum sesinden
kurtulmuşsun sen.
nokta konmuş, bitmiş
en güzel hikayem
(bkz: en güzel hikayem)
Dengesizlik. Ne istediğini bilmeme halidir.
--spoiler--
(bkz: Mevlana Celaleddin Rumi)
Bir insan bilmiyorsa ne istediğini, hem seni ziyan eder hem kendini. Dibini görmediğin suya dalmadığın gibi, emin olmadığın sevgiye de teslim etme kendini.
--spoiler--
(bkz: Echo)
--spoiler--
Echo eşsiz güzellikte bir peridir. Fakat aşıklarına ilgi göstermez. Bir gün Narkissos adlı avcıyı görür ve ona aşık olur. Fakat Narkissos bu aşka karşılık vermez. Echo üzüntüsünden günden güne erir. Bedeni kayalıklara sesi ise dağlara dağılır. Yankılara eko denmesinin nedeni budur. Echo ölünce tanrılar Narkissos' u cezalandırmaya karar verirler. Narkissos bir gün susar ve su içmek için göle eğilir. sudaki aksini görüp kendine aşık olur. Eğildiği yerden kendine bakmaktan bir türlü doğrulamaz. Ve orada ölür. Bedeninden kalanlar nergis çiçeğine dönüşür.
--spoiler--
içinde bulunduğum, derin sandığım durumun basit sözlerle olağan olduğunu hatırlatan şarkı. Ama insan yine de defter açık kalmasın anlatarak kapansın istiyor.
içinde bulunduğum durumdur. Şikayetçiyim. Ama yapılacak bir şey yok. Şimdiye kadar tek çocuk olduğumu söylediğim her ortamda öğrenenlerin tek çocukla ilgili ön yargıları yıkılmıştır. Beni böyle yetiştirdikleri için aileme teşekkür borçluyum. Fakat yadsınamaz bir gerçek vardır ki tek olmak zordur. Yalnızlığı daha bir içinizde hissedersiniz. Hep kardeş istediğimi dile getirmişimdir. Hatta 6 7 yaşlarımda geceleri küçük kağıtlara bu isteğimi yazar yastığımın altına koyardım. Sabah uyanınca da kağıt orada duruyor mu diye bakardım. 8 9 yaşındayken arkadaşlarım kardeşlerini de alıp gelirlerdi. Beraber oynardık. Buruk kalırdım onların yanında. Güzel yanları var tabi ki. Ailenize yakışır şekilde davranmak istiyorsunuz ve böylece hata yapmaktan kaçınıyorsunuz. Herkes ister bunu ama tek olunca doğru da yanlış da göze ayrı görünür. Başarılarınızda ayrı bir gurur taşırsınız. Bu gurur ailenizi mutlu ettiğiniz için... Ama hata yaptıysanız size kimse kızmasa bile uyku uyuyamazsınız.
insanın alıştığı zaman mazoşistleşerek daha fazlasını istediği durum. Ne kadar büyük heyecan ve mutlulukla terk ederseniz onu, yalnızlığa döndüğünüzde ona daha sıkı bağlanırsınız. Kapısı hep açıktır. Sarar sizi. Bir süre sonra içinde bulunduğunuz ruh hali ile alay etmenizi sağlayarak güçlendirir. Hiç geri çevirmez sizi ama şefkatli bir kucağı yoktur. Acımasızdır. Siz bir faresinizdir bazen onun gözünde. Oynar sizinle. Gitmek isterseniz dur demez ama o gidişin bedelini ağır ödetir. Bazen günlere, aylara, yıllara bedeldir. Bazen de bir yastıkla eşdeğerdir.
Hayatım boyunca başkaları yapınca yadırgadığım şeyi yapıyorum. Benden sonraki sevgililerinin onun hakkında "Beni nasıl unuttu?" diye yakındıklarını öğrenince içimde tuhaf bir his oluyor. Hem üzülüyorum o kızlar için hem de bir o kadar zevk alıyorum bu durumdan. Zevk almam hoş mu? Hiç değil. Son olmak zorunda mıyım? Hayır. Ama kıskanıyor insan bir buçuk yılını verdiği adamı. Demek ki neymiş yadırgamayacakmış insan. Başına gelirmiş.
