bir ülkede birileri hala düşünce suçundan yargılanıyorsa, dindarlığından ötürü hor görülüyorsa, gericilik-irticacılık kelimeleri dindar insanları kastediyorsa, dinci-aşırı dinci şeklinde kelimelerin üretilip topluma mal edilmeye çabası varsa, özgür düşünce ve hür iradeyle ifade etmek suç teşkil ediyorsa, var olduğunu söyleyebileceğimiz önermedir.
muhtemelen olmayacak olandır. zira para kapitalistleri her zaman daha çok sevmiştir. varsayalım ki çıkmıştır. olsundur. ne yapılacağı bellidir. komunist diğer arkadaşlar arasında pay edilecektir. olayın çözümü bu kadar basittir.
bir kere uzmanlık isteyen bir iştir. daha önce denemiş olmanız başarı şansınıza ciddi etki eder. işin aslı korkmamaktır. korkmassan ani hareket yapmassın onun en büyük avantajını yok edersin. çünkü sen ona göre jurassic parktaki ejderhalar boyutundasındır ve hareket kabiliyetin ona göre çok çok yavaştır. hem muhammet ali bile ne demiş sinek gibi uçar arı gibi sokarım. neyse biz konuyu dağıtmayalım efem...
kapandıkça kapanır.açılmak istemez.kapısını çalmasınlar, sormasınlar halini hatrını, herkes unutsun beni, annem bile gülsün eğlensin, hayat aksın bir ben kalayım dingin, dingin ve kelek halidir. kelek evet kelek, olmamışım ben eksik kalmışım, ruhumun bir parçası eksik olamıyorum diğerleri gibi ya çok iyiyim ya çok kötü.ama tek bir şey biliyorum ki yalnızım evet yalnız.
kimse gelmeyecek benim cenazeme.adı sanı bilinmeyen bir yere gömüverecekler beni.kabrimde bile yalnız olacağım.ziyarete gelen hiçkimse olayacak.ebediyyen yalnız kalacağım.dünya öbür tarafta ben bu tarafta.hiç buluşamayacağız ortada.
muhtemelen kış günü de çarşaf giyen insan kişisidir.
kış günü de yaz günü de pantolon giyen bayan kişisi kadar doğaldır.
çarşaf giyen biriyle tanışma fırsatım olmadığından koklayamadım.deterjanına bağlı.ama genel olarak deterjanların hepsi güzel kokar.ha belki yumuşatıcı da koymuştur yıkarken kim bilir.güzel kokma ihtimali kokmama ihtimali kadardır. kirlenmişse yıkar zaten.o da insan hayvan değil ya denilesidir.
çarşafı içinden gelerek giymiştir belki.öyle yaşamak istemiştir.onun hayatıdır.'sana ne'dir.belki öyledir belki öyle değildir.
aşık olduğunda içinde tut sakın açılma platonik takıl ki içinde kalsındır.**** açılırsan aklın karışır, gönlün kırılır, imajın bozulur, fiyakan sarsılır.yapma be güzel kardeşim konuşturma şu yorgun adamı denilesi denilesi denilesidir.
şu naçiz bedende hoş bir sada bırakmaktı bütün amacı.
insandı şansına bu sefer.
sondan bir önceki reenkarnesinde maymundu.
şimdi düşünüyordu da ne kadar da aptalca geliyordu yaptıkları.oradan oraya atlıyordu, muzu seviyordu taparcasına, muza ulaşabilmek için kırık bir dala bile tutunabilirdi düşeceğini bile bile.çocuk yapıyordu ve sorumluluğu da yoktu şimdiki gibi.ne okul ne eğitim ne de ahlak gereksinimi vardı.herşey olağan gelişiyordu.maymun olmanın zevkini çıkarıyordu.onun için tek önemli olan hayatta kalabilmekti.yemek, yatacak bir yer, çocuk yapacak bir dişi olması yeterliydi.fazlasına gerek yok diyemiyordu çünkü fazlası olamazdı.o bir maymundu.olabilecek ve olan bütün gereksinimleri bunlardan ibaretti.
oysa ki bu kez şansına insandı.
çok sorumlulukları vardı.eskisi gibi olamazdı.yemek, yatacak bir yer ve çocuk yapacak bir dişi olması yeterli değildi.artık düşünmek de zorundaydı.herşey değişiyordu.ayak uydurmalıydı.işine, eşine ve aşına sahip çıkmalıydı.çocuklarına eğitim vermek zorundaydı.bütün bunları yapması için saksıyı çalıştırması gerecekti ki en zorlandığı bölüm de buydu.düşünmemişti daha önce düşünmeye gereksinim duymamıştı ki hiç.
düşündü.ben insanım dedi.artık bir maymundan daha fazlasına sahibim ve ona göre yaşamalıyım dedi.bir inancı olması gerektiğine karar verdi.bir şeye inanmaya başladı.şimdi kendini daha iyi hissetmeye başlamıştı.artık bir maymundan farklı hissediyordu.daha çok insan gibi.ama önündeki hayat bundan ibaret değildi.yapması gerekn bir sürü şey vardı.bir ömür boyu çalıştı didindi yaptı etti yıktı kurdu.
en sonunda bıktı.
düşündü de maymunken daha rahattı.
bu kadar çalışması gerekmiyordu. ''yok'' diyordu. onun için hiçbir şey yoktu.kendisi vardı sadece.yiyip içip yatıp kalkıp arada bir de çocuk yapıyordu.
şanssızdı bu kez reenkarnesinde.
hayıflandı ama elinden birşey gelmezdi.
durup etrafına baktı kendisi çok çalışmıştı.ama çalışmayanlar da vardı.maymun günlerindeki gibi yaşayan.mutlu oldu.kendisi de öyle yaşamaya karar verdi.
artık yeniden maymundu.
dışı insan içi maymundu.
huzur buldu.
yaşadı öldü gitti.
yeni reenkarnesinde...
düşünecek bir beyni olsun istemiyordu artık.
düşünmek hiç istemiyordu.
kendisi vardı başka birşey yoktu nasılsa.
kendine inanıyor başka da bir şeye inanmak istemiyordu.
en kolayı buydu.
en rahatı da buydu.
yeniden mi reenkarne?
kim bilir bu kez hangi bedende doğacaktı?
kendisi de bilmiyordu.
ama tek bir isteği vardı insan olacak kadar şanslı olmamaktı.
çünkü insan-maymun olarak yaşamak zordu maymun olmaya göre.
ancak bir annenin ağzından döküldüğünde bir anlam kazanabilir.onlar bizim zor durumda kalmamızı istemezler.onları sevdiğimizi göstermek bir sarılış bir dokunuş bir anne diye seslenmedir.hediyenin bunlar yanında sözü bile edilemez.onlar için en büyük hediye kendimizizdir zaten.*
şeytan melekler sınıfına dahil değildir.kendisi cin taifesindendir.ateşten yaratılmıştır.bu özelliğinden ötürüdür ki topraktan yaratılan adem'e secde etmek istememiştir.kendisine bir ayrıcalık olarak tanımladığı ateşten yaratılmış olması kendisini ebediyyen ateşe mahkum etmiştir.ateş ateşi yakar mı dediğinizi duyar gibiyim.kinayelidir.olabilitesinden şüphe duyulmayacak olandır.duy da göreyim öbür tarafta denilesidir.unutma ki sen ateşten de yaratılmadın.hadi onun bir şansı olabilir ama senin neyine başkaldırmak göt hoşafı denilesidir.