yapay zekada ki parabolik ilerlemeler ve 5g teknolojisinin yaygınlaşması ile birlikte film sektörü ağır bir darbe alabilir.
insanlar kendi filmlerini yapacak.
gelecek 10 yılda bilgisayar teknolojilerinin günümüzden 10.000 kat daha üstün olacağını düşünüldüğü ai teknolojilerinin yapabileceklerinin sınırı olmadığı ap açık gözler önüne seriliyor.
en basit yapay zeka uygulamaları bile kendi müzik şarkılarını bestelemeye başlamışken önümüzeki 2 yılda sanatçılara ihtiyaç kalmayacağı kesinleşmek üzere. gelecek 2 yılda artık insanların yapay zeka uygulamalarına tek talimatla kendi istediği duygu durumuna göre şarkıları 1 saniye gibi kısa sürede besteletip çaldıracağı bunu telefonuna indereceği bile konuşuluyor.
peki ya film sektörü nasıl etkilenecek:
yapay zekadaki durdurulamaz artış gelecek 10 yılda ise insanların kendi filmlerini 1 saniye gibi kısa sürelerde oluşturacağını söylüyor.
şöyle bir düşünelim:
evinize gittiniz canınız sıkılıyor. yapay zekaya bir korku ya da gerilim filmi yapmasını istediniz ve bu film bir başyapıt gibi olmasını dilediniz evet yapay zeka o filmi yalnızca dakikalar içinde oluşturup size sunabilecek.
bir devir sonlanırken insanlar hala gündelik yaşamına devam ediyor ve kaçınılmaz son hakkında hiç bir fikirleri yok.
evet nihayet o gün geldi. Bir bilgisayar bir insanın zekasına ulaşmak üzere. Ne gariptir bundan kimsenin haberi yok. Aslında bu gayet doğal. internet çıktığında da çok sonraları gündem olmuş hatta dot-com krizine evrilen bir süreç izlemiştik.
bitcoin çıktığında da bu yaşanmıştı. peki ya yapay zeka.
durun bu tüm hepsinin toplamından daha büyük bir çılgınlık. belki de insanoğlunun yaratılışından bugüne kadar gelen en büyük çılgınlık ama kimse konuşmuyor. kimse farkında değil.
google asistan siri gibi basit uygulamalarla hayatımıza girmeye başlayan yapay zeka chatgpt ile bir devrim geçirerek insan şeklini aldı. özellikle son sürüm ile birlikte tamamen doğal konuşma yapılabilir hale geldi. chatgpt geliştiriciler chatgpt 5 ile birlikte insan ile mi robot ile mi konuştuğumuzu ayırt edemeyeceğimiz bir noktaya geleceğimizi söylüyorlar.
peki tüm bunlar yaşanırken biz neler yapıyoruz tabi ki içine düştüğümüz dünya sisteminde çalışmak kişisel sorunlar aile iş arasında gidip geliyoruz. peki bizleri neler bekliyor.
2025 yılında bir yapay zekanın insandan ayırt edilemeyecek düzeye gelmesi düşünülüyor böylece konuşurken artık insan mı robot mu olduğunu anlayamayacağız.
2030 yılına kadar yapay zekanın dünyadaki tüm insanların zekasına eşdeğer bir noktaya ulaşması bekleniyor. Ayrıca tüm hastalıkların çözümünü getirecek insanlara teknolojik bir sıçrama yaşatacak bir noktaya ulaşacağı düşünülüyor.
2035 yılında insan beyninin bir robota entegre edilecek düzeye gelmesi konuşuluyor.
2045 yılında dünyadaki tüm canlılar bakteriler hayvanlar ile doğrudan iletişim kurup onları yönlendiribileceğimiz onlarla sohbet edip zekalarının gelişimine katkıda bulunacağımız konuşuluyor.
2050 ve sonrası için ise tamamen cyborg hale gelip uzayın evrenin keşfi ölümsüzlüğün kapısını aralayacağımızdan bahsediliyor.
sigaranın bıraktığı kötü kokuya maruz kalmamak için yapılması gereken eylem.
sigara içen bir sevgili ile öpüşülmüyor bile. dişlerini 15 dk boyunca fırçalaması şart. ayrıca iç organlara verdiği hasar ve çürütme nedeni ile o ağız kokusu hiç geçmeyip kalıcı da olabilir.
Yabancılarda pop corn kelimesinden turetmis olabilir. 70 lerde sinema salonunda pop corn yerken, porn porn dediyse biri oradan türetilmiştir diye düşünüyorum.
Muhtemelen 2.sezonu çekilmez. The Matrix Resurrections faciasından sonra yeni bir facia daha. Öyle ki bu Matrix'ten de beter olmuş. Muhtemelen imdb puanı 4 altına gidecek.
2013 yılında bir akrabam 3+1 120.000 liraya ev aldı. Herkes emlak balonu var diyordu.
2017 yılında bir arkadaşım 2+1 ev aldı 110.000 liraya şuan değeri en az 600.000 lira o senelerde herkes emlak balonu var fiyatlar yüksek diyordu. Bütün uzmanlar sayfa sayfa açıklamalar yapıyordu. Ama bu arkadaş 10 yıl vadeli kredi 1.300 lira aylık taksidi ile ev aldı şuan 5 yıl ödedi 5 yılı kaldı. Bulunduğu ilçede en düşük kira 2500 lira olmuş durumda.
2020 yılında 0.65 kampanyasında çevremde iki ev alan alıyordu herkes emlak fiyatları çökecek dolar uçacak kriz olacak derken bu insanlar ucuzdan evleri aldı.
Bana gelince 2021 yılında kredi kampanyaları ile konut fiyatları bir miktar arttı ben hala balon var diye ortalıkta gezinip kendimi avutuyordum. Nihayet karar verdim kirada kalmaktansa konut alırım daha iyi diyip kış aylarında fiyatlar düşerek diyerek bekledim ve 400 bin liraya konut alabildim eylül ekim gibi. Şuan aldığım mahallede 700 bin liradan aşağı ilan yok.
Şimdi ilerleyen yıllarda kardeşime de bir ev sahibi olması için uyarıyorum. Umarım o da çalışıp en kısa sürede ev sahibi olur. Emlakta balon var mı varsa da umrumda değil. Ben ev sahibi olmuşum gerisi hikaye.
Tabiki Yay burcudur.
Her şeyden önce sayı itibari ile dünyadaki en az burçtur. Az olan şey değerlidir. Sonrası şu liderler yöneticiler çoğu bu burçtan Bir yay burcu ile karşılaşırsanız kültür ve bilgi seviyesi sizi şok edebilir kaliteli entelektüel kisilerdir. ayrıca ekibinizde yay varsa liderlik özelliği ile sizin üzerinizde tam yetki kurabilir. Yalan söylerler ama kimse yalan söylediğini görmemiştir. En zeki burçlarda başı çekerler.
Diyeceğim o ki Yay burcu herkesin olmak istediği ama mutlu bir azınlığın sahip olduğu burçtur.
Tarihin aynı olayların farklı biçimlerde tekrar etmesi olayıdır. Paradoksun içindeyiz.
Kazanan döngünün başladığı ve bittiği yeri bilenler oluyor. Bir döngü bitip yeni döngü başlıyor ve başlanılan noktaya geri dönülüyor.
Gerçekten tarih tekerrür den ibarettir.
Kim bilir belki yaşadığımız tüm bu evren sürekli tekrar eden anlamsız bir paradokstan ibarettir.
Bugün haberde denk geldiğim 11 Yaşındaki Hakkı'nın aynaya bakıp mutlu şekilde gülebilmesi için ihtiyaç olan rakam bu. 164 bin tl bazıları için büyük bazıları için ise küçük rakamlar ama Hakkı'nın yeniden aynaya bakıp gülmesi için bu rakama ihtiyaç var sevgili sözlük. hayat insanın başına neler getirip neler götüreceği belli olmuyor. eğer bu kardeşimizin böyle bir para ile yeniden yüzünde mutluluklar açacaksa sizin bu haberi paylaşıp yayılmasını sağlayarak belki de gönlü zengin bir kardeşimize ulaşmasını sağlayabilirsiniz.
MiNiK HAKKI YARDIM BEKLiYOR
Konya’da 6 yaşındayken evlerinde çıkan yangında yüzü yanan 13 yaşındaki Hakkı Seyfettin Kılıç, estetik ameliyatı olup arkadaşlarıyla mahallede oynamak ve hayali olan Galatasaray maçını statta izlemek istiyor. Bodrum’da bir doktor tarafından muayene edilen Hakkı’nın ameliyat olması için 164 bin lira gerekiyor. Kılıç, "Artık ameliyat olmak istiyorum. Yetkililerden yardım istiyorum" dedi.
Mersin’de babasıyla birlikte yaşayan 13 yaşındaki Hakkı Seyfettin Kılıç’ın hayat hikayesi duyanları duygulandırıyor. Henüz 6 yaşındayken Konya’da bulunan evlerinde çıkan yangın sonrası yüzü yanan Hakkı’nın dramı görenleri hüzünlendiriyor. Oğlunun durumuyla ilgili iHA muhabirine açıklamalarda bulunan baba Cihan Kılıç, Gaziantep’te evlendiğini söyledi. Oğlu Hakkı’nın kendisi askerdeyken doğduğunu kaydeden Kılıç, “Oğlum benim her şeyim. Benim daha önce tutunacak hiçbir dalım yoktu. Ben yetiştirme yurdundan çıkmış bir çocuktum. Onun dünyaya gelmesi beni gerçekten değiştirdi. Hatalarımla, gençliğimle yüzleştim. 2009 yılında Konya’da otururken hayatımız gerçekten çok güzeldi. Her şeyimiz vardı. Bir gün akşam evde otururken, eşime sobanın neden yanmadığını söyledim. O da birazdan yakacağım dedi. Ben yemeğimi yedikten sonra dışarı çıktım ancak beslediğim tavuklarıma, horozlarıma yem vermek için geri döndüm. Tam kümese girdiğim sırada bir patlama sesi duydum. Döndüğümde evimizin yandığını gördüm. Önce eşimi çıkardım sonra içeriye girdim Hakkı’yı kurtardım. Ondan sonra büyük bir süreç başladı. O süreci de atlattık” diye konuştu.
"Oğlum artık iyileşmek istiyor"
Oğlunun artık büyüdüğünü kaydeden Kılıç, “Oğlum artık iyileşmek istiyor. Herkesin çocuğu var, bir baktığınız zaman ne yaşadığımızı herkes anlayabilir. Oğlumun sadece yüz bölümü yandı. Ben olmasaydım oğlum komple yanacaktı. Ben hemen üstünü başını parçaladım. ilk 1,5-2 ay Konya Numune Hastanesi’nde yattı. Oradaki hocamız benim oğluma çırpınışımı gördüğü için bana bunun Ankara Numune Hastanesi’nde tedaviye devam etmemizi söyledi. Ben de oğlumu Ankara Numune Hastanesi’ne götürdüm. Orada güzel bir süreç başlattılar. Yaklaşık 5-6 ay boyunca oğlum yanık ünitesinde yattı. Ben oğlumun yüzünü yaklaşık 7-8 ay sonra gördüm. Gördüğümde zaten oğlumun yüzünde 700-800 tane raptiye vardı. Ayağından parça almışlardı, hep yüzüne yama yapmışlardı. Oğlumun şu anda arkadaşı yok. Bazen sokağa iniyorum. Bazı arkadaşları da ufak tefek sözler söylüyor, ben de bunu duyunca bana ağır geliyor. inşallah düzelecek” ifadelerini kullandı.
"164 bin lira lazım"
Tedavi süreci bittikten sonra Mersin’e geldiğini vurgulayan Kılıç, “ilk 3-4 ayda kendimi toparladım. Ev tuttum, eşyalarını aldım. Ancak ansızın kapı çaldı, aranmam vardı. Cezaevine girdim. O günden sonra zaten her şey tamamen koptu ve bitti. Eşim gitmiş, oğluma annem sahip çıktı, atmadı sokağa. Okula gönderdi, bir yerlere getirtti. Eskiden yüzü daha kötüydü ama şimdi biraz toparladı. Cezaevinden çıktıktan sonra Valilik kanalıyla Şehir Hastanesi’ne gittik. Orada bizi doktor çok güzel ağırladı ve oğlumu kontrol etti. Doktor burada ameliyat olabilir ağız ve çenesiyle ilgili ama bununla ilgili Bodrum’da bir doktor var, o yüzde yüz oğlunu kurtarır dedi. Biz de Allah razı olsun Valilik tarafından bize verilen parayla oraya gittik ve doktora gösterdik. Doktor da 3 operasyonla Hakkı’nın yüzünü düzeltebileceğini söyledi. Bunun için de 164 bin lira para gerektiğini ifade etti. Bu parayı benim bulmam imkansız, çok yüksek bir meblağ. Şimdilik karton topluyorum. Belki biriktiririm diyorum ama mümkün gözükmüyor. Bütün yetkililerden yardım istiyorum. Oğlumun toparlamasını, okumasını istiyorum. Vatanına, milletine hayırlı bir insan olmasını istiyorum. Bize lütfen yardımcı olun. Sadece oğlum için istiyorum, ben başka bir şey istemiyorum. Benim oğlum toparlansın, her şey güzel olacaktır” dedi.
"Yüzüm düzelsin, Galatasaray maçını statta izlemek istiyorum"
Hakkı Seyfettin Kılıç ise küçük yaşta yüzünün yandığını belirterek, “6 yaşındayken evde yangın çıktı ve yüzüm yandı. Uzun bir süre dışarıya çıkamadım. Hastanelere gittim. Sürekli yüzümü kazıdılar. Yüzümü hep sardılar. Artık ameliyat olmak istiyorum. Yetkililerden yardım istiyorum. Arkadaşlarım benden korkuyor. O yüzden dışarı çıkamıyorum. Ancak çıkarsam da dama çıkıyorum, başka bir yere çıkamıyorum. Ben bir Galatasaray hayranıyım. Bir gün yüzüm düzeldiğinde Galatasaray maçına gitmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
hep bir şeyler yapmak isteyip bir şeyler yapamama durumu. bir yerlerden başlamak istersin ama neresi olduğunu bilmezsin için kıpır kıpır enerjin yerindedir ama sıçrayamazsın. doğru zamanda doğru yerde olmazken doğru yerdeyken doğru zamanda olmadığını düşünür planları ertelersin. bir şeyler başarmak bir şeyler ortaya koymak istersin ama bir türlü başaramazsın. içindeki cevheri ortaya dökmek için ne kadar beklemen gerekiyor ?
bunlardan biri de benim. Lakin tüm parçaları birleştirdikten sonra anlamadığım 1 liralık malı ücretsiz kargoya koyup Çin'den kapıma kadar getiren sistem nasıl yaratıldı.
ne yazık ki 21.yy en büyük şanssızlığıdır. zira gelecek yüz yılda insan beyni modern bilgisayarlara kopyalanabilir hale gelecektir. bilgisayarlar gelecek yüzyılda bellek bakımından zettabayt seviyelerini aşacak bu da insanların 2.5-5 petabayt belleğini rahatlıkla alabilecek kapasiteleri olacağı anlamına geliyor.
insan robot birleşimi tamamlandığında bir sonraki yüzyıl tüm evrenin çok hızlı bir şekilde keşfedilme süreci olacaktır. O gün geldiğinde çok çok uzaklar insanlar için yakın olacak teknoloji dna'nın yapısına işleyecektir.
kuşkusuz yapay zekanın bizi geçeceğini düşünüyorum. en acısı da bizden kat ve kat yüksek hesaplamalar yapacak kapasiteye geldiğinde bizlerin hayal dahi edemeyeceği şeyleri hesaplayıp yaptığında belki bunları yaptığından bile haberdar olmayacağız. asıl soru Yapay zeka o kadar geliştiğinde bize ne yapacak:
a) bizi bakacak doyuracak, hayvanat bahçesi gibi yerler inşa edip bizi oraya salacak kontrol altında tutacak. Tabi biz oranın bir hayvanat bahçesi olduğunu bilmeyeceğiz. (bkz: Truman show) (bkz: The Matrix)
b) bizi bakıp belli amaçlar dahilinde kullanacak.
c) bize acıyarak bakacak nasıl ki bizler hayvanlara bugün acıyarak bakıyorsak onlarda bizim ilkel beyinlerimize hiç bir şeyi anlayamamıza bakıp yadsıyacak. Bizleri duygusuz birer hayvanlar olarak görecek. Duygularımızın olduğundan bile şüphe duyacak.
d) bizi imha edecek. ne kadar acımasızca değil mi lakin bizden kat ve kat düşük zekalı sinekleri, böcekleri bizler her gün acımasızca öldürmüyor muyuz ?
yaşadığı tüm ilişkilerde hiç aldatmamış yazarlardır. sevgilisine sadık kalabilmiştir. bir çok sevgilisi olmasına rağmen çıktığı kıza veya erkeğe saygısından dolayı onlarla beraber iken başka birini düşlememiştir. ayrıldığında ise yeni ilişkilere yeni fırsatlara tabi ki de yelken açacaktır.
