Keny arkana la rage ı 2011 yılında yazdı. Fransa için gençlerin isyan bayrağını çektiği o yılın ardından emperyalist sarkozy yerine sosyalist François hollande fransa da cumhurbaşkanı oldu sadece 1 yıl sonra halk, tepkisini doğru düzgün koyarak yönetimi değiştirdi. Bununla da kalmadı. Sosyalist hollande hareketinden istediğini alamayan halk, Partilerüstü bir adayı cumhurbaşkanı yaparak özgürlükçü Emanuel macron u başa getirdi. Şimdi keny arkana daha duygusal şarkılar yapıyor * . Peki ya biz? 2013 te gençlerin başlattığı bir eylem olan gezi eylemi tamamen sürü psikolojisiyle toplumda yer edinmek amacıyla orada olan yüzlerce genci barındırıyordu. Önü alınamadı, kutuplaşma arttı. Bunun sebebi de Gezi olaylarının bir kitleye direkt olarak saldırmasiydi. Onurlu bir hareketin nasıl kirlendiğini(kirletildigini) hep beraber görmüş olduk. Bu olayın peşinde gelen yıllarda gençlerin popüler olanı destekleme sevdası birileri tarafından farkedildi ve bütün gençlik vatan millet sakarya mottosuyla uyutuldu. Torpil atılınca korkup kaçan çocuklar, sosyal medyada asker kesildi. Ancak savaşın hicbir zaman çözüm olmadığını düşünen olmadi. Once iç huzurun sağlanması gerektiğini de düşünen olmadi. Çünkü Türk milletinin yumuşak karnı dış tehditler ve bunu çok iyi biliyorlar. Sürekli hedef değiştirildi ve insanlar oklarını belli kişi veya gruplara çevirdiler(hem de eşi benzeri olmayan bir birlik ve beraberlikle!) Daha sonra gerilen sinirler için ortaya müthiş bir aktör çıktı. Muharrem ince. Muharrem ince seven, kucaklayan ve değiştirme potansiyeli olan bir insandı. Gençlik bu sefer onun etrafında toplandı. O popüler oldu. Fakat ince, secimde bir şekilde mağlup edilince gençlik tekrar umudu olmayan aynı zamanda çözüm üretmeyen bir yapıya dönüş yaptı. Kimse çözüm için birşeyler yapmıyor herkes kendine bir aktör arıyor. Önümüzdeki günlerde ne olur bilinmez ama merak ettiğim bir şey var. Neden fransa da la rage etkisini çabucak gösterdi de Türkiye de hala insanlar kendine sığınak arıyor?
Biraz daha yakından bakılması gereken karsilastirmadir. Lunaparklar insanların iç dünyalarını dışa vurmak için en uygun yerlerdir. Tüfekle ördek vururuz, ucube aynalarinda birbirimize bakıp dalga geçeriz ve arabalara binip kontrolsüzce birbirimize çarparız. Konu eğlenmekten ziyade iç dünyamızdaki ilkel duyguları tatmin etmektir. Buna benzer bir örnek de fast food restoranlarında çatal bıçak kullanmadan elle yemek yemektir. Sistem bizi sürekli kontrol eder ve bu tip yollarla tasmamızı gevşeterek bilinçaltımızı aslında her şey son derece normalmiş gibi kandırmaktan çekinmez.
avrupada buluşup seks yapmak için kullanılan fakat bizim türk kızlarının hayallerindeki erkeği arama uğruna indirdikleri uygulamadır. sikildiğinizle kalacaksınız.
düşüncesi ne olursa olsun saygı duyulması gereken şeydir dava adamlığı.. kiminin gözünün önüne deniz gezmişi, kimininkine ahmet kayayı kimininkine muhsin yazıcıoğlunu getirir. kolay değildir dava adamı olmak. çile ister, ruh ister her şeyden çok kararlılık ister azim ister. geleceği için vazgeçmiştir yaşantısından dava adamı. bir parça umut için yaşamdır onunki. mustafa kemali anadoluya getiren, deniz gezmişi fransaya sürükleyen duygudur dava adamlığı.. velhasıl kelam ülkenin ve dünyanın geleceği için hayatından fedakarlık eden bu adamların karşısında saygıyla eğiliyorum. fikirlerine katılsam da katılmasam da..
edit: (#37688662) bu entry söylenen şeylere cevap olmuştur umarım tam ben yazacaktım
3 yıldır 4 farklı hesapla içinde bulunduğum uludağ sözlüğün bozulmuş kısmıdır. gay eskort sevgili swinger muhabbetlerinin sık sık dönmesi nedeniyle inci sözlüğün yaşadığı büyük bozulmanın farklı bir versiyonunu bana gördürmüştür. işbu duruma acilen müdahale şarttır.
youtube da rast geldiğim ve kafam güzelken dinlemeye başladığım bir ingilizce rap şarkısı. Yapan gencin de üniversite öğrencisi bir Türk olması beni etkilediği için burada paylaşma gereği hissettim.
