uzun bir zaman sözlüğe uğrayamamış olup bugün girildiğinde üzülerek görülen durumdur. bizim sözlük hala bekaret, penis, apış arası denklemini çözmekle uğraşmaktadır.
sınavdaki skandallar dışında yaşanılan son haksızlıktır. sınav boşuna tekrarlandı, belli ki balık kavağa da çıksa öğretmen olunamayacaktı. senelerce çabala, bir aptal sınav için yeniden matematik öğren, hayatını altüst et, en iyi netleri çıkar; aynı netlerle 2009'da 80-85 puan alanlar sıralamada önüne geçsin. bu nasıl bir anlayıştır ki çarpanları, standart sapmaları arasında uçurumlar olan iki sınav sonucu da tercihlerde geçerli olabiliyor? madem iki sınavda aynı tercihte kullanılacaksa neden bu yılın çarpanları 2009dan kat kat düşük bu nasıl iştir. çıkarılabilecek tek sonuç şu: demek ki bu yıl boku bokuna sınav için, hemde iki kere harap olmuşuz. zaten sözleşmeliler kadroya geçirilip yeni personel aldık diye göz boyanacakmış. yazıklar olsun!!! yazıklar olsun ki bu ülkede uğradığımız haksızlıkların ne başı ne sonudur...
eşşek gibi anırırcasına duygularını haykıran bu erkeğin en kötü huyu inadım inat götüm iki kanat olmasıdır. yükseleni katır ise bu erkek partnerine hayvanlı porno tadı veren bi cinsellik yaşatacaktır. severse eşşek gibi kadınının her nazını çeker ama gerçek bir aşk yaşamıyorsa katır gibi tepebilir. pastırma sucuk gibi et ürünlerini sevmezler.
kırk elli yaşına gelmiş, gayet sıradan evine ailesine bağlı hiç ummadığınız tiplerdir. "erkeğin ölüsü bile 31 çeker mezarda ziyaretçileri rontgenler" özlü sözünü türk kültürüne kazandırmama sebep olan durumlardandır.
dizi delisi yazarlarımızın, dizi başlıklarına binlerce entry girmesinden ve sol framede dizileri sıra sıra dizmesinden varılan kanıdır. annemi, teyzemi geçtiniz be ayrılın tv başından.
bu da yeni burçlarımızdandır. memlekete, millete ve zodyak teyzemgillere hayırlı uğurlu olsun. (bkz: ben yaptım olacak)
balık burcuna benzesede duygusallık açısından oldukça uzaktır. tamamen gerçekçi ve adından da anlaşılacagı gibi elle tutulur gözle görülürcüdür. tohumlar fidana, fidanlar ağaca dönmeli yurdumda felsefesini taşır. büyüyünce adam olacaktır, geleceği parlaktır.
fütursuzca satınalırlar. en büyük yatırım anlayışlarıdır. mağaza mağaza fiyatları bilirler. salak bi çanta ya da ayakkabı üzerine saatlerce dedikodu yapabilirler.
genç yaşta birden bire içinize düşüveren histir. yolda gördüğününüz yaşlı amcaları, teyzeleri görünce hep bu his doğuverir içinize. belki de çok uzun senelerin olması, bilinmezliktir bunun nedeni.**
gerçek bir olaydır:
65 yaşındaki teyze Kayseri'de belediyenin açmış olduğu bir kursa gitmektedir ve belediye tarafından öğrenci kimlik kartı verilmiştir. bu teyze kurstan dönerken dolmuşa biner:
-bir öğrenci al evladım.
dolmuş şoförünün cevabı
*anaokulu mu teyze?
bu cevap üzerine teyzenin ruh hali (bkz: göt olmak)
peştemalin altından sarkar. hamamın sıcaklığı ve neminden maksimum sarkma seviyesine ulşmıştır. genelde ihtiyar amcalarda görülür. kötü görüntüsüne rağmen bir tarih yatar orda.
kardeşi kardeşe kırdıran dış güçlerdir. onlar için tek önemli olan şey bölge kontrolü, petrol (enerji), ve paradır. allah korkuları yoktur. çok iyi seviyede psikolojik harekat yaparlar. medyayı çok iyi kullanırlar. zamana göre gündemi değiştirerek arka plandan sinsice işlerini yürütürler. dış güçler ve para bokuna anasını bile satacak olan bazı şirketler olarak ikiye ayrılırlar. karışıklık yaratarak, konserve, silah, mayın, mayın dedektörü, iha, vb. satışlarından elde edecekleri kar analarının namusundan bile daha önemlidir. çünkü anneleri bunları doğurmamıştır. sıçmıştır. çeşitli şekillerde kandırdıkları yurdum insanının kanı hiç uğruna dökülürken. bu piçlerin aile ve yakın akrabalarında şehit yoktur.
lafa vulva kısmıyla başlayıp, klitorisle devam eden ve hymanla noktyı koyan, vajina kadar esnek olamayan, hayatında cinsellikten, milletin cinsel organından, kızlığından, orospuluğundan, amından götünden başka uğraşı olmayan kıt akıllı bazı yazarlardır.
9 ekim 2010da gerçekleştirilmiş yürüyüştür. bu nedenle van'da esnaflar işyerlerini kapatmışlardır. yollarda panzerler, akrep, polis grupları ile alınmış güvenlik önlemleri, bu durumun ön habercisi olmuştur. yorum yapmak istemiyorum ama, kepenk indiren esnafın ve o bölgede dün gerçekleşen bu olaya şahitlik eden insanların yüz ifadesi, o tedirginlik, o bezmişlik yorumluyor zaten olanı biteni.
--spoiler--
Van'da terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın Suriye'den çıkarılışının 12
Van'da terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan'ın Suriye'den çıkarılışının 12. yıl dönümü nedeniyle düzenlenen yürüyüşe katılan milletvekili Özdal Üçer, "Öcalan'ın bugünden itibaren serbest bir yaşama kavuşturulması talebini dile getirmekteyiz" dedi.
BDP il Başkanlığı tarafından terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ın Suriye'den çıkarılışının 12. yıldönümü nedeniyle organize edilen basın açıklaması için toplanan grup, Mavi Plaza iş Merkezi önünde bir araya geldi. Terör örgütü ve elebaşı lehine atılan sloganlar sonrası Cumhuriyet Caddesi üzerinde bulunan Ahmedi Hani Parkı önüne gelen grup adına açıklama yapan BDP Van milletvekili Özdal Üçer, Abdullah Öcalan'ın Suriye'den çıkarılışı ve sonrasında Türkiye'ye getirilmesinin uluslararası bir komplo
olduğunu ileri sürdü. Üçer, amacın Türk ve Kürt halkını birbirine düşürmek olduğunu iddia ederek, "Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan, 29. Kürt isyanını başlattı. Öcalan'ın 12 yıllık esaret içerisinde Türk ve Kürt halkının faydası için barış siyasetinden asla vazgeçmemiş olması, özgürlük ve eşitlik mücadelesinde ısrarlı olması, onun ağır cezaevi koşullarında inadına barış özgür ve kardeşlik projeleriyle halkın önüne çıkması, milyonların bu konuda kendisine destek vermesine neden olmuştur. Barışın
yaklaştığı bu sürece katkısının olacağı bilindiği üzere Sayın Öcalan'ın özgür yaşam ve siyaset yapabilme koşullarının Türkiye'de barış için çok önemli bir etmen olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Bu yüzden bütün Kürt halkı adına ve Türkiye'de sağduyunun sesi olan demokratlar adına, özgürlükçüler adına Kürt halk önderi Sayın Öcalan'ın bugünden itibaren serbest bir yaşama kavuşturulması talebini dile getirmekteyiz" ifadelerini kullandı
--spoiler--
egonun bireylerdeki kaygı ve huzursuzluğu hafifletmek için oluşturduğu savunma mekanzmalarından biridir. bir diğer adı bedenselleştirmedir. bireyi ruhsal yönden aşırı kaygılandıran durumların, psikolojik belirtiler yerine, vücudun farklı yerlerinde rahatsızlık hisleriyle ortaya çıkmasıdır. örneğin: sinirlenmenin ve gerilmenin neden olduğu mide ağrısı, fizyolojik nedenleri olmayan baş ağrısı.
doğuştan gelen, belli dönemlerde kaybolan ve yeniden ortaya çıkabilen bebek refleksleridir. bu refleksler, sinir sisteminin sağlıklı geliştiğini gösterir.
*moro refleksi: aniden gelişen gürültünün ardından bebek kollarını uzatır bedenini arkaya atar. ilk altı ayda ortadan kalkar.
*kavrama yakalama: avucuna dokunan nesneleri güçlü bir şeklde kavrar(ninelerimizin "amaan cimri olcek" budediği durumdur). bu istemsiz davranış üç ayda ortadan kalkar, altı ay sonra istemli olarak ortaya çıkar.
*tonik boyun refleksi: sırt üstü yattığında boynunun döndüğü yere kol ve bacaklarını da çevirir. iki-üç ayda kaybolur.
*adım atma: ayakta tuttuğunuz bebeğin adım atma çabasıdır. sekiz haftada kaybolacaktır.
*babinski (planter) refleksi: ayak altı gıdıklandığında parmaklarını açmasıdır. sekiz-on iki ayda kaybolur.
*yüzme: yüzüstü yere konulan ya da suya konulan bebek, kollarını ve bacaklarını oynatır. dört-altı ayda ortadan kalkar.
*palmera refleksi: avuç içine dokunulduğunda avuçlarını kapatıp sıkmasıdır. ilk altı ayda görülr.
her şeyin bir ayarının olması gibi, bu troll zararlılarınında bir ayarı olması gerekliliğidir. örneğin: bağırsaklarımızda yaşayan yararlı bakteriler, onlar olmadan sindirim zorlaşır ve yavaşlar. troll de böyledir. o olmadan sözlüğün tansiyonu çok düşer, mekaniği yavaşlar; ama götünü çıkarmamakta da hayır var. bir de herkes troll olma çabasına girmesin, zorlamasın. akıllı adamlar ve tanımlar da lazım. bir de herkes iyi yapamıyor bu işi sıvayan çok yani.
sözlükte frsansız furyasının bitip; ingiliz, pound furyasının başlaması. artık dikkat çekmek için kıçınızı yırtmaya çalışmayın, adam olun. sözlüğün içine etmeyin diyorum. yeterince troll var zaten.
tophanede yaşanan tatsız olayın işaretlerinin verildiği tophanehaber.com internetsitesi sahibi. boğazkesen sokağını ayağa kaldıran adaleti sopayla, yumrukla, cam kırmayla bulacaklarına inan insan topluluğunu daha da heveslendiren eyüp bey çok mutlu bir de popüler oldu. ejdarha kesildi başımıza bulduğu her muhabire konuşmuyor, adeta ateş püskürüyor. örneğin:
--spoiler--
Boğazkesen'de, galerilere saldırılar öncesinde haber ve yorumlarıyla mahalleye yön veren tophanehaber.com internet sitesinin yayıncısı Eyüp Güzel konuşuyor: "'Fahişe rolünde bir melek' oyununu sergileyecek ve bunu da mahalle camisinin 50 m. yukarısında yapacaksın. Sonra da mahalle baskısından bahsedeceksin. Yemezler. Geçeceksin bunları."
--spoiler--
bu yaşananlar ne ilk ne sondur güzel ülkemde...
her ne görüşten olursa olsun herkese sesleniyorum hepimiz insanız ve kendi fikirlerimiz, yaşam tarzımız var. hepimiz kendimizden sorumluyuz. hukukun olduğu bir ülkede yaşıyoruz, mağara adamlığı dönemi de kapanmıştır. haklarımızı vurarak, kırarak almak gibi bir lüksümüz de yok. lütfen medeni olalım, bedevi olmanın kimseye faydası yok.
tarihin önemli kadınlarından nietzshe'nin de hayatının aşkı olan lou'nun sözlükçü olması ile yaşanacakların tahmin edilmesidir. kırbacını alır gelir nietzshe ile fena kapışırdı. sözlükte tüm bunlar olsaydı trollerde kalp krizi geçirir ölüm nedenleri otopside " birden bire gelişen kültür yüklemesi ve buna bağlı olarak kısa devre oluşması" olarak belirlenirdi.
21 eylül günü saldırıya uğrayan açılışıyla gündeme gelmiş iki sanat galerisidir. yorumsuz bırakıyorum içimden gelmedi. yorumsuzluğumun sebebi: anlamak isteyen anlar. anlamak istemeyenlerle tartışmak boş iştir. gelecekte madımak oteli olaylarıyla karşılaşmamak dileğiyle... hoşgörülü, barış dolu ve art niyetsiz günler efendim...
manş denizini yüzerek geçen engelli fransız yüzücüdür.
--spoiler--
Fransız Philippe Croizon, 1994 yılında evdeki televizyon antenini düzeltirken akıma kapılarak kol ve bacaklarını kaybetti.
Ama yılmadı. iki yıl hazırlandı. Fransız Croizon, ingiltere'nin Folkestone kasabası kıyılarından denize açıldı. Fransa sahiline kadar yaklaşık 34 km yüzdü. Engelli Fransıza, eğitimli yunuslar eşlik etti.
Ucunda paletler bulunan özel tasarlanmış protez bacak kullanan engelli Fransız, saate 3 kilometre hızla yüzdü.
--spoiler--
elin fransızı manş denizini geçsin, bizim fransızlar türk kızlarına takılı kalsın.
not: ben fransız değilim, hele maldanadamgil hiç değilim.
