kaynağı benim götüm olmayan haber. kimin götü acaba diye düşündürmüştür.
edit: kaynak doğu perinçek'in götüymüş.
edit 2: genel görüş, şu linkte sunacağım mitinge 20 kişi katıldığı için, daha güçlü bir safa geçmeyi tercih ettiği yönünde; bahsi geçen istifa da bu mitingin ardından gerçekleşmiş.
artisto'nun varlık türlerini kategorilere ayırdığı metinlere verilen isim.
kendisinden alıntılarsak, kabaca şu şekildedir;
"Hiçbir bağlantısı olmayan deyimler öz, nicelik, nitelik, görelik, nerelik, zaman, durum, sahip olma, etki ve edilgi ifade ederler. - Bir kelime ile söylenecek olursa, sözgelimi, insan, at: özdür; sözgelimi: iki-dirsek-uzun, üç-dirsek-uzun: niceliktir; ak, gramerci: nitelik; misil, yarım, daha büyük: görelik; Lykeion'da, Agora'da: nerelik; dün, geçen yıl: zaman; yatmıştır, oturmuştur: durum; ayakkabıları ayağındadır, silahlıdır: sahip olma; o kesiyor, o yakıyor: etki; o kesiliyor: edilgidir."
bütün insanlığa hitab eden, muhammed bin abdullah'in oynaması akıl sağlığı için tehlikeli, 1400 yıl boyunca süren bir manipülasyon ağını oluşturmuş, bulmacalı metinleri.
sorunun cevabı, ve cevabın sorusu. kimilerine göre hayat penceresinden doğru bakabilmek için alınması gereken tek sabit. sonsuzluğun bizim üzerimizde konuşması.
kimilerine göre ise, temel içgüdülerin sözlü telkin yoluyla tetiklenmesi sonucu; verilen öğretilerin bilinç içinde arzu edilen yerleşimi sağlanarak işlemesi desteklenen, ahlak ve yaşam felsefesi.
modern reklamlardan prensipte hiçbir farkı yoktur. dikkat çeker, dikkati üzerinde tutar, harekete geçirir. hatta beynin belirli bölgelerini kasti olarak çalıştırır. tanıdık geliyor mu?
tek bir yöntemi kullanarak doğru ve yanlış her sonuca ulaşma yöntemidir. doğruyu, yanlışı, yanlışın doğruluğunu ve doğrunun yanlışlığını görme yetisi kazandırır.
diyalektik dendiğinde hemen arkasından materyalizm demeden duramayanların zırvası. diyalektik doğanın yapısıdır. bugün sen yaşıyorsan, öleceksin. şu an oturuyorsan, ayağa kalkacaksın. her ne yapıyorsan, her ne oluyorsa; zaman onu tersine evirebilir çünkü o karşıtını kendi varlığında barındırır.
şimdi bunun bilimsel yöntem olarak geçerliliği tartışılabilir fakat pratik geçerliliği tartışılamaz. diyalektiği yaşama şöyle örnekleyelim.
tez: karşıyaka fenerbahçe'yi önümüzdeki maçta yener.
anti-tez: fenerbahçe karşıyaka'yı önümüzdeki maçta yener.
sentez: fenerbahçe ve karşıyaka önümüzdeki maçta berabere kalır.
tez: fenerbahçe ve karşıyaka önümüzdeki maçta berabere kalır.
anti-tez: fenerbahçe karşıyaka'yı uzatmalarda yener.
sentez: fenerbahçe ve karşıyaka maçın ilk bölümünde berabere kalır, maçı uzatmalarda fenerbahçe kazanır.
tez: fenerbahçe ve karşıyaka maçın ilk bölümünde berabere kalır, maçı uzatmalarda karşıyaka kazanır.
anti-tez: fenerbahçe ve karşıyaka maçı berabere bitmez, karşıyaka ilk bölümde kazanır.
sentez: karşıyaka fenerbahçe'yi ilk bölümde 2 sayı farkla yener, maç uzatmalara gitmez.
tez: karşıyaka fenerbahçe'yi ilk bölümde 2 sayı farkla yener, maç uzatmalara gitmez.
anti-tez: fenerbahçe karşıyaka'yı ilk bölümde 2 sayı farkla yener, maç uzatmalara gitmez.
sentez: fenerbahçe veya karşıyaka rakibini ilk bölümde 2 sayı farkla geride bırakırsa, maç uzatmalara gitmez.
tez: fenerbahçe veya karşıyaka rakibini ilk bölümde 2 sayı farkla geride bırakırsa, maç uzatmalara gitmez.
anti-tez: fenerbahçe veya karşıyaka rakibini ilk bölümde 4 sayı farkla geride bırakırsa, maç uzatmalara gitmez.
bu şekilde devam eden tez ve anti-tez sıralamaları, her sentez'in tez olarak tekrar ele alınması ile bir konunun tüm ihtimalleri incelenebilir. doğru bilgiye ulaşmanın yöntemi de onu her yönden ele almaktır.
elindeki klavyeyi yavaşça yere bırakıp ayağıyla karşı tarafa kaydırdıktan sonra birden çorabından bir klavye daha çıkararak şunları yazma fırsatını kaçırmayan insan.
gerçek bir dindar olabilmesi adına bir kişinin oy kullanmamasıdır. siyasilerin yolsuzluklara karıştığı sırf bu on yılda söylenen bir şey değildir. her ülkede bu tür güç sahibi insanların güçlerini kötüye kullandıkları görülmektedir.
böyle bir ihtimal var iken ismi hiç önemli değil, her hangi bir partiye oy vermek; yaparlarsa, onların hırsızlıklarına ortak olmak olur.
yaparlarsa vebali onların üzerine diyebilmeniz için, bu işte hiç parmağınız olmaması gerekliliktir. yaparlarsa ve siz de onlara oy verdiyseniz cehennem sizi bekler.
haliyle işi garantiye almak adına gerçek bir dindar oy kullanmaz.
"komşunuz kendisini öldürmek için sizden emanet ettiği silahını geri isterse, geri verir misiniz yoksa vermeyip, başkasının malını zorla alıkoyma suçunu işlemenize rağmen kendinizi ahlaklı olarak görür müsünüz?" demeye getiren versustur.
ben şahsen yazarların bu soruya ne cevap vereceklerini ve kant'ı mı yoksa sokrates'i mi haklı çıkaracaklarını merak etmekteyim.
not: kant silahı geri verin, sokrates ahlakınız size neyi doğru gösteriyorsa onu yapın der.
kişinin kesin olarak gördüğü bilgilere varma yönteminin aslında bir sıçrama, ara gerçekleri gözardı etme olduğunu söyleyen kitap. ara gerçekler ise sonsuzdur. bu yüzden, bilgi toplayan ve bu bilgilere dayanarak güvenle eylemlerde bulunan insan, büyük bir yanılgı içerisindedir. absürttür.
"yaptıklarını herkese örnek teşkil edecek şekilde yap" ve "sana yapılmasını istemediğin şeyleri başkalarına yapma" karşılaştırmasıdır. etik çalışmalarının her türü gibi sonucu öznel bir kıyastır.
tek gerçek hali mutlu olmamaktan dahi mutluluk duymak ile mümkün olan. bunu yapabilmek için de bilgi lazımdır. bu hal balon mutluluklara benzemez. ağaç dalından kopup salına salına düşen bir yaprak gibidir, peşi sıra gelir. sürekliliği vardır.
olmak halinin koluna asılı bir durumdur. yalnız, olmamayı düşünmek mutsuz eder. varken olmamayı düşünmek ise ahmaklıktır.