Umursar mısınız bilmem ama, yine de söylemek isterim. Bu sözlükte ki kuralları bir türlü anlayamadığım için ayrılıyorum. Aranız da bazı yazarlara ayrıca çok teşekkür ederim, samimiyetlerinden dolayı.. Bu son entryim, herkese iyi geceler, her şey gönlünüzce olsun.
Hatırlar mısın yine böyle bir güz mevsimiydi.
Hayallerimiz, umutlarımız
Beraber yapmak istediğimiz bir çok sözler vardı.
Hatırlar mısın sana yaklaşmanın ürkekliği vardı,
Sanki derdim, benim için farklı dönecek bu dünya..
Hatırlar mısın!
Dışarı da yağmur yağıyor akan gözyaşlarım gibi.
içimde sonsuz bir acı,
Aynalara bakamaz oldum, yüzümdeki çizgilerden.
Bu güz bilmem kaçıncı yıl dönümümüz..
Sen beni unuttun ama, ben seni unutamadım..
Tarih öncesinde yaptıkları gibi sırtımızdan vurmaları..
Son okuduğum habere göre Ermeniler pkk kimliğine bürünüp, insanları katlediyor muş. Yapılan araştırmalar da ölenlerin sünnet olmadıkları, bazı eylemlerin pkk değilde Ermenilerin yaptığı gerçeğini öne sürüyormuş. Aslında ne pkk, ne de Ermeni ikisi de aynı bana göre....
Tam bir ruhsuz ve bazı değerlerden yoksun olan insandır...
Neler oluyor bize anlamıyorum, başbakan diye ağlamya hakkı yok mu? O da sonuç da bizler gibi bir insan.
Biliyorum, seni dünya gözüyle göremiyeceğim, asla beraber olamıyacağız, sen bana yasaksın biliyorum. Ama sen benim her zaman içimde saklısın... Öyle kalacaksın.
Buraya yazar olduğumdan beri bakıyorum da aşağı yukarı hep aynı konular yada bir benzer konular, farklı konular da var ama istisna... Arkadaşlar bir şeyi çok merak ediyorum. Acaba gerçekten de bunları düşündüğünüz yada kafanıza takıldığı için mi, yazıyorsunuz..Yoksa yalnızlık, çaresizlik ve içinizde taşıdığımız acılarımızı unutmak oyalanmak için mi... Saygılar
Yıllardır tanıdığını zannettiğin, hatalarını görüp de görmemezlikten geldiğin, aslında sana hiç değer vermemiş, her şeyin koca bir yalandan ibaret olduğunu, kişiliksiz bir kişiyle mecburum hayatımı devam ettirmeye...
Dünya da bir çok insan var. Kimi mutlu kimi mutsuz, kimi ağlıyor kimi gülüyor, kimi zengin kimi fakir, ama güzelliklere ve mutluluğa layık bir insan var oda şuan entryi okuyan kişi...
Mutluluk nedir, bilmedim.
Ebedi huzura göçmek istedim,
Varımı yoğumu bırakıp,
Rest çekip her şeye, ölmek istedim..
Allahıma yalvardım günlerce.
Nedir bu çektiğim, bu işkence
Çaresizlikler içinde bin bir gece,
O sonsuz sabahı görmek istedim.
Birini seviyorsun, gözlerin başka bir şeyi görmüyor. Her şeye razı oluyorsun... Sonrada nemi oluyor bir vurgun... Ondan sonrakiler hiç acıtmıyor. Biri de bir, bini de bir...
Saçı başı yapılı, cilalı boyalı, üstünde yok denecek kadar giyinmiş bir kıyafet, cilveli, şımarık... Ha ve birde bebek gibi çıkartılan bir ses tonu.. Bunun tam tersi olan bir bayanı kim tercih eder. Çile çekmiş, canla başla çocuğunu büyütmüş, yalnızca erkeğine sadık olmuş, kendini unutmuş ailesine adamış.. Bunun mükafatı olarak da hor görülmüş, aldatılmış...
Babam; Trafikte seyir halindeyken, karşıda kontrol olduğunu fark ediyor. Elini emniyet kemerine atıyor ama ne kemer geliyor, nede eli... Diğer eliyle camı acıyor. Polis memuru gayet ciddi bir şekilde eğiliyor, kaş göz işareti yaparak - bu ne.. diyor. Babamda;- Ne yapayım! seni görene, yanına gelene kadar ancak bu kadarını yaptım.
Hiç bir insan tek başına hayat sürdüremez. Eş,dost,akraba,arkadaş gibi...Peki hayatımıza aldığımız,yer verdiğimiz kişi yada kişilerin bizim aslında yaşamımızın kalitesinde büyük bir oynadığını biliyor musunuz...
Dünya dediğin nedir ki, içindeki insanlar mı? insanlıktan çıkmış insanlar mı! Şimdi insanlık, para olmuş..Şu kağıt parçası değil mi; herkesi birbirine düşüren,sevgiyi yok eden..Bizi esir altına alan, şu kağıt parçası değil mi...O, olmazsa olmaz dediğimiz,onunla yatıp kalktığımız,onun yüzünden hiçbir güzelliğin farkına bile varamadığımız, şu kağıt parçası değil mi!..Güç,haysiyet,şeref,namus her şey para olmuş.