yakub cemil
313 (vizyon sahibi)
üçüncü nesil yazar 2 takipçi 29.20 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    sevilen kişiye ait detaylar

    5.
  1. koklayarak öperdi. boyu yetişmediği için kaldırımın üzerine çıkardı. dakikalarca boynumu kokladığı zamanlar olmuştur.
    güzel düz saçları vardı ancak alnı çok genişti. bir de saçları çok çabuk yağlanıyordu. bu yuzden sık sık saçlarını yıkardı. esmer olduğu halde saçlarını sarıya boyatmıştı. kendisi de beğenmemişti o halini. ibrahim yattara'ya benzemişti. allahtan tez zaman da eski haline getirdi saçlarını.
    6 ...
  2. hastası olunan fotoğraflar

    1.
  3. hastası olunan ve baktıkça insanın içini ısıtan fotoğraflardır. bir örneği için;
    http://www.fotokritik.com/2950341/gulumse-cocuk
    0 ...
  4. elif emir tekel

    1.
  5. cnn turkde hafta içi sabahları haber toplantısı programında gördüğüm, yurt haberlerini daha bir şevkle dinlememi sağlayan dünyalar güzeli haberci. kanal d muhabiri cem tekelle evli olduğunu düşünüyorum. *
    0 ...
  6. emin nurhan özmutlu

    1.
  7. uludag universitesi fen edebiyat fakültesi fizik bölümü öğretim görevlisidir. zor bir hocadır. eğer sınav sorusunda bir hata yapar sonucu yanlış bulursanız sorunuza sıfır puan veriri. eğer soruyu yarım bırakırsanız geldiğiniz yere kadar puan verir. böyle tuhaf bir hocadır. dersini alanlara allah yardım etsindir. universite kurulduğunda beri teorik mekanik dersini o vermektedir. sanırım universiteye çivi çakma niyeti vardır.
    1 ...
  8. teorik mekanik

    1.
  9. fizik bölümünün en zor derslerinin başında gelir. eğer hocasıda kıl biriyse artık bu dersten geçmek allaha kalmıştır. bir örneği için; (bkz: emin nurhan özmutlu)
    0 ...
  10. ahmet avinc

    1.
  11. uludağ üniversitesi fen edebiyat fakültesi fizik bölümü öğretim görevlisidir. en baba hocaların başında gelir. puanı kıttır ama en sevilesi hocadır. hoş sohbet ve cana yakındır. gerçekçidir. an itibari ile dalgalar dersini vermektedir. fizik bölümü öğrencilerinin gönlündeki bölüm başkanı hatta dekandır. ama bu ülkede iyi insanları hiçbir zaman iyi bir yere getirmezler. yaşına rağmen çok sık gözlük kullanmaz. sesi türk filmlerindeki hulusi kentmenin sesine çok benzer. bir yerde duysanız sanki hulusi kentmen konuşuyor sanırsınız. elleri öpülesi hocadır.
    1 ...
  12. 5 nisan 1994

    1.
  13. 1993 sonu ve 1994 başını kapsayan dönemde Türkiye, kriz yönetiminde de başarısız olmuştur.

    Siyasi otorite dövize olan talebi yüksek döviz rezervlerini satarak sınırlamanın mümkün olacağı, bu şekilde piyasada dolaşan paranın iMKB'ye yönlendirilebileceği varsayımı ile hareket etmekteydi. Bu varsayımlar iki nedenle geçerli olmadı. Bunlardan birincisi büyük bankalar yüksek bir devalüasyon olacağı bilgisi ile hareket etmekteydiler. Dolayısıyla piyasaya sürülen döviz talebi kırma işlevini yerine getirmekten uzak kalmakta ve piyasaya sürülen döviz giderek artan fiyatta alıcı bulmaktaydı.

    Diğer yandan iMKB, o dönem için 52 milyon dolar gibi dar bir işlem hacmine sahipti ve piyasada dolaşan spekülatif sermayeyi mas etme kapasitesine sahip olmaktan çok uzaktı. Sonuç olarak Ocak 1994'te döviz kuru 19 000 TL/$ Merkez Bankası rezervleri 7 milyar dolar iken Nisan 1994'te döviz kuru 38 00 TL/$'a çıkarken, uluslararası rezervler 3 milyar dolara düştü.

    5 Nisan 1994'te hükümet dengeleri yeniden kurmak amacıyla yeni kararlılık önlemleri paketini ilan etti. Dövize olan akını kesmek ve kısa dönemli kamu borçlarını ödeyebilmek için Mayıs 1994 tarihinde %400 faizli borçlanma kağıtlarını piyasaya sürmek zorunda kaldı. Dengeleri düzeltmeden yapay yolla faiz oranlarını düşürme çabası faiz oranlarında çok daha yüksek oranda bir sıçramaya neden olmuştur. Sonuç, ücretlerin düşürülmesi, işsizlikte artış, yüksek bir devalüasyon ve üç basamaklı enflasyon döneminin açılması olarak kendini gösterdi.

    Uygulamanın içeriği

    istikrar programı, enflasyon oranını azaltma, TL'ye kazandırma, dışsatımı artırma ve bunları gerçekleştirerek, 'sürdürülebilir'bir ekonomik ve toplumsal gelişme sürecini elde etmeyi amaçlamaktadır. Bu amaçlara ulaşılması, başta kamu kesimi açıklarının azaltılması ve bir dizi yapısal yeni düzenlemelerle gerçekleştirilecektir.

    Yaklaşım 'temel ilke'olarak 'üretim yapan, sübvansiyon dağıtan bir devlet yapısından, ekonomide piyasa mekanizmasının tüm kurum ve kurallarıyla işlemesini sağlayan ve sosyal dengeleri gözeten bir devlet yapısına geçmeyi'almaktadır.

    Uygulama programı, ek olarak, döviz kurunun fiyat artışıyla uyumlu kılınmasını, TCMB'nin giderek 'özerk bir yapıya'kavuşturulmasını sağlıklı bir para politikası düzenlenmesi, sermaye piyasasında spekülatif işlemlerin sınırlandırılmasını ve dışsatımın ve yabancı sermaye girişlerinin artırılmasını öngörmekteydi.

    sonuç; işsizlikte artış, ücretlerin düşürülmesi, yuksek bir devalüasyon ve üç haneli enflasyonun ortaya çıkması.

    ~http://www.ekonomi.name/t...si/5-nisan-kararlari.html ~
    1 ...
  14. sevgilisiyle bulusmaya arkadasiyla giden kiz

    ?.
  15. büyük ihtimalle sevgilisine güvenmeyen kızdır. çünkü korkmaktadır; çayıma ilaç atar sonra evde ... *
    aslında anlayamamışımdır bu tip kızları. güvenmiyorsan buluşmayacaksın. eğer güveniyorsan tüm hanımlığınla çıkacaksın karşısına.
    2 ...
  16. la nino

    ?.
  17. ispanyolcada kız çocuk anlamına gelir.bir iklim olayıdır.
    alışılmadık soğuk deniz suyu sıcaklıklarındaki anomalileri ifade eder.
    0 ...
  18. serhat kulu

    1.
  19. 17. Yüzyıl başlarına kadar Osmanlı Devleti'nin hiçbir komşu hükümet ile çizilmiş ve saptanmış sınırları olmadığından serhat akıncıları barış döneminde bile fırsat buldukça çeteye gitmek denilen, komşu ülkelere saldırı, yağma ve çapul yaparlar bunlar da anlaşmalara aykırı sayılmazdı. Bu nedenle uzun süre sınır beyliklerinde kalan Mihaloğulları ve Evrenoszadeler gibi eski soylu aile üyeleri, Osmanlı ve yabancı tarihlerinde "Akıncı" adıyla anılan hafif süvari askerlerinin başında bulunarak akınlar dan olağanüstü güç ve iktidar kazanmışlardı.

    Sınırlar saptanmağa başlandıktan sonra bile, akıncılık tamamen ortadan kaldırılamamıştır. Bunun ürerine hükümet, düşman tarafından gelebilecek saldırıya karşı koymak ve fırsat düştükçe "çeteye gitmek" üzere sınırlarda "Serhat Kulu" denilen süvari sınıfından askerin sürekli olarak konulmasını ve kullanılmasını gerekli görmüştür.

    Bu Serhat Kulu :

    1- Deli (Delil)

    2- Gönüllü

    3- Besli

    denilen başlıca üç sınıftan oluşurduysa da, bunlara sonraları levent ve hayta isimli iki sınıf daha eklenmiştir. Bunlardan her elli altmış kişisi bayrak adında müfreze meydana getirir, bu müfrezelerin birkaçı Deli Başı adı verilen bir subayın komutasında bulunurdu. Birkaç Deli Başının askeri Alaybeyli ya da Serçeşme adı verilen bir büyük subayın eşliğine verilirdi.

    Yurtiçinde bu saydığımız asker sınıflarından bazıları Eyalet Paşalariyle sancak beyleri nin halkı arasında yerli kulu piyadesinden sayılarak yörenin asayişinin sürekliliğini sağlamakta da çalıştırılırlardı.
    ~http://www.osmanlimedeniyeti.com ~
    0 ...
  20. icareliler

    ?.
  21. Sadece sınırlarda bulunan kent ve kalelerde kullanılan yerli topçulardır. Bunların subayları kuşkusuz topçuluk bilgileri bulunması gerektiğinden Eyalet Paşalarının komutasında bulunmak üzere istanbul'dan gönderilirlerdi. Buna da Topi ya da Topçu Ağası denilirdi. Bu topçulara ücretli olarak çalıştırılmalarından icareli denmiştir.
    0 ...
  22. iii ahmet

    1.
  23. Osmanlı padişahlarının yirmiüçüncüsü ve islam halifelerinin seksensekizincisi.

    Saltanatı: 1703-1730
    Babası: Sultan Mehmed-IV - Annesi:Rabia Gülnuş Sultan
    Doğumu: 31 Aralık 1673 Vefatı: 1 Temmuz 1736

    Sultan II. Mustafa'nın öz kardeşidir. Son derece zeki ve akıllı idi. Şeyp-i Sultanî Mehmet Efendi ile Seyyid Feyzullah Efendi'nin eğitim-öğretimi altında yetişti. 22 Ağustos 1703'te Edirne'de tahta çıktığı zaman 30 yaşında idi.

    Sultan Ahmet Han öncelikle 1703 Edirne vakasında isyan çıkaranların elebaşılarını iyi bir siyasetle yakalatıp, teker teker cezalandırdı. Devletin iç işlerini düzeltti. 1711'de isveç kralı XII. Şarl (Demirbaş) Ruslarla yaptığı savaşı kaybederek, Osmanlılara ait Özi kalesine sağınınca, Ruslar Türk sınırını ihlal ettiler. Bunun üzerine Osmanlı Devleti Rusya'ya harp ilan etti. Nisan 1711'de Baltacı Mehmet Paşa kumandasındaki Osmanlı ordusu, Çar Petro'nun ordusunu Prut nehri kenarında kıstırdı ise de yeniçerilerin artan itaatsizliği sebebiyle bir imha hareketine girişemedi. Neticede Azak ve çevresindeki kalelerin Osmanlılara teslimi şartıyla mütareke imzalandı. Ancak Ruslar antlaşma şarlarını yerine getirmediler. Sultan Ahmet Han'ın Osmanlı ordusu sadrazam Damat Ali Paşa komutasında tekrar harekete geçirmesi üzerine, Çar Deli Petro antlaşmaya uymak mecburiyetinde kaldı ve seferden vazgeçildi. Ali Paşa, 1714'te Karadağlıların isyan etmesi üzerine Mora seferine çıktı ve Karlofça antlaşmasıyla Venediklilere geçen bütün kaleleri birer birer fethetti.

    Osmanlı zaferlerinde endişeye düşen Alman-Avusturya imparatorluğu, bu fetihleri tanımadığını bildirdi. Bu durum iki devlet arasında harbe yol açtı. 1716'da Petervaradin'de yapılan savaşı Osmanlılar üstü bir vaziyette iken, savaşın en şiddetli anında Sadrazan Damat Ali Paşa'nın vurularak şehit düşmesi üzerine kaybettiler. Bu mağlubiyetin sonunda imzalanan Pasarofça Antlaşması ile Belgrad ve Semendre Avusturya'ya kalmak üzere Sava nehri sınır kabul edildi.

    Pasarofça antlaşmasından sonra, Türkiye'de sonraları Lale Devri diye anılan yeni bir devir ve yeni bir hayat başladı. III. Ahmet Han elli yıldır devam eden savaşlar sonunda yıpranan orduyu kuvvetlendirmek, ülke içinde huzuru sağlamak, imar faaliyetlerine hız vermek, böylece devleti maddi ve manevi en yüksek seviyeye çıkarmak istiyordu. Nitekim bu gayelerle humbaracı ocağı ıslah edildi. Matbaa Türkiye'ye getirilerek, büyük ilim ve kültür eserleri basılıp dağıtıldı. Padişah'ın istanbul'daki ilim,kültür ve sanat çevrelerini yakından desteklemesi bu sahada büyük ve canlılık uyandırdı. Yalova'da kağıt, istanbul'da çini ve kumaş fabrikaları açıldı. imar faaliyetleri artarak bir çok yerde kasırlar, yalılar, cami ve çeşmeler yaptırıldı. Bu devrede iran ile yapılan savaşlar sonunda Gence, Nahcıvan, Hoy, Selman, Kirmanşah ve Nihavend gibi şehirler fethedildi.

    1718'den 1730'a kadar devam eden sulh ve sükun devresi, bilhassa Sadrazam Nevşehirli Damat ibrahim Paşa'ya karşı aleyhte bir faaliyetin doğmasına yol açtı. 1730'da Sultan III. Ahmet Han ve sadrazam ibrahim Paşa'nın iran seferine çıkmak üzere Üsküdar'a geçtiği sırada Patrona Halil adlı şaki etrafına topladığı adamlarla isyan etti. idareden memnun olmayanların kendisine katılması ve yeniçerileri de olaylara seyirci kalması isyanın büyümesine sebep oldu. ibrahim Paşa, iki damadı ile boğularak öldürüldü. Beyhude kan dökülmesini istemeyen Sultan III. Ahmet Han, tahtı pek çok nasihatla yeğeni Mahmut'a teslim etti (2 Ekim 1730). Ahmet Han nasihatlarında; "Vezirine teslim olma. Daima ahvalini araştır ve beş-on sene birini vezarette müstakil istihdam eyleme. Merhamet sahibi ol. Cömertliği elden bırakma. Gayet tasarruf üzere ol. işini kendin gör, ele itimat etme. işte benim ahvalim, sana nasihat için kafidir. ihtiyaç sahiplerine adaletle davran. Kimseden beddua alma. Şehzadeler sana emanettir, oğlum; devlet işlerini baban ve ben başkalarına bıraktığımızdan bu durum başımıza geldi. Sen bizzat idareyi ele al." demektedir.

    Saltanattan çekildikten sonra ilim ve ibadetle meşgul olan Ahmet Han, 1 Temmuz 1736 tarihinde altmış üç yaşında iken vefat etti. Yeni Camii'de Turhan Valide Sultan türbesine defnedildi.

    III. Ahmet Han, hassas, açık fikirli, vatanperver, ilim ve sanat erbabına koruyan, islamiyet'e sün derece bağlı bir padişahtı. Güzel yazı yani hüsn-i hatta fevkalade maharet sahibi idi. Yazdığı Kur'an-ı kerimlerden birisini Ravza-i Mutahhara'ya hediye etti. Topkapı Sarayı girişinde yaptırdığı tarihi çeşmenin kapısındaki kitabesi de III. Ahmet'in el yazısıdır. Alim ve şairleri himaye eden Sultan, şiirlerinde Necib mahlasını kullanırdı.
    ~http://www.biyografi.net ~
    0 ...
  24. dagdelen

    1.
  25. patlayıcı kullanmadan tam çembersel kesitte tünel, galeri yada kuyu açmak için yapılmış döner delme makinesidir.
    yol çalışmalrında bazen görmek mumkundur.
    0 ...
  26. çov çov

    1.
  27. çin kökenli, bol tüylü, başı aslan başına benzeyen bir köpek türüdür.
    0 ...
  28. estocada

    ?.
  29. boğa güreşinde oyun sonunda boğayı öldürmek için matador tarafından vurulan son kılıç darbesi.
    0 ...
  30. fiham

    ?.
  31. itibarli kimseler, ulular, büyükler anlamına gelir.
    1 ...
  32. filicane

    ?.
  33. uçtan gelişen büyük yapraklılarının kenarlarında ya da alt yüzlerinde sayısız küçük spor kesesi bulunan, tohumsuz, damarli bitkiler sınıfı.
    0 ...
  34. filibe naziri

    ?.
  35. osmanlı yönetimi döneminde filibede yetiştirilen tahıl ürününü denetleyen ve devletin vergi payını gözeten görevli.
    1 ...
  36. sardes

    1.
  37. Manisanın Sardes antik kenti, izmire 72 km. uzakta olup, izmir-Ankara karayolunun ortasından geçer.

    Sardes kazıları yöredeki ilk yerleşmenin Tunç çağı (M.Ö.3000-1200) sonlarında başladığı ve küçük bir köy özelliği taşıdığını göstermiştir. Tunç çağının sonlarına doğru burada yaşayanlar yakarak gömmüşler, ağaç dallarından, kamışlardan ve balçıktan yapılmış yarım daire planlı evlerde yaşamışlardır. Bundan sonra yunanistan ile kültürel bağlar kurduklarını da Sardesin alt tabakalarındaki Geç Hellas, Miken keramiklerinden anlaşılmıştır. M.Ö.1200-900 yıllarına tarihlendirilen Sardesin boyalı, geometrik üsluptaki keramikleri üzerindeki bu etki çok açıkça kendisini göstermiştir. Lydiadaki geç Hellas, Miken ve Yunanistanın geometrik keramiklerine Sardesliler güney-batı özelliklerini de katmışlardır.M.Ö.900lerde boyalı geometrik üslubu uyguladıkları gibi, onlara kırmızı üzerine siyah bezemeyi de katmışlar, bu durum Lidiada Demirçağın arkeoloji yönünden en önemli olayı olmuş.

    Manisa yakınındaki Spylos Dağında, Kemalpaşa yakınındaki Karabel kaya kabartmaları da Hititlerin bu yöreye geldiklerini göstermektedir. Sardeste yaşayan Asias isimli bir topluluğun Hititlere meydan okuduğu, bu yüzden IV.Tuthaliya;nın buraları yakıp yıktığı da akla uygun gelmektedir. Heredot, M.Ö.1185deki Thrak göçünden hemen sonra, Demirçağın başlarında hüküm süren Heraklidlerin aralıksız 505 yıl burada yaşadıklarını belirtmiştir. M.Ö.V.yüzyıl Lydia tarihçisi Xanthosun bilgilerini yansıtan M.S.I.yüzyılda yaşamış olan Damascuslu Nicolaosun yazdıkları ise efsane olarak kalmıştır. Heraklidlerin M.Ö.1185-680 yıllarında egemen oldukları, Kral Gygesden itibaren Sardeise bu ismin verildiğini de Onlardan öğrenmekteyiz.

    Mermandların sonuncu kralı olan Kroisos zamanında Sardeis, zenginliğin, kültürel gelişimin doruğuna erişmiştir. M.Ö.VI.yüzyılda Sardeis Batı Anadolunun sanat ve kültür merkezi konumundaydı. Bunu Lydianın doğal zenginlikleri, özellikle altın madenleri de pekiştiriyordu. Kroisosun krallığının ilk yılları barış ve diğer ülkelerle uyum içerisinde geçmiş ancak, yüzyılın ortalarına doğru doğuda Pers tehlikesi baş göstermiştir. Bunun üzerine Kroisos M.Ö.547de Kappadokia bölgesine sefere çıkmıştır. Kızılırmağı geçtikten sonra Perslerle karşılaşmıştır. Savaş Sardeise yakın bir yerde Perslere yenilmiş ve Sardeis askeri ile halkı akropole çekilmiştir. Sardeisin Pers hükümdarı Kyrosun eline geçmesiyle M.Ö.547de Pers egemenliğini tanımak zorunda kalmıştır.
    * ~http://www.kenthaber.com ~
    ayrıca
    (bkz: sard)
    4 ...
  38. eskiv

    1.
  39. Boksta vücudu ve özellikle başı sağa sola kaçırarak gelen yumruklardan kaçınma şeklindeki hareketlerin genel adıdır.
    0 ...
  40. erkekleri her daim yakisikli gosteren unsur

    ?.
  41. en kazma adamı bile yakışıklı gösterecek unsurlardır. * çoğunlukla kızların erkeklerde olmasını istedikleri hededir.
    bunlar; uzun boylu olmaları,
    renkli gözlü olmaları,
    cüzdanının kabarık olması,
    zeki olmaları.
    .....devam eder.
    4 ...
  42. saint james the greater

    ?.
  43. Rembrandt'ın Hz.isa'nın 12 havarisinden Aziz James'i dua ederken gösteren tablosu.
    * *
    0 ...
  44. erzurumlu

    1.
  45. erzurumda doğan ve büyüyen yada doğan kişilerdir. en çok erzurum ve bursada bulunurlar.
    1 ...
  46. kufluce

    1.
  47. elifffs

    ?.
  48. dördüncü nesil yazar. *
    türkçe öğretmeni olması hasebiyle türkçeye özen göstereceğini, göstermeyenleri uyaracağını umduğum yazar.
    0 ...
  49. çok şey söyleyip hiçbir şey söylememek

    ?.
  50. devlet adamlarının ve profesyonel suçluların kullandığı bir çeşit usluptur. boş konuşmakdan farklı olarak bilincli olarak yapılmasıdır ve belli bir alt yapı gerektirir.
    2 ...
  51. amele taburlari

    ?.
  52. 1941 yılının Mayıs ayından itibaren, 20-25 yaşından 45-50 yaşına kadar babadan, oğula tüm gayrimüslimlerin askere alınmasıdır. Kahverengi elbiseler giydirilip, Anadolunun her tarafına yol yapımı tünel açma gibi işler için yollandılar. bunun nedeni de, onları işlerinden uzaklaştırarak, ticari anlamda zor durumda bırakmaya işlerini kapatmaya, devretmeye, ülkeyle gönül bağlarını zedelemeye yönelikti.
    Amale taburlarına 1942 Temmuzunda son verildi. *
    0 ...
  53. yakutiye medresesi

    1.
  54. Erzurum Cumhuriyet Caddesinde bulunan Yakutiye Medresesini ilhanlı Sultanı Ulcayto ile şehrin askeri valisi Hoca Cemalettin Yakut 1310 yılında yaptırmıştır. Medresenin yapımı Cemalettin Yakutun ağabeyi ilhanlı Sultanı Adil Gazan Hanile eşi Bolugan Sultanın parası ile yaptırılmıştır.

    ilhanlı mimarisinin izlerini taşıyan medrese Anadolu&daki kapalı avlulu, dört eyvanlı medrese tipinin son örneklerinden birisidir. Kesme taştan yapılan medresenin basık kemerli ve oymalı portalinde kabartma, Arapça sülüs yazılı bir kitabe bulunmaktadır.

    Portalin kuzey ve güney yüzlerinde çift başlı kartal, yaprak ve çift aslan kabartmaları görülmektedir. Bunlar XII.yüzyılın özelliklerini taşımaktadır. Bu armalar ilhanlı sanatının bir örneğidir.Yakutiye Medresesinde de Çifte Minareli Medresede olduğu gibi sağa sola dönmüş kartallar, hayat ağacı, aslan figürlü panolar dikkati çekmektedir. Portaldeki bezemeler boş yer kalmamacasına bütün yüzeyi kaplamıştır. Burada Çifte Minarenin etkileri açıkça görülmektedir.

    Portalin 7m. sağında ve güneybatı köşesinde, şerefeden yukarısı yıkılmış sırlı tuğla minare bulunmaktadır. Minareye kabartma kordonlarla hareketli bir görünüm verilmiştir. Minarenin bu bölümleri iç içe geçmiş geometrik motifler ve çinilerle bezenmiştir. Sol taraftaki minare tamamen yıkılmış olup yalnız kaide kısmı görülebilmektedir. Portalin iki yanında ve içerisinde duvara gömme üzerleri boş yer kalmamacasına bezenmiş sütunlar bulunmaktadır.

    Avlu birbirlerine kemerlerle bağlanmış dört kalın payenin taşıdığı ayna tonoz ile örtülmüştür. Avlunun sağ ve solunda karşılıklı beşik tonozlu altışar oda sıralanmıştır. Çifte Minareli Medresenin aksine burada doğu ve batı eyvanları yerine medrese odaları yapılmıştır. Bunlardan sağ köşedeki odadan aynı zamanda minareye çıkılmaktadır. Güneydeki tonozun üzerinde ise bu medreseye vakfedilmiş altı köyün ismini içeren vakfiye mermer üzerine sülüs yazı ile azılmıştır.

    Medresenin doğu duvarına bitişik olarak bir kümbet bulunmaktadır. Yuvarlak tuğla gövdesi üzerinde üç pencere açılmış olup içten kubbe dıştan külah ile üzeri örtülüdür. Türbe içerisinde sanduka bulunmakla beraber bu türbenin kime ait olduğu bilinmemektedir. Medresenin yapımı için para veren Gazan Han ile Bulugan Hatun Tebrizde gömülüdür. Bu bakımdan bu türbe onlara ait değildir.

    Günümüzde Yakutiye Medresesi, yörenin çeşitli etnografik eserlerinin sergilendiği Türk islam Eserleri ve Etnografya Müzesi olarak kullanılmaktadır.

    ~http://www.kenthaber.com ~
    3 ...
  55. farik mumezyilik

    ?.
  56. 15 yaşından küçük olup suç işleyen çocukların, işlediği suçun anlam ve sonuçlarını kavrama yeteneğine denir.
    0 ...
  57. mor gabriel manastiri

    1.
  58. Mor Gabriel Manastırı, deyr-ul umur olarak da bilinir. Midyata yaklaşık 22 km. uzaklıkta bulunan, Midyata bağlı Güngören Köyünün 2 km. kuzeyinde, bodur meşelerle kaplı hafif dalgalı kalker kayalık arazide alçak bir tepeye kurulmuştur. Süryani Kadim Cemaatinin büyük ve ünlü yapıtlarından birisidir.
    Midyat yakınında, temelleri 379'da atılarak bir tepe üzerinde kurulmuş. Manastır içinde Meryamana,Resüller, Kırk Şehit, Mar Şumuel, Mar Şem'un adlarıyla anılan ibadethaneler, rahiplerin yaşama ve ibadet etme alanları, lahit ve mezarlık bölümü bulunuyor. Mar Gabriel, aynı zamanda Süryani Kilisesi tarafından Piskoposluk merkezi olarak da kullanılıyor.
    ~http://www.midyat.gov.tr/...izm/htmjpg/morgabriel.htm ~
    2 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük