"aptal sarışın" ifadesini boşa çıkartacak kadar akıllı ve herşeyin farkında olan guzeller güzelidir. ne olursa olsun gelsin, başıma taç ederim kendisini.
ayrıca wishlist'imin 1. sırasındadır.
dizi,sinema ve tiyatroda pek kullanılan bir isim değildir. senaristlerimiz bildik ve yaygın isimlerden vazgeçememelerinden mütevellit işbu isme pek yer vermiyorlar.
"gözleri siyah kadın o kadar güzelsin ki
çok sevdiğim başına yemin ediyorum ben
koyu bir çiçek gibi gözlerin kapanırken
bir dakika göğsünün üstünde olsa yerim
ömrümü bir yudumda ellerinden içerim
gözleri siyah kadın o kadar güzelsin ki"
koklayarak öperdi. boyu yetişmediği için kaldırımın üzerine çıkardı. dakikalarca boynumu kokladığı zamanlar olmuştur.
güzel düz saçları vardı ancak alnı çok genişti. bir de saçları çok çabuk yağlanıyordu. bu yuzden sık sık saçlarını yıkardı. esmer olduğu halde saçlarını sarıya boyatmıştı. kendisi de beğenmemişti o halini. ibrahim yattara'ya benzemişti. allahtan tez zaman da eski haline getirdi saçlarını.
koklayarak öperdi. boyu yetişmediği için kaldırımın üzerine çıkardı. dakikalarca boynumu kokladığı zamanlar olmuştur.
güzel düz saçları vardı ancak alnı çok genişti. bir de saçları çok çabuk yağlanıyordu. bu yuzden sık sık saçlarını yıkardı. esmer olduğu halde saçlarını sarıya boyatmıştı. kendisi de beğenmemişti o halini. ibrahim yattara'ya benzemişti. allahtan tez zaman da eski haline getirdi saçlarını.
ilgi duyduğumuz, beğendiğimiz, aşık olduğumuz kişilere ait detaylar.
kısa boyluydu ama asla bunu kendine sorun etmezdi. özgüveni yüksekti.
topuklu ayakkabı çok yakışırdı ama ben sevmediğim için giymezdi.
hep filmlerdeki gibi bir aşk yaşamak isterdi. yağmur altında yürümek veya yağmur yağarken kucağıma alıp kendi eksenimde dönerek ıslanmamızı isterdi.
sinirliydi, sinirlenince ağzından nelerin çıkabileceğini tahmin etmek çok zordu.
inandırıcılıktan uzak bir sizi. şöyleki; aşk-ı memnu'da gayet başarılıydılar. yönetmen, senarist, yapımcı, oyuncu ordaki hayatı çok iyi biliyorlardı ve çokda başarılıydılar. ama gel gör ki hayatlarında yokluk görmeyen aynı kişilerin orta halli bir esnafın hayatını yansıtmada başarılı değiller ve inandırıcılıktan uzaklar. acaba kaç tanesi öğrenciliklerinde parasızlık yüzünden okuldan eve yüreyerek gitti yada simitle karınlarını doyurdular veya otobusle okula gitti. maşallah hapisten yeni çıkan kuzey bey taksilerde geziyor. güney desen maserati'den aşağısı kurtarmıyor. demekki burjuva gözüyle orta tabaka bu şekilde görünüyor. bizde öğrenmiş olduk.
uludag üniversitesi fen edebiyat fakültesi fizik bölümü mezunu olarak şunu söyleyebilirim; eğer burayı kazandığınız yazıyorsa kağıtta veya bilgisayar ekranında, size tavsiyem arkanıza bakmadan kaçın derim. gidin polis olun veya bir tamirhanede çırak olun. 4 yılın sonunda tamirhanede usta olursunuz ama burda bir b. k olamazsınız.
bu hanımı görünce aklıma hep "kadınlar için sone" şiiri gelir. herbir satırı sanki bu kadın için yazlmış. rahmetli ümit yaşar oğuzcan yaşasaydı eğer bir sone de oylum talu için yazardı.
asansöre bindiğimde yanlışlıkla mağazaların bulunduğu katlardan daha yukarı bir yere çıktım. asansörün kapısı açıldığında karşıma bir görevli çıktı ve sordum;
-usta burası neresi?
görelinin cevabı:
-abi burası cennet cennet
sine büyüka,güzel ama silik; tuğba dural, güzel ama soğuk bir bayan. dilara gönder ise bunların aksine güzel ve çekici bir hanım. ntvspor'da burcu esmersoy'un yerini alabilecek tek spiker.
günah değil ama haramdır sadece. peygamber efendimizin, insanların böyle şeylerden kaçınması için ya evlenmelerini yada oruç tutmalarını yönünde hadisi vardır.