deprem oldu diye değil, önlem alınmadı ve hızlı müdahale edilmedi, organizasyon sağlanamadı, çürük yapılar denetlenip engel olunmadı, eski yapılar mühürlenip yıkılmadı, ordu yardıma erken çağrılmadı vs. vs. gibi konularda tepki gösteriliyor. deprem oldu diye hükümet eleştirilse japonya da hükümet kalmazdı. insanlar çok bilmişlik yapmaya ne meraklı böyle.
ne ihtiyat akçesi kaldı, ne deprem vergileri kaldı, ne ek bir ödenek var, darphane boyuna kağıtlara mürekkep püskürtüyor bakalım paramız daha ne kadar değer kaybedecek.
bağış yapmış bravo diyen arkadaşlar şunu tam olarak bilmiyor olabilirler, bu bağışların neredeyse tamamı vergiden düşülebiliyor yani vergi ödeyeceğine bağış yapıyor, devlete millete gitmesi gereken vergiden oluyoruz yani pek bir şey değişmiyor bilginiz olsun.
bu söylemde bulunan bir partinin millet ittifakı içerisinde yer almaması lazım gelir. kendilerini hdp nin bulunduğu diğer bir ittifaka davet etmeliler, seve seve gideceklerini tahmin ediyorum. millet ittifakı kendilerine 2 beden büyük geldi sanırım.
evet ortaya atan kesim bellidir fakat diyalog çok sığ bir kelimedir. her inançtan veya inançsızlıktan insan birbiri ile diyalog içinde olabilir fakat dinleri birleştirip yeni bir kültür sentezleyelim fikri pek kimselerde yoktur diye umuyorum.
dün birkaç kendini yere atma videosunu izledim, gerçekten hakemleri kandırmak bu kadar kolay olmamalı adam yanından geçiyor rüzgarı ile yüzünü tutuyor, çok enteresan.
evcil hayvan beslemek çok daha makbule geçerdi. tamam humanistiz ama o dönem doğuda katliam yapan silahlı ermeni çetecilere kalın burada da basılmadık köy bırakmayın mı denseydi yani? soykırım yoktur ama zorunlu göç gerçektir.
bazen parasına, bazen tipine, bazen çevresine, bazen karşısındakinin vicdanına ama kesin olarak güvendiği bir şey vardır. eğer güvendiği bir şey yoksa genelde bu tarz kişiler daha toleranslı olabiliyor, daha ağır şakalara katlanabiliyor, daha alçak gönüllü olabiliyor, muhtemelen zorunluluk etkisi.
tam tersi bir durumdan bahsedilir ama bu kadar ağlama maalesef boşa, zorunlu tecrit belki kabul edilebilir ama soykırım asla gerçekleşmemiştir. özellikle bilinçli ve planlı bi harekat söz konusu bile olamaz. ermeniler o dönem yerlerinde duruyor olsalardı yani tecir edilmemiş olsalardı rusların gazına gelip abilerinden aldıkları silahlarla doğu bölgesinde canlı insan bırakmazlardı.
islamın başlarında yasak olmadığı ve sahabelerin içtiği bilinir, zamanla yasaklanmıştır hatta daha dün okuduğum bir sahih hadiste birini alkol içerken görürseniz uyarın, 2. de dövün, 3. de öldürün şeklinde bir hadis okudum. padişahların bir kısmı evet içmiştir ama padişahın içmesi dinen yasaklanmış olmasına engel olmuyor. benim ahlakıma göre de yasak değil fakat ben tercihen kullanmamayı seçiyorum.
ülkemizde şu saatten sonra daha da kötüye gidebilecek olan ticari terimdir " enflasyon " ve nerede duracağı asla belli olmaz, yüzde milyon enflasyon gören ülkeler oldu ve bu ülkeler petrol zenginiydi, biz bir şeyin zengini olmadığımız için ucu açıktır.
dövün ayeti var, 2 kadının şahitliği 1 erkeğe eşittir ayeti var, kadınlar sizin tarlanızdır ayeti var, ikişer üçer dörder alın ayeti var, nasıl yani kadına değer? Miras paylaşımı ayet var hatta, matematik hatası olsa da erkekten az pay veriliyor. eleştirmek için söylemiyorum, gördüğümü söylüyorum.
Vokalisti Atilla Şahin ve gitaristi Eren Tosun olan yeni keşfettiğim alternatif rock grubudur kendileri. ilk şarkıları gözlerim bulutlarda bağımlılık yaptı. 30 eylülde yayınlanacak albümü de merakla beklemekteyim.
selam ve aleyküm selam şeklinde selamlaşma ibranilerden gelir ve aslı şalom aleichem dir, merhaba ise arapçadır, esenlikler ise öz türkçe de kullanılırdı. türkler tıpkı kızıl derililer gibi boş ellerini kaldırırlardı, samimiler ise burunlarını birbirine sürterlerdi, büyüklerinin ise sakallarına sürtünürlerdi diye biliyorum.
bunu ilk defa duymuyoruz, yaygın bir durum aslında ama başına gelen kişiye sanki ilk defa böyle bir şey oluyormuş gibi gelebilir. her cinsiyetin içinde baskılanmış duygular olabilir, kesin var diyemem ama bir kesimde olduğu kesin o yüzden şaşırmıyorum.