yahya vian
259 (çağından bir adım önde)
yedinci nesil yazar 1 takipçi 0.60 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    ersoy alper

    1.
  1. 13 Ekim 1977 tarihinde dünyaya gelen futbol dehası.
    küçük yaşta keşfedilip kendisini malatyaspor'un altyapısına almışlardır. esas mevkiisi amc olmasına rağmen hep kalede kalmıştır.
    babadır, kraldır.
    2 ...
  2. bursa da kaç halısaha topçusu var sorunsalı

    2.
  3. cavo'da kadroda, amacım yeni elemanlar bulmak. lan topik bursalılar ne ayaksınız ?
    1 ...
  4. susturucusuz silah kullanan gerzek çete üyesi

    1.
  5. tamam bazen ağır çatışmalarda mecburen büyük silahlar ya da bazı işlerde dürbünlü, uzak menzilli silahlar kullanmak zorundasınızdır ama ufak tefek çapulcu takımından bir iki kişi öldürme, barda adam yaralama, borcunu haddinden fazla süredir ödemeyen insanları infaz etme, dediğim gibi bu tarz küçük işlerde susturuculu silah kullanıcaksın. binaya girip de cücük bir adam için tüm insanları korkutmaya hakkın yok senin. sessizce işini bitiriceksin. en sevmediğim şey masum insanları, özellikle çocukları korkutmak. bu benim için çok önemlidir. sessiz ve temiz çalışma.
    geçenlerde 5 aydır aradığımız bir adamı bulan ve onu infaz eden adamımı sağ kolum yapma kararı almıştım ki işini temiz yapmadığını, çocukların gözü önünde kan çıkardığını öğrenince önce ayağına sıktım, sonra da üstüne suç atıp hapse girmesini sağladım. bu tarz adamlar benimle çalışamaz!
    1 ...
  6. siyah mercedes vito su olmayan fakir mafya

    1.
  7. mafya demeye dilimin ermediği bir garip çapulcu takımıdır. bu tarz ayak takımı, çapulcu takımı bizim gibi saygı duyulan, korkulan gruplarla çalışmak ister fakat adamlara bakıyorsun herhangi bir buluşma yerine dandik dandik, küçücük arabalarla geliyorlar. herhangi bir çatışmada adamların o zırhlı vito'nun arkasına geçemeyecekse, otoyolda dalaşa giremiyeceksen, özel bölmesine çeşitli ağır silahlarını saklayamıyorsan, senin kendine mafya demeye hakkın var mı be kardeşim. bazen delikanlı çocuklarsa, onlarda kendi gençliğimi görürsem küçük ve orta ölçekli bazı gelişmekte olan mafya gruplaşmalarına ben bir mercedes hediye ediyorum ama bir vito alamıyorsan, bu işin gereği olan aracı bilmiyorsan, bu işi bırakıcaksın be birader.
    3 ...
  8. beyzbol sopasıyla adam dövmek zorunda kalmak

    1.
  9. haftasonu dinlencem için yeşillikler içine yerleştirilmiş korunaklı evimde kadınımla beraberken, uzaklarda, yüksek sesle müzik dinleyen komşumun başına gelenlerden ibaret ibretlik bir olaydır.

    onca çalışma gününün neticesinde yorgun düşen bedenimi dinlendirmek maksadıyla evime çekilmişim dinleniyorum, elim silahdan ve telefondan uzak kadınımlayım ve hergelenin biri huzurumu kaçırıyor. tabelamı asalım yoksa yerine seni mi ?

    çocuklara dedim gidin bakın bakalım derdi neymiş ? rica edin sesini kıssın neticede komşumuz. ilk aşamada sert bir dil kullanmak bize yakışmaz. ses kısıldı sağ olsun, uyar yolluymuş. tam rahatıma bakacakken, sanki bana inat az evvel ben adam yollamamışım gibi sesi daha fazla açtı bu kanına susamış.

    uzanmış olduğum şezlongdan kalkıp üzerime bir tişört geçirdikten sonra, yanımda korumalığımı yapan erzincanlı bir çocuktan geçen gün satın aldığımız altis marka beyzbol sopalarından bir iki tane istedim. ucuza aldık neticede, işlevi nedir en azında bir bakalım diye. yanımda iki adet sivas kangalı köpekle bu adamın evine vardık.

    şöyle sert bir darbeyle kapıya vurdum, sopa gayet iyi, ardından ilk katın pencerelerine ve son olarak kapının önünde duran kırmızı spor marka bir aracın ön camına vurdum, beyzbol sopası 3-0 galip.

    gürültüyü duyup aşağıya inen genç, "ne yaptın abi, mahvettin arabamı, vay anam cam da kırılmış"
    derken ben bir de bunun sağ yan baldırına koydum sopayı. oracıkta yere serildi. nereye kalkıyo, sopa çok etkili.

    "yaprağım, sana adam gönderdik, sesi kıs bik bik kafamızı sikme, tatil yapıyoruz diye. neden kısıp sonra da yeniden ve daha fazla ses verdin, derdin ne lan senin" diye sordum.

    "ya abi bizim akşama bir konserimiz var, son provalarımızı yapıyoruz, kusura bakma, bilemedik" demesiyle yeniden vurmak üzre havaya kaldırdığım sopayı yavaşca yere indirip, "o ses bir daha beni rahatsız etmeyecek" dedikten sonra arkamı döndüm ve çektim gittim.
    1 ...
  10. katlı otoparkın beşinci katından adam sallandırmak

    1.
  11. hem iş hem eğlence için gittiğim büyükşehirlerden birinde alacak tahsili yapmak için bulunduğum katlı otoparkın en üst katında cereyan etmiş bir olaydır.

    bilir misiniz bilmem bizim işlerde tahsilat olayı tam zamanında, tam karşılığı olacak şekilde yapılır. aksi durumda hoş olmayan olaylar gerçekleşebilir.

    buluşma yeri önceden planlanmış, verdiğimiz saatte buluşma yerine varmış borçluyu beklemeteydik. himayem altında bulunan iki samsunlu çocuğu garanti olsun diye otopark girişine diktim.

    borçluların otoparka girdiğine dair haber gelince arabamdan indim. saate baktığımda yaklaşık üç dakika geç kalınmıştı ve bizim camiada bunun bir karşılığı vardı. değil borcu tam ödemek, iki katını verse yaptırım gerçekleşirdi.

    borçlular araçtan iner inmez etrafları sarıldı. ne oluyoruz demeye kalmadan bu mafya bozuntusu yavşağı kolundan tutup doğru otoparkın korkuluklarına götürüp aşağıya sallandırdım.

    "abi ben ettim sen etme, yeminle trafik sıkışıktı, erken gelmek için kırmızı ışıkları tek tek geçtik" demesi dahi öfkemi yatıştırmamış, altına işeyene kadar sallandırmıştım. borcunu fazlasıyla tahsil edip olay yerinden uzaklaştık.

    o değil de en nefret ettiğim olay, şu sidikli üstü başıyla elimi öpmeye yeltenmesi nerdeyse ölümüne neden oluyordu.
    5 ...
  12. alacak karşılığında borçlunun evine el koymak

    1.
  13. herkes sözüne sadık olacak, değil evini, götünden donunu bile alırım.

    kendisini korumamız karşılığında bize borçlanan bir iş adamının yalıdan hallice bir evine el koymamız, bu sektörde hanımoğlanlarına yer yok, acırsan acınacak duruma düşersinin iyi bir örneğini oluşturmuştu.

    beş günlük bir iş için yurt dışına çıkan bir iş adamı, kendisini korumamız için bizden yardım istedi. ben de, hakimiyetim altındaki üç dört delikanlıyı emrine verdim. karşılığında yüklü bir de fatura kestik elbet. bu piç kurusu işini gördü, memlekete geri döndü. bizim alemde ağızdan çıkan söz senettir, imzaya gerek olmaz.

    borcun neyse verdiğin söz doğrultusunda ödeyeceksin, aksi durumda işin içine faiz biner, hoş olmaz.

    neyse, borç üç gün geçti, ben faturayı yeniledim kendisine takdim ettim. "yapma abi, ne yaptın sen, bu kadar faiz mi olur" şeklinde laf ebeliği yapmaya başlamasıyla beraber, yanımda duran kastamonulu bir korumam tarafından sol ayak bileğinden vuruldu.

    netice itibariyle elindeki eve el konuldu. hoş mu ? değil elbet ama borcuna sadık olacaksın genç, adamın götünden kan alırlar.
    4 ...
  14. bir büyük rakı içtikten sonra barda olay çıkarmak

    1.
  15. her cumartesi akşamı gibi, geçtiğimiz cumartesi akşamı kadınımla beraber, arkamda dört korumamın eşliğinde şehrin gözde mekanlarından birinde eğleniyorken, son dublesini aldığım rakımın vermiş olduğu etki ve canlı müzik yapan gurubun istek parçamı çalamaması üzerine çıkardığım olaydır. buranın rajonu da tanımdan geçiyormuş, alın lan size tanım.

    önde bir, sağ ve sol yanımda birer ve arkamızda bir koruma ile bara girdik. en önden bir masaya, barın sümüklü garsonlarından bir tarafından yönlendirildik. otopark elemanına verdiğim elli liranın kalan yarısını da bu çocuğa verdim ama isteyerek de vermedim. ne o kulakda küpe, saçlar uzun. erkek adam saç uzatır mı lan ? çekip alacaktım kulağındaki küpeyi ama, kadınım "höş gör sevgilim" dedi, ellemedim. ara sıra karı sözü dinlemek iyidir.

    abi ne içersiniz, ne getirelim faslı neticesinde, her zaman ne içiyorsam onu getirin lan dedim. garson duraksadı ama soramadı, ilk defa gittiğin bir yerde bile her zamankinden demek bizi alemde rajondandır. bilecekler ne içtiğimizi, öğrenecekler, icabında öğreteceğiz.

    bir, iki, üç duble derken rakı sonunu bulmuş, ne tarz müzik çaldığını anlamadığım kafamın içini sikip duran müzik gurubuna çalması için müslüm baba'dan "biz babadan böyle gördük" adlı şarkıyı, yüz tl nin üstüne yazarak garson vasıtasıyla gönderdim.

    gözümün içine bakıp kafasını her iki yana "bu şarkıyı çalamayız" diyerek olumsuzluk içeren hareketini yapması neticesinde, dibinde son yudumumun kaldığı rakıyı da bitirmemle birlikte, belimdeki silaha davranmam aynı zaman dilimine denk geldi.

    ben bu davranışa girince korumalarım durur mu ? çatara patara, bar mahşer yerine döndü. allah'dan alkollüyken adam vurmuyorum yoksa o rak mı, rok mu ne çaldıkları belli olmayan gurupdan kimse sağ kalmazdı.

    ufak tefek döküntü, masa kırılmaları, cam ve çerçeve dağılmalarından başka zarar ve ziyanın olmadığı ortamdan gecenin bir yarısı, borcumuz neyse fazlasıyla ödeyip bir daha gitmemek üzere ayrıldık.
    5 ...
  16. © 2025 uludağ sözlük