''bu kez kesin çok şaşıracak, ne kadar ilginç bir vaka deyip sarılıp beni kutlayacak'' denilen doktorların, ''lan bu da hastalık mı şimdi, biz nelerini gördük,'' der gibi her şikayeti hafife almaları, çoğu örnekte dinlemeye bile değer bulmamaları, zavallı hastayı hayal kırıklığına uğratmaktan hiç çekinmemeleri, duyarsızlık.
dost düşman neredeyse tanıdığı herkesin varlığını anlamsız ve fuzuli bulduğu renksiz, özelliksiz, belki de itici, kendini bilmez, dengesiz bir kimse olmak, yeryüzünde kendinden başka hiç kimse tarafından sevilip önemsenmemek, ciddiye alınmamak, yine de bu duruma aldırmayıp normal hayatına devam etmek, kendinden hoşnut bulunmak.
hiçbir üyesinin kendisinden hazzetmediği bir dost-arkadaş grubuna inatla dahil olmaya çabalayan, soğuk tavır ve davranışları görmezden gelen, hatta bununla da yetinmeyip grubu yönlendirme girişimlerinde bulunan biçare ve inatçı kimse, pişkin
her gece saat 24.00 civarında ya da yatmadan önce, yaşanan günü sabahtan itibaren mercek altına alıp gene çok mantıksız, anlamsız, tatmin edici olmaktan hayli uzak, hatta belki sinir bozucu bir gün yaşandığı, gene yaşamdan gittiği sonucuna varmak, hayattan buz gibi soğumak.
sabah 9 sularında zar zor uyanınca yataktan kalkmak, işe gitmek, günlük rutine başlamak konusunda kendini tümüyle isteksiz, gönülsüz hissetmek, insan hayatının haddinden fazla uzun, günlerin neredeyse birbirinin fotokopisi niteliğinde olduğunu kederle düşünmek, depresyonda olduğunu fark edip bir an evvel normal hayata dönmeyi ummak.
kim olduğu, dolayısıyla ne idüğü belli olmayan şahsın, sözde sinemaseverin, internette izlediği filmin altındaki bölümde birkaç satırlık saçmasapan yorum kaleme aldıktan sonra, kimse kendisinden öyle bir şey beklemediği halde aklınca filme on üzerinden bir not vermesi, zaman zaman dünyanın en önemli, yaratıcı yönetmenlerini sınıfta bırakması veya zar zor geçirmesi, hocalığa özenmesi, kendini bilmezlik.
genelde kitaba para vermeyen, arkadaşlarından temin eden, sahibinin 4 ay önce verdiği ve haklı olarak artık geri istediği bir kitabıh alen okumakta olduğunu ciddi ciddi eden sopalık tip.
hayat boyu hayat üzerine kafa patlatmamış, bir felsefe tarihi alıp okumamış, kuşlar böcekler gibi hayata kolaylıkla adapte olup yaşamış, hiçbir şeyi sorgulamamış, merak etmemiş garip kişi.
hile ve desise ile, fukara, masum, minik kardeşinin zor bela biriktirdiği harçlıklarına, borç gibi teknik bir işlem adı altında el koyan hain ağabeyin bu parayı geri ödemek için hiç bir çaba sarf etmemesi.
memur da olsa, bordro mahkumu da olsa, paraları bereketli olduğundan mıdır, yoksa tutumlu, dikkatli, ciddi insanlar olduğundan mıdır bilinmez, babaların parasının bittiğine pek de tanık olunmaması, ondan fazla kazanılsa da kendisinden borç istenmek zorunda kalınması.
şerefsiz, bencil, gözünü para hırsı bürümüş çok sayıda türk işverenine kalsa, çalışanlarının akşam belli bir saatte eve gitmek istemelerinin tamamen şımarıklık, kapristen ibaret olması, aslında 24 saat aralıksız kendisini daha da zengin etmek için çalışmanın gerekmesi, zam, izin, tazminat gibi kavramların tüyler ürpertici, anlaşılmaz, son derece tuhaf kavramlar olması.
mutsuzluğa, acıya, melankoliye alışmış, aşılanmış bünyenin hayattaki olumlu sürprizlerden, ani mutluluk olanaklarından korkup çekinmesi, geri adım atması, kabuğuna çekilmesi, şaşkınlık.
haber yokluğunda bayat ve anlamsız haberleri ısıtıp ısıtıp servis etme, öldürülen kişi abd'li olunca, başka çok sayıdaki dram ve katliamı neredeyse görmezden gelip her gün suyunu suyu niteliğinde haber yapma, olayı manşetten bir türlü indirmeme, en trajik haberde bile tümüyle duygusuz, dikkatsiz bir üslup kullanıp bazen haberi magazin başlığı altında işleme, haberi direkt vermeyip okuru sayfa sayfa süründürme gibi anlamsız, garip tavır ve yaklaşımlar.
yaratıcılıktan yoksun, beşiktaş futbol takımı kötü bir sonuç alınca hiç vakit kaybetmeden sağda solda menemen yemeği üzerinden espri yapmaya çalışıp, kendince komik olduğunu zanneden, genelde haber sitelerinde yorumcu kimliği ile beliren, antipatik, olasılıkla zihinsel özürlü ve eğitimsiz tip.
gruba nasıl, ne zaman, hangi özelliğinden dolayı üye olduğu anlaşılamayan, nereye gidileceği, ne yapılacağı, ne yeneceği vb. konularda sürekli veto hakkını kullanan, güçlük çıkartan, herkesi yıldıran, durduk yere kriz ve tartışma yaratan antipatik, atsan atılmaz satsan satılmaz , inatçı, dikbaşlı, muhalif aza, üye.
belki de daha önce hiç o kadar çok seçenekle karşılaşmadığı için iyi kötü idare eden, fakat okulun ilk günü kendini daha fazla tutamayıp, hemen bir sınıf arkadaşına abayı yakan, kimseye de söylemeyen romantik çocuk.
mezarlıkta dolaşırken, eski mezar taşlarındaki dini içerikli arapça ve türkçe yazıları görünce, ister istemez ateist duygularda bir zayıflama, dini duygularda bir yoğunlaşma ortaya çıkması, ertesi gün normale dönmek.
durduk yere aşırı derecede mutlu olup, insanları huzursuz etmemek, açıklama yapmak zorunda kalmamak ya da gülünç duruma düşmemek adına bir şey olmamış gibi davranan, aynı ketumluğu ruhsal çöküntü yaşadığı dönemde de sergileyen çilekeş insan.
yeni ve akıllı bir telefon alınca japon turistlere dönen, önce kendini, arkasından tüm tanıdıklarını defalarca fotoğraflayan, bazen hızını alamayıp evdeki eşyalara da durduk yere zoom yapan enteresan kişilik.
paradoksal olarak, şu andan itibaren en kısa sürede kitap yazacak, daha doğrusu çırpıştıracak yazarlar. elinin körünün elli tonu yazarı bu kategoride başa oynayanlardandır.
sorulan somut bir soruya, istense derse, konuya gayet de güzel çalışılabilenecek, hazırlanabilinecekken, sorulmadığı müddetçe herhangi bir gerekçe, özür de göstermeden, sanki aslında çalışmak isteniyormuş ama gizemli bir takım olay ve etmenler buna mani olmuş gibi, yere bakarak ''çalışamadım hocam,'' yanıtını vermek, ''otur bir,'' karşılığını uysalca beklemek.
karaktersizlik abidesi şahsiyetin, kendi çok kazanır, harcar, bir yandan da biriktirirken, 700 TL civarındaki ve sadaka kıymetindeki asgari ücreti yeterli bulduğunu söyleyip savunması, artırılması halinde ekonomik dengelerin bozulacağını, müteşebbisin mağdur olacağını, hatta batacağını iddia etmesi.
kimse, en karaktersiz ve hazımsız kişiler bile kötü olduğuna zinhar inanmayacağı için büyük olasılıkla şaka olarak algılanacak, ciddi bir yanıt, tepki alınamayacak çıkış, saptama.
ağlamak yerine balık tutmak, çimmek, çamaşır yıkayan kızlarla şakalaşmak, resim yapmak, şiir yazmak, göğe bakıp hayaller kurmak gibi çok daha mantıklı ve keyifli uğraşlar.
