Hala "adam gibi tek bir dilde söylendiğinde olma ihtimali kalmayan durum" diyenler var. Oglum sizin degil 40 firin ekmek yemek 400 firin ekmek yemeniz lazim. Hala birlikteligi adamliga baglayan insanlar var. Yahu hic mi okumuyorsunuz hic mi merak etmiyorsunuz dedelerinizi.. Biraz insanlik tarihini okuyun, evrimsel surecleri takip edin. Neyse bu konulara daha uygun basliklarda zamank geldiginde uzun uzun deginecegim.
Turkiye sartlarina gore henuz cocuk olarak kabul edilen yas. Avrupa icin evet 22 yasina gelmis bir kisi artik birey olmus ve hayatini kazanmaya coktan baslamistir. Ancak burada isler farkli. Bir insanin hayatinin en guzel yaslari 16 - 23 yas arasidir. Henuz daha gencsin. Hatta cocuksun. Ama olabildigince cabuk " buyumeye" bak ve sakin buyumekten korkma. Arkasina bakarak buyuyen insan aslinda gittikce kuculur.
Evlilik konusuna gelince bu yaslarda ve devaminda hayatta en son dusunecegin sey bu olsun. Bak dert demiyorum, dusunecegin diyorum.
Bu gibi onemli bir ozelligi burclara baglayan aptallara inanmamanizi oneririm oncelikle.
Ozguven kisinin kendi yetkinliginin farkinda olmasidir. Kendisini kazanmis bir insan ozguvenlidir. Kendine deger veren, kendini yetistiren, kendi benliginin farkinda olan insan icin baska bir seye gerek yoktur.
erkeğin evlilikteki durumunu daha iyi simgelemesi açısından domalarak evlenme teklif etmeli ve ileride evlenmeyi düşünen genç kardeşlerini subliminal mesajla uyarmalıydı
doğrusu: kadınların gözünde aldatmayan erkeğin olmaması.
kadınlar aldatmayan erkeği ezik olarak görürler ve erkekten saymazlar. sizin aldatmama sebebiniz ne olursa olsun kadınların içgüdüleri olaya böyle bakmaz. erkeğin sadık oluşunun karşılığı kadının gözünde değerinden bir parça kaybetmektir. bu sebeple de "aldatmayan erkeğin olmaması"ndan bahsederler ve bu durumdan şikayetçi gibi gözükerek tüm erkekleri teste tabi tutarlar.
eşinizi aldatmak zorunda değilsiniz ama bu gerçekleri bilin. evliliğinin ilk yıllarında sevimliliğinden ölen karın sonradan suratsız, dırdırcı ve gıcık biri olduysa ve sen "halbuki ben ona iyi davranıyorum neden böyle oldu" diye düşünüyor olabilirsin. işte tüm bunların sebebi fazla iyi davranıyor olmandır.
Acilimi; Turk halkindaki kadin - erkek farketmez birbirini kesme hastaligidir.
Yahu arkadas bunun olayi nedir ? Neden bu ulkede herkes birbirini kesiyor. Yolda yuruyorum gelen giden bakiyor, yuruyen merdivenlerden inenler cikanlari, cikanlar inenleri keser, karsilikli oturursun cok yakin oldugun icin bakmaz ama biraz otedeki surekli seni keser.
Cok ciddiyim avrupada bazi forumlarda yabancilarin bunu konu edindigi oldu.
Tabi burada asil mesele ulkemizdeki abazalarin surekli kadinlari kesmesi. "Kesmek" amk berbat bir kelime biliyorum ama iste oyle kullaniliyor ya..
Yolda yururken bazen guzel bir kadin gordugumde ozellikle karsidan gelen adama bakiyorum gecene kadar kadinin icine dusuyor adam. Ulan ben zamaninda kesistigim kizin bile yuzune 3 saniyeden fazla bakmazdim abazalik olmasin diye.
Bu orospu cocuklari yaninizda sevgiliniz olmasina ragmen sizi yok sayarak onu da keserler. O kadar ama o kadar cok denk geliyorum ki buna..Anlik olarak gorursun bir an bakarsin olur eyvallah. Ama israrla yanindan gelip gecene kadar gozunun icine bakma cesaret nereden geliyor? Onceden soyle dusunurdum; boylelerine tepki verecek olsam yolda yuruyemeyiz. Ama son zamanlarda bildigin 3 kisiyi kolundan tutup cevirip, neye bakiyorsun veya onune bak gibi tepkiler verdim. Hepsinin ortak tepkisi; " Onume bakiyorum zaten" . Acilimi su; "ben bir hayvanim. O kadar cok alistim ki bu yaptigima seni umursamadim bile. Ama tepkinle sok oldum. Suraciktan hemen siktir olup gideyim"
Size bu bakma olayinin sosyolojik psikolojik analinizi yapayim mi kisaca, olay sadece su; Bu cogunluk dogal olarak her erkekte bulunan hormonlara sahipler. Ancak bunlar genel olarak ozguvensiz tipler. Bakip begendikleri bir kadinla hayatlari boyunca gidip tanismayi denememisler. Ve bu hayvan gibi kesmektense gidip tanisma teklifinde bulunma ihtimal bile degil onlar icin. Ama bakmak bedava.. Evet butun mesele bu. Bakmak hicbir sey istemiyor. Bol bol bak amk.
Künefe için değil bedavacılıktan dolayı birbirini ezen insanlardır. Şimdi diyeceksiniz ki " ee işte tamam zaten bedava olduğu için" Emin olun orada bedava gofret dağıtsalar da yine insanlar birbirini ezerdi. Milletin olayı bedavacılık.
Kadınların çok kolay ve iyi yalan söylemesinden dolayı kendisine sormasının bir anlamı olmadığı olaydır. Daha önceki olayı bilmiyorum ama gerçekten de sıradan bir durum olabilir. Kız arkadasıyla konusmus olabilir, veya gece sese uyanıp kalkıp bakmış olabilir, grupta mesajlar gelmiş olabilir denk gelmiş bakmıştır. Yani bir sürü ihtimal var.
Bir futbolcunun 180 milyon euro olmasıdır. Yani bence olaya böyle bakılmalıdır. Bir futbolcu nasıl bu kadar para edebilir arkadaş? Ne yapıyor bu adam görünmez olup adamların içinden mi geçiyor, her vurduğu gol mü oluyor? Bunlar nasıl paralar? Birilerinin bu işe dur demesi lazım. Bugün avrupa'da az eli yüzü düzgün bir oyuncunun 40' a transfer olduğunu duyduğunuzda " iyi, fazla değilmiş" algısı oluşuyor. 70' ler 80' ler normal karşılanır oldu. Real madrid' in yıllık geliri nedir ki bir oyuncuya bu kadar para bağlıyorlar. Hos herkes biliyor madrid' in huyu bu transferler yani bir nevi her sezon buna benzer sansasyonel transferler yapmaları gerekiyor.
Keşke 100 bin olsa dediğim maaştır. Açıkcası milletvekili maaşlarının eleştirilmesini her zaman saçma bulmuşumdur. Asıl eleştirilmesi gereken mecliste her gün bulunan ve kalifiye milletvekili sayısıdır. Yoksa inanın bir milletvekiline o maaş yetmez. Sırf ziyaretçilerine yedirdikleri o parayı yok eder. Kimse kimseyi yemesin. Öyle bir statüye sahip olup onu kullanıp iş üstüne iş, para üstüne para kovalamayacak insan yoktur. Dediğim gibi bunlarda hiçbir sıkıntı yok. Asıl problem gerekli verimin verilmesi.
Çok fazla sempati duyduğum şehirdir. Çok izmirliyle tartıştım, hala da tartışırım kendini istanbulla kıyaslayan her izmirliyle ölümüne tartışırım. Ancak, izmir gerçekten farklı bir havaya sahip. ilk gitiğimde inanılmaz bir hayal kırıklığına uğramıştım. " izmir bu mu? " demiştim. Hala da öyle diyorum. Ama bu bir yakınmadan ibaret. Yani sevdiğimden sempatimden kaynaklanıyor.
Ve kesinlikle insanları iyi. Her ne kadar malum bölgelerden çok göç alsa da, kendine has bir yapısı var.
Kapatılmasın dediğimdir. Şu ülkede ne yasaklansa takip eden senelerde zirve yapmaktadır. Zamanında imam hatiplere uygulanan kat sayı, türban yasağı vs. gibi durumlardan dolayı ardından gelen iktidarla birlikte yıllarca 2. sınıf insan muamelesi görmüş güruh topuyla tüfeğiyle saldırıya geçmiştir. Hani hep soruyorsunuz ya bu kadar insan neden oy veriyor? diye, işte asıl meseleler bunlar. Bir nevi intikam almak gibi.
insanın kendisiyle ilgilidir. Akraba çok geniş ve heterojen bir yapıdır. Siz ne derece bir duruş sergilerisiniz onun karşılığında bir davranış bulursunuz.
Maalesef sıra bekleme kültürüdür. Ve bununla bağlantılı olarak çeşitli toplumsal kurallar. Çok insanın bunu kötü niyetle bilerek yaptığını düşünmüyorum. Hayatın hızlı akışına kendini kaptırıp kafasında binbir soruyla yaşayan milyonlar ve kozmopolit bir şehir olunca niyet sorgulamıyorum.
Arkadaş, sevgili, aşk kavramı. Bunlar başta gelenler. Yoksa hayatta hiçbir şeye fazla anlam yüklemeyeceksin. Zaten adı üzerinde " fazla". Eğer fazladan bir şey yapacaksan kendin için yap, sadece seni ilgilendirsin.
Bir gerizekalı hezayanıdır. Evet herkes istediğiyle evlenebilir, herkes özgürdür. Şimdi bunları geçelim ve gerçekleri konuşalım. Sen bunu yazan arkadaş, eğer kadın değilsen, sahiden böyle mi düşünüyorsun? Cevabını ikimizde biliyoruz.
Yılların "Türk solu" dergisinin sahibi yılların cemaatçisi çıktıktan sonra kim nedir? sorusunu sormayı bıraktım. Evet üzücü şekilde atatürkçülükten uzaklaşıp, sırf muhalefet hırsından dolayı teröristlerin çizgilerine kayma vardır. Ancak Türkiye' de muhalif veya orta bir medya kalmadığından varlığını da sürdürmelidir.
Şu dünyada yapılabilecek en büyük haysiyetsizliklerin başında gelir. Uzakta olan ve eli kolu bağlı bir adamı terketmekle beraber, bunu sana uzaktayken yapıyorum çünkü senden bana zarar gelebilme ihtimalini de düşündüm, görüşünü de ona aksettirmiş oluyorsunuz. Bunlar hep erkeklerin hataları ama bu konulara ileriki yazılarda fazlasıyla değineceğiz.
Bir türlü içemediğim, içmeye alışamadığım önemli Türk içeceklerinin başında gelir. Bir şey insana bu kadar mı itici gelir? Hani "kendini şartlamışsın" olayı değil bu bildiğin tiksiniyorum.