türklükle müslümanlığın önceliğinin kıyaslanmasıdır. tartışmalara sebep olabilecek bir karşılaştırmadır. Bunlar dışında hem türk hem müslüman ve müslüman olamayan ecnebi vardır.
--spoiler--
Her ne kadar Avrupalı güçlerin Ruslara karşı Osmanlı ile birlikte kazandıkları Kırım Savaşı sonrasında yapılan Paris Antlaşması (25 Şubat 1856) Osmanlı Devleti'ni bir "Avrupalı devlet" olarak tanımlasa da, genelde Türklerin Avrupalılığı özellikle üçüncü bir "düşmana" karşı ittifak ihtiyaçlarının canlı olduğu dönemlerde görüldü. Güvenlik kaygılarının ön planda olmadığı dönemlerde ise Türkler, Avrupa kimliğinin en popüler "ötekisi" olarak görüldü. Bu durum Osmanlı'nın son döneminde ve Cumhuriyet yıllarında Türklerin Batılılaşma ve Avrupalılaşma tercihi ve kararlılığı ile biraz karmaşık bir hal alsa da Türkiye, Avrupalılarca çoğunlukla Avrupalı kurum ve kuralları ithal etmeye çalışan, ama Avrupalı olmayan Doğulu-Müslüman ülke olarak görüldü.
Türkiye Cumhuriyeti'nde devlet ve toplum bazında genelde Batılı, özelde Avrupalı olma konusundaki kararlılık, çaba ve mücadele, neredeyse zaman zaman "Avrupalılara rağmen Avrupalı" olma hırsı, son derece özel bir durumdur ve Avrupalılık kimliği bütün (iç ve dış) itiraz ve reddiyelere rağmen Türkler tarafından artık hak edilmiş, "kazanılmıştır". Burada en önemli husus şudur: Türkiye'de sadece devlet kendini Avrupalı olarak nitelemiyor, bu kimlik artık sıradan vatandaşın da, toplumun da içselleştirdiği bir değer. Dışişleri Bakanı A.Davutoğlu'nun "Biz Avrupalılar..." diye başlayan ve artık hiç garipsenmeyen sözlerinden belki de daha çarpıcı olanı, sokaktaki Türklerin kendilerini (AB üyeliği konusundaki tartışmaların yarattığı burukluğa rağmen) "Avrupalı" olarak tanımlamaları, tersini adeta bir hakaret olarak görmeleridir.
--spoiler--
Bir düşümsenize bugün Türk takımları avrupa şampiyonlar liginde oynyor, Türk müzisyenler avrupa ülkeleri arasında düzenlenen Eurovision şarkı yarışmasına katılıyor. Bu da açıkça gösteriyor ki türkler ''avrupalı'' sıfatını çoktan kazanmış ancak avrupa bizi gereksiz formalitelerle yıpratıyor. avrupa birliğinin kapılarının türklere açılması avrupalıyı adeta dehşete düşürüyor.
Bu millet nasıl ki malazgirt zaferi ile anodoluyu yurt edinmiş ise benzer bir zafer ile de avrupalılığını ispat edecektir ancak amaç bir avrupalıya dönüşmek, asimile olmaktan ziyade adeta avrupayı fethetmek, avrupa birliğinde etkin güç ve söz sahibi olmak olmalıdır.
Belirli bir ritim tutturmuş, sürekliliğini koruyarak çıkan horlama sesinin bir anda kesilmesi olayıdır. Genellikle horlayan kişi uyku pozisyonunu değiştirdiğinde ya da içsel veya dışsal bir uyarıcı tarafından uyarıldığında gerçekleşen durumdur. Yanında uyuyan kişi için oldukça hayırlı bir vakadır. Fakat yanımızdaki kişi horlama sesine alışmışsa bu sessizlik onu huzursuz edebilir.
uykumuz var iken yolculuk yaptığımızda oluşan dayanilmaz cazibedir. yanımızdakinin kim olduğu önemli değildir, o an itibariyle onu çekici kılan koordinatları ve bir omuza sahip oluşudur. kapanan gözlerimize hakim olamazken yaşadığımız en büyük ikilemin de sebebidir bu cazibe.
yerinde bir davranıştır. kendi gözlerimizle gözlerimizi göremiyor oluşumuzun verdiği şizofrenik kaygılardan kurtulup ''ohh işte buradasın'' gibisinden rahatlamamızı sağlar.
elektrik kesilince yapacak pek bir şey olmadığından hane sakinlerinin muhabbet etme gerekliliği hissetmesiyle tatlı sohbetlerin oluşması durumudur. televizyon ve bilgisayarın bir anlık da olsa hayatımızı terk etmesi sonucu zorunlu doğan aile içi muhabbetin zaman geçtikçe tatlılaştığı bir gerçektir. uzun zamandır aile içi ilişkileri kopuk fertler elektrik kesilmesini adeta fırsat bilip kendilerini hoş bir muhabbetin içinde bulurlar.
genellikle beden eğitimi adını verdiğimiz derslerde karşılaştığımız bir tablodur. pek de iç açıcı bir tablo olmadığını söylemek gerekir. Spor ayakkabısını evde unutum not kaygısı ile mecburiyetten kundura ile derse giren arkadaşları tenzih ederek söylemek isterim ki kendi isteğiyle bu şekilde giyinen insan ancak ve ancak kıro insandır. onun oyu ile benim oyum bir tutulamaz cinstendir.
entry okurken tanımların altında verilen bakınızlara tıklayan ve hiç bir tanım yapılmamış olduğunu görünce kendisi doldurmaya kalkışan sözlük yazarıdır. bakınız fakat bakmakla kalmayınız, zahmet olmazsa altına da bir şeyler yazınız.
Biraverden esinlenen Türk dehasının yakın zaman içine votka, rakı, şarap, viski ve benzeri alkollü içeceklerinde litre hesabıyla konulduğu ve musluktan doldurup içme mantarisine dayanan bir sistemi geliştireceğine inanıyorum. Tutulur mu bilmem ama ben tutulmaması için bir sebep görmüyorum. Hem hesaplı hem de doyurucu.
iyilikten anlamayan insanlara söylenen özlü bir sözdür. örneğin bir arkadaşınıza yemek ısmarlarsınız aynı süre zarfında bir şey için bozuk paraya ihtiyacınız olur ancak bozuğum yok gibi bir cevapla karşılaşırsınız. genellikle sadece kendi çıkarlarını düşünen bencil kişilere itaf ettiğimiz anlamlı söz dizisidir.
Var olan düzenin ezdiği kimseleri savunmak. Güçlünün güçsüzü ezdiği dünyamızda güçsüzün tek başına olmadığını gösteren ve onları savunma aşkıyla yanıp tutuşan kişilerin yaptığı eyleme verilen addır.
düzen kişi ile karşılıklı olacak şekilde düzülenin arkasına geçip düzülene toplu dalmak gibisinden yanlış anlaşılmalara da sebep olabilir.
soru: domuz eti haram mıdır?
cevap: evet
soru: peki içki haram mıdır?
cevap: kesinlikle
soru: o halde ülkemizdeki marketlerde neden içki reyonu olduğu halde domuz eti reyonu yoktur?
yaran cevap: domuz eti kafa yapmıyor da ondan
henüz uygulama aşamasına geçmeyi başaramamış, sözde sistem karşıtı insanlardır. içinde bulundukları halden memnun olmadıkları halde hiç bir şey yapmamaları şaşılacak şeydir doğrusu.
ten renginin gerektirdiği davranışlar yerine zenci gibi davranan beyazların kendilerine verdiği isimdir. hayat tarzı bakımından zencilerle olan benzerlikleri bile farklı ten renklerini gölgesinde bırakamamaktadır. ırkçılıktan ziyade zencilerin o relax hayatından hoşlanan fifty cent dinlemekten keyif alan, beyazların koca kıçlarını tekmeleme ateşi ile yanıp tutuşan arkadaşlara hitap şeklimizdir.
bu tiplere küçükken göster bakayım amcana pipini denildiğinde amcaların şok olma olasılığı oldukça yüksektir.
karşınızdakinin ısrarla kendisinin haklı olduğunu savunduğu durumlardan sıyrılmanın en kolay yoludur bu sözcükleri sarfetmek. karşınızdaki sizin de onun haklı olduğunu bildiğini görünce sakinleşir, bir yandan da sizin elinizden de bir şey gelmediğinin farkına varınca kendisine seçtiği kurban sizden başka birisidir artık. Bu cümleyi kullanan birisinin arkasından iftira atması da hiç de düşük bir olasılık değildir;
-oğlum hani hoca bu soruların aynılarını soracaktı? senin yüzünden sıfır alacağım şimdi, ayıp yaptığın
-sen de haklısın ama ben de mağdurum, bana da abdulrahman söyledi
-vay göt abdül vay
Sular kesildiğinde meydana gelen tatsız bir durumdur. Bu eğleme kalkışmanın üç sebebi vardır; birincisi suların kesildiğinin farkına geç varmak, ikincisi mecburiyet üçüncüsü ise tamamen kendi isteğiyle yapan kategorisidir fakat üçüncüsü sadece teorisel açıdan düşünülebilir. Herkesin başına gelebilecek bir durumdur, örneğin;
Ankarada stadyumdayız, arkadaşım sıkışmış tuvalete girdi, su olmadığını anlaması uzun sürmedi, kantinde bir yudumluk plastik kutularda satılan suların 1 lira olması ve cebimizde yanlızca yol paramızın kalması sebebiyle arkadaşı kaderiyle baş başa bıraktık. zaman ilerlerliyor içerideki arkadaş çıkmıyordu, uzunca bir süre sonra karşımıza dikelen arkadaş ne dese beğenirsiniz;
ben: susuz ne yaptın lan içeride
o: penguen ile uykusuz dergileri vardı onları kullandım
ben: iyi akıl etmişsin de neden bu kadar uzun sürdü
o: daha okumamıştım, kıyamadım, önce okudum sonra okuduğum sayfaları kullandım...
abazanlıktan kendini sikecek kıvama gelmiş erkek bireyin, yine kendisi gibi fuck body sıkıntısı çeken bir pisiciği sahiplenip çatır çatır sikerek karşılıklı tatmin ve çıkara dayalı bir eyleme girişmesidir.
Ders çalışmak eğlemini bir alışkanlık haline getirmiş, adeta çalışmadan yapamayan ''inek'' diye tabir ettiğimiz insanlar dışında hayatının bir bölümünde sırf mecburiyetten ders çalışan arkadaşların eğlemidir. Eşşek kelimesinde iki tane 'ş' harfi bulunması anlamı güçlendirmek içindir. Bu duruma en iyi örnek üniversitelerdeki final haftasıdır.
Toplum içinde saklanan ve saklanması da gerekli olan bir takım hayvansal güdülerin dışa vurulması işlevidir. Bir erkeğin iğrenç sayılabilecek cinsel fantazilerini toplum içinde açıkca belli etmesi duruma örnektir. Duyguların azgınlık seviyesinde ancak gerçeği yansıtan bir biçimde sel olup akması durumudur. insanlarda hayvanlarda olduğu kadar normal karşılanmayan durumdur.