sözlük yazarlığı yapıp, birileriyle didişmekten; laf sokuşturmaktan, ayar olup, ayar etmeye çalışmaktan, saatlerini klavye parmaklayarak geçirmekten daha anlamlı bir iş... kitap okumak gibi. beğendiğini okuyor gülüyorsun,düşünüyorsun; beğenmediğini es geçiyorsun. eğer okuduğun sözlüğe üye olmazsan, cevap yetiştirmek durumunda da hissetmiyorsun kendini... uçurulma, yönetimin gıcıklığına kurban gitme, ''ulan ben bu davarlarla aynı fikir ortamında ne arıyorum'' diye kendi kendine konuşma gibi durumun da olmuyor.
bibip: bu yazının nesini eksilediniz efenim? evet uludağsozlukte, bir yıldan aşkın zamandır yazar sayılmaktayım ama ancak 100 küsür entry yazmışımdır. sözlük alemlerinden hevesini almış bir insan olarak, yazmak hoşuma gitmiyor artık. ayrıca itüsözlüğü tercih ediyorum okumak için. güzel yazıyorlar; kafaları çalışıyor adamların.
hiçbir solcu kızın o seviyeye düşeceğini tahmin etmediğimizden, olmayacak bir iştir. ama o kızcağızların yerine, bizler kendisine dere-tepe düz gidebiliriz... zaten ilerleyen saatlerde şiddetle muhtemel bir olaydır bu. birazdan sol framede ana-avrat başlık açarsam, şaşırmasın kimse... geçen günkü olaylardan dersini almamış olan moderasyonun ve sözlük sahabının suçudur bu.
gazetelerin, cinsel fantazi etkisi yapan haberleri kıyıdan köşeden bulup üçüncü sayfalardan dürtmesi sonucu ortaya çıkan bir abartılı olay... hususi fantazi dünyasında çığır açmak, konuya zaafı olanları iyice hayretler içinde bırakmak için yayınlandığından şüphe yok. (#1431751)'nolu ayette belirildiği gibi, eşşek olsa imkaansız bir durum. hapishanede birisi koğuştan koğuşa duvarı bile delmeden geçip bafilemiş hatunu; hapishane yönetimi de adamın aletinin gölgesine sığınıyor. olayın gerçekliği bir yana; haberi okuyup da 25 santimlik malafat lafıyla kendinden geçmesi gereken bir kadın olmalıyken; erkeklerin bu malafat önünde saygıyla eğilmek istemeleri de, toplumsal sapkınlığın bir sonucudur.
nerden uydurdun bu toplumsal sapkınlığı diye kimse laf etmesin. yazılan entrylerin çoğunda, herifin malafatına duyulan saygı ve sevgiyi farkettim. özellikle erkek yazarlar bu konuda daha sevecen ve hassas davranmışlar.
bütün sözlüklerde yaşanılan durumdur. emek verilen onca yazı, bir anda sözlüğün mülkiyetine geçiverir... sonrasında ''vay be adam ne güzel yazmış'' diyenler, sizi tebrik edemeyeceklerdir. uçurulan yazarlara ''entrylerini de al git!'' diyecek kadar delikanlı bir sözlük çıkmadı şimdiye kadar, sıkar o kadarı... fekat uçurulmadan önce çabuk davranıp sözlüklerdeki entrylerini silip, uçurulduğu sözlüğü g.t eden bazı uyanık yazarlar da mevcuttur... bir bakarsınız ki, başlık ve ilk entry alakasız duruvermiş.
sözlükler alemi böyle işte. fazla kaptırmayacaksın kendini evlat. iyi şeyler yazayım diye kasmayacaksın fazla. sonra kıçına tekmeyi bastıklarında, ''entrylerimi verin layn'' deme hakkın olmuyor.
düdüt: örneğin bu entry normalde ikinci sırada olmalıydı.
kahve içerken böyle bir hazzın duyulduğunu daha önce de duymuştum. şöyle ki efenim; daha önce yazarı olduğum bir sözlükte, türbanlı bir bayan moderatör, kocasının kendisinden kahve istediğini ve kahveyi içer içmez azdığını açık seçik anlatmıştı bir başlıkta... olayın gerisini okuyucuların tahminlerine bırakmıştı ama yazının gidişhatından, belliydi neler olduğu.
daha sonra kendi kendisine pimpiriklenerek, şahsıma gıcık gitmiş ve ''bu hıyarağası bu sözlükte yazmaya devam edecekse, ben de moderatörlüğü filan bırakır çıkar giderim'' demişti. sonra değişik bir nikle tekrar yazar oldu aynı sözlüğe... kocasının başka nelerden tahrik olduğunu hala sözlük ortamlarında yazar mı bilmem ama her akşam herifin önüne kahve getirdiğinden şüphe yok.
