Benim hayatımın özetidir. Yıllarca bit anın gelmesini beklerim. Sonra o an gelir, ama yapmam gereken şeyi yapmaya cesaret edemem. Sonra da pişman olup kafamı döverim.
Eğlenceli Bir oyun Adı. Eskiden çok oynardık. Oynamak isteyen herkes dahil olabilir. Herkes bir üstteki entrye cevap verecek ve alttakine soru soracak. Şöyle ki;
1- hakan adında tanıdığın var mı?
2- hakan liseden arkadaşımdı. En evlendiğini duydum. iki senedir haberim yok. Sinem adında tanıdığın var mı?
3- aa ablamın adı. Uyuyor şu an vs. Gibi.
Şimdi ilk soruyu soruyorum. Kerem adında tanıdığın var mı?
Matematikle alakası olan sorudur. Sorunun daha anlaşılır hali şöyledir;
Diyelim ki bu hırsız 4 kez hırsızlık yapmış ve sadece bir kez yakalanmıştır. Dolayısıyla yakalanma oranı %25 dir. Eğer bir hırsızlık daha yaparsa ve yakalanmazsa yakalanma oranı yüzde 20 ye düşer. Bu şekilde yakalanmadan yüz hırsızlık yaparsa yakalanma oranını yüzden 1'e düşürür.
Bu durumda her başarılı hırsızlık sonrası yakalanma ihtimali azalır.
Ancak mantıklı düşününce çekirge bir sıçrar iki sıçrar olması gerekir. Söz sizde değerli matematikçiler.
Karakter eksikliği yaşayan sözlük sebebiyle, başlık yarım yamalak oldu. Asıl başlık şöyle olacaktı; (bkz: tuvalete sol ayakla girin diyen dinin evrenden bahsetmemesi)
Şimdi sevgili romalılar; bildiğiniz üzere islam üç günde ortaya çıkmadı. 23 sene süren bir vahiy zamanı var. 6666 tane ayet, onbinlerce hadis var. Bu hadis ve ayetler bir arabın günlük hayatında karşılaşabileceği neredeyse her durum için mevcut.
Ancak gelin görün Ki; evrenden, uzay boşluğundan, güneş sisteminden hatta onları boşverin japonlardan, meksikalılardan bahseden bir tane ne ayet ne hadis yok. Sizce de ayet ve hadisler o anki duruma göre uydurulmuş olamaz mı? Yok evrensel bir kitaptan bahsediyorsak, neden hep peygamberin karşılaştığı durumlarla ilgili de araplardan tamamen farklı olan eskimolarla ilgili bir ayet yok?
Neden güneşin 6 ay batmadığı yerlerde orucun nasıl tutulması gerektiği açıklanmamış. Neden eskimoların balık kurban edip edemeyeceği ile ilgili bir bilgi yok.
Varlığından kuşku duyulandır. Şimdi yalaka sözlük erkekleri buraya doluşup kraldan çok kralcılık yapmaya başlar. Şimdiden söylüyorum ki under my penis november paşa.
Asıl konuya gelelim. Dünyada her zamankinden daha hızlı bilgiye ulaşılabiliyor. Mesela google A penis yazıp aratsanız siyahından sarısına, uzunundan kısasına her türlü erkek cinsel organı görürsünüz.
Benim merak ettiğim ise, hayatında penis görmemiş sözlük kızı olup olmadığıdır. Gerçek ya da sanal farketmez. Acaba "ulan nasıl birşey acaba bu penis? Diye hiç düşünmeyen, hayatında hiç görmeyen var mıdır acaba? Özellikle sözlük kızları diye belirtmemşn sebebi, interneti aktif kullanıyor olmalarıdır. Söz sizden kızlar.
Edit: penis fotoğrafı koleksiyonu olan sözlük kızları eksiliyor.
Artık gına getirendir. Yahu benim bildiğim bu insanoğlu yürürken sıçan bir tür değil, koyun gibi. Şişli etfaldeki teyzeyi saymazsak, ben şimdiye kadar ayakta sıçan görmedim. Ha gerçi sıçan kimseyi görmüşlüğüm yok ama tahminim herkes oturuyordur.
Hal böyleyken, neden tuvalete hareket sensörlü lamba konur ve yetmezmiş gibi 5 saniyede bir sönecek şekilde ayarlanır ki? Zaten tuvalet dediğin olay, belki de en hareketsiz kalınan anlardan biri değil mi? Yani arada bir ıkınmasan neredeyse hiç hareket etmeyeceksin. Peki bunu takanlar acaba içerde daimi bir hareket olduğunu ve bu sayede lambanın sürekli açık kaldığı mı sanıyorlar.
Doğru söyleyin lan, ben miyim oturarak hacet gideren?
Gerçek olandır. Durun hemen saldırmayın trol diye. Dikkat ettiyseniz başlığı kitap okumanın gereksizliği olarak yazmadım. Çünkü kitap okumak politik yorum elde etmekten tutun da evde bira yapımına kadar bir çok şeyi öğretebilir.
Benim derdim roman okumakla. Şu roman denen türün ne ile yaradığını bir türlü anlamadım. Benim gözümde birinci sınıftaki bıdık ali kitaplarından farksızdır. Adamın biri kafasında birşey kuruyor, sonra anlatıyor da anlatıyor. Sen de onu alıp saatlerini günlerini veriyorsun. Ha bazıları iyi değil mi? Elbette iyi olanları var. Zaten romablar kötü demedim ben, gereksiz dedim. En iyisi bile gereksiz. Ne katıyor ki roman okuyucusuna.
Derseniz ki; hiç bişey katmasına gerek yok, ben sevdiğim için okuyorum. Eyvallah. Mesela patlıcanın da bir faydası yok ama yiyorum. Ancak sırf sevdiğim için kalkıp şöyle faydalı, böyle iyi de demiyorum.
Hepinizin malumu, islam da şahitlik söz konusu olduğunda iki kadının şahitliği bir erkeğinkine eşittir.bu nikah şahidi olunduğunda da böyledir, suç isnatlarında da.
Hal böyleyken, nasıl oluyor da, nüfusunun %99'u müslüman olan bir ülkede bir kadın entrysi bir erkek entrysine eşit olabiliyor. Bu kabul edilecek bir durum değildir.
Sözlük modlarından ricam, kadın yazarların entrylerini yarım değerlendirip ona göre karma puan hesaplamalardır. En azından şeriat isterük diyen bağyan yazarların puanı hesaplanırken bu yöntem uygulanmalıdır.
Amaca göre değişendir. Amaç geyik yapmak takılmaksa normaldir. Ama her başlık altına fotosunu atan malları anlamıyorum. Ulan facebook var oraya gitsene. Ne mallar var amk. işte umut fakirin ekmeği.
Bu gece gerçekleşecek olandır. Büyük ikramiyeyi alınca sözlüğü satın alıp zeytinlik yapmadan önce götünden hikaye uyduran kukla ve benzeri yazarları uçuracağım.
inciye giderlerse orayı da alırım. Yine uçururum. Ekşide giderlerse diye korkmaya gerek yok. Zaten bunu ekşiye almazlar.
Büyük ikramiye bana çıkacağı için önem arzetmez. Çünkü sözlüğü satın alıp zeytinlik yapmadan önce benden önce girilen girileri sildirip, ilk entriyi ben yazacağım. Bu arada moderatör olmak isteyenler mesaj atsın.