xmandr
1020 (ulu)
üçüncü nesil yazar 2 takipçi 15.40 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    sabah mahallenin muhtarları müziğiyle uyanmak

    1.
  1. aslında sözlük yazarlarının itirafları bölümünde de yazılabilecek bir durumdur ama cesaret edemedim* neyse tanıma gelirsek; kişinin sabah uyanma safhasında içinden mahallenin muhtarlarının giriş şarkısını söyleyerek kendini yataktan atmasına sebebiyet verecek eylem.

    ..herkes yerini alsın bizim dizi başlıyor (burada yataktan kalkıp bilgisayar başına oturulur)
    sanki gerçek hayatta bu mahalle yaşıyor...

    yüksek analizler sonucu (çok erken kalktığının farkına varmak gibi) anlaşılmıştır ki, normalde sabaha karşı yatan bünye, erkenden yatıp sabah kalkmaya çalışırsa böyle travmatik uyanışlar yaşanıyormuş.
    1 ...
  2. kan uyuşmazlığı iğnesi

    1.
  3. rhogamdır tıptaki ismi. hamile olan kadının kocasıyla arasındaki kan uyuşmazlığından kaynaklanır. fakat bu durum sorun değil, sorunun nedenidir. çünkü bu uyuşmazlık sonucu oluşacak bebeğin kan grubunun rh(+) olma olasılığı vardır ve budur asıl sorun olan. annenin rh(-) bebeğinse rh(+) olduğu durumlarda doğum sırasında bebeğin bir miktar kanının anneye geçebilme ihtimali olduğu için doğumu takiben ilk 72 saatte yapılır bu iğne. tabii bunun da yapılabilmesi için anneye önceden indirekt coombs denilen bir test ya da bebeğe direkt coombs denen test yapılmalıdır. bu testler (-)çıkarsa rhogam yapılır (tam olarak ne kadar miktar yapıldığını hatırlamıyorum),herhangi birisi (+) çıkarsa anne bebeğin kanıyla hamileliği sırasında ya da başka bir şekilde rh(+)bir kanla daha önceden karşılaşmış demektir ki bu da iş işten egçmiştir manasına gelir. yani anne artık rh(+) bebeğe karşı bağışıktır ve ikinci bebek de rh (+) olursa büyük sorunlar yaratabilir bu durum.

    rhogamın içerisinde bebeğin antijenlerini öldüren antikorlar bulunur. yani bunun yararı anne bebeğin kanından haberdar olmadan biz bu iğneyle bebeğin kanını temizleriz, annenin ruhu duymaz. böylelikle anne ilk bebeğindeki kana antikor yapıp da ikinci hamileliği süresinde olası 2. rh + bebeğine karşı savaş açmamış,açamamış olur.*

    edit: rh(-) hamilelerin 28. gebelik haftasında önlem olarak rhogam yaptırmaları gereklidir. bu yapılmamışsa doğum sonrasında ikinci önlem olarak yukarıda anlattıklarım yapılır. en başta yapılması gerekeni atlamışım, dalgınlık..
    1 ...
  4. okulda çancıdan batakta yancıdan hayır gelmez

    1.
  5. bahsedilen her iki karın ağrısından da aşırı derecede bıkmış usanmış bireyin haklı serzenişidir.

    çan yapan, akabinde can yakan öğrencinin kime neye faydası vardır arkadaşım, neye yarar etrafındaki insanlar için ömür törpülemekten başka. okul hayatı boyunca yaşadığı en büyük heyecanı sınav sonuçlarının açıklanmasıysa bir öğrencinin, morali bozuk gördüğünüzde nedeni son sınavından aldığı 90sa bir insanın, etrafta ettiği tek muhabbeti ders konularıysa bu organizmanın, kime neye faydası vardır a dostlar... edindiği onca gereksiz teorik bilgiyi pratiğe dökememenin verdiği acemilik, şapşallık vardır üzerinde gün boyu, ama bunu ne kendisine ne de çevresine belli etmemeye özen gösterir, çünkü kendince yarattığı ve zarar görmesini istemediği, belki de tek tutanağı olan yıkılmaz egosu vardır onun. kafasına kazıdığı teoriklerden egosuna bir çin seddi siper etmiştir adeta, korur kollar onu..

    gelelim bataktaki yancımıza. e bu adam gün boyu ders çalışmıyor, geziyor tozuyor da noluyor, bir batak masasında kime neye faydası var be arkadaşım. bu da törpülemez mi insanın ömrünü, soğutmaz mı insanı hayattan ve bilimum güzelliklerinden. oturduğu batak masasını adeta kurutan, yanında oturduğu insanın kısmetini kapayan, hesaba ortak olmayıp gönlünce dilediğini yiyip içme hakkına sahip olmuş bir parazittir bu kanımca. birgün olsun çıkıp da "yeter artık ulan ben de oynicam bu oyunu, yıllardır sizi izledim durdum, işin teoriğini kaptım, artık ben de koz söyleyebilir, koltuk altıma kelek yapabilir, masaya vurup el alabilirim, evet evet bunu yapabilirim, valla lan" desin, elimi açmadan king demezsem ben de adam değilim..ama yok bu da işin anca teori kısmıyla ilgilenenlerden, çancı arkadaşımız gibi. ooh ne güzel otur birinin yanına, ye iç, gül eğlen hesap ödeme vesaire vesaire; ne lan bu? söğüt gölgesi mi burası pezemenk?
    bu arada her yancı arkadaşımız bu bahsettiğim tarzda değildir, onları tenzih ederim. biraz da spesifik bir eleştiriydi benimkisi..

    uzun lafın kısası, (ilkokulda her kompozisyonumun sonuç kısmı böyle başlardı, alışkanlık mazur görün) işin özü; hayatı teorikte bırakmayıp pratiğe dökmektedir marifet.. aksi taktirde hayata çaylak kalmak kaçınılmazdır.
    2 ...
  6. umut fucker in ekmegidir

    1.
  7. gün boyu bar bar gezinerek, geceyi birlikte geçireceği kızı arayıp duran, gittiği ortamda gözleri dedektör edasında etraftaki dişileri kesen bünyenin, hayattaki belki de en büyük sığınağı umuttur. umutsuz fucker, mutsuz fucker dır, manasına gelen postmodern özdeyiş.
    3 ...
  8. sevgilisinin iskoc etegi giymesine izin veren kiz

    ?.
  9. güiza nın yüzündeki dayanılmaz acı ifadesi

    1.
  10. fenerbahçenin golcü futbolcusu daniel gonzalez guizanın, şartlar ne olursa olsun yüzüne yansıyan, yansıdığı anda da ekran başındaki milyonlarca futbolseveri yasa boğan yüz ifadesidir. bu ifade, guiza ister penaltı kazandırsın, ister gol atmış olsun, isterse türkiye kupasını kaldırsın* hiç değişmiyor kardeşim. adam suratındaki o hüznü atamıyor bir türlü.

    evde toplanmışsın arkadaşlarınla maç izliyorsun, o da ne, fenerbahçe gol attı, golün adı guiza. tam, haydi havalara zıplayalım, delicesine kutlayalım bunu derken; guiza ekrana gelmez mi, o emrahvari bakışıyla bizi acıya kedere hapsetmez mi, lanet olsun lan. bu adamı görünce rakı sofrası kurup, ağıt yakasım geliyor tüm feryadımla.

    http://img301.imageshack....age=8826bguiza002bmg7.jpg
    http://img408.imageshack....age=guiza41024x768ge4.jpg

    söylerim size a dostlar, şu yüz ifadesine baktığı halde gol sevincini deli dolu yaşayabilecek bir insan evladı var mıdır? adamı gören, sanki gol atmış arkadaşlarına koşmuyor da, evinin yandığını öğrenmiş, "yetişin komşulaaar ocağım söndü, yüreğim yanıyooor" feryatları eşliğinde evine koşuyor sanır.

    bu adamın kırmızı kart görmesi de çok zor bence. hakem tam elini cebine götürecekken, gözlerinin içine bakan guiza hakemin yüreğini paramparça eder, acıya boğar be arkadaş, çıkaramaz o hakem kartı guizaya. bununla da kalmaz, diğer cebinden kendi kartını çıkartır; "maç sonrası bul beni konuşalım, derdini paylaşabilirim, takma kafaya bu kadar" bile der o derece.
    uzun lafın kısası, yönetim guizaya bir an önce önlem almalıdır, acilen bir kaş kaldırma operasyonu ayarlanmalı, mimik dersleri verilmelidir. zaten yeterince sıkıntıda olan ülkemizin bir de maçlarda sevinip stres atamadığını düşünürsek gidişat hiç de iyi görünmüyor.
    5 ...
  11. burs basvurusuna land rover la gitmek

    1.
  12. yapan kişiye sorgusuz sualsiz kızılcık sopasıyla girişilmesi gerektiği riskli eylem. bunu yapan korkusuz, korkusuz olduğu kadar da şuursuz olan bireyin burs başvurusuna gitmesinin iki sebebi olabilir; ya başvuruyu tamamen sosyal bir aktivite olarak görüp can sıkıntısını hafifletmek istiyordur ya da yine burslarla aldığı land roverının* son zamanlarda gittikçe artan bakım masraflarını karşılamak istiyordur.* lafı uzatmaya gerek yok, her halukarda dövülmelidir bu pezevenk.
    4 ...
  13. bu devirde hala kesfedilmemis olmak

    1.
  14. başlığın; "bu devirde hala kesfedilmemis sözlük yazarı olmak" şeklinde olması gerekiyordu. karakter sınırlamasına takılır düşüncesiyle bu şekilde açılmış olup, sonradan sınırı aşmayacağı öğrenildiğinde pişman olunacaktır. neyse tanım:

    nanoteknoloji çağında olmamıza rağmen hala keşfedilmemiş sözlük yazarının bilimsel ayıbıdır. burada tüm sözlük ahalisine görevler düşmekle birlikte asıl görev zallındır. başlıkları tek tek gezip, alt alta okuyup sözlük yazarlarını keşfe çıkmalıdır. gerekirse her yazarla birebir konuşarak nabız yoklayıp hatır sormalı, gönül almalıdır.
    0 ...
  15. is gorusmesine slip mayoyla gitmek

    1.
  16. sahilde cankurtaran olarak çalışmak isteyen idealist kişinin, iş görüşmesinde 'can kurtarmaya her an hazır vaziyetteyim' izlenimi verme amaçlı giriştiği eylem. diğer iş görüşmelerinde biraz garip kaçabilir, tavsiye edilmemektedir.
    2 ...
  17. sabri sarioğlu nun barcelona ya göz kırpması

    1.
  18. barcelona lı yetkililerce "gözü seğiriyordur onun, aldırmayın" şeklinde karşılık bulacak hal ve davranış.
    7 ...
  19. cirilciplak hirsiz kovalayan insan

    ?.
  20. yakalarsa ne yapacağı apaçık ortada olan insandır, çılgındır, gözü kararmıştır.
    2 ...
  21. seovi ye acik cek

    1.
  22. karşılığında sözlük topraklarını* terk etme garantisini, seri şekilde artı vererek güven verdiği taktirde bir an bile düşünmeden yazacağım çektir. gün doğarken sesleniyorum sana seovi kardeş (suavi diye hitap edesim var karşı konulmaz bir istekle ya neyse); al şu lanet olası koca popolu çekini ve git buralardan, lütfen. yazacağım çeke şüpheyle bakıyorsan şunu aklından çıkarma; bu karşılığın, hiçbir zaman karşılıksız çıkmaz.*
    dipnot:çeki hamiline yazıyorum, bankalarda kimlik rezilliğini çekmeyesin diye.
    0 ...
  23. kacirdigi otobusu taksiyle takip eden sadik yolcu

    1.
  24. düzenli olarak hafta içi her gün evden işe, işten eve gitmek için kullandığı yolcu otobüsüne sadık kalma içgüdüsüyle yanıp tutuşan, otobüsün saatini kaçırdığında taksiye atlayıp otobüsü takip ederek yakalamaya çalışan, otobüsteki şoförden tut yolculara kadar herkesin gönlünde taht kurmuş hayali kahramandır. otobüsünü yakalar yakalamaz iner taksiden ve biner ait olduğu araca, alkışlar eşliğinde. belki de aylık akbile verdiği paranın boşa gitmesini istemediği için yapıyordur bunu tüm gözü kararmışlıkla. bilinçsiz olduğu kadar idealisttir de..
    6 ...
  25. sözlük yok youtube yok facebook yok ne var lan it

    1.
  26. adsl destek hattını arayıp haykırırcasına söylenmesi gereken soru cümlesi. karşılığında telesekretere yönlendirilip ttnet sınırsız mp3 kampanyası var cevabı alma olasılığı yüksektir.
    5 ...
  27. neokurumneyazarim

    1.
  28. 5. nesil yazar, hoşgelmiş. hem okuyup hem yazması dileğiyle..
    0 ...
  29. adres tarifinden karakter tahlili yapmak

    1.
  30. her insan ömründe en az bir kez adres sormuş ve adres tarif etmiştir. yaptığım kısa bir araştırmaya göre, dünya üzerinde her gün 750 bin adres tarifi veriliyor. peki bu hiç tanımadığımız insanlar, adres tarif etmekten başka günlük hayatlarında neler yapar, nasıl yaşarlar, mizaçları nedir, hırlı mıdır hırsız mıdır.. kimi zaman karşılaşılan ilginç adres tariflerinden sonra akıllarda kalan sorulardır bunlar. işte bu tariflere dayanılarak bu sorulara cevap niteliğinde bir bilişsel aktivitedir, adres tarifinden karakter tahlili yapmak.**

    +selam hacı, körkardeşler pavyon'a nasıl gidebilirim?
    -bakın şu üzerinde oldugunuz çukurlardan geçilmeyen asfaltta dümdüz ilerleyin, ileride kırık dökük bir bina göreceksiniz kimsenin yaşamak istemeyeceği, hah işte oradan sola dönün sağda ekmekleri hiçbir zaman taze çıkmayan bir fırın var, fırını sağınıza alarak çöp kokusundan geçilmeyen sokakta ilerleyin taa ki elbiseleri ancak iki yıl dayanıp hemen yırtılan mağazaya gelene kadar, mağazayı arkanıza alın ve karşıya o şaşı gözlerinizle bakın girişi tam bir harabeyi andıran pavyonu göreceksiniz. işte adres oras... nereye gitti lan bu adam?
    (bkz: mükemmelliyetçilik)
    0 ...
  31. yanlış yola girince cep telefonuna sarılmak

    1.
  32. başlığın tam şekli; 'insanların bulunduğu bir ortamda yürürken yanlış yola/yere girdiğini farkedince çaktırmadan cep telefonunu çıkarıp bir şeylerle uğraşıyormuş gibi yapmak.' olacaktır. bu arada sarılmak kelimesi soyut manada kullanılmıştır, böyle bir durumda cep telefonunu çıkarıp somut anlamda bu eylemi gerçekleştiren manyaklara da ayrıca saygılarımı iletiyorum.

    cep telefonları hayatımıza girdikten sonra her geçen gün çeşitli markaların çeşitli modelleri çıkarılmakta, her birinin bir başka dikkat çekici özelliği ön plana çıkmaktadır. fakat öyle bir özelliği vardır ki bu meretlerin, her markada, her modelde vardır bu, zira bu özellik için sadece telefon olması yeterlidir. kimse bir telefoncuya gidip telefon alacakken kalkıp -pardon bu telefonun, "yanlış bir yola girip dımdızlak kalma durumlarında kurtarıcı özelliği var mı?" diye sormaz

    söz gelimi*; alışveriş merkezindesinizdir, sinemadan çıkmış, alışveriş yapacagınız yerlere ulaşma amaçlı yürüyen merdiveni kullanmaya karar vermişsinizdir, yukarı kata çıkarsınız, fakat aradığınız yerin orada olmadığını, aksine çıktıgınız yerin bir nevi çıkmaz olduğunu, oradan hiçbir yere varamayacağınızı anlarsınız fakat iş işten geçmiş ve yürüyen merdivenle birlikte arkanıza kattığınız beş on kişiyle birlikte oracıkta kalakalırsınız. işte o an çok önemlidir. kimse birbiriyle göz göze gelmez, anında cep telefonları çıkarılır, ileri geri adımlar atılarak tuşlara basılır pervasızca. sanki taksim tramvay durağında sevgilisini bekliyor çakal, yerler mi olm. neyse sonra bu hatanın sorumlusu cep telefonuymuşcasına sert sert basılır tuşlara;

    -lan piç niye yukarıda bişey olmadıgını söylemedin
    -ne biçim telefonsun sen
    -seni niye aldık lan ne işe yararsın sen
    -al sana al sana (burada tuşlara kanırtırcasına basılır.)

    dermiş gibi bir haliniz vardır. oysa ki alakası yoktur. aslında tuş kilidi açılıp kapatılır, açılıp kapatılır, saate bakılır falan filan...

    bu eylem çoğu insanımızda refleks halini almıştır. beyin geçersiz bir işlem yürüttüğünde kontrol mekanizması devreye girer ve güvenlik amaçlı anında el cep telefonuna gider, kendinden emin adımlarla ileri geri gidilir, boyun bükük telefona bakar vaziyette birkaç tuşa basılır, rahatlatır, ferahlatır, tebessüm ettirir...
    4 ...
  33. renksiz bukalemun

    1.
  34. hayattaki en belirgin özelliği olan renk değiştirebilme karizmasından yoksun bırakılmış, aile efradı tarafından da kabullenilmeyip bir göl kenarına bırakılan, sevimsiz mi sevimsiz, bir o kadar da yürek parçalayan bukalemun.
    renksiz olduğu için ortamlarda kolayca farkedilmeyip her an ezilme korkusuyla yaşamaktadır. korkusu onu bu genç yaşta tansiyon, şeker ve prostat hastası yapmıştır, elinden tutulası, sahiplenilesi, rengarenk boyanasıdır.
    4 ...
  35. maçta takımını tutup iddaa da rakibe oynamak

    1.
  36. başlığın tam şekli şöyledir; "iddaa oynarken tuttuğu takımın rakibine oynayıp, maçı izlerken kendi takımını desteklemek."
    hayatın acı gerçeklerinden birisidir bu durum. tuttugunuz takım çoğunlukla yabancı bir takımla oynayacaktır bu maçta. rakip güçlüdür, lanet olsun çok güçlüdür ve sizin takımınızın güzel bir futbolla rakibi darmadağın etmesini istersiniz fakat bir tarafta da hayatın gerçekleri vardır, parasız saadet olmayacağı gerçeği. ya kaybedersek, ya yenilirsek paranoyası içinizi kemiredururken o anda yapacağınız tek birşey vardır o da iddaa oynarken parayı rakibe yatırmak. sonuçta takımınız kazanır da kupon yatarsa umrunuzda bile olmaz kaybettiğiniz para, çünkü yaşadığınız mutluluk onu örtbas etmeye yeter. öte yandan takımınız yenilir de kupon tutarsa teselli babında bir tebessüm kaplar yüzünüzü, ertesi gün alacağınız parayı düşler, takımınızın önünüzdeki maçlara bakmasını temenni edersiniz. şayet maç berabere biterse; bahtsız bedeviden beter olma durumu vardır, iddaanın da takımın da allah cezasını versin diyerek anlık sinirsel patlamalar yaşayıp kendinize geldiğinizde aslında futbolun da, iddaa nın da sizi hayatta tutmasına izin verdiğiniz diğer basit ayrıntılar gibi, sıradan bir tutku olduğunun farkına varır mutluluğu yakınlarınızda aramaya başlarsınız. başlar mısınız lan sahiden? o kadar konuştuk boşa gitmesin bu felsefi yazı...
    6 ...
  37. bayrami otobuste geciren belesci cocukluk

    1.
  38. genellikle bayramlarda belediye otobüslerinin bedava olmasından dolayı, mahallelerinde pervasızca maç yaptıkları karşı takımın oyuncularıyla birlikte oyun alanına çevirir otobüsleri bu çocukluk. fakat otobüslerden dışarı adımlarını atmaz bu afacanlar, sanki ortada çukur varmışçasına son durakta, bir otobüsten diğerine geçerler, oradan oraya günahsız nefesleriyle buğulaştırdıkları camın arkasından istanbulu seyreyleyerek gezip evlerine geri dönerler. kimbilir belki nedeni oynadıkları ortada kuyu var yandan geç adlı çocukluk parodisinin bayramlara izdüşümüdür bu hareketin, bilinmez. canlarım benim yine de severim ama çocukluğu, biz de çocuk olduk lan olmadık mı? olmadık tabi ak, ilkokulda hep taktir getir bisiklet alıcam diyen baba, ortaokulun sonunda götü boklu atari aldı sadece adalet mi lan bu adalet mi?..
    neyse daha fazla açılmadan; bayramlarda otobüsten otobüse yatay geçiş yapan o güzelim çocukların ışıltılı gözlerinden, onlardan rahatsız olup da otobüste içlerinden söylenen amcaların kellerinden öpüyorum.her nerede yaşanıyor ve yaşatılıyorsa *
    (bkz: hanım koş çocukluğuma iniyorum)
    3 ...
  39. noro muskuler

    1.
  40. hem sinirsel* hem de kas sistemiyle* alakalı, manasında kullanılan latince sözcük.
    (bkz: nöromüsküler hastalıklar)
    1 ...
  41. metroya yetisemeyecegini bildigi halde kosmak

    1.
  42. sabah okula, işe, çarşıya, pazara metroyla giderken sıklıkla gözlemleyebileceğiniz eylemdir. sabahın köründe kalkmış uyku sersemi bünyenin bir nevi sabah egzersizidir.olayı ele alalım biraz; kahramanımız metro alanına ayak basmış, jeton gişesinden jetonunu alma amaçlı emin adımlarla yürüyordur.jetonu alıp içeri girişini sağladıktan sonra merdivenlerden inip metroya binecektir. bir an gözlerini ovuşturur ve aşağı bakarak metronun durakta durdugunu görür ve macera başlar; metroyu görmesiyle startı verir kahramanımız, başlar delicesine koşuşturmaya, bilmezki önünde daha jeton kuyrugu, jeton alacağı kişiyle kuracağı ticari diyalog, sonra jetonu atıp geçeceği giriş engeli ve merdivenlerin olduğunu, bilse de hesaba katmaz, katsa da umurunda değildir, onun için önemli olan yarışmaktır sadece.içindeki çocuksu umudu, hiç bitmeyen mücadele hırsını görmelerini ister metro sakinlerinden ama nafile kimseye yaranamaz, en fazla bir sözlükte başlık konusu olur sonra sözlüğün tozlu sayfalarında yerini alır, her çaresizce çırpınan emektar insanın hayatın derinliğinde kaybolup gittiği gibi...*
    2 ...
  43. poliartikuler

    1.
  44. *"ikiden fazla eklemi ilgilendiren" manasına gelir.(poli:çok, artiküler:eklemle ilgili)
    0 ...
  45. patella refleksi

    1.
  46. *bir tür derin tendon refleksidir.refleks çekiciyle musculus rectus femoris* kasının tendonuna vurulur ve oradan çıkan duysal uyarı omurilikteki ilgili bölgeye* giderek motor uyarıya çevrilir ve motor sinirler aracılıgıyla bu musculus rectus femoris denilen kas kasılarak bacakta ekstansiyon denilen hareketi yapar.tıpta kullanımıysa buradaki kasın kasılmasında rolü olan yolaklarda sorun olup olmadıgına bakılmasıdır.alınan refleks çok şiddetliyse üst merkezlerde(beyin,beyin sapı vb.), refleks alınamıyorsa alt merkezlerde(omurilik, kas, sinir hastalıkları vb.) sorun olduğunu gösterir.
    ulan latince anlatsaydım bir cümleyle toparlardım ne işmiş be.uktecinin notu:"çekiç ve diz" oysa ki.buradan selamlarımı gönderiyorum kendisine...
    0 ...
  47. infantil

    1.
  48. *bebeklik dönemiyle ilgili, bebeklik çağına ait manasındaki kelime.
    1 ...
  49. heyecanli bir film izlerken hizli cekirdek yemek

    1.
  50. kişinin hızlı, atraksiyonlu bir filmi çekirdek eşliğinde izlerken farkında olmadan çekirdek yiyişinin de hızlanması. çekirdeği öyle bir yer ki, ne kadar hızlı yerse sevdiği karakter beladan o kadar çabuk sıyrılacakmış gibi gelir ona. ben şahsen iki elle vardiyalı olarak çekirdek yediğimi bilirim*
    0 ...
  51. sozlukte seleksiyon kacinilmaz oldu

    1.
  52. sözlükte açılan saçmasapan başlıklardan, sözlüğün gidişatından rahatsız olan yazarların haykırışı.sol frame e bakıyorsun mükemmel bir yaratıcılığın örneği başlıklar ama bir boka yaramayan, hiçbir tutarlı yanı olmayan başlıklar.ota boka tespit yaptığını sanıp cümlesinin sonuna özenti, model tarzı şeyler koyarak aslında kendisinin, aklı başında tespitler yapan insanlara özentilik yaptıgının farkında olmayan bir grubun açtığı başlıklar.tamam yaratıcısın da yaratıcılık da işe yaradığı sürece güzel birşey olsa gerek.anlamlandıramadığım en önemli noktaysa şu;yav kardeşim sen hiç mi sıkılmazsın bu kadar uzun uzun entry kasmaktan? hayır kayda deger bir yanı da yokki yazdıklarının.seni bu kadar dinç tutan şey ne? ne bileyim git çık dışarı hava al biraz oksijen solu, sevgilinle gez, yoksa arkadaşınla gez, o da yoksa köpek al onu gezdir hem bakarsın bir kız/erkek arkadaş bulursun hayatını kurtarır; senin de bizim de hayatımızı...
    neyse "iki saattir yazıyorsun bir kez çözüm demedin" diyorsanız acele etmeyin çözüm kısmına da geldim. kendimce düşündüm de bu kişilere prim verenler yine bizleriz ben şahsen bu başlıkların altına entry giriyorum; ayar verme maksatlı da olsa, espri yapma maksatlı da olsa vb.maksatlarla...bu tarz başlıklara rağbet etmezsek, başlığı açan kişinin nickinin altına entry girmezsek bir süre sonra eminim bu dimağlar yorulacaklar bu kadar saçma başlıklar açmaya, ancak kendisi gibi olanlar yazmış olacak başlığının altına ki onlar da saçma olacak büyük ihtimal, haliyle zamanı geldiginde başlık silinse de entrylere yazık olmamış olacak böylelikle.bir süre sonra bu kişiler prim yapamadıklarını anlayınca başlıkta da belirtildiği gibi seleksiyona uğrayacaklardır.e o zaman ben kime ayar vericem lan diyeceksiniz duyar gibi oluyorum; ben derim ki ayar veresimiz geldiğinde seri eksi oy veren ibne başlığına girip ona boşalalım**
    bu arada belirtmekte fayda var; kime göre neye göre saçma bu başlıklar diyeceksiniz bazılarınız biliyorum, hatta seri eksileyen bilge arkadaşlarımız bile olacak kimi zaman*; kime göre saçma olduğunu söylemeye gerek bile yok bence öyle başlıklar açılıyor ki zank diye kafanızda şimşekler çakıyor zaten, oha ya bu kadar da mallık olmaz diyorsunuz emin olun.saçma kelimesi yanlış anlaşılmasın yani o bakımdan açıklama yapma ihtiyacı duydum çünkü yeri geldiğinde hepimiz saçma denilecek entryler, bakınızlar girebiliyoruz eğlence geyik maksatlı...
    ha diyorsanız sanane kardeşim beğenmiyorsan çek git, sözlüğü terket, biz kendi yağımızla kavruluyoruz, sizin taktirinize kalmış. aksi halde sözlüğün gidişatı hakikaten iyi değil, tamam diğer tüm sözlüklerden daha fazla entry giriliyor, daha fazla başlık açılıyor ama sonuçta "önemli olan boyu değil işlevi" mantıgıyla gidersek gerçekten de kaliteli olsun yarısı kadar girilsin entry.yoksa olduğumuz yerde sayacağız gibime geliyor benim.sevgilerimle...

    peşin edit:başlığın altına; "yav bilader çok uzun entry kasmışsın işin yok mu senin çık dışarı git sevgilinle gez ya da arkadaşınla gez ya da köpek bul... tarzı ayarlar vermemeniz rica olunur.**
    5 ...
  53. mikrovaskuler endotel harabiyeti

    1.
  54. adından da anlaşılacağı üzere* mikro düzeydeki damarların yani kapillerlerin en iç tabakası olan endotelin fiziksel, kimyasal, biyolojik, enfektif vb. nedenlerle haraba uğrayıp yapısındaki seçici geçirgen özelliğini kaybetmesiyle akciğerlerdeki hava değişiminin bozulmasıyla sonuçlanan üzücü olay.bu duruma en sık ARDS denilen acut respiratory distress syndromeda* rastlarız ki ölüm riski %60 olan son derece tehlikeli bir durumdur.*
    0 ...
  55. histerosalpingografi

    1.
  56. rahim** ve fallop tüpüne* radyo-opak madde verilerek röntgen filminin çekilmesi.
    3 ...
  57. nietzsche bayramlara

    1.
  58. ünlü düşünür f.nietzsche nin yaşadığı zamanlarda yaptığı bayram tebriklerinin dil sürçmesi sonucu ortaya çıktığı kimi otoritelerce tahmin edilen cümlesi. aynı otoriteler dil sürçmesinin bilinçaltını yansıttığını da tahmin etmektedir.*
    (bkz: narsizm)
    3 ...
  59. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük