kuzenlerin evine gidilmiştir ve küçük çocukların ısrarı üzerine abla dövüş oyunu oynayacaktır. cd takılır, uzun uğraşlardan sonra cd'nin çizik olduğu anlaşılır. abla, tabi çok biliyorum havalarında olduğu için, cd'ye iki hohlar, pohlar, siler miler, çalışmaz.
kuzen: ablaaaaaaaaaa! dur, dur, dur, dur! ben biliyoooooommmmm. anneeeeeeeeeee! napıyoduk bu cd'e çalışmayınca???????
anne: yine mi bozdunuz cd'yi???? kolonyalı mendille silin. olmadı kolonyayla silin.
abla: yenge olur mu öyle şey?
anne: olur, olur. yap bakın nasıl çalışacak.
kuzen içeriden kolonya getirir, mendil ile silinir.
sonuç: cd çalışmaktadır.
insan vücudunu iki parçaya ayıran nadir duygulardan biridir. aklın, mantığın ne kadar istemesede bunu, ne kadar inanmasada, şu an yaşadığımızın göstergesi olan kalp belki sadece aşk için atar ömür boyunca. sonunda acı çekmek bile olsa, değer bir kere bu duyguyu yaşamaya...
(bkz: aşk, dön ölümden, gel gir dünyama)
türkiye'nin bağrtından kopan, süper ötesi(!) şarkılarıyla gönlümüzde zararlı ot gibi büyüyen ve kendisi zevk alırken biz millete sadece utanma kısmını bırakan, sayın (!) şarkıcı(!)(!!!!!???????????)
''sokakta boş kola kutusunu tekmelemeden geçmeyen ulvi'', ''biten cipsin dibinde kalanları ağzını dayayıpta yiyen ulvi'', ''kahvede gazete kuponlarını çaktırmadan kesen ulvi'', ''bilmediği adresi tarif edip insanları yanlış yönlendiren ulvi'',"taç çizgisinin bir iki metre yakınında pas verecek arkadaş bulamayan ulvi...", "televizyonu kumandasından değil de kendi tuşundan kapatan ulvi", "arkadaşına çelme takmayı düşünürken kendi takılıp düşen ulvi"
dizideki insanların "ben iyiyim abi. ülkenin selameti için uğraşıyorum." diye önlerine gelen insanları öldürüp geçmeleri. ölen insanların dirilip dirilip tekrar dizinin göbeğinde yer alması.
(bkz: oğlum beni tanıdılar sen kaç)