beşiktaş jimnastik kulübü yönetim kurulu nun saat 16:05 te yaptığı, son haftalarda yaşanan olaylarla ilgili yaptığı açıklamadır. açıklamanın tamamı için;
okumaya üşenip özet geç piç diyenler için kısaca; tff ve tabii ki malum kulübe çok feci giydirmelerden oluşmaktadır.
--spoiler--
tff başkanının malum kulübün yurtdışındaki voleybol maçına gidip, düzce tesisinin inşaatını ziyaret edip bjk nın uefa maçına teşrif buyurmamaları.
önceki gün oynanan gençlerbirliği maçındaki "enteresan" hakem hataları.
facebook üzerinden ücretsiz olarak, sayfayı beğen-mesaj at-şifreyi gir combosu yapılarak 1 haftalık avea içi 2000 dakika konuşmanın hattınıza yüklenmesiyle gerçekleşen kampanyadır, pek güzel gelmiştir öğrenci bütçesine.
faydamız olsun aha da link; http://apps.facebook.com/aveaoffer/
mark knopfler ın sakinliğine inanılmaz yakışan şarkıdır. hikayedir, mk anlatır, dinletir. içerdiği inanılmaz betimlemeler mk nın nasıl bir duygu insanı olduğunu gösterir. uyku öncesi ılık süt gibi şarkıdır.
burada http://spor.mynet.com/haber/bilica-kuryeye-carpti-ve-k/31874 ve ntvspor da da yayınlanan haberdir. roberto carlos tan kalma ciple zavallı bir motorlu kuryeyi ezip geçip kaçmıştır. bu şerefsiz herif ne zaman akıllanacak gerçekten merak ediyorum.
edit: kazaya sebep olduğunu farketmediğini söylemiş. oha diyorum artık. ne içtiysen ben de istiyorum sevgili bilica!
babadır. hem de en babasından. aynı zamanda da insanı şu ülkede olduğundan dolayı gülümseten babadır.
2010 türkiye si. muş ili. varto ilçesi. buzlugöze köyü. ziyaret mezrası. muhtemelen kuş uçmaz kervan geçmez bir yer.
işte burada koskoca yüreği olan bu adam varını yoğunu -ki 22 ineğe tekabül etmektedir- satıp mezraya tek göz bir okul yapılmasına sebep olmuştur bu adam tek başına.
8 çocuğundan okula giden 3 tanesini -3 ü de kız-, 4 km. uzaktaki okula çok zor olan şartlardan dolayı traktörle götüren şamil şener, bir gün kızlarından birinin traktörde olan bir sarsıntı ile düşüp kafasını çarpıp dişlerini kırması sonucu çok üzülüp okul yapmayı kafasına koymuştur. sonra da inekleri satıp okulu dikmiştir. milli eğitime de başvurup köye öğretmen de getirtmiştir bu yüce adam.
şu anda da inşaat işçiliği yaparak geçimini sağlayacak olan adama kimler yardım edecek çok merak ediyorum doğrusu. kırtasiye ihtiyaçları varmış okulun. bunlar bir şekilde karşılansa da umuyorum sattığı inekler ya da en azından değerleri bu adama devlet tarafından bir şekilde geri verilir.
genç, iri yarı bir arkadaşımız sağ kolunda dirsekle bilek arasına kocaman puntolarla, made in kısmı siyah, turkey kısmı kırmızı olarak made in turkey yazdırmış. tam olarak nasıl düşünsem bilemedim ama öyle çok kıro, apaçi gibi gelmedi. hatta bir noktadan sonra hoşuma bile gitti azıcık. esprili bir milliyetçilik yaklaşımı gibi. atatürk imzasının yerini alabilir yeni sezonda.
tanım: türkiye cumhuriyeti vatandaşı olan bir kızımızın babası olan kişidir.
önden belirteyim buradaki duruma uymayan ve şeker gibi yaşayan, yaşatan babalar da tabii ki vardır. ellerinden öper selam ederim. bu yazıda tecrübelerden oluşan bir genelleme mevcuttur.
sevgili baba kişilikler; sorarım size nasıl babalıktır bu, nasıl çocuk, hele de kız çocuk yetiştirmektir bu? gördüğüm, duyduğum, tanıdığım birçok kızlar oldu. arkadaş olan, dost olan, sevgili olan. çoğundan duyduğum şeylere erkek olarak inanamadım bile ki evet kıskanç birisiyim de diyebilirim üstelik! ama nasıl bir baskıdır, nasıl bir şeriattır çoğunun maruz kaldığı, aman allahım.
yanlış anlaşılma olmasın, ben kesinlikle demiyorum ki kızları salın kafalarına göre takılsınlar, düşsünler kalksınlar istedikleri gibi. tabii ki istisnasız bütün insanların disiplinli yetişmeleri en müsait olanı. hele de bu devirde, hele de bu ülkede. yalnız, kızları korumak dürtüsüyle, korumak-kollamak ve hayatlarını dar etmek arasındaki çizgi aşılınca çok kötü sonuçları ortaya çıkabiliyor. bu örneği teşkil eden kızların birçoklarında ciddi psikolojik bozukluklara tanık olmuşumdur. hiçbir yerde olması gerektiği şekilde davranış sergileyemeyen, hayatı yalan-dolan üzerine kurulu, kendi başına karar alamayan zayıf karakterli varlıklara dönüşüyorlar. sonuçları öyle ağır oluyor ki, okudukları okul, çalıştıkları iş, hele hele özel hayat kabusa dönüşebiliyor çoğu için. tüm bu konularda öyle saçma adımlar atıp, öyle büyük hatalar yapıyorlar ki kendine saygısı olan hiçbir insanın yapmayacağı türden şeyler bunlar. bu kızları gerçekten seven adamlar bu yüzden bıkarlar zaten bir yerde de*. zordur çünkü bu kızları sevmek. sıkıntılıdır, can sıkar, can yakar.
çoğu itiraf edemese de bellidir ki, kızın en ufak bir hareketi erkek arkadaşa bağlanır. hata yapma lüksleri yoktur çünkü kim bilir ne boklar yiyordur kız başına. telefonla konuşamaz fazla çünkü milletin ağzına sakız mı olacaktır o adamın kızı. rahat giyinemez çünkü konu komşu ne der o adamın kızına, erkekleri eve mi toplayacaktır o kız. erkekten arkadaş-dost olmaz. çünkü alayımız o adamın kızını sikmek için sıradayız! hele evinden uzaktaki bir kıza görünmez bir zincir takılır, binlerce kilometre öteden. kimi neye karşı, nasıl koruyacağını bilemeden!
hani şu klasik türk kızı şöyledir böyledir geyiklerini bir yana bırakalım. türk kızı candır, kandır nihayetinde. amma ve lakin kendi suçları olsun olmasın, çoğunda hatalar mevcuttur. çünkü bozuk hayatların sonuçlarıdırlar. yazıktır.
1945 yılında kurulmuş, merkezi los angeles taki santa monica lisesinde bulunan; amerikanın, belki dünyanın en kaliteli yayınlarından birini yapan ve en çok dinlenen radyolardan birisidir. özellikle sounds eclectic ve henry rollins tavsiye edilir. internetten de takip edilebilmektedir.
özellikle canlı olarak dinlendiğinde insanı hem ağlatabilip, hem de mutlu edebilecek kadar güçlü tınılar, notalar topluluğudur efendim. kenny wayne shepherd ın başyapıtlarından birisidir.