Mistik olaylarla mechleri birleştiren bir başka anime. Konusu aşağıdaki gibidir. Tam adı Code Geass - Lelouch of the Rebellion olup Japonca yazılışı "Code Geass - Hangyaku no Lelouch" şeklindedir.
10 Ağustos 2010'da, Britanya imparatorluğu Japonya'ya savaş açar. Japonya, Britanya imparatorluğu'nun en yeni silahı olan "Knightmare Frame"e karşı hiçbir şey yapamaz ve istila edilir. Japonya'nın adı "Alan 11" olarak değiştirilir ve vatandaşlarına da "11'ler" adı verilir. Japonya'da yaşayan Britanyalı Lelouch, Britanya'yı yok edeceğine yemin eder.
Savaştan yedi yıl sonra; Lelouch lisede okumaktadır. içinde askeri bir sır barındıran kamyonu çalan teröristler yoldan çıkarlar. Lelouch, kontrol etmek için kamyonun yanına gider. Duyduğu ses yüzünden içine bakmak ister ama içeride mahsur kalır. Kamyon tekrar hareketlenir, üstelik peşlerinde Britanya özel kuvvetleri vardır. Teröristlerden Karen, Nightmare olarak adlandırılan dev robot ile karşı saldırıya geçer. Kaçmayı başaramayan Lelouch kamyonun içerisinde yakalanır. Onu yakalayan çocukluk arkadaşı Suzaku'dur. Bu sırada kapalı olan bölme açılır ve içinden esrarengiz bir kız çıkar. Bu sırada olay yerine gelen Britanya askerleri Lelouch ve kızı yakalar. Lelouch'un vurulmasına engel olmak isteyen Suzaku, Britanya askerleri tarafından vurulur. Lelouch'un öldürülmesine engel olmak isteyen kız da vurulur, ölmeden önce Lelouch'a özel bir güç "GEASS" verir. Lelouch, bu gücü Britanya imparatorluğunu yok etmek için kullanmaya karar verir.
1981 yılında karısını, kaynanasını ve bir üniversite öğrencisini öldürmekten 10,000 * yıl hapse mahkum olmuş kişi. "Şimdilerde ise katliam yapanlar elini kolunu sallıyor, aslında yapılması gereken bu" dedirten olayın baş aktörü.
Mortal Kombat serisinin 4. ana oyunudur. Mortal Kombat Mythologies: Sub-Zero'da geçen hikayenin sonucu niteliğindedir. Reiko, Kai, Tanya gibi yeni karakterler vardır. Konu olarak eski bir Elder God olan Shinnok'un Netherrealm'den (Cehennem) büyücü Quan Chi'nin yardımıyla kaçışını benimsemiştir.
Öncelikle bir id software oyunu (her ne kadar splash damage yapsa da...).
Konusu ise basit: Strogg dünyayı basar; insanlar coşar; bunlar bir arada halay çekmek için şehir, orman nerede olurlarsa olsun birleşirler. Wolfenstein: Enemy Territory'nin devamı sayılıyor*; ama konusu Quake 2'nin devamı oluyor. Bir Battlefield 2142 klonu gibi dursa da, daha fazla arcade ağırlıklı ve rütbe sistemi daha başarılı. Şöyle ki; maç içinde aldığınız rütbe ** bir sonraki doğumunuzda* hediye ediliyor.
Araçlar pek dengeli değil; karşıdan bir walker gelirken "Ne yapacağım lan ben buna karşı?!?!?!" diyebiliyorsunuz çünkü insanların ona denk bir aracı yok. ama tank idare eder.oyun içinde "eşya ithal etmek" veya "supply drop" istemek oldukça kolay yalnız belli birimler belli şeyleri isteyebiliyor ancak.
Özetlemek gerekirse;
Grafik - Kötü değil ama mükemmel de değil.
Ses - Enfes.
Oynanabilirlik - Battlefield serisinden daha iyi. Siz düşünün artık.
Multiplayer - Hiç deneyemedim daha...
Kontroller - Bir gamepad ile bile oynayabilirsiniz; o kadar basit ve güzel.
Eğlence - Yeter de artar bile.
ingilizce "cataclysm" kelimesinden paldır küldür çevrilen bir sözück örneği daha. isimdir; "tufan, afet, yerkabuğundaki ani ve aşırı değişme, felâket, karışıklık" anlamlarına kerşılık gelir.
kısaca: Illidan.
Bilmeyenler için: Warcraft 3: Frozen Throne adlı güzide oyunumuzun; cehenneminden * dürtülmek suretiyle çıkarılan, hayvan-üstü karakteri. Night elf ırkında bulunur, oyunu oynayanların yaklaşık %85'i bu karakteri mutlaka kullanır.*
Ayrıca World Of Warcraft The Burning Crusade oyununda da kesilebilen karakterdir. Yalnız teke 60-80 girerler, adaletsizdir...
The Bourne Legacy'nin başlangıcı olan; Amerika hükümetinin black-est op* olarak yürüttüğü; zaten özel eğitimli olan askerlerin, duygularının da yokedilmesiyle mükemmel suikastçilerin * yaratılması olayına dayanan oluşum. ilk denek olan Jason Bourne* beklenenden de üstün başarı gösterince proje devam ettirilir ve yeni denekler programa alınır. Ancak Bourne, Nykwana Wombosi'yi öldüremeyince * proje askıya alınır ve en sonunda Bourne tarafından dağıtılır. Daha sonra Blackbriar Project olarak daha kapsamlı bir şekilde geri döner.
ben mezun olduğum sırada* halen aktif görevine* devam eden; öğrencilerinin severek aldığı* bir "özlü sözler" toplama kitabına sahip; güzel, tatlı insan. Oldukça da affedicidir.
I hear footsteps closing in
I recognize them from my early days
The times are different the image remains the same
Repeating backflashes remembering the name
Approaching visions of things I can't recall
A familiar smile awakes the pain
Unkept promises
The night awaits
The act of confidence
The kiss of Judas
I feel the lips on my cheek
The kiss of Judas
Haunts me once again
In your private chamber you're all alone
The well earned silver pieces falling to the floor
The flame of the candle casting movement to the wall
Your eyes filled with guilt keep staring at the door
Approaching visions of things I cant recall
A familiar smile awakes the pain
Unkept promises
The night awaits
The act of confidence
The kiss of Judas
I feel the lips on my cheek
The kiss of Judas
Haunts me once again
Aşmış ötesi bir Celine Dion şarkısı. Aşkı ve aşık olanların *halini anlatır ve onlara yol gösterir*.
Sözleri:
I can read your mind and I know your story
and I see what you're going through yeah
It's an uphill climb, and I'm feeling sorry
But I know it will come to you yeah
So don't surrender coz' you can win
In this thing called love
When you want it the most there's no easy way out
When you're ready to go and your heart's left in doubt
Don't give up on your faith
Love comes to those who believe it
And that's the way it is
When you question me for a simple answer
I don't know what to say, no
But it's plain to see, if we stick together
You're gonna find the way, yeah
So don't surrender coz' you can win
In this thing called love
When you want it the most there's no easy way out
When you're ready to go and your heart's left in doubt
Don't give up on your faith
Love comes to those who believe it
And that's the way it is
(That's the way it is)
When life is empty with no tomorrow
And loneliness starts to call
Baby don't worry, forget your sorrow
'Cause love's gonna conquer it all, ALL!
When you want it the most there's no easy way out
When you're ready to go and your heart's left in doubt
Don't give up on your faith
Love comes to those who believe it
And that's the way it is
Don't give up on your faith
love comes to those who believe it
and that's the way it is.
That's the way it is
That's the way it is, yeah
Don't give up on your faith
Love comes to those who believe it
And that's the way it is.
Not: CBS kanalının bir gösterisinde NSYNC ile düet yapmıştır bu şarkıyı Celine ablamız. Dadından yinmez olmuştur.
internet sitelerini kopyalamaya, içinden dilediğiniz türdeki dosyaları sorgusuz sualsiz almaya, sitenin sabit diskte gezilebilir* halini indirmeye yarayan araçtır. Shareware olarak bulunabilir. Faideli bir araçtır. Sloganı "High Performance Webcrawling"dir.
2004 Eurovision Şarkı Yarışması'nda * Estonya'lı grup Neiokoso tarafından icra edilen ancak yarı finali 12. sırada bitirip finallere kalamayan şarkı. Kişisel fikrim şarkının güzel, koreografinin berbat olduğudur.
Youtube Linki:
Sözleri:
Esi hinnäst,
hummogu heräti,
kikkalauluga
Lätsi jäti vallalõ väräti,
tulku tõõsõ ka
Saa-õi maada,
tii lätt jo edesi,
ümbre mi õi lää
Huug om sääne,
et sääl kon silmäpiir,
ummi varbit nää
Oroviir, mõtsatii, ülõ jõõ ülõ mää
Tiiä-õi, kohe tuu, elo viil, käänd
Oroviir, mõtsatii, ülõ jõõ ülõ mää
Tiiä-õi, kohe tuu, elo viil, käänd
Eelä mi joht olli ja,
täämbä mi tulli ja,
hummõl mi jälki jo lää
Pääväkõ paistus jo,
kõgõ mi süämen,
ja egäl puul om miil jo hää
Täämbä mi tulli,
mi olõ-õi ulli ja,
hummõl mi jälki jo lää
Pääväkõ paistus jo,
kõgõ mi süämen,
ja egäl puul om miil hää
Esi hinnäst,
hummogu heräti,
kikkalauluga
Lätsi jäti vallalõ väräti,
tulku tõõsõ ka
Saa-õi maada,
tii lätt jo edesi,
ümbre mi õi lää
Huug om sääne,
et sääl kon silmäpiir,
ummi varbit nää
Eelä mi joht olli ja,
täämbä mi tulli ja,
hummõl mi jälki jo lää
Pääväkõ paistus jo,
kõgõ mi süämen,
ja egäl puul om miil jo hää
Täämbä mi tulli,
mi olõ-õi ulli ja,
hummõl mi jälki jo lää
Pääväkõ paistus jo,
kõgõ mi süämen,
ja egäl puul om miil hää
Ohh...
Oroviir, mõtsatii, ülõ jõõ ülõ mää
Tiiä-õi, kohe tuu, elo viil, käänd
Belçika kökenli bir masal. Masalda hergün saten ayakkabılarını eskiten ve babalarını dellendiren (bu ne biçim müsriflik) 12 tane prensesin ve köyde kendi halinde yaşayan bir gencin* periler tarafından oyuna sokulmasıyla gelişen olayları kapsıyor.*. Belçika'daki bir dörtlüğün bu masaldan geldiği söylenir:
Kül oldu taflan ağaçlar,
Sevgililerimiz hep kaçtı.
Artık ormanlarda dolaşmayız,
Buralarda yalnız gezeriz.
uzun bir süredir içinde olduğum duygusuzluk çeşidi. Sadece size bakan birinin varlığını bilmek olan duygusuzluk türü. Sadece sizi düşünmesi bile bir sevgi kaynağı olabilecekken çeşitli nedenlerden dolayı bu sevginin varolmamasıdır. bu nedenler anneden de kaynaklanabilir, kişinin kendisinden de. Ancak ne olursa olsun tehlikeli bir durumdur.
Bende ise kimseye arkadaşlıktan öte bir duygu besleyememiş olmamdan kaynaklanır. Ailemden kimseyle özel bir bağ ***** kuramadım. Düşünce yönteminden mi kaynaklanıyor, yoksa başka birşeyden mi daha çözemedim. Ancak henüz şu ana kadar ** henüz herhangi biriyle koparamayacağım bir bağ kuramadım; veya daha kötüsü, kurmadım.
akıllara resmen çayır, çimen ve böcek üçlüsünü getiren süper rahatlatıcı bir Blackmore's Night şarkısı.
Sözleri aslında bir maceracının* bir köye gelip, köylülerin ve kendisinin nasıl etkilendiğini anlatır.
As I went a walking
One morning in spring
I met with some travelers
On an old country lane
One was an old man
The second a maid
The third was a young boy who smiled as he said
"With the wind in the willows
The birds in the sky
There's a bright sun to warm us wherever we lie...
We have bread and fishes and a jug of red wine
To share on our journey with all of mankind."
So I asked them to tell me their name and their race
So I could remember each smile on their face
"Our names, they mean nothing...
They change throughout time
So come sit beside us and share in our wine"
"With the wind in the willows
The birds in the sky
There's a bright sun to warm us wherever we lie...
We have bread and fishes and a jug of red wine
To share on our journey with all of mankind."
So I sat down beside them
With flowers all around
We eat from a mantle
Spread out on the ground
They told me of prophets
And peoples and kings
And all of the one god that knows everything
"We're travelling to Glaston
Over England's green lanes
To hear of men's troubles
To hear of their pains
We travel the wide world
Over land and the sea
To tell all the people
How they can be free... "
"With the wind in the willows
The birds in the sky
There's a bright sun to warm us wherever we lie...
We have bread and fishes and a jug of red wine
To share on our journey with all of mankind."
So sadly I left them
On that old country lane
For I knew that I'd never see them again
One was an old man
The second a maid
The third was a young boy who smiled as he said...
"With the wind in the willows
The birds in the sky
There's a bright sun to warm us wherever we lie...
We have bread and fishes and a jug of red wine
To share on our journey with all of mankind."
Hayatın "işletim sistemi", insanların da "program" olduğunu düşünürsek; insanların yaşamlarını kolaylaştırbilmesi için gereken tuşlardır.
Örnek olarak save, load, capture, send ve mute.*
HASiP Dinçsoy ilköğretim Okulu Din Kültürü Öğretmeni olan yalnız 8'nci sınıf öğrencilerini Fethullah Gülen'ın 'insanlığın iftihar Tablosu - Sonsuz Nur 1-2-3' isimli kitaplarını okumalarını zorunlu tutan insan. haber şöyle devam etmekte:
HASiP Dinçsoy ilköğretim Okulu Din Kültürü Öğretmeni Sedat Çelebi, 8'nci sınıf öğrencilerini Fethullah Gülen'ın 'insanlığın iftihar Tablosu - Sonsuz Nur 1-2-3' isimli kitaplarını okumalarını zorunlu tuttu. M.A. adlı öğrenci sınıfta kalma korkusuyla, kitapları aldığını belirterek 'Öğretmenimiz Fethullan Gülen'in kitaplarını okumamızı istedi ve okuyanlara 5 vereceğini söyledi. Ben de aldım' dedi. Öğretmen Sedat Çelebi ise kendisini şöyle savundu: 'Okul yan gelip yatma yeri değil. Kırtasiyelerde 30 YTL.'ye satılan üç ciltlik kitabı toptan 15 - 20 YTL'ye onlar için alacağımı söyledim. Her öğrencinin bu kitabı okuması gerekiyor. Dinimizi en iyi anlatan kitap bu.' Esenler ilçe Milli Eğitim Müdürü ilyas Tekin ise, konu hakkında soruşturma başlatacaklarını belirterek şunları söyledi: 'Kitabın üzerinde Talim Terbiye Kurulu yazısı yoksa öğrencilere önerilemez. Veliler şikayet etsin, açığa bile alabiliriz.'
yalnız altındaki yorumlar akşam gazetesini birazcık* düşürür* niteliğinde.
gizem 10.05.07 20:53
hoca ne yapmışsa iyi yapmıştır.sizede söz söylemek düşmez. hoca kendisinin ne yaptığını bilir. sedat hocam sizi çok seviyorum.
baran 30.03.07 22:24
hayır böyle bir şey yok bunu duyunca çok üzüldüm.ben bu okulun öğrencisiyim.ve böyle bir şeyin olmadığın bütün sitelerde söyler ve bunun düzeltilmesini arz ederim.
... 20.02.07 22:29
bende bu okuldan mezunum ve benim dönemimdede bu kitabın tavsiye edilmesi söz konusuydu ancak bu yalnızca bir tavsiyeden ibaretti öğrencileri tarafından sevilen sayılan bir öğretmenin bir kitabı ( herhangi bir kitap olabilir hiç öenmli değil)önermesiyle onu zorunlu tutması arasındaki nüans anlaşılmalı ve bir öğretmen bu şekilde itham edilmemeli diye düşünüyorum
ezgi uzunhan 20.01.07 16:14
bende hasip dinçsoy ilkögretim okulu 8 sınıf ögrencisiyim nedense bu yorumu sadice işine geldigi gibi yorumlayan tek ögrenci ben de dahil bütün okul bunun yalan oldugunu biliyoruz eger ki bizim okulumuz seviyesizlerin ögretmen oldugu bir yer olsaydı okulumuz hiç bir zaman örnek gösterilmezdi bu yalanı söyleyenlere sadice Allah'tan korkmalaını söylüyorum.
muhammet 14.10.06 13:52
bu haberi yapana ALLAH akıl fikir versin
enes 14.10.06 13:49
bu haber yalandır Hasip Dinçsoy i.ö.o. her zaman örnek okuldur.
gül 12.10.06 20:22
bence sedat çelebi iyi bir hoca ayrıca bir kitap önerdiyse bunun hiçbir kötü tarafı yok zaten böyle bir haberi yayınlayan (pislikler) okulu lekelemek ve dinsiz insanlardır keşke diğer hocalar da bunun gibi güzel şeyler önerse ayrıca bu haber YALAN ÇÜNKÜ HOCA HiÇiBiR ZAMNN SINIFTA BIRAKACAĞINI SÖYLEMEDi böyle yalan haber yayınlayanlara yazıklar olsun.
Discovery Channel'ın Fifth Gear isimli programında gerçekleşmiş hadisedir. Şöyle ki;
Sunucu hanım kızımız Lamborghini Murcielago'yu tanıtmaktadır. Sıra "E Gear"a gelir (Sürüşü kolaylaştırmak için yapılan bir eklenti). Hanım kızımız bunun nasıl olacağını merak etmiştir ve bu yüzden bu caanım arabayı daha önce hiç süper araba*** kullanmamış birine, annesine, anahtarı verir ve kocaman bir pistte 3 tur sürdürür. Keşke herkesin böyle bir evladı olsa.*
Link: http://www.youtube.com/watch?v=OxaZZ9dyhyU