bana çok mantıklı gelen bir öneri.zaten kendisinin amacı bu konuşmalarla biz yazarları gaza getirerek popülaritesini arttırmak değil mi?bu söylediklerini kimse önemsemese,herkes onu kendi haline bırakmış olsa, okan bayülgen'de onun programında bu kadar konuşmasına izin vermez.hal böyle olunca çok matah şeyler söylediğini sanıyor bu zat.ancak,normal yurdum insanıda zaten günlük hayatta bu cümleleri çok rahat kurabiliyor(mantalite konusunda kimse eline su dökemez o ayrı).şuan benim üzerimden de prim yapıyor ne yazık ki..
geçen hafta otobüste denk geldim böyle bir adama(yoksa ben hiç böyle birşey yapmam.).15 dakika boyunca bıkmadan,usanmadan devam etti.gözüm takıldı tabi birkere..
çoook sinirim bozuldu dostlar!
-takıntı mı?
-yok canım ne alaka değilim öyle birisi.
aşkın gerçekliğide tartışılabilir bambaşka bir konu kanaatimce.gerçek olduğu varsayımı üzerine anlatmaktayım bu hissiyatı.ummadık bir anda tadabilirsiniz bu duyguyu.yakınınızda olan fakat gün geçtikçe kabullendiğiniz bir durumda olabilir.kabullenmesi zordur çoğu zaman.özel biri olmasını istersiniz çünkü.kendi düşüncelerinizde şekillenen hayali kişinin bir vücutta canlı halini görmek,o olduğunu hissedebilmek,kabullenilesi güç bir durumdur çünkü..
zor kısım bundan sonra başlayacaktır.iki kişinin birbirine gerçekten(!) aşık olupta bir ilişkiye başlaması çok sık rastlanan bir durum değildir.(itiraz eden abiler tamamdır en çılgın playboylar sizsiniz isterseniz hepsi sizindir kabulüm)birey kendini aranılan kişiyi bulduğuna inandırır çoğu zaman.dediğim gibi kafalarda herzaman "acaba oda beni seviyormu?","bana bakıyor yoksaaaa..?" tarzı cümlelerin olduğu durum daha genel bir gerçek aşk vaziyetidir.ve bundan sonrası iki ucu boklu değnektir.dinlenilen her aşk şarkısında(genelde çoğu şarkı aşk temalı zaten),içilen her yudumda onu düşünmek acı verebilir.ama insanlar olarak seviyoruz nedense bu tarz acıları.aslında en katlanılmaz olanı başka biriyle çıktığını öğrendiğin an olacaktır.onu başka biriyle görmek daha acı lan aslında(?).her neyse; kurduğunuz o saf düşler,"acaba?" soruları anlamsızlarşır artık.asıl gerçek ummadığınız kadar açıktır.öncesinde-sonrasında yaşanılan açılıp açılmama gelgitleri bir müddet ciddi biçimde aklınızı kurcalar.tüh..keşke.. tarzında kelimeler,nidalar kullanmamak adına bence herşeyi göze alarak duygularınızı açıklamak en iyisidir..
-biri banamı seslendi?
dedemin müthiş fantezisi..
ilk duyduğumda yok artık dedim.
ama o da ne?ekmeğe dökülen rakıyı yiyen kuşlar birkaç metre uçtuktan sonra pat düşüyor.
artık fantezi değil müthiş bir zeka ürünüydü benim için.
hayatımdaki bu müthiş değişikliği yaşatan dedeme,
alkış istiyoruuuuuum!
(bkz: yok artık)
hiç hoş değil kanımca.ayrıca akdeniz bölgemizdeki tatil bölgelerimizden birinde olmuşsa bu yanıklar,güneşlenirken yabancı taklidi yaparak kurtulmak mümkün idi.salın kendinizi..
nettir.ne ise odur.3 kuruşa tav olan kızlarla işi yoktur.parasıyla adam olmaya çalışanlara inat,öyle bir inerki otobüsten;limuzinden inseniz yaşayamazsınız o havayı zengin piçleri!
az önce izlemiş bulunduğum bu film müthiş kolpa aksiyon sahnelerine sahip olup alkollü iken adamı acayip gaza getirmekte.
boş kafayada aynı etkiyi yapabilir belki denemek lazım ancak kan-revan,ölüm dolu sahneler seven izleyicilerin kaçırmaması gereken bir film.
tabi kahramanın bir orduya bedel,öldürmesi imkansız bir insanımsı olduğunu belirteyim ki boş yere küfür yemiyim.
sigara içtikten sonra üstüne içilen bir bardak suyun ciğerlerde orgazm etkisi yaptığı inancındayım.
imkanım olsa sormak isterdim kendilerine.
belkide sexten daha büyük bir haz duymaktalar o suyla.
acaba?
farkın az olması durumunda yaptıkları anlaşılabilir eylem..tıpkı dün geceki gibi.
biz ise kadıköyde alışmışlığın verdiği keyifle "işte böyle her sene böyle" nidalarıyla eğlendik.
-olm biz uefayı aldık ama hede hödö blablala..
piç bi arkadaşın verdiği gaz ve tüyolarla yola koyulduk.hikayesi ise;bir vinçte tepesinde büyük para vardı.ne alaka,niye koymuşlar diye soramadan para gözümüzü kör etmişti bile.kaç taso eder diye hesaplamaktaydık.velhasılkelam öğle tatilimizden fedakarlık edip vardık okula yürüme mesafesindeki yere.tel örgüyle çevrili bölgeye(niye yaptığımızı hala anlayamadım) gaz bombası atarak girecektik.kolpacı,hayatı yalan başka bi arkadaş ben gaz bombası getiririm benim dedem zabıta demişti.(zabıta=gaz bombası??)ilk bombayı içeriye attı.hiç bişey olmadı.o bozulmuş bunu atıyım dedi yine bişey olmadı.meğer aklı sıra bizi kekliyo pezevenk.bomba dediği şey inek aşısıymış.asıl konu vincin tepesi ise ayrı bir fiyasko.2 vitesimsi kol ve bir koltuk.edilen küfürler eşliğinde,öğle tatilimizi yemenin verdiği hüzünle okula geri döndük..
olum nekadar şerefsizmişsiniz lan!
