Üzerinde çok konusulması gereken feci bir vakadır ancak odağın epey kaçmış oldugunu düşünüyorum. Bu rezaletteki esas O.Ç. nin taksici, simitçi, bekçi falan olması çok bir şey ifade etmiyor. Bu O.Ç' liğin tamamen taksici tayfasına yaftalanması yanlış, Nasıl ki tüm hatanın bi taksi platformuna ışık hızıyla yüklenmesi gibi.
Bu herifin ağır bir klinik vaka olduğu çok nettir ve hepimiz eminiz ki bunun gibi binlercesi her gün çevremizde. Ülkenin psikolojisi de malumken bu tarz rezaletler hizmet yoğun yerlerde sıkça denk geliyor normal vatandaşa. Bu olay ortalamanın çok üstünde ağır bir durum olduğu için sosyal medya ile birlikte kolayca yükseldi, hakettiği ilgiyi de buldu.
Muhtemelen bu herif adam gibi ceza almayacak, en fazla taksicilikden men edilecektir . Yapabileceğimiz tek şey olarak gördüğümüz -Bi taksi uygulamasını kullanmamak- eylemi ise bu sürece pozitif katkı sağlamaktan çok uzaktadır.
Aksine bu tarz uygulamaları daha cok kullanmalı, alternatif uygulamaları özendirmeli , rekabeti desteklemeliyiz. Hiç bir ayıbın, hayvanlığın gizli kalamayacağı, sadece iyi sicillilerin servisini kabul edeceğimiz seviyeye ulaşmalıyız. Bu da digital / sosyal platformların çok etkin ve paylaşımcı kulanılmasıyla olacaktır. O zaman bu herifler ya paşa paşa ya da s.ke s.ke ayıklayacaklardır pisliklerini.
Bir yandan da Bi taksi gibi binlerce taksinin digital taksi durağı olma hedefinin altına girmiş bir firmanın bu hatası, hiç bir mazeretle kabul edilemeyecek kadar büyüktür. Geleneksel ceza sisteminin işlemediği bu ortamda, kendi cezalarını kesmeden bu ayıptan kurtulamayacaklarını bilselerdi keşke.
bilet bulamadığımdan dolayı eşimle beni papaz eden konser.. bir yuvayı kurtarmak adına; son anda işi çıkan falan olursa seve seve 2 adet herhangi bir yerden biletini anında alabilecegim konserdir ayrıca , msjlarını beklerim. karaborsaya bile razı etti beni ne beirutmus arkadas.
kendi futbol kültürünü oluşturmuş, doğru planlama ve altyapıya verilen önemle ibretlik bir şekilde adım adım süper lig'e çıkan Bucaspor'a, transfer döneminde 23 tane futbolcu transfer eden ve tam bir toplama takım kuran ve şu sıralar kadrosunun kısıtlı ve yetersiz olduğundan yakınan sözde teknik adam. Kanımca kişisel ihtiraslarına ve gereksiz hırsına kurban gitmiştir. kendisi, nazarımda koca bir "Yuh"u hakediyor.
türk futbolu adına beni çok umutlandıran ve sevindiren bir takım bucaspor fakat transfer döneminde buca'da yaşananları -şaşkınlıkla ve üzüntüyle- izliyorum. senelerdir planlı ve sistematik bir şekilde oluşturdukları futbol kültürüne resmen ihanet etmektedir bucaspor. kadrosunu ne idüğü belirsiz yabancılarla ve tsl gezgini futbolcularla dolduran buca takımı, hem kendi yetiştirdiği oyuncuların önünü tıkıyor ve kimyasını kendi elleriyle bozuyor hem de aşırı maddi külfetlerin altına giriyor. nasıl olduysa yönetim ve bülent uygun, anadolu klüpleri için mükemmel bir prototip olan bu kulübü vizyonsuz ve kısa vadeli hedefler kovalayan bir kulüp haline getirmiştir. dolayısıyla olası bir başarısızlıkta bu örnek kulüp tepetaklak olabilir ve tekrar toparlanması çok zor olabilir. umarım ben yanılıyorumdur.. umarım bucaspor bir şekilde kimyasını bu şekilde oluşturabilir..
kendisine neden halen güvenilmediğini anlayamadığım futbolcu. bu yabancı sıkıntısında beşiktaşın yabancı golcü aramaya devam etmesi de saçmalığın daniskasıdır.
stoch u çok seveceğiz bu da şimdiden belli. adam uyum sorunu 1 maçta aştı. risk alıyor - yaratıcı - hızlı - yetenekli - pas yüzdesi yüksek ve gol vuruşuları iyi . Oyunun devamlı içinde olmaya çalışıyor. en önemlisi ise o içten ve yürekli duruşu, hareketleri- çubukluya yakıştı. Gökhan Gönül den sonra takımda ki 2. "adamımsın" olmaya aday.
filmin ana fikri : happiness only real when shared
en eğlenceli sahnesi : " you re my super apple"
en dramatik sahnesi: gerçek supertramp'in otobüsün önündeki resminin görüldüğü an
bunun dışında insanın içine dokunan, yüreğini sızlatan, yaşama sevincini arttıran o kadar çok sahnesi var ki seçmek zor.
ve tabi ki eddie veder in sesi ve müzikleri inanılmaz uymuş hem filme hem doğaya.
sanırım bilmemkaçıncı defa izlemenin zamanı gelmiş..
eski toprakların deyişiyle,pipinin şişmesi gibi yan etkileri vardır.
-oğlum biraz da arkadaşına versene çukulatandan pipisi şişecek çocuğun.
-nassı yani?
bayan voleybol- erkek voleybol ve bayan basketbolun ardından erkek basketbolunda da fenerbahçe'yi rakipsiz bırakacak hareket. kimseyi sevindirecek bir şey değil tabi bu.
büyük takımlarda tutunamamış sorunlu oyuncu transferlerine karşı olsam da Quaresma kardeşimin, birazcık ruhu varsa, Beşiktaş taraftarının sevgisi ve ilgisiyle gaza gelip ikinci bir pascal nouma fenomeni yaratabileceğini düşünüyorum. Buradaki kritik nokta bu adama yine deli paralar verileceği ve bundan tello bobo gibi oyuncuların, takımda kalmaları durumunda oldukça huzursuz olacaklarıdır. ayrıca taraftarın quaresma ya aşırı ilgisi yine diğer oyuncuların keyfini kaçırabilir. son yıllarda, yeteneği ve tecrübesinden bağımsız olarak, ruhunu, enerjisini ve coşkusunu sahaya en iyi yansıtabilen takım olan beşiktaş'ın, bu tip disiplin sorunu olan büyük yıldız oyuncuları takıma monte etmesi, takım bütünlüğünde ve enerjisinde delikler açabilir. Dolayısıyla bu süreçlerin çok iyi ve planlı yönetilmesi gerekir ki işin başında demirören olunca bundan çok emin olamıyorum. har halukarda ligi renklendireceği kesin.
galatasaray'ın son dönemde izlediği, avrupada isim yapmış fakat ya geçirdiği uzun sakatlıklar nedeniyle (bkz: herry kewell) ya uzun zamandır formsuz olduğu için (bkz: milan baros) ya takımla uyum sorunu çeken (bkz: keita) ya da disiplinsizlik nedeniyle (bkz: lincoln) (bkz: joao alves de assis silva), ücretleri nispeten düşmüş yıldız oyuncuları transfer etme stratejisinin son ürünüdür.
Bu oyunculara birer birer bakıldığında kağıt üstünde müthiş bir güç görebilirsiniz. ama futbol her seferinde oyun kalitesinin bu bireysel yeteneklerle doğru orantılı olarak artmadığını bize göstermekte. Lakin galatasaray'ın türkiye'deki büyük rakipleri de genel olarak aynı taktikleri izlediklerinden yerel olarak bu yanlış stratejiler doğru değerlendirilememektedir. Ancak avrupa ya çıktıktan sonra gerçekler biraz anlaşılıyorken, galatasaray'ın avrupada oynayamayacak bir oyuncu transfer etmesi,fenerbahçe nin ise avrupa hedefini hiç ortaya koymaması büyük takımlarımızın harcadıkları bu paraları ve transfer stratejilerini, sadece türkiyede'ki bazı tekellerin ve patronların menfaatleri ve kişisel egoları üzerinden, it dalaşı halinde kısır döngü olarak sürdürdüğünü görebilirsiniz. ve sanırım hepimiz de buna razıyız, razı oldukça da bu böyle devam edecek.
Tamam Arayüzler, ayarlar, müzikler hepsi şahane. Grafik desen kendini aşmış adamlar. Taktik desen menejerlik oyunu gibi, 10 dakkalık oyun için 20 dakka taktik ayarlıyor elemanlar..
Gerçeğe yakın olucam diye çok kasmış Konami, başarmış da.. . iyi de ben zaten günümüzün bu sıkıcı modern futboldan bezmişim, benim bu kadar gerçekçilik aradığım hissine nerden kapıldınız ? evet bu oyunda oynarken kendimi avrupa şampiyonu olmuş yunanistan gibi hissediyorum. Gerçekçi ama sıkıcı! Lakin neyleyim ben Pes'i iki üç artistik hareketle ceza sahasına giremeyeceksem, sağdan yardırıp sıfırdan orta kesemeyeceksem.. muhteşem arapasları defansın arasına langırt diye gönderemeyeceksem..
Kısaca; Pes'in bu yeni gerçekçilik ivmesi beni derin hayal kırıklıklarına sürüklemiştir.
Gözümde pes 2009'u efsane etmiştir. bravo konami..
tüm ingilizlerin sus pus olduğu bi anda stadda yankılanan " iki geliyor iki, kalktı kartalın s.ki." tezahuratı ile düşler tiyatrosu dedikleri old trafford'da ironi sanatının en güzide örneklerinden biri sergilenmiştir, çok da yakışmıştır ve yarmıştır.
seviyesiz insanların sırf hakkında 200 entry var diye bok attıkları oyuncu, pes diyorum pes 2010 hemde, gidin oynayın , alın karşı takıma özer'i, çift dalın pandik atın da rahatlayın, o attığınız boktan bile kötü kokuyosunuz farkında mısınız ?
Bu maçın en önemli getirisi Liverppol hezimetinden sonra beşiktaş'ın ve türk futbolunun ingiltere'de yerle bir olan imajını sert bir hamleyle düzeltmiş olmasıdır. ayrıca cska yı yenip uefa'ya gidecek olan beşiktaş, eleme gruplarından çıkmayı nerdeyse garantiliyen fb ve gs ile birlikte turnuvaya devam edecek ve uzun süre sonra bu aşamada 3 büyük klübümüzün birden olması çok şahane olacaktır.
ayrıca bu zafere rağmen halen bikbik eden, zafere gölge düşürmeye çalışan bazı spor yazarları ve taraftar grubu,türkiye de ne kadar negatif güdümlü bir futbol anlayışının olduğunu bana tekrar kanıtlamışlardır, özellikle sergen yalçın'ın maç sonu yorumlarında bjk bu futbolla ve yorgunlukla sivas'ta puan kaybedebilir gibilerinden saçma sapan tespitleri bir fenerbahçeli olarak beni bile delirtmiştir. başka bir örnek, maç bitmiş, tarihi zafer, maçın kahramanı bobo'ya resmi yayın organının spikerinin sorduğu soru: Bobo sezon başından beri yüzünü hep asık görüyoruz nedendir ? ne diyim ulan ben size..
nasıl bir mantaliteyle hazırlandığını anlayamadığım reklam kampanyasının saçma maddesi.
Hayır türk gençliğinin içindeki özgüven duygularına oynuyorlarsa, yok öyle bişey, burası türkiye, adamın biryerinden kan alırlar valla.
böyle ara gaz veriyim sinerji yaratayım lay lay lomsa, yemezler anam.
atraksyon olsun gençler numaralar yapsın şakalaşsın diyorsan da onu da belçika'da norveç'te falan yapacaksın burda değil.
sansürden falan korkmasalar lisedeki en güzel kıza pandik at falan diyeceklerdi herelde.
Hem regards hem de best,vay be.. en samimiyetsiz ve ruhsuz resmi yazışma sonlandırıcıdır. bazı gevşek bünyelerce kind regards ya da warm regards olarakta kullanıldığı görülmüştür. aklı sıra farklılık yaratıyor.
Regards de devam et.