Paris'te oyunculuk ve tiyatro eğitimi görmüş Nadir Sönmez ve Çisil Oğuz'un kurduğu, tiyatroya yakın ya da uzak olanlarla yapılan beyin fırtınalarından güç ve ilham alıp, üretme sürecinde ayrıcalığı hisse, sezgiye ve ritme verdiğini söyleyen; yakın zamanda "keşmekeş" adlı oyunu oynayacak olan tiyatro topluluğu.
Yillar once Nora: bir bebek evi adli henrik Ibsen oyunu icin yaptigi mizansenini AKM'de sahnelemis olan alman yonetmen. Oyunlari icin kullandigi aktuel bir bakis acisi vardir. Banaliteyi butun sivri yaniyla ortaya koymaktan cekilmez.En son Lars Noren'den Dämonen'i sergilemistir.
Dans anlayisi ile dans izleyicilerinin sinirlarini zorlayan bir koreograf. Maguy Marin'a gore yasamin icinde gerceklestirilen butun hareketlerin icimizde ritmik bir temeli vardir. Ve kendisi sanatini bu temel uzerinde gerceklestirir. Sonuc olarak dansci icin muzik her zaman bir kosul olamaz ve yerini ritme birakabilir.Gosterilerinde muzigi cok az kullanmasina ragmen calismalarini her zaman bir metronomla surdurdugunu soylerler, oyle ki Maguy Marin 'in danscilari kulisteyken bile bu ritme uygun olarak hareket edip, sahneye gene ritme uygun olarak cikarlarmis.Sonuc olarak kendisi dans mi tiyatro mu sorusunu sorduran onemli kisiliklerden biridir. (bkz: Pina bausch)
Kendisinin 100 ncu dogum yili sebebiyle butun Fransa'daki tiyatrolarda okumalari duzenlenen ya da oyunlari oynanan yazar. (Gunumuz itibariyle 111 olmustur.)
2008 yılında galatasaray lisesi tiyatro topluluğu tarafından -oyuncuları iki erkek ve bir kız olmak üzere-sahneye konulan genet şaheseri..toplumsal eleştriyi yapmakla kalmaz izleyicinin kendinden etrafındakilerden oturduğu koltuktan ismine kadar herşeyi neden bu normlarla yaşadığını sorgulatır.türü itibariyle absürddür.
sicilyada etnanın tepesinde karların arasından çıkıp akdeniz sıcak sularına kendiniz bırakabileceğiniz güzel,insanların çok sıcak ve misafirperver olduğu, merhaba ben türkiye diye bağıran şehir.
sesi tarzı ve enstrümanı yüzünden björk, tori amos, fiona apple gibi sanatçılara benzetilen apres moi ve pavlov's daughter gibi muhteşem şarkıları olan ve the strokes tarafından ünlüler sınıfına ulaştığı söylenen rus bayan...
geçen gün aradığım bir yanlış numaradaki kadının adı soyadı "şeyhime gündoğdu"ydu.duyduğunuzda bir an duraksıyosunuz tabi.arkadaşlarımdan birinin kuzenine ise "bitanem" adını uygun görmüşler..
ademin kaburgasından yaratıldığı idda edilen ilk kadın . bazıları bu hikayenin incilin fransızcaya çevirilmesi sırasında çarpıtılması veya yanlış anlaşılması sonucu bu hale geldiğini söylemektedir.bu bazılarına göre adem ve havva tek bir bütündür ve bu bütün ikiye ayrılırken havva ademin yanından ortaya çıkmıştır.ama fransızcada yan, yani "cote" kelimesinin kaburga anlamına gelen "cote" kelimesiyle aynı imlaya sahip olması böyle bir karışıklığa yol açmıştır.
mutluluğun sırrı yoktur.eğer ortada bir sır varsa bile bu artık sır olmaktan çıkmış bütün dünyanın bildiği bir kavram halini almış olmalıdır.mutlu olmak için bir sırra ihtiyacı olanlar varsa at gözlüklerini çıkarmaları gerekmektedir.mutluluğun sırrı yaşamın sırrıyla aynı kaynağı paylaşır.
kendinizi zaman ve mekan kavramlarının zincirlerinden arındırarak mutlu etmenin basit yoludur.günümüzde çoğu insan hayal kurarak mutlu olma kavramını bayağı bulsa da;bu onların ya gerçeklerden kaçtığını ya da gerçeklerin altında ezildiğini gösterir.
zamanında; benim de şuan bir mensubu olduğum tiyatro kolunda büyük başarılara imza atmış,lakabı karikatür olan ama her lakap gibi zamanla çok uzun bulunup karika ya sonradan kari ya çevrilmiş olan, galatasaray mezunu bir çok çeviriye imza atmış yazar ve avukattır.
(bkz: deniz taşları)
(bkz: topla viktor'un anıları)
(bkz: piyano)
(bkz: güvercinler)
attila ilhan çoğunlukla harbiyedeki divanda yazarmış şiirlerini. divanın karşısında da pakistan international airlines bulunurmuş. dolayısıyla isminin burdan geldiği savunulan şiir denilebilir.
bazıları da divana giderken önünden geçtiği kafenin adı olduğunu söylerler.