(2014)
Büyük beklentilerle izlendiğinde küçük çaplı bir hayal kırıklığı yaşatıyor, beklentisiz izlenmeli. Christopher Nolan’ı tanıyıp filmini beklentisiz izlemek zor olsa da bu film için öyle yapılmalı. izlendiğinde Nolan olduğu tabii ki anlaşılıyor. Uzay ve görecelik kavramları her türlü ilgi çekici ama zaten var olan kavramlar. *Anne Hathaway ciddiye alamadığım oyunculardan, kişisel olarak yanlış bir seçim olduğunu düşündüm.
Like Father, Like Son (2013)
“6 yıl boyunca oğlun sandığın çocuğun, hastanede karışıklık olması nedeniyle aslında senin oğlun olmadığını öğrensen ne yapardın?” sorusu üzerine kurulu film.
Sevdim, sakinleştiriciydi.
Notum:8/10
Odd Thomas (2013)
Çerez ötesi çerez bir film. Baya dandik olup, açtığında da her türlü izlettiren filmlerden. Bana tarz olarak –konu olarak hiç alakası olmasa da- Warm Bodies’i hatırlattı.
Filmde ölülerle iletişim kuran genç bir adam anlatılıyor.
Notum: 4.9/10
Temple Grandin (2010)
-Temple Grandin’i anlatan ve otizm farkındalığı oluşturmaya çalışan bir film. Hoşuma gitti. Oyunculuk (baş karakter) iyiydi.
Notum: 8/10
The Breakfast Club (1985)
-5 liseli ceza olarak cumartesi günlerini okulun kütüphanesinde geçirmek zorunda kalıyorlar. Tek mekan, bir gün.
“Judd Nelson” dikkatimi çekti.
Notum: 6.1/10
hakan bıçakcı'nın bir kitabı olup, işlediği konu hepimizi ilgilendiren ve düşündürmesi gereken bir konudur. fakat "bir kitapta bu kadar göze parmak yapmaya ne gerek var ki" dedirtir bolca. ve "nihayet bitti" kitaplarındandır.