uludağ sözlük yazarlarının yüzde doksanının üzerinde konuşabildiği tek alan 'magazin' olduğu için olağan karşılanır.hayır şimdi herkes kendini yüzde onluk kısma koyacakya ona çok gülerim ama.sana diyorum sana!
son derece saçma bir özgürlüktür.konusunda uzman olan kişilerin konuşması gereken bir konuda sokaktaki insana fikirlerini sormak komiktir.o insan kendi sınırlarını bilemez , kabiliyetini hesaplayamaz.
o insanın kendisini konunun uzmanından daha yüksek yerlere çıkarması hatta son derece karmaşık konuları çözeceği iddiası ise onun cahilliğidir.'halkın sesi' , 'halkın içinden' gibi kalıplarla süslenir bu cahiliyet.sonuç ; bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan milyonlarca cahil birbirini yer.konunun uzmanları artık korkar böyle toplumdan.susar yada terk eder o toplumu.böyle bir özgürlük sadece kendi altyapısını , bilgi birikimini , sınırlarını ve en önemlisi sahip olduğu kendi uzmanlık alanını bilen bireyler tarafından oluşturulan toplumlarda olabilir.diğer toplumlarda yani 'gelişmekte olan toplum'larda bu bakış açısının o topluma hiç bir faydası dokunmaz.tersine medeniyete ulaşmada en büyük engelleri oluşturur.bu engelin beslendiği yer felsefik olarak zayıf , beyni yıkanmış insanların beynidir.
edit: bu editi yapacağımı hiç düşünmemiştim.başlıktaki yazım hataları 50 karakter sınırından dolayı yapılmıştır.
başlık aslında şöyle : ''bilmesi gereken şeyleri bilmeyip ''hayat ayrıntılarda gizlidir.'' mottosunu yanlış anlayıp bilmemesi kendi hayatında bi' bok değiştirmeyecek hatta hiç kimsenin hayatında bi' bok değiştirmeyecek şeyleri bilmeye çalışan insan''
bir insanın hayatındaki en önemli şeyin mesleği olduğunun farkına varamamış insandır.
hayır bana mı denk geliyor bilmiyorum arkadaş gittiğim her alışveriş merkezinde bu şarkı çalıyor.micheal'ın kemikleri sızlıyordur bence.yani ben istemezdim böyle bir şey...yaptığım şarkıların daha anlamlı yerlerde çalmasını isterdim deodarant beğenirken değil.ha birde şu var ki kasa kuyruğunda moonwalk ilerlemek zormuş bunu anladım.