özel günler olsun, tüm sıkıcılığıyla ilerleyen sıradan, monoton bir gün olsun hiç beklenmedik anlarda gelen hediye paketleri açılmasa da insana keyif veriyor. "acaba içinde ne var? hehe." merakı da bu keyfi katlamaya yeter de artıyor.
bu sene oylarımıza sahip çıkmamız için daha da fazla çaba harcamamız gerektiğini gösteren listedir aynı zamanda. oy verdikten sonra iş bitmiyor, asıl iş yeni başlıyor. sonuna kadar verdiğimiz oya sahip çıkmamız gerekiyor. bu yüzden biraz çaba arkadaşlar. liste doğrudur ya da yanlıştır, iddiasında haklıdır ya da iddia asılsızdır bunlar önemli değil. önemli olan dediğim gibi oyumuza sahip çıkmak. bir vatandaş olarak bu en doğal hakkımız.
oyunuzu kimselere yedirmeyin. ayrıca (bkz: oy ve ötesi)
11.sezon 4.bölüm de bu bölümlerden biriydi bana göre.
--spoiler--
bütün bölümü efsanenin* gözünden izlemek ayrı bir keyifliydi. böyle bazen farklı ve değişik bölüm yayınlamaları hoşuma gidiyor. ayrı bir hava katıyor diziye kesinlikle.
--spoiler--
yapmam gereken şeyler, halletmem gereken işlerim var. ama benim içimden hiçbirini yapmak gelmiyor. içimden tek gelen şey boş boş yatakta yatmak. havanın da vermiş olduğu yatma isteği buna eklenince olay yataktan çıkamamakla sonuçlanıyor.
madem yazıyoruz akrostiş,
uzunmuş nickin zorlu bir iş,
zalımsın muzluk kardeş bu nasıl bir çile çekiş,
luzumu yok aslında yazmaya akrostiş,
ulan bu da içinden çıkamadığım bir iş,
koy ver gitsin boşver savaşma, seviş.
tam geliyor aklıma yazacağım bir şey,
esniyorum uykum gelmiş gibi bir şey,
sanki şairiz bu nasıl işsizce bir şey,
istisna olsun yazayım bari bir şey,
sanatın da şiirin de içine sıçtık,
allahtan işsiziz sıkıntıdan kaçtık,
tamam biliyorum kafiye uyağın içine ettik,
canımız çıktı kafa dağıttık,
ilahi başlık yine güldürdün,
son kez diyeceğim o ki zaman verdim ben buna,
işte bu da akrostiş gibi bir şey.*
yolda arabayla giderken tanıdık birini gördüğünde arabayı üstüne üstüne sürmek ve tabii ki bir inşaat ya da kazı çalışması gördüğünde pür dikkat izlemek.
troll olmaktan çok kaliteli troll olmak bir onurdur. kaliteli trollerin her zaman saygıyı hakettiğini düşünenlerdenim. birini veya bir grubu kaliteli bir şekilde trollemek hiç de kolay bir şey değil ve biraz abartacak olursak da kaliteli trollük birer sanat ve zeka belirtisi. **
"sigarayı bıraktım yeaa." diyen adamın ertesi gün sigara alması gibi bir şeydir bu döneklik. alışkanlıktan kolay kolay kurtulamamaktan ileri gelir. uzunca bir süre müzikle uğraşıp, müzikle bütünleştikten sonra tak diye bırakamazsın müziği de aynı şekilde. belki yukarıda belirttiğim örnekle bir ilgisi olmayabilir bu durumun ama ufak da olsa bir benzerlik taşıdığı bariz.
konuya diğer açıdan yaklaşacak olursak da, bir çok sebepten dolayı dönmüş olabilir. ama bence burada asıl konuşulması gereken müziğe dönmesinin iyi bir şey mi yoksa kötü bir şey mi olması. hem ben bundy nin kirik kalbiyim'in de dediği gibi bu adamın ruh haline ben de saygı duyuyorum. gerçekten de bize ne bundan? almış olduğu kararlara değil de biraz yaptığı işe odaklanalım bence.
yaklaşık 2 sene önce ankara yolculuğum sırasında bir amcanın sormasıyla bu yanıtı verdim. adam önce ne demek istediğimi anlamayıp anlamsızca sırıttı, daha sonra da "bildiğimiz mut mu?" sorusunu yöneltti. *
edit: son 2 senedir 50 olmuş geçme notu. ulan öğrencilere yapılır mı bu? yazık, günah. ayrıca kredisi 1 olan bir ders olduğundan çok da takılmaması gereken durumdur.