modern zamanlarda gelişen olaylar silsilesinde ezilmiş gururumuzu onardığımız atmantonik vecize.
osmanlı imparatorluğunun dünyaya altıyüzyıl hükmettiği tamamen türkün türke propagandasıdır, bizden başka alıcısı yoktur bu nanenin; uydurma, abartma, ohaadır, inceleyelim; tabi bunda resmi tarihi baz alalım ki konu farklı yerlere seyretmesin:
1299 yılında anadolu selçuklularının uç beyi olan osman bey tarafından kuruldu. orhan gazi zamanında evliliği sayesinde rumeliden ufak bir toprak parçası alarak avrupalı olan osmanlılar diğer beyliklerden farklılığını bu noktada göstermiş oldu. birinci murad, balkanlarda savaşlar kazandı, burada şehit düştü. yıldırım ankara savaşında mağlup olunca devlet henüz fidan halindeyken dalları kırıldı uzun bir süre fetret devrinde kaldı. çelebi mehmetin kardeşerini kesip taht geçmesinden başka pek kayda değer olayı yoktur. 2.murad ardından fatih tahta geçip istanbul u feth edince osmanlı devleti avrupa için bir rakip oldu,
tarih,1453:bunu yükseliş olarak baz alalım, 1481 yılında fatih vefat ettiğinde osmanlı devleti, bir imparatorluktu, ardından 2.beyazıd kayda değer bir başarısı yok, yavuz ve kanuni.
fatih: `30 yıl yavuz:8 yıl`
kanuni:46 yıl bu yıllar arasında osmanlı tüm savaşları kazandı ve dünyaya hükmetti. şimdi 30+8+46: 84 yıl 1299-1922 yılları arasında 84 yılı çıkarın gerisi kardeş, baba, oğul katli, savaşıdır, 1800 yıllardan sonra avrupanın hasta adamı nasıl dünyaya hükmeder, 623 yılda 36 padişah görmüş buda; ortalama 17 yıl, 623 yılda 213 sadrazam (bazılarıbirden fazla bu görevde bulundu); ortalama 2,9 yıl eder. bir mutlak monarşi için 17 yıl padişahlık, 2 yıl sadrazamlık süresi çok kısadır, bu sebep padişahlarının dörtde biri zehirlenmesi, sadrazamlarının üçte biri boğazlamasıdır.
sonuç yerine:
osmanlı imparatorluğu dünyadaki en köklü on devletten biridir lakin 600 yıllık ömrühayatının tamamı başarılarla geçmemiş, çoğu türlü olumsuzluklarla anılmıştır. yukarıda yaptığımız hesapta da görüleceğini gibi 84 yıldünyanın en büyük devleti olmuştur.
göl insanları, evrensel edebiyat kurallarıyla işlenmiş halk edebiyatımızın en iyi temsilidir, toplam sekiz öykünün bulunduğu ve son iki öykünün değme meddah hikayelerine şapka çıkarttıran göl insanları kasaba insanını, köy ahalisini, osmanlıyı, 'hükümatı', köylü kurnazlığını, ırgatları, padişahları, dervişleri, hocaları, vs. ve bunların gündelik yaşamlarını bir orta anadolu meddahıymışçasına ve bu dille harikulade bir şekilde anlatır kemal tahir.
ağdalı, postmodern, plastik edebiyattan bıkıp saf anadolu şivesiyle yazılmış göl insanlarını ivedilikle edinin, vesselam.
seçimleri chpli adayın kazanmasının ardından yıllar sonra tekrar düzenlenen festival.
yaklaşık olarak bir buçuk aya yakın sürecek festival programı bayağı iddialı. edip akbayram, sunay akın, yeni türkü, grup marsis, nihat genç, ataol berhamoğlu, suavi, mine koşan, cevdet bağca ve bir çok sanatçı, yazar, şair, tiyatro oyunları, imza günleri, söyleşiler, etkinlikler, anma toplantıları düzenlenip yukarıda saydığımız bir çok sanatçı etkinliğe katılıyor, son yıllarda istanbul'da düzenlenen festivallerin katılım açısından en genişi.
geçen yıl ki ramazanda iftar çadırının olduğu yerde şimdi çeşitli sol frakisyonların dergilerinin olması pek ilginç.
ayrıca bir suavi, cevdet bağca ve nihat genç'i kartal meydanında gördüm ya düzenleyenlere burdan en devrimci selamlarımla, sevgiyle.
şimdi deşelim; sultanahmette iftar açmak, o büyülü tılsımlı meydanda, bir yanında dikilitaş, alman çeşmesi, yılanlı sütun, tepende ayasoyfa ile sultanahmet camikubbe ve minareleri mekan tarihi ve dini misyon olarak emsalsiz amma ve lakin yıl 2009 meydan sıra sıra belediyece düzenlenmiş ve işletmecilere kiraya verilmiş yiyecek içecek stantları her türlü firma var; sucukçu, köfteci, dönerci mc donaldsile burger kingte olsa tam olacak, buram buram vahşi kapitalizmin dini sömürmesi. alışveriş olsun tabiki esnaf stant açsın insanlar gelsin burada iftar yapsın tamam ama bu kadar basit, bu kadar gelişi güzel ve bu kadar bayağı olmasın,
neden mi: 4 kişilik bir aile 2 ufak çocukla 4 kişilik masaya oturabiliyor, 6 sandalye olursa o kadar kişi için iftarlık alınması gerekiyor ee çocukların biri 4 diğeri 6 yaşında bunlar iskender kebap yiyemez başka yemek alalım o zaman o da yok, çözüm ana babanın kucağına otursunlar, devam, menü şu; çorba (buz gibi) döner veya iskender ( çorbadan en az 1 saat sonra gelir) salata (soğanlar 3 gün beklemiş, domates hakgetire) su, fiyat 15 ytl. şimdi sözlük sakinleri affınıza sığınarak söveceğim; anuğa goyim. az ileride eminönü iftar çadırındaki menü bundan beş kat daha taze ve leziz ücretsiz, insanları düdüklemenin son safhası, döner yemeyeceğim kardeşim başka yemek yok buldurda bunuyorsun durumu. sonracıma masalar piknik sehpası, iskemleler kırık, masa örtüsü pis, çatal kaşık leş, fiyatı 4 kişi 60 tl, sizin mına koyim.
sonra yerlerde, çimenliklerde, kaldırımda iftar açanlar vandal sürüleri, düdüklü tencere, piknik tüpü, çaydanlık, karılar tencere başında adamlar uzanmış çayıra babasının malı ulan .iktiğim ayısı sultanahmetin gölgesinde göbeğini, taşağını kaşıyorsun ama sevap deyip iftarı burada açıyorsun, resmen sahiplenmişler ama yine de stant lokantalarında oturan vatandaştan daha konforlular ve daha güzel yiyecekler yiyorlar bakın sinirlendim, tamam paran olmayabilir seninde hakkındır orada iftar açmak ama düdüklü tencere olmaz be yav, çayıra o şekilde uzanamazsın ayı, senin iftar açma hakkın benim senin kıllı göbeğini görme zorunluluğum olamaz.
neyse şunu derim belediyelerin düzenlediğini her etkinlik bu şekildedir, aklınınız varsa hiç yeltenmeyin, evinizde yeyin yemeğinizi, sonra sinire kesip gün boyu oruç tutarak kazandığınız sevabı bu ucubelere söverek harcamayın.
iki resim arasındaki yedi farktan türemiş fakat bunda resimden ziyade kişiler arasındaki farkları bulmaya yarayan ilk olarak lemanda vedat özdemiroğlunun oluşturduğu kafa çalıştırıcı.
reklâm yazarı olarak başladığı yirmi yıllık reklâmcılık serüvenini yaratıcı yönetmen olarak sürdürdü. kristal elma ve başarı ödülleri aldı.
akademi istanbulda öğretim görevlisi olarak, reklâmcılık bölüm başkanlığı ve iletişim grup başkanlığı yaptı.
80li yıllardan bu yana çeşitli dergilerde deneme ve şiirleri yer aldı.
ilk şiir kitabı, ürperme ile orhon murat arıburnu, ikinci kitabı alacaydınlık ile dünya globus ödülünü kazandı. üçüncü kitabı enel aşk, okuyanus yayınlarından çıktı.
son kitabı, bir kadının kaleminden şems ve mevlana, alfa yayınlarından yayımlandı.
90lı yıllarda hayat bilgisi seminerleri vermeye başladı.
sezen aksu ile deli kızın türküsü, işık doğudan yükselir albümlerinde şarkı sözü yazarı olarak çalıştı.
esmer, hayalet gemi, yasak meyve, varlık, adam sanat, derki, lacivertsanat gibi yazılı ya da internet üzerinden yayın yapan dergi ve kültür sitelerinde sanat ve iletişim üzerine yazılar yazmakta.
senaryo yazım ve şiir atölyelerini yürütmekte.
bahçeşehir üniversitesi kariyer merkezinde eğitim danışmanı,
deulcom internationalda öğretim görevlisi.
kasımpaşa çok programlı lisesinde ücretli öğretmen olarak gönüllü dersler vermekte.
2007, 10. mainchi uluslararası haiku yarışması büyük ödülü´nü aldı.
2007, mitos, boyut yayınları 2. oyun yazma yarışması başarı ödülü aldı.
türkçe ve ingilizce bilir.
yeldakaratas.com.tr
ayrıca harika bir insan, güzel bir dost.
haiku nobeli olarak bilinen mainchi ödülünü bu haikusuyla almıştır.
ölüme ne kadar yakın
unutulmaz çocukluğumun
ağır çiçekli ıhlamur ağacı
ayrıca sezen aksunun bazı şarkılarına söz yazarlığı yapmış, dünya güzeli şair.
gule isimli bir parçası vardır, otur dinle, dinle otur.
yok yok benim derdim başka yahu kardeşim şimdi sözlüğe sorsam 'alişanı kaç kişi dinliyor' bir tanesi çıkmaz, ama bak sayfaya en az 10 sayfa entr, diğer boktan püsürükten türkücü bozmalarının sayfalarıda keza öyle, peki bu adamın sayfasına bu kadar mı entr girilir, bu mudur, yok kardeşim müzik zevki göreceli değildir, birinin latif doğanın türkü okumasını beğenmesi onun eğitimsizliğinden, adam gibi türkü dinlemediğinden, müziği bilmediğinden kaynaklanır ve burada da bu var, şimdi ben özgün müzik, türkü pek sevmem ama güzel, kulağa hoş geleni varsa dinlerim diyen her ademoğluna soruyorum tunay bozyiğit kaç entrlik türkücü.
illa ölmesi mi lazım birileri tarafından dinlenebilmesi için.
ulan sözlük ara sıra asabımı çok bozuyon haberin ola.
''kadim , Kartal Araştırma Değerlendirme ve iyileştirme Merkezi olarak nisan 2008de faaliyete başlayan sosyal bir projedir. Kartalda yaşayan tüm bireylerin sosyo-ekonomik ve kültürel seviyelerinin iyileştirilerek, sorunlarını ve önerilerini en iyi şekilde ifade edebilecekleri bir platform oluşturma ve belediye yönetimiyle bir köprü kurma amacı taşır. Bireyi esas alan sürdürülebilir kalkınmayı hedefleyen, kentsel kapasite gelişimini kendisine vizyon olarak kabul eden bir gelişim projesidir.''