Konuya çok hakim değilim fakat Fransızca çevirinin tarihlerinin 2000'li yıllardan sonra olduğunu söyleyen arkadaşlar için "discours du ghazi moustafa kemal" adlı kitabı aramalarını ve birinci baskının basım yılının kaç olduğuna dikkat etmelerini öneririm.
bu durum bende de var ve bende çok garip hep aynı sigarayı içiyorum, değiştirmiyorum fakat bazı paketler hıçkırık yapıyor. 20 sigaranın 20 side hemde. arkadaşım da aynı sigarayı içiyor ondan alıyorum bitane hıçkırık yapmıyor. hıçkırık yapan paketten alıyorum. ilk çekişte direk hıçkırık geliyor. garip.
doğanın rastgele ataması sonucu olunan durumdur. belki bir isviçreli olup ferah için de yaşamak olabilirdi, ama olsun türk olmuşum. afrika'da ki biri de olabilirdik sonuçta. ayrıca nedendir bilmem sevdiğimde bir durumdur, belki tarihinin güzel olması ya da bize güzel lanse edilmesi, belki dünyanın en iyi liderlerinden biri olan atatürk'ün de türk kanı taşıması, belki de bana doğduğum günden itibaren pompalanan türklük cicidir, diğerleri kakadır düşüncelerinin zihnimde bir yerde olan yaratısındandır, bilmiyorum ama garip bir şekilde türk olmayı seviyorum ve gurur duyuyorum.
hiç bir şekilde inanmadığım sıralamadır. çünkü sıralamanın yapımında kaçırılan noktalar vardır. şöyle ki google verileri üzerinden hareket ederek, üniversitenin tıklanma sayısı, akademik personelinin alıntı yapılmış isim sayısı gibi şeyleri baz alan bu sıralamanın unuttuğu en temel şey üniversitenin öğrenciye ne kattığıdır. ayrıca bugün bir mühendislik denince akla odtü, itü, gelirken; sosyal bilimler denince boğaziçi vs gelir.
Az gelişmiş ülkelerden ziyade bütün dünyanın en büyük sorunsalıdır. insanlık ne için ne yaptığını unutur. Rahat yaşamak için çalışan birey parayı görünce daha fazlasının daha da rahatlık getireceğini düşünür, kazanırken daha fazla sıkıntı, kendine ayrılan daha az vakitleri hesaba katmaz. bu yüzden biraz daha kazanınca arabam şu olsun der kredi alır, bitane daha evim olsun der kredi alır, şirket açmak ister kredi alır, şirketi büyütmek ister kredi alır, sonra öderken bir bakmış ölmüş.
bugün bu işin en temelinde ki çözümü üst kimlik tanımlamasını düzgün yapabilmektir aslında. Biz bugün birisine sen nerelisin dediğimiz de lazım çerkezim kürtüm duymadan önce türkiye cumhuriyeti cumhuriyeti vatandaşıyım tanımlamasını kafalarda oturtmaktır önemli olan. eğer bunu becerebilirsek biz. hem bugün hemde geleceğin tehditlerini savuşturma imkanı bulabiliriz. evet biraz filmvari kaçıyor "ben vergilerini ödeyen bir ABD vatandaşıyım" örnekleri gibi. ama unutulmaması gereken nokta şudur ki bugün ABD, Kanada vs gibi ülkelerin vatandaşı olmak nasıl bir artıysa Türkiye olarak bunu becerebilmek gerekli. istihdam sağlanmalı, özgürlük gömleği bize bol geldi dememeli. daha da detaya girmek gerekir fakat bu sorunları çözmek için yol belli eğitim + istihdam.
şarkının güzel tınısını sevmiş insan modelidir. Hiçte yadırganacak bir durum değildir, yadırganacak birşey varsa o da müziğin sözden ibaret olduğu düşüncesidir.
evet çatışma olmazdı çünkü türkler genlerinden ötürü kürt esareti altında yaşamazdı. ve ortada senin dediğin o ütopik olay kalmazdı. burda esaret noktası biraz değinilesi bir nokta neden?
çünkü bugün türkiye yönetimi noktası zaten serbest bu topraklar içinde yaşıyorsan ve seçilebiliyorsan buyur gel. gelenler oldu mu? evet.
Çünkü bugün kürtlerin tarih boyunca herhangi bir devletleri olmadığı noktası vardır. 1000'li yıllardan 1200 lü yıllara kadar sadece bir kaç devlet kurmuş olan kürtler yönetme beceresini tarihsel süreç göz önüne alınarak beceremeyeceklerdir. Bu beceriksizlikleri noktasında karşılarına tek seçenek çıkacaktır. Çünkü bugün kü sisteme geri dönemezler kürtler ülkeyi yönetmiyor. Aldıkları oylar yetmiyor. Kürt Faşist diktası ( daha somut şekliyle ağalık ) burda devreye giriyor. bu da beraberinde söylediğim esareti getiriyor zaten.
Bence siz en iyisi hayal kurmayı bırakın da Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı'yım ben demeyi. Üst kimlik noktasını kabul edin.
erkeğinden, kadınına, ibnesine, çocuğuna, gencine, yaşlısına, sağcısına, liberalene herkesin bildiğinden ziyade yaşadığı durumdur. Erkeklerde kendilerine bakılmasından hoşlanırlar. Bu aynı dedikoduyu kadın yapar genellemesi gibi görünür. Fakat erkeğinden kadından eksik yanı yoktur. (bkz: isveçli bilim adamları)
+burası kadıköy.
-ee nabak.
+ne bileyim işte. farkı olsun buraların hep böyle
zihniyetiyle alkollü kişilerce hata olarak yapılmış bir eylem midir ki acaba ?
8'im katılıyorum, ama bu iş hep böyledir. 1. Nesille başlar.
+2 çok bozdu. sol frame çok kötü halde.
+3 daha da bozdu.
+
+
+
+ 8 çok bozdu. 5 ten sonra bozmaz dedik gene bozdu. 6 bozdu, 7 bozdu, bozdularda bozdular.
Cezayir'de yapılan asimilasyon çabaları gözümün önüne. zannetmiyorum ki kurtuluş savaşını kazanamasaydı atalarımız farklı şeyler olsun cezayir'de yaşananlardan.
96 Yılında hamile kılığına girmiş bir kadının canlı bomba olarak 8 evladımızı şehit verdiren kadının kod adıdır zilan. Yalnış görmediniz, duymadınız şu an. Evet böyle bir kadını anma günü yapılıyor 1 Temmuz'da, Ve ordan bir milletvekilimiz çıkıp Zilan'ı övüyor. Ulan ayıptır günahtır. o 8 şehit ailesi çocukları şehit olduğu gün Vatan Sağolsun dediler. Ayıp! Bu kutlamaya izin verene de, böyle bir konuşma yapanın ceza çekmeyişine de yazıklar olsun!
Neyse konu çok dağılmasın. Böyle bir anma günü yapılabilirken buna izin varken. Hemen ertesi gün Sivas Katliamı'nı anma gününe izin yok.
o küçücük boyuyla ilginç bıyığıyla ilk televizyon yayını yapılan kişidir. Televizyon dalgalarının uzayda durmadan ilerlediğini söyleyen bilim adamları eğer bizim teknolojimize sahip yaşam formları varsa, bu sinyallari yakalayabilecekleri söylenmektedir. Farklı gezegende yaşayan birinin insanı adolf hitler tipiyle tanıması badem bıyıklı düşünmesi ilginç olabilir aslında.
çocukluk döneminin en zevkli oyunlarından olsa gerek farklı isimlere bürünmüş olabilir tabi.
oyunda bir ebe ve top vardır. ebe topun yanındayken topa vurulup en uzağa atmaya çalışılır. ebe topu yakalayıp eski yere geri geri yürüyerek gözleri kapalı gelir herkez saklanır. saklananların amacı ebeye görünmeden topa bir daha vurmak. o arada tekrar saklanmaktır. ebenin amacıysa herkesi bulup topa koşup ondan önce topa dokunmasıdır.
