Kişiliğini sevdiğimiz insanların bize güzel, hoş görünmesidir.
Mesela başta tipini sevmediğim birinin hareketlerini ve iç dünyasını keşfettiğimde bir anda gözüme bambaşka görünüyor. Birine bu şekilde aşık bile olabilirim. Çok normal bir dış görünüşe sahip insanları aşırı yakışıklı görerek abarttığımı söyleyenler de var. Ama bu benim bile isteye yaptığım bir pohpohlama değil. Gönül gözüm o şahsa ışık katıyor, diğerlerinden farklı görebiliyorum.
Her insanın başına sık sık geliyordur belki de bu durum ama beni etkiliyor. Beynimiz bize hayatı, kişileri ne kadar da farklı yansıtıyor. insanlar, gördüğümüz bedenlerden çok daha fazlası. Kimse, ilk gördüğümüz andaki kadar kibar, güzel, itici, basit yahut çirkin değil. Hepimizin bildiği ama aynı zamanda söylemeye çekindiği tek gerçek bu.
Yıllar sonra çok iyi dostların arasında geçen " aslında ben senden başta nefret ediyordum." Muhabbeti bunun en tatlı örneği. Ya da acı bir tecrübe olan ilk görüşte aşkın beşinci buluşmada mide bulandırması gibi.
Cuma günü yapmak istediğim. Ama ilk kez yapacağım tek başıma, yakmaktan korkuyorum. Sevdiğimdir de ayrıca çayla mükemmel gider. Ben buraya bulursam bir de resmini koyayım da tarif kitabi gibi olsun. Bunun damla çikolatalısından ama!
Hava bulutluyken aniden açan güneşin tüm ışınlarını üstte hissetmektir. Bana umut çiçekleri açtırır bu olay. Şuan yine yüzümde, sıcaklığını hissediyorum. Camdan geçip, gelip beni ısıtabiliyor aydınlatabiliyor. Ne güzel şey...
bunu bu ara fark ettim. müzik olmayınca ders bile çalışasım gelmiyor. o sessizlik içimi karartıyor. müzik yoksa beynim sadece yalnızlığıma odaklanıyor. belki de psikolojik bir açıklaması vardır.
uzun zamandır görmüyordum. hem böyle güzelini hem gerçekçisini...
bugün sabah saatleriydi sanırım gördüğümde. mükemmeldi. hatta uyandığımın ilk 5 saniyesinde de gerçeklerle yüzleşemedim. sonradan rüya olduğunu anlayınca hayırrr rüya olmamalıydıı diye bağırdım. her zaman bağırma imkanım olmuyor. ev boşken rahatça saçmalayabilirim nasılsa.
Kitap okumak. Eskiden ne çok kitap okurdum. Okumak için çoğu şeyden feragat ederdim. Derdim arttıkça kitapları da bir kenara bıraktım. Beni bekleyen onca kitabım varken ben burada hala boş boş düşünüyorum. Bir ucundan geri dönmem gerek. Özlüyorum o mesut günlerimi.
Güçler birliğidir. Hem hayatta, hem işte ortaklıktır. En başta, güven sorunu yaşanmaz eşler arasında, çünkü evlenirken sonuna dek güvenildiği kesinleşmiştir. Ayrıca birlikte çok zengin olunabilir ve asla 'benim paramla geçiniyoruz.' Olayı yaşanmaz.
Ama tabii her şeyde olduğu gibi bunda da kötü taraflar vardır. iş tutmazsa çiftin arası bozulabilir. Veya tüm gün aynı ortamda olmaktan birbirlerinden sıkılabilirler vs. (bkz: neşeli günler)
ilkokulda her 23 nisan'da, yıl sonunda yapılan gösteriler olur. Her sınıf başka bir yere özgü dans sergiler. Kimi latin dansı, kimi kafkas oynar. Her çocuğun içinde vardır onlarda yer almak. Ben de isterdim öyle kıyafetler giyip, aylarca hazırlanıp, tm benliğimle dans etmeyi. Ama ilkokul öğretmenimiz hiç uğraşmazdı bunlarla. Tek bir sene bile bize gösteri için destek olmadı. Hep uzaktan izleyen oldum o dansları. Hiç alkışlanan olmadım. Şimdi acısını çıkarma vakti diye düşünüyorum. içimde ne kaldıysa hepsini yapacağım.
Bu ara okumak istediğim kitaplardır. Beynin gelişimi, fizik, astronomi ve daha fazlası hakkında donanımlı olmak isterim. Roman okumak her zaman çekici gelmiyor. Arada ruhun da bedenin başka vitaminlere ihtiyaç duyduğu gibi, başka şeylerle beslenmeye ihtiyacı olduğunu düşünüyorum.
•önereceğiniz yazar veya yayınevi varsa çok sevinirim.
Her saniye yeni bir sıkıntı çıkmasından dolayı normal günlerimi mumla arar oldum. işin kötüsü, ben o zamanları gün gelip de yana yakıla arayacağımı da biliyordum. Her şey sonsuza dek böyle sükunetle gitmezdi çünkü. Artık, şu işim çözülsün bu sıkıntım bitsin diye dua edemiyorum. O kadar çoklar ki, tek tek sayarsam bitiremem bile. O yüzden, artık temelden değişimi diliyorum. Artık beni neyin kurtaracağını bilmediğimden en hayırlısını istiyorum allah'tan. Bu Kördüğümü bir o çözer.
Can sıkan bir durumdur. Aynaya baktığında sevmediğin insanı görürsün, ondan izler taşırsın, her gören ona benzetir sinir olursun. Ama elinden bir şey gelmez.
Zaten sinirli ve gerginken, normalde sakin kalacağı durumlarda bile insanın içine katillik hissi veren hal. Öyle ki şuan arkamda telefonla konuşan kişinin ses tellerini koparmak istiyorum. Sırf duymamak için kulaklıkta son ses müzik dinliyorum yine de duyuluyor. Çıldıracağım. Sus artık suss.
Bu dünyadaki yaşamı sevmekle ters orantılıdır. Gerçektekileri ne kadar az severseniz uykuyu o kadar çok seversiniz. Orada, rüyalarda imkansızı yaşarız. Belki hayalimizi, belki geleceği belki de geçmişi görürüz. Bazen korkarız, bazen ölümün kıyısına geliriz, maceralar yaşarız. Burada olmadığımız kadar güzel ve heyacanlı yaşarız. Ayrıca dertler de akla gelmez uyurken. Öyleyse, Neden sevmeyelim ki bu geçici baygınlığı?
Kendi terapi yöntemimdir. Hayatta aşk acısının en uyduruk acı olduğunu bildiğimden, diğer acılarımı unutmak için onu hissetmeye çalışırım. Bir nevi acıyı yavaş yavaş azaltmak gibi. Önce çok büyük dertten, en uyduruk derde geçiyorum. Sonra da bu da dert mi diyerek rahatlıyorum. Bir süre sonra asıl dertlerim tekrar baş gösterse de kendime nefes almak için zaman tanımış oluyorum.
Eskiden akıcı ve düşünmeden konuşurken kendi kendimi soktuğum durum. Söyleyeceklerimi önce düşünüp sonra söylemek kararını aldığım günden bu yana bazen doğru kelimesi bulamıyorum. Ya uzun bir sessizlik oluyor ya da hemen söylemek için acele edip kekeliyorum. Bu durumdan nasıl kurtulacağımı da bilmiyorum. Ayrıca bunu yaşadıkça fobi oluşuyor. Ya yine konuşamazsam diye gerilip, hiç konuşamıyorum.
Üniversite sınavına hazırlık döneminde edindiğim güzel alışkanlık. Ders çalışmasam bile, bir şeyler yazıp çizmek, defter karalamak, müzik dinlemek, arada hayallere dalıp gitmek iyi geliyor. Hele bir de zevkli bir çizim üzerinde yoğunlaşmışsam değmeyin keyfime... Ekstra olarak, mumlar, çay, kahve, çikolatalarla süslendiğinde gün boyu oturulabilir hale geliyor.
Sırf markası, çizgifilmi var diye bu kadar abartılmaz. Çocuklar tutturuyor aileler bağırıyor, boşa huzursuzluk çıkıyor. 250 TL'lik oyuncaktan vazgeçirmek için binbir çaba harcanıyor. Hoş alınsa bile değeri yok o oyuncağın. Nasılsa iki güne bir tarafa atılıyor.
Bana hep bunlar denk geliyor. Kimi sevsem benden kaçıyor. Siz en iyisi sevdiğini söylemese de yanınızda olan erkeğe güvenin. Sevmese kalır mı hayatınızda? Bakın, sevmeyen zaten durmuyor.
Yılda bir anca olan durum. Öyle olunca uyandığına üzülüyorsun, keşke hep uyusam da orada yaşasam diyorsun. Günün güzel başlıyor, belki 2-3 gün tesirinden çıkamıyorsun.
Bugüne kadar tek bir yerde mutluluğu bulmuş biri olarak söylüyorum ki; herkesin ait olduğu bir yer var. Onu bulmak çok zor. Buluncaya kadar da olmak zorunda olduğumuz yerlerde vakit geçmek Bilmiyor. Oradaki herkes zebaniye benziyor. Bir de bulunduğu her ortamdan keyif alan insanlar var. Onlardan olamadım hiçbir zaman. Onların yaptığı, kendini avutmak mı? Yoksa saf oldukları için, çirkinlikleri farkına varmamaları mı? Ya da alışmaya çalışmaları mı bilmiyorum. Bunu başarabilmem için ancak kafamın yerinde olmaması gerek. Adı mükemmekliyetçilik olabilir bunun. Emin değilim. Emin olduğum şey ise, hayatımın bir yeri veya bir kimseyi arayarak, bekleyerek akıp gidecek olduğu...
Her şey mükemmel giderken, birden dengenin bozulmasıdır. 2017 nin başından hazirana kadar hayatımda zirveyi yaşadım. Şu an o günleri çok özlüyorum. Keşke zamanı durdurabilseydik. Ya da geleceğimizi biraz şekillendirebilseydik. Eski hayatımı deli gibi özlüyorum. Güzel zamanlar, kıymetini bilsek de geçiyor. Geriye sadece özlem ve acı kalıyor...
Bu bir hastalık ise tam da pençesindeyim. Olduğum ya da olabileceğim hiçbir yeri istemiyorum. Olmak istediğim yerde olmam imkansız. Ama biliyorum ki benim asıl istediğim orası da değil. Bu sadece bir hastalık. Ama kurtulamıyorum. Bu nasıl ağır bir zihinsel hastalık tarif bile edemem. Benim gibi olan başka biri var mıdır bilemiyorum. insanlar her şeye rağmen mutlu yaşamayı öğrenmişler. Ben öğrenememişim. Hangisi imkansızsa onu istiyorum olmayınca da hayat berbat diyorum. *sözlükte psikiyatrist varsa beni bu zulümden kurtaracak şeyi söyleyebilir mi?
için aniden kararmasıdır. Bende mide bulantısı yapıyor, başkalarında ne yapar bilemem. Bugün öyle bir duygudayım. Sürekli düşünüp içinden çıkamadığım bir durum. O kadar da kötü bir şey olmadığını bildiğim halde içimde bir yerlerde beni rahatsız eden şeyler var. Kurtulamıyorum. inşallah çabuk geçer.