5 ağustosta küçükçiftlik park’ta freedoom metal fest kapsamında dinlediğim tunuslu oryantal metal grubu.
8 senedir falan türkiye’ye gelmelerini bekliyordum, beklediğime değmiş gerçekten. Çok iyi bir canlı performanstı.
Festivale gelen kitlenin büyük çoğunluğu Myrath dinlemeye gelmişti.
emre erdoğdu'nun yazıp yönettiği, başrolde halil babür'ün şov yaptığı film.
film, bağcılardan cihangire gelmiş, ünlülere satan bir torbacının kendini ortam içinde barındırmaya çalışmasını anlatıyor.
görünür olmaya çalışmak ne zor.
red hot chili peppers'ın son çıkardığı albümü Return of the Dream Canteen'in kanımca en imza şarkısı. çok iyi. özlemişiz.
sözleri şöyle
Stay awake
Fall asleep
Take a look at what you think and what you
Really need to keep
My atoms are indivisible
Shut it up
Run it down
Live a life that's underground
A heated love
That's not allowed
A Dum Dum Club is inadmissible
Let's make a wish as we enter the lift
'Cause the system's a relative bore
The drummer is leaning without any meaning
Outside of the Club Troubadour
I don't know you and I don't know what's true anymore
Walk it back
Get the knack
Information to unpack a guitar in a gunny sack
My best move is in the criminal
Let's make a wish as we enter the lift
'Cause the system's a relative bore
The drummer is leaning without any meaning
Outside of the Club Troubadour
I don't know you and I don't know what's true anymore
Let's move like the Chapatula do
I'd be down to wallow in New Orleans
See-through sunrise on the Waterloo
Slits are rather fancy when they're forming
I do
Better days
On the way
Flowing like a manta ray the Dodgers made a double play
My dance moves are sub subliminal
Let's make a wish as we enter the lift
'Cause the system's a relative bore
The drummer is leaning without any meaning
Outside of the Club Troubadour
I don't know you and I don't know what's true anymore
Listen to my one request
I don't know you
And I don't know what's true anymore
Büyük ev ablukada’nın 8 temmuzda çıkardığı yeni teklisi.
Müzikal olarak çok zengin bir şarkı olmuş. Bayıldım.
Sözleri şöyle;
bi' yangın çıktı
yangın çıktı gitti içimden
hem ağrım var
hem yarınlar
üç tarafım denizlerle çevrili
ama yüzüm duvara dönük
huyum kurusun çiçekler gibi
sağım solum sobe saklambaç
hiç kolay değil
saydım baktım yerle bir
enkazlar çok fazla kalkmazlar üstümüzden
imdatsız bırakıldık, imdatsız bırakıldık
kelimeler erimeyen sahte buz gibi
biz bu yüzyılın içindeyiz
hep bahaneler, yok daha neler
göğsümüz bile kafeste
nefes alan çok, kurtuldum sanan geride kalıyo
korkma sönmez bu yangınlar
baharım dilek tutabilsene hepimiz için
bize söyleme bize söyleme
ne dilerdin?
baharım dilek tutabilsene hepimiz için
bize söyleme bize söyleme
ne dilerdin?
göğün kuşağının beklenmedik büyüsünü
ilk defa gören insan yavrusunun yüzünü gördünüz mü?
okyanuslar mı büyük?
yanan perdeler mi?
hatırlamakla unutmamak aynı şey mi?
korkunun ecele faydası var
korkma sönmez bu yangınlar
yağ yağ yağmur
yağ yavrum
bu yeni bi' akvaryum
defansif bi dizayn
dışardan bakınca içine atılcam gibi geliyo
öyle bi' dibi var
düşemem, düşemem bakarım anca
gücüme gidiyo
dışardan bakınca içine atılcam gibi geliyo
öyle bi' dibi var
düşemem, düşemem bakarım anca
gücüme gidiyo
kolumdan saatimi çıkardım daha demin
istemsiz matemi ölçmek istemiyorum ki
bilinmesin istiyorum, doğduğum yere pisliyorum
sular bulanırken, aklıma ben saklanırım.
dışardan bakınca içine atılcam gibi geliyo
öyle bi' dibi var
düşemem, düşemem bakarım anca
gücüme gidiyo
Kendisini bonkis’te izleyip kimmiş yav bu adam böyle de hoş olunmaz çünkü diyerek uzun uzun araştırmışlığım var. Tam üzerine aynı projede bulunduk bir de.
Bir aktörümüz. Maşallah. Yakından daha da hoş üstelik.
son bir senedir, özellikle de birkaç aydır yüzümüze çarpan gerçekliktir.
2015'te açılmış bu başlığa girilen entryleri yüzümde acıklı bir gülümseme ile okudum. peynirin kilosu 30 tl olmuş falan yazılmış. peynirin kilo fiyatına bakmaya elim gitmiyor. dışardan yemek söyleyeyim dedim bugün, çok değil 6 ay önce 35 tiye Burger menü sipariş ettiğim mekanda menü fiyatı 65 tl olmuş.
yağ pahalı, et pahalı, kuru ekmek bile pahalı.
ben tek yaşayan ve kendi akranlarıma göre hiç de fena kazanmayan biri olarak, sadece "hiç de fena kazanmadığımı" düşünüyorum. yıllar önce bu kadar meblağ kazanacaksın deseler gözlerim büyürdü, şimdi ay sonu bekliyorum. savurganlık, lüks yaşam falan da değil, her şey o kadar pahalı ki bir anda gidiyor bitiyor bütün kazancım.
asgari ücretle aile geçindiren insanlar ne yapıyor, nasıl geçiniyor bilmiyorum.
her şey o kadar korkunç ki, alım gücü o kadar düştü ki, her markete gittiğimde, dışarı çıktığımda fenalık geçiriyorum.
A101 için üretilen fındık kreması markası. Çikolatalısını, bitterini, şekerlisini bilmem, onları sevmiyorum zaten ama 180 gramlık minik kavanozlarda satılan ballı fındık ezmesi var ki… akıllara zarar bir lezzet. Üstelik temiz içerikli. %70 fındık, %20 bal, kalan %10 da hindistan cevizi yağı, tahin ve yağsız süt tozu içeriyor. inanılmaz lezzetli ve muadillerine göre sağlıklı bile sayılabilir.
Sibel tüzün'ün tee 1998'de çıkardığı albümü hayat buysa ben yokum bu yolda albümünden aşşşşırı nefis, lezzetli, keyifli, fupfunky (o ne demekse) bir şarkı.
şarkının albüm kaydındaki orkestrası da şampiyonlar ligi gibi.
sözü müziği turgut berkes'e ait olan şarkının güzelim gitarlarını yavuz çetin çalıyor. zaten şarkıyı dinler dinlemez bilmeseniz bile anlıyorsunuz yavuz Çetin'in çaldığını çünkü başka kimse gitarı böyle çalamaz üzgünüm....
davulda da volkan Öktem, bas gitarda da Levent candaş var. üüff.. isimlere bak ya bu şarkı nasıl kötü olabilir ki.
buyrun sözleri
Baştan başa doldur beni
Her yanımdan sardır beni
Söndür beni ateşim başımda
Yağmurda kaldım kurut beni
Aslında üşüyorum ört düşüyorum tut beni
Kaldırımdan kaldır beni
Yeryüzüne indir beni
Durdur beni yaşamın ucunda
Harman kalırsam avut beni
Aslında üşüyorum ört düşüyorum tut beni
Ara beni sokaklarda kayboldum kayboldum
Kolay sanma azgın köpekler peşimde
Tut beni bırakma
Sağa saparsam döndür beni
Sol yaparsam sindir beni
Bindir beni geçen ilk dolmuşa
Yıllarca yalnız uyandım uyut beni
Aslında üşüyorum ört düşüyorum tut beni
başrollerinde sarp Bozkurt ve deniz ışın'ın oynadığı, emre Bahadır Çırakoğlu'nun yönettiği, yine sarp Bozkurt'un senaryosunu da yazığı blu tv mini dizisi. flört aşamasındaki iki kişiyi anlatan bir hikayesi var, oldukça eğlenceli.
1976 doğumlu olduğuna bi türlü inanmak istemediğim, kendi de aurası da aşırı seksi olan aktörümüz.
kendisine bakmaktan çalışamıyorum bazen, allahım ne büyük acılar var...
sanki Genco Erkal'ın adı Gencay filanmış da samimi olduğu kişiler adamın adını Genco diye kısaltıyorlarmış gibi hissettiğim için kendisinden bahsedilirken ismini kullanamıyorum saygıdan.