yazılanlardan anladığım kadarıyla, ortamdaki sığ insan oranı korkutucu boyutta. fikri olduğunu, kendini ifade edebildiğini düşünen insanlardan oluşan bir zümrede bu kadar darlık tehlikeli. bu entrydeki mantıkla yarın öbür gün başa gelebilecek her hangi bir karşıt ideoloji mevcut hükümetin yaptığı her şeyi yıksın yerine kendisi benzerlerini yapsın ve o ideoloji karşıtları bunları kullanmasınlar. yıllardır bu devranı böyle devam ettirmiyor muyuz? toplumsal fayda nerede? sokaklarda anırdığın millet kavramın, birlik söylemin nerede? sizler gibi tipler olduğu için 2 adım ileri 1 adım geri gidebiliyoruz ancak. üstüne ne koyabilirim. nasıl geliştirebilirim mantalitesine bir erişemediniz? sağcı oldunuz solcu oldunuz ama o ideoloji yobazlığınızdan sıyrılıp önce insan olamadınız siz azalıp bitmediğiniz sürece o gelmiş bu gitmiş farketmez. arzu ettiğiniz gelecek gelmeyecek.
Dinine hizmet ettiğini sanan, zeka seviyesi ortalamanın altında olan, sadece ülke değil dünya için bile zararlı homo sapiens güruhu. Yularlarını tutan namussuz ile birlikte helak olmaları dileğiyle.
(bkz: Behçet Necatigil) yazar hakında 'Çünkü Hidayet, benim için, devletlerin, rejimlerin sınırları içinde edebiyatın bağımsız ve yıkılmaz cumhuriyetler olduğunu bir kez daha hatırlatmış, mutsuzluğunda ölümsüz mutluluğa erişmiş sayılı yazarlardan biri oldu.' Kelamını sarfetmiştir. Saygıyı hak eder.
Kitabını okumak filmini izlemekten daha anlamlıdır. Baş kahramanı alabildiğine ezik, sapkın ve nefret edilesidir. Korkunçtur ki Zebercet gerçektir. Sağda solda görebilirsiniz.
Cahil cüheyla insanların gariban hostesler üzerinden giriştiği ego tatmini. Aynısını Avrupa yahut Amerikada yaptığı takdirde götüne jop sokulacağının bilincinde olmadığından ve metro otobüs firması vizyonu ile uçuş operasyonunun yürütüldüğüne inandığından anca ayı gibi bağırır, küfreder hatta saldırabilebilir. Videodaki villianların tüm sülalesine kafam girsin. Çirkinleştiğim için özür dilerim zira çok sinirlendim. Saygılarımla
aşağıda alıntıladığım şekilde yürek burkan bir hikayesi bulunan efsanevi türkü. yanlış hatırlamıyor isem bu hikaye (bkz: ekmek teknesi) adlı dizide (bkz: heredot cevdet) karekteri tarafındanda anlatılmıştır. ayrıca (bkz: beynelmilel) filminde de ilgili sahnesi ile beraber oldukça etkili yorumlanmıştır.
diyarbakır'ın güneybatısında, dicle nehri kenarında, kırklardağı vardır. bu kırklardağı'nın arkasında kırklar ziyareti vardır. çocuğu olmayanlar, buraya gelip dilek dilerlermiş.
bir süryani zengin ailenin de hiç çocukları olmuyormuş. kadın, kırklar ziyareti'ne gelip dilek dilemiş, adak adamış. bir kızı doğmuş. adını suzi (suzan) koymuşlar. her yıl doğum gününde, annesi onu süsler, giydirir ve kırklar'a götürerek, bir kurban kestirirmiş. suzan böylesine bin nazlarla büyüyüp, güzel bir genç kız olmuş. müslüman komşularının oğlu adil'le, birbirlerine âşık olmuşlar. yine bir doğum yıl dönümünde, annesi suzi'yi, hizmetçilerle beraber kurbanını kesmek üzere, kırklar ziyareti'ne göndermiş. arkalarından habersizce adil de gelmiş. hizmetçilerin kurban kesme telaşından yararlanan suzi, adil'le beraber, dağın arkasına dolanmışlar ve orada beraber olmuşlardır.kırklar ziyareti, bu beraberliği bağışlamamış ve ziyaret suzi'yi çarpmış. kız on gözlü köprü'nün orada, dicle'de boğularak ölmüş. suzi'nin ölümünden sonra, adil de aklını yitirmiştir.”
Çocuk yetiştirmeyi bilmeyen ve nasıl çocuk yetiştirildiğini öğrenme gayreti olmayan insanların yetiştirdikleri çocukları göre göre içindeki çocuk sevgisi körelmiştir. Kim ona haksız diyebilir ki?
Sizin aşık olmanız pek bir şey ifade etmez ona, ama eğer o sizi isterse, işte o zaman onun hayatına girebilirsiniz. Sizi daha çok isterse çok yüksek ihtimalle sizi kocası yapacak ve her geçen gün kendisine hayran bırakacaktır.
Olsa da yesek dediğim meyvedir. Köz üzerinde olanı makbuldür ama haşlamasının da gideri çoktur. Bir de şekeri vardır ama bu başka bir hikayenin konusu.