tarımsal olanı fazla içildiğinin ertesi gününde sindirim sistemi sıkıntıları yaratabilen alkol ürünüdür. ekonomik ve lezzetli olması ilk göze çarpan özellikleri ancak yan etkilerinin olduğunu asla unutmamak lazım.
Bağımlı değilim, olduğumu da reddederim her koşulda. Etrafımda kimse içmese gidip de alıp içeyim demem asla. Bir paketi 10 günde falan bitiren bir tipim.
Ama bazen çekiyor içine. Yakası geliyor insanın. O 10 gün birkaç güne düşüyor. Evet, son zamanlarda böyle olmaya başladı. Bilmiyorum artık bir metafor gibi görmeye başladım kendisini. Hayat, ömür, insanlar falan filan.
Tiryakisi olmayacak olsam bile hayatımdan kolayca çıkabileceğini düşünmüyorum. Umarım yanılırım, yanıltılırım.
Yüksek alkolü ve ucuz fiyatı ile kendisine hayran bırakan köpeköldüren markasıdır.
Ucuz fiyatlı ürünler arasında şargoz yapma ihtiyacı hissetmeden içtiğim en iyi kırmızı şaraptı kendisi. 1 litresi ile günah çıkarma işlemlerinizi gerçekleştirebilirsiniz.
"her şey çürüyor canım kardeşim bu dünyada
hatıralar bile
o hatıralar ki kafatasından muhkem bir yerde saklıdırlar
o hatıralar ki tüyden hafif
gök mavisinden duru
etten kemikten uzaktırlar
o hatıralar ki
bambaşka bir zaman içre yaşar dururlar
gel demeden gelir
git demeden giderler
nur topu gibi açıldıkları olur bazan
sonra sızım sızım sızlarlar
her şey çözülüp gidiyor bu dünyada
birbiri içinde
birbiri peşi sıra
bir tad dudakta
bir ses kulakta
sen toprakta çürürsün canım kardeşim
ben ayakta."
Yaşadığım ve içinde bulunduğum bazı durumlarda, insanların benim yerimde olduklarını düşündüğümde onların benim kadar yumuşak ve kabullenici olabileceklerini asla düşünmüyorum.
Benim böyle davranmam hangi sonuçlara sebep olur veya oldu tartışılır tabi. Ancak bu durum emin olduğum bir konu.
Bir başka konu ise “empati” kavramının genellikle iş işten geçtikten sonra önem kazanması. Nedense bunda da insan göz göre göre bir şey yapmıyor. Garip..
ölüm olgusu ve manevi açıdan değerli olan şeylerin değerlerinin yıllar içinde kendimde değişimini görüyorum. gerçekten insan her geçen gün büyüyor mu? veya bunlar başka şeylerin eseri mi? görelim..
Breaking bad 3. sezon 10. bölümüdür. izleyenlerin aklında "sinekli bölüm" diye kalan, ilk izlenişte ekrana boş boş baktırsa da sonraki izleyişlerde nedensizce manyak gibi hoşuma giden bölümdür kendileri.
Sineği vurduğu sahne hoşuma gittiğinden bir ara kapak fotoğrafı falan yapmışlığım bile vardır.
Normalde bu tarz gay/tumbirik grup ve şarkılarına her zaman ön yargıyla yaklaşırım. Bu gruba hala öyle yaklaşıyorum ama zamanında bu şarkıya karşı oluşmuş ön yargılarım bir kaç gündür kırılmış bulunmakta. Her ne kadar girişinde "ananas, avokado, armut, muz" meyve kokteylini duyunca kendimi yoğun derecede ahmet kaya dinleyen ülkücü gibi hissetsem de sesimi çıkartmıyorum. Basit ama Güzel şarkı. Sözler falan. Neys..
Olay ve gün formalite icabı olsa da yine de bir kaç saat sonra Geçmişe dönüp baktığımda çocuk olmayı, mutlu olmayı, saflığımı, güzel hayallerimi ve o temiz çocuğa dair her şeyi çok ama çok özleyeceğim.
Bekleyin ben geliyorum. Kulübe girmeye tek haneliler kaldı.
Edit: imla. normalde çocukluğuma dair şeyleri izlemeyecektim ama son dakikada yine bir şeyler, gidişler izliyoruz sanırım. Yüce yaradan fena hamleler yaptırtmıyor.