görüluyorki oyunu acacak, topu tasiyacak, ara pas verecek, hucum yaptiracak bir orta sahamiz yok. Tamam meireles sakat ama bu kadar da aciz olmamali fenerbahce. 3 tane defansif ortasaha ile 3 forvet oynamaya calisiyoruz ki aklim almiyor bunu. Pes oynayan bir ilkokullu getir "o da olmaz ki boyle" der.
Tum bunlarin disinda fenerbahçemizin daha önemli bir eksiği var. Ruh. Ruh yok takimda. Volkanla, gökhani çikar fenerbahçeye bir şey katacak oyuncu yok. Hepsi yürüyor sahada. Sadece bu maçtan bahsetmiyorum geçen sezonun başindan beri boyle bu durum. Ruh yok oyuncularda. Fenerbahçelilik ruhu yok. ben hatirliyorum tuncayi, serhati, appiahi, luganoyu. Boyle degildik biz.
Hatta birakin oyunculari teknik direktorumuzde bile ruh yok. Ne olursa olsun ayni yuz ifadesi, ayni mimikler. Insan biraz sevinir; gerektiginde sinirlenir, biraz uzulur,Sen aykutsun. Sen kocamansin. Kac yillik fenerbahçelisin. Ugrunda litrelerce ter döktüğün takim sahada bak. Başinda sen varsin simdi onlarin. Hic mi için cız etmiyor. Fenerbahçemiz eriyor göz göre göre, hala basit şeyler peşındesin. Korkaksin aykut kocaman korkaksin. Allah senin cezani versin. Siktiri olun gidin artik yetti verdiğiniz zararlar.
mutsuz bir son duydum
gidiyormuşsun diye duydum
Şahmerdan Vals ını duydum
bu sabah beni uyandırdı
kahvaltıya gelmiş gibi gözüküyorsun
kırıkkalpler oteline
ve oturmuşsun arka masaya
kitapçıkların ve nasıl kaybedilir diyen
yazının yanına
garsonun berbattı
yemeğin de öyle.
eğer deneyip suyun üzerinde yüreyeceksen
rahat ayakkabılarını giymeyi ihmal etme.
beni bir top ile atmayı planlıyormuşsun diye haber geldi
Şahmerdan Vals ını duydum
beni bu sabah uyandırdı
kahvaltıya gelmiş gibi gözüküyorsun
kırıkkalpler oteline
murphy kanunlarının başını çeken olay. gelmeyen otobüsü getirtir. bi de profları vardır bu işin yakar gibi yapıp otobüsü kandırır*
(bkz: sigarayı yakar yakmaz gelen otobüs)
bulutların üstünden
bıraktım ben kendimi
sonunu düşünmeden
duygular sarınca beni
gizlice tuttum elini
yüzüne baktım usulca
gözlerin fısıldadı ahh
mutluluğu yavaşca
çiçeklerin kokusu
dalgaların şarkısı
rüzgarın fısıltısı
bir sana bir de bana
bahçede hanımeli
gökyüzünde yıldızlar
yağmurun narin sesi
şimdi bir anlamı var
`aşk nasıl da kırılgan
sus dedim ama olmadı
kalbimden ismin geçti
kimseler duymadı.. `
oyunculularla, senaryoyla, dialoglarla, hızıyla her bi sikimiyle yarıp geçen dizi. house u mumla arayan bünyeme, 4. bölümde son 5 dakikasını tüyleri diken diken izlettirerek ilaç olmuştur. devamı gelsin ama.
sezon finali promosu da yayınlanmış. 10 bölüm az ama idare edicez artık
yıldızları getirdim, gökyüzünü getirdim sana. güneşe götürdüm seni. birlikte çıktık avare avare dolaştık sokaklarda. inandın, inandım. ölesiye inandım. varlığımı bıraktım sana geldiğim. şimdi yokluğumla içiyorum. kaç saat oldu bak. bu da sana son sözlerim olsun. tek dileğim bunların sana son sözüm olabilmesi. yapamam aslında biliyorum içimde. yapamıcam. gelicem sarılıcam sana. yine karışıcaz birbirmize.
allahım nolur. nolur bunlar ona son sözüm olsun. seni dünyalar kadar sevdim. seni, senin kendini sevdiğinden daha fazla sevdim.
saçlarından ev yaptım kendime. ellerin dünyam oldu. yüreğim çok sevdi ayaklarını. dudaklarımı karnına değdirdiğimde anladım ama. seni seviyorum. senden nefret ediyorum. umarım mutlu olursun.
bak ben küçükken bu şarkıyı dinlerdim. bahsetmemiştim sana.
sen yine seni sev
ben içimde kalayım
çekil yolumdan artık
ben olayım
bir şeye tepki göstermek için ilgili kişilerin gözüne gözüne sokmaya gerek yoktur. aksine sokulmayan dokunduran, değdiren tepkimvari şeyler daha etkilidir. 19 mayıs kutlu olsundur. 19 mayıs engellenilemezdir.
hayatımda ne kadar büyük bir vasfın olduğunu unutmuşum özür dilerim senden. çok seviyorum hep yanımda ol.
Şimdi şey. Aslında 2+2=5. Bu böyle yani. Ahan da at gözlüğü bak. insanlar bencil. Ahan da burda bak görmüyon mu?
Aslında umrumda değil. Öncesi, sonrası, bugünü yarını. Şimdisi var bi galiba ondan da emin değilim artık. Bi hal var sadece. O da mükemmel. Başkası yok. Gerisi yok. Yoksası yok. Belkisi, keşkesi, oysaki yok. Bi sikim yok lan valla. Ahan da böyle bak. 2+2=4
gitme. Tamam mı? Sakın gitme. Tek güzel sevdim ben emefönün aksine. O da en birinci.
Gecemde aradığım huzuru, çıplak teninde buldum. Sabahımda aradığım güneşi kucağında, sıcağımda aradığm yağmuru, saçında buldum. Sakın gitme bi yere
we can go there now if you want to
through the doors of that rented room
yeah, we stumbled through
it was only hours
it seemd such a short while
we had no time to cry
or sit and wonder why
we had so many things started to say
we had to get through
we tried the cinema
within half an hour
we had to go find someplace else
some more. . . you know
we tried a drinking bar
it gets so very hard
and when the cab ride gets too long
we go fuck in the bathroom
we can't afford the time to sit and cry
or to wonder why
we've got so many things started to say
we had to get through
through the doors of that rented room
yeah, we stumbled through
we had so many things started to say
we had to get through
we can't afford the time to sit and cry
or to wonder why
we've got so many things started to say
we had to get through
we haven't got the time for telling lies
or to even try
there's only days in between
there's just tomorrow
through the doors of that rented room
yeah, we stumbled through
it was only hours it seemed such a short while
in those pillows all the feathers that hold all our dreams
whispered at the scene
now they just seem to float on a breeze
i could have wrapped that pillow around my head
face down on the bed
i could have drowned in those so-called dreams
oysa çok farklıydık
belki çok aynıydık
bazen çok tatlıydık
dık dık dık.
acizlik böyle bir şeymiş
kanını dondursa, kafanı kırsa bile sarılmak istemekmiş
aslında kıçını kaldırmaya bile değmezmiş
miş miş miş
acizim ben
yorgunum ben
ne halim varsa görsem ben
ben ben ben
tam bir ibnesin sen
varlığın yetmiyor bazen
susmak acıtıyor cidden
adam olmak gerekir ki zaten
seviyorum seni mütemadiyen
bu da bu şiirde yaptığım tek kafiye aslen
metrodaki müzisyenlerin şarkılarına çok duygulanıyorum yanlarına oturup rakı içesim geliyor.
içtiğim ve üzerinde ambalajı olan bira, su, şişe kola gibi bilimum içeceklerin ambalajlarını söküyorum. (sigara paketlerinin üzerindeki tekel bandrolleri dahil)
düzensizlik beni çok rahatısız ediyor ama odamı, evimi toplamaya çok üşeniyorum.
bazen sikerim banane diyorum. bazen de çok düşünüyorum
şairleri, yazarları çok kıskanıyorum benim düşündüğüm benim hissettiğim şeyleri böyle güzel yazmaları sinirimi bozuyor. onları öldüresim var
eşçinsellik bir duygudur temelinde sevgi vardır. olayı bireyin gidip kendi hemcinsiyle birlikte olmasına indirgeyenler de öküzdür. zaten tanrı* teoride bütün duyguları yaratandır. bu duygu da onun eseridir. ***
"Gece, düzen güçleri uykudadır. Bürokrasi, askeriye, okullar, polis, kısacası yaşamımızı düzenleyen tüm güçler uykudadır; sokakta devriye gezen nöbetçi polis dışında. Askerler de hepimizden önce yatağa girerler. Dünyanın bu en baskıcı kurumunun mensupları, en erken yatanlardır aynı zamanda. Aslında, tüm totatiler kurumlarda, daha doğrusu, tüm kurumlarda ( tüm kurumlar totaliter değil midir zaten?) insan her zaman erken yatmak zorundadır - yatılı okullarda, manastırlarda, ailede, cezaevlerinde, hastanelerde... Kişinin istediği saatte yatma hakkını destekleyen, bu özgürlüğe onay veren hiç bir kurum tanımıyorum. Aşk ( ? ) üzerine kurulu olan ve iki kişinin özgür iradesiyle gerçekleşen evlilik kurumunda bile, çiftler yatağa aynı saatte girmezlerse, biri daha geç yatar, geceyi daha fazla yaşarsa, sorunlar çıkmakta gecikmez. Kurum her zaman " geç" yatanı suçlar, erken yatanı değil. Avrupa feodal toplumunda tüm kent sakinleri mumlarını aynı saatte söndürmek zorundaydılar; bayramlar dışında. Düzen ve baskı güçlerinin doğal yapısı, her zaman belirli bir uyku saatini zorunlu kılar. Bu belirli saatin erken saat olması da yine onların doğal yapısından kaynaklanır."
yaşıyoruz bu hayatı amına koyayım. bazen cok zor bazen cok kolay. bazen de bunları okumak, bunları anlamak çok basit. aslında her şey çok basit. her neyse.