olmasına hiç ihtimal vermediğim olay.
gerekmediğinden değil, yapamayacağımızdan olmaz.
hem biz insan olarak dayanamayız hem de ülke ekonomik olarak dayanamaz.
ha ölüm oranı %3 değil de %50 olsaydı s.s. yapardık ama bu halinde ölen ölür diyip açarlar.
ülke ekonomisinin sıkıntılı zamanına denk geldi pandemi...
spotify'a üye oldum, netflix'e üye oldum, alışverişte de işe yarıyor diye amazon prime'a da üye oldum. exxen biraz beklesin kardeş. ben telifli medya tüketimi için yeterince ödüyorum, ödediğim kadar izleyemiyorum zaten...
acaba exxen bu işe bi de müzik servisi mi katsa?
garip bi şekilde türk siyasetinin kültleşmiş ismi. benden oy alamaz o ayrı.
eski bi arkadaşımın babası perinçekçidir. nerde denk gelse konuyu siyasete getirip (eskiden) işçi partisinden, perinçekten bahsederdi. o zamanlar perinçek erdoğan'ı sevmezdi, arkadaşımın babası da...
sonra yıllar geçti, ergenekon başladı-bitti, 15 temmuz... sonra birden perinçek'i erdoğan'a destek verirken görmeye başladık.
bi gün arkadaşla denk geldik, sordum baban ne diyor bu işlere, nedir bu değişim? dediğine göre babasından duyduğu -biz zaten devlet rusya'ya yakınlaşsın, abd'den uzaklaşsın istiyorduk, erdoğan da bizim istediğimize geldi- gibi bişey düşünüyorlarmış.
(bu başlığa i. melih gökçek'le ilgili diye sanıp, ne demişler, niye adını eksik yazmışlar acaba diye tıkladım açıkçası. kendisini tanımazdım, grubunu eh işte.)
davasından(hukuki olan), düşüncelerinden bağımsız olarak bi şey diyeyim. eylemin temel hedefi halka sesini duyurmak değil midir? bu ülkede kendimi öldürüyorum, ölüm orucundayım falan ile direniş yapılmaz. hatta insanlar intihar etti diye daha da nefret eder. anca arkandan birileri o ölümsüzdür der, sonra unutulur. bunun örnekleri yok mu ülkede...
illa eylem yapacaksan yaşayacaksın. ölürsen sözün biter, yaşadıkça sesin çıkar. öleceksen ecelinle öl, kendini öldürme. yazık etmiştir kendine...
diğer okulların öğrencileri genelde yakın çevresinden. üniversiteleri açarlarsa yurdun her tarafına yayılan öğrenciler bir araya gelir, sonra tekrar yurda yayılıp hastalığı yayabilir. eğitim açısından sorunlu ama hastalık açısından mantıklı bir karar.
ben okulların da zamanında açılmayacağını, tekrar öteleneceğini düşünüyorum. hendek olayları zamanında turizme destek falan diye 2 hafta mı 1 ay mı ne geç açtılardı...
hırsızlık yapmıyordur, yalan söylemiyordur, yol kenarındaki karayolları tabelasında tabancasını denemiyordur mesela. ahlak tek boyutlu bişey değildir. mini eteklileri alkışlamıyorum ama linçe, ötekileştirmeye gerek yok...
bi de futbol yorumcularını düşünün, oynamıyorlar ama futboldan bahsediyorlar.
bendeki, şimdiki son modele göre 2 önceki model oluyor sanırım. bu tablet ücretsiz imovie progamında fotoğraf makınasının 3,96gb olarak kesip kaydettiği 4 tane 1080p videoyu montajlayabiliyor, kesip biçip birleştirebiliyor, fotoğraf ekleyebiliyor, farklı ses koyabiliyor, kapanmıyor, programdan atmıyor.
epey oldu, bi gün parkta oturuyorum iki çocuk kendi aralarında akraba yarıştırıyorlar. bi tanesi demez mi "benim dayım amerika'nın en iyi okulu odtü'de okuyor." bi an dedim yanlışı düzelteyim, sonra hadi çocuğu bozmayayım şimdi dedim...
bu şarkıyla ilgili bi hatıram geldi aklıma.
yıl 2001 mi, 2003 mü ne. bi gün tvde kanalları zaplıyorum. bi ara bu şarkı çaldı. babam da gençliğinde hızlı solculardanmış, aç maç falan dedi, açtım. çalan kanal stv(samanyolu) çıktı. ulan stv zülfü livaneli çalar mı şaşkınlığı.
meğerse o gün fettullaha hapis cezası verilmiş ondan çalarlarmış.
valla düğününe gidip para bile taktım.
bi tek gelini tanıyordum, biraz da abisiyle anasını. bi tek ümit besen'den nikah masası eksikti.
düğüne gittiğim için gurur duymuyorum ama yapacak bişey de yoktu. ha davetsiz misafir gibi de gitmedim, çağırdı nikaha bile (ulan tam arabesk) de günü sıkıntıydı, bi de yani o kadar da kendime zulmetmeye gerek yok dedim, nikaha da gitmedim.
emekli bi teyzem var. geçen sene her kanalda seçim var siyaset var, sıkıldım diye izliyordu bunları. onun açısından düşününce doğru söylüyor dedim.
yargılamayın yani, beyni boş işlerle meşgul etmek, manzara izlemek gibi oluyor, dinlendiriyor bazen.. (ben izlemiyorum şahsen)
bi de paragöz olmayan meslek dalı hangisiymiş onu da bi deyiversen. bunu yazdığına göre heralde sen paragöz değilsindir, tebrikler.
acaba kaç kişi öğrenciyken yazın okul olsa da gitsek, öğretmenler de yatmasa dedi? memleketler neresi. örneğin hani insanlar urfadan, hakkariden, ne bileyim çemişgezek'ten istanbul'a falan göçer ya, benim bi arkadaş öğretmen olarak tam tersi istanbul'dan ş.urfa-akçakale'ye gitti, suriye sınırına yani. bi dinleseniz hikayelerini... bu yerlere bi polis, bi asker bi de öğretmen gidiyor, gençlikleri oralarda geçiyor.
haberlerde diyor ya hani enflasyon hesabına göre memur maaşları artıyor, bu yıl başı enflasyon %5 mi 6 mı ne dendi, memurlara (ve öğretmenlere) zam ona göre yapıldı. peki neden vergilere, trafik cezalarına %22 zam geldi, o da enflasyona bağlı değil mi? yani gerçekte maaşın alım gücü düşüyor, vergi dilimleri ise sabit olduğundan sayısal olarak maaş artınca her sene vergi dilimine daha erken giriliyor.
içince sapıtırdı (yazacaklarımın çoğu alkol etrafında dönen olaylardır)
hiç bir derdimize derman olmaya çalışmadı, dersane parası, yol parası, cep harçlığı hep anneme yıktı (ikisi de çalışıyordu)
4 yıllık üniversite kazandım ama ikinci öğretim, tekrar tekrar 3 sene falan her dönem başı harç parası için evde kavga çıktı, bi seferinde okul 4 yıl her dönem başı harç alınacak bilmiyor musun falan dedim de bıraktı kavgayı
üniversiteden tatile gelmişim dönücem, akşam otogara gidilecek, kaç defa komşudan rica ettik o da içmeye gitti (kendisi okumuş adamdır bu arada)
ilkokulda evdeki doğumgünümde arkadaşlar varken doğum gününe sinirlenip anneme vurması
öğrenciyken gurbet elde başıma kaza geldi, para gerekti aradım küfretti kapattı, teyzemin kocasından istedim verdi. günler geçti, oğlan ne yaptı acaba bile demedi, enişte ise parayı sonradan verdiğimde almadı bile
offf yazdıkça sinirleniyorum, konuşturmayın, ben bıraktım
artık sadece allah rahmet eylesin diyeyim artık
the watchmen (nickimden tahmin edersiniz)
matrix serisi
yüzüklerin efendisi üçlemesi
gravity
ay
yasak bölge 9
akira
ghost in the shell (orjinal animasyon olanı)
propaganda
kaybedenler kulübü
düğün dernek
kemal sunal filmlerinin heralde hepsi
babam ve oğlum
batman vs superman
nefes vatan sağolsun.
çok da şaşırmadım
bayburt'a yakın, ismi lazım olmayan bir yerde görev yapmıştım, benzer kafa yapısında.
ne yazık ki sandık görevi yapmak zorunda da kaldım, akparti-chp-mhp falan (alfabetik yazdım) hepsinin üyesi vardı orda. chp'ye 1 (bir) oy çıktı sandıktan, lan onu da ben attım zaten, üyesi bile atmamış
ne eylemi diyon sen heheyy.
bir oy kurallar gereği açmadan yakıldı, o da o kadar oy içinde chp oyuysa şansına artık. sonra mahalle bakkalında laf duydum o 1 chp oyunu sen atmışındır diye.
daha neleer neler var da ama onlar hallerinden gayet memnunlar, boşverenzi...
edit:son referandumda da en yüksek evet bayburttan çıktı zaten.
uzay ve evren o kadar o kadar okadarrrr büyük ki gece gökyüzüne baktığımızda geçmişi görüyoruz, yani o yıldızlar, galaksiler artık ya yoklar ya da orda değiller.
bi de bizim yıldız sandıklarımızın büyük kısmı galaksi aslında, samanyolu gibi. uzak olunca tek bi nokta gibi görünüyorlar.