hot chip'in süper bir sarkisidir; hem dunya dışı olarak anlatilabilecek kadar saykodelik, hem de insanin dansini getiriyor.
lirikleri ayri bir fantastik:
i'm looking for a face to attack
it could be that im kissing your kneck
you will not know because im laid back
so watch yourself i'll come with a smack
i've hit you hard it's time for some bounce
i've left a scar there's blood in our dance
i rock the club straphobia stance
now fix yourself your heart's in my lungs
sip on something sleepy why not get a little overdose
sip on something sleepy why not get a little overdose
sip on something sleepy why not get a little overdose
sip on something sleepy why not get a little overdose
what can you find in parade
what can you find a rave
what can be drunk in a dream
what can be dreampt in a dream
it's all a tech it's all a tongue talk
i'll spell it out just pass me the chalk
if i could teach you soon would be taught
we're looking for something to report
what can you find in parade
what can you find a rave
what can be drunk in a dream
what can be dreamt in a dream *
"Meyhaneler yerine okul sayisi artsin" diye bagirip da kendini cok elit ve aydin goren vatandas, once halihazirda milli egitim bakanliginin sponsorlugunda faaliyet gosteren okullara baksin!
Az once yakinda bir okulda bangir bangir hababam sinifi soundtrack'ini caldilar, sonra da istiklal marsini zavalli, sesi titrek ve detone bir sekilde cikan bir cocuga soylettiler.
istiklal marsina bir sey demiyorum, zaten konumuz o degil.
hababam sinifi gelecegin ya da bugunun "dogru, caliskan" talebeleri icin ne denli faydali bir motivasyon kaynagidir? cocuklar icin piçlige cagri resmen. vallahi eskiden evimin tam yanindaki okulda her teneffuste standart zil yerine hababam calardi ve gotum, gozum ayri oynardi- biri olayin abzurditesine guler, digeri ise "vayy bu ulkenin haline" uzuntusuyle yasarirdi.
ne kadar geyik bir milletiz yahu. valla diyorum bak. ahaha. sinir krizi gecirecegim. sonra da "topstarajdar" nereden cikti diyoruz. bir 10 sene verin, daha ne psikopatlar cikacak ortaya.
troll. ne kadar da kolay yaziliyor degil mi?
yazilmasinin kolay olmasiyla birlikte herkese aninda "troll" ismi veriliyor, her dikkat ceken basligin altina "don't feed the troll" yaziliyor, nickaltlari "x. nesil troll" yazilariyla doseniyor.
benim disimda kimse bu kelimeden bikmis midir bilemeyecegim ama "troll" kelimesi gitsin diyorum, bunu gordukce fenalasiyorum.
sıkıldım ulan. gercekten. bu yuzden bir alternatif dusundum, ve buldum sanirim: "gremlin" olsun bunlar. hem 'troll", benim kucuklugumde parmagimi parlak taşlı gobek deligine degdirip dilek tuttugum, tatlimsi bir oyuncakti, o yuzden benim icin sevimli bir kreatür cagristiriyor. dolayisiyla, sizi sinir eden bir kisiye "tatli ayicik" demis kadar oluyorsunuz.
bir kere, penisini olcenler hakkinda dolasan soylentilerden biri 100% kanitlanmistir: kisinin iq seviyesi olculen penisinin boyu ile aynidir. bunu yapan bireyler hakkinda ortaya cikan en iyimser istatistik kesinlikle budur.
anketlere malzeme olan bu penis boyu istatistiginin ne sekilde elde edildigini merak etmemek mumkun degildir. bir kere penisi olcme aksiyonu bir cok fizyolojik oge barindiran bir olaydir. ayrica, duyduguma ve gozlemledigime gore, erkeklerin buyuk bir kisminin yaptigi bir seydir; toplu halde olcenlerine bile rastlanmistir*. en hassas verinin nasil yakalandigi ve bunun icin nasil metodlar kullandiklari onem arz eder. olculere penisin kalinliginin da dahil olup olmamasi ve "ortalama penis boylari" tarzindaki bu cok saygideger arastirmalarin bir ise yarayip yaramadigi ise bu koskocaman mevzuya gizem katan faktorler arasindadir.
tahminlerime gore, hangi olcu sisteminin kullanildigi onemlidir ve ingiliz sisteminden uzak duranlarin egolari daha rahattir. metrik sistem dahilinde boyu santimetrelerle ifade etmek gerekir, yoksa penis boyunu 2.54'e bolmek zorunda kalmak insani komplekslerle dolu bir cikmaza surukler.
pekala konjunktur kurt sorununa barisci bir cozum getirmenin engebeli yollari uzerinde lastik patlatmadan ilerlemek uzerine kuruldu... lakin kurt sorunu konu acildiginda kicina kene yapismis gibi ciyaklamaya baslayan bir kesim de namevcut degil, hem de azimsanmayacak sayidalar... konumuzla korelasyon kurma safhasina gecersek, bana sorarsaniz barcelona sempatizani kisi ayni zamanda ulkucu ise bu durum beraberinde o kisinin ne kadar cahil oldugunu da ortaya koyacaktir... ya da riyakar oldugunu.
barcelona'nin sampiyonlar ligini kazanmasinin akabinde istiklal'de "biji serok barcelona" diye bagirarak tur atan kurt vatandaslarimizin sayisi azimsanmayacak kadar cok, oncelikle bunu bilesiniz... barcelona'nin ayrilikci ve bolucu simge durumunda oldugunu bilesiniz... bunlari bilip de destekliyorsaniz basimin ustunde yeriniz var...
"allah'im ben ne yaptim" diye sorguladiktan sonra fikir degistirenler icin fasizan real madrid var, gidin sempati besleyin haydi.
Bir basliga giriyorsunuz ve bir bakiyorsunuz ki ilk iki entry'den sonra herkes ayni seyleri yazmis, iste bu insanlardandir killandigim. Ayni ana fikri paylasan ama farkli stillerle, farkli yorumlarla harmanlanmis entry'ler degildir benim sikayetci oldugum. mesela bir cok insan sizin gibi yesil erigi tuzla yemeyi sever ama kardesim, senden once yetisip basligin altini doldurduysa millet, pes etmek gerekir yahu. ya da yesil erik- tuz korelasyonunu biraz farkli bir sekilde anlatirsiniz, ayni entryleri ust uste okumayiz.
6. her daim bol tuzla yedigim meyvedir.
--spoiler--
neredeyse tip-a-tip ayni seyi alt alta defalarca okumaktan bunalan birisi olarak soyluyorum; cogu kisi entry'leri fazla oylamiyor, tamam. bu buyuk bir sorun ve yazilarinin okunmadigini hissedince insanin motivasyonunu etkiliyor ama en azindan giri yazarken ana kelimelerden bir kac tanesini aratin. **
Evet sayin yazarlar, artik islami google da var; ya da ben yeni kesfetmis de olabilirim. Sok oldugumu soyleyebilmek isterdim ama turkiye'nin bu sansurcu yaklasiminin farkinda oldugum icin, pek de olamadim.
sozluge biri gelip cocukca oyunlar oynuyor, kendi kendine egleniyor ve yazarlar "is"lerine devam etmek yerine bu cocugu takip etmeye basliyor. yeri geliyor, onlar da cirkeflesiyor, bazilari sozluk "kurallarina uygun" olarak ayar veriyor vs. halihazirda ilgi acligi ceken bu cocuklar da istediklerini elde ediyorlar, celebrity oluyorlar, reklam yapiyorlar, haklarinda derin bir arastirma yapiliyor falan (donanim haber'de bilmem ne adinda uuser'lar buraya gelmis de bilmem ne yapmis), donanim haber'de bugun kesin bir ziyaretci patlamasi olacaktir mesela.
sozluk de sozluk olmaktan cikip, gereksiz haber ajansi oluyor, birileri de sonunda "ahanda gitti" diye bir baslik aciyor entry'leri silinince.
gibi cok ama cok faideli basliklar aciliyor, degersiz "yazarlar"in nick'leri akillarda kaliyor ve referans olarak veriliyor, "bak! bu tam xxxxx'in yaptigi gibi!" yazilip sanal unlerine un katiliyor. yeni bir troll-cocuk geldiginde hemen "xxxx'in entry'lerini artilayan yazarlar" basligini da bekliyorum, eh, aciliyor her seferinde.
birakin afacanlar yazsin yahu. ama tanimadiginiz birinin, sizi tanimadan size kufretmesine bu kadar kizmaniza ne gerek var? "anama kufur etti" diye cevap vereceksiniz... siz de bu yaramaz cocukla igilenip, hakkinda entry'ler girerken onun kucuk kalbini kizdirmadiniz mi?
gozlemledigim kadariyla, olgunluk seviyesinde pek bir fark yok.
45 kiloluk seks ilahi ve kadın dediğin en az 120 kilo olacak diyen erkek basliklarindan anladigim kadariyla, sadece bir kilo rakamiyla bir insanin ne oldugu belli oluyormus. Hani 120 kilo olan kadin kesinlikle cekici olamazmis, 45 kiloluk kadin ise oluye benzermis, ay ne kadar cirkinmis. hani zaten sozlukte sekilciligin daniskasiyiz ama hakikaten bunlari okuyup uzulecek olanlara uzuluyorum yahu, asla unutmasinlar ki 45 ila 120 kilo arasinda olduklari surece sorun yoktur... (bu arada sozlukte incelenen ideal makyaj, ayak numarasi, sac stili, bel ve gogus olcusunu unutmak yok, yola devam)
"icki, kotulugun anasidir" diyenler vardir pek tabii ama bana gore kotulugun bas katibi bastirilmis duygulardir. toplumda, insanlarin icinde ofkeyi fazla gostermeyip sozde kimseyi kirmamayi, mutlulugu yansitmayip nazar cagirmamayi, mutsuzlugu ya da karsindakine asil tepkisini saklayip, tebessum etmek zorunda kalmayi normallestiren, siradanlastiran toplumun dayatmalarinin sonucunda dogar bastirma eylemi. Henuz toplumun normlarina gore "yeterince" azarlanmamis bir cocuk, ofkesini, mutlulugunu nasil gosterir? Insan buyudukce tepkilerini de azaltmaya basliyor. Buyurken, bazi duygular "iyi", bazilari ise "ciss" kategorisine yerlestirilip dikkatlice bilincaltina yerlestiriliyor. ofke, kizginlik bikkinlik, cinsel istek, kiskanclik, kibir duygularini ulu ortada gosterince alinan tepkilerden, ayiplayan, yargilayan ifadelerden bihaber olan kimse yoktur.
Cinsellik, "ciss" siralamasinda en cok ayiplanan duygudur. Kucuklukten baslar baski. Kucuk cocuklar meraklidir, her sey ile oynamak isterler, kurcalarlar, koklarlar, agizlarina sokarlar. Bir cocuk, penisi ya da vajinasiyla oynadiginda aninda cezalandirilir; velev ki bu kurcalama surecinin sonucunda orgazm olursa (ki olma olasiligi gayet yuksektir) kiyamet kopar adeta. Bir kac sene sonrasina gidelim. artik kizimiz ya da erkegimiz orta okuldadir ve utanmasini ogrenmemisse daha, ebeveynlerine "seks nedir" sorusunu sormak aklina gelir. Bu ulkede yasayan kac kisi, boyle bir soru soracak/sormus olsa "seks, hayvanlarin ve dolayisiyla insanlarin yasadigi dogal bir durum/istek/ihtiyac sonucunda disinin ve erkegin birlesmesidir" yanitini alir? Hayir, uc maymun edasiyla ebeveyn duymamis numarasi yapar, ya da "bu konuda konusma, bak kotu" der ve atar. bir kiz ilk adet oldugunda, biyolojik nedenlerinin anlatilmasi yerine ayiplanilir, yuzler kizarir. sinifta seks konusu acik ve dogal bir sekilde islenmez, kizlar ve erkekler ayri gruplara bolunur, sinif cikisinda da heyecanli ogrenciler utana sikila birbirleriyle muhabbet ederler. seks ayip oldugu icin, bu genclerin gelecegi, sagligi dusunulmez ve dogum kontrolu metodlari, cinsel yolla bulasabilen hastaliklar islenmez.
Erkekler bastirilmis cinsel istekleri sonucunda, tam anlamiyla abazanlasirlar. Yolda herhangi sekilde dikkat ceken bir kadin gorduklerinde manyak gibi bakarlar, laf atarlar, sikilirlar, kadinla seks yapmiscasina, gayet terbiyesiz konusmalarda bulunurlar arkadaslari arasinda. masturbasyonun sivilce cikardigi ve gunah oldugu fisiltilariyla doludur 4 yani. hem seks isteyen kadinlar, genelde hafif mesrep, gorgusuzdur, bir turk kadinin namusu zardan ibarettir. yabanci kadinlarin cok sevisken oldugunu, acik ve seksi giyindiklerini duyup kudururlar. ama bu soruyu kendine soran bir erkek yoktur maalesef: sokakta gordugun her kadina bagirmasan ya da taciz etmesen, seninle rahat bir sekilde iletisim kurup, o gorunce agzinin sularinin aktigi mini eteklerden giymeyecek midir? (bir guzel gun sevisebilir bile!)
medyada kadinlarin her turlu cinsel istismari surerken, erkek bu "kotu" duygulariyle basa cikma cabasini surdurur. Bir gun, begendigi bir kadinla cikmaya baslar ve en sonunda, cinsellik uzak bir ruya olmaktan cikip, bir olasiliga donusur ve bu bastirilma iliskiye yansir. partnerine yalvarmalari ve uyguladigi baski sonucunda onunla sevisirse, partneri "orospu" olur. Partneri, seksten zevk alirsa, hatta kendisi teklif ederse, "vay ne kadar ucuz bir kadin" olur. Partneri, adamdan baskasiyla sevismisse eger; "Orospularin en buyugu", "obur adam(lar) benden iyi miydi", "neyse bu hatunu sikerim ama bakire ile evlenirim" olur. kendisi bir cok seyi bastirdigi icin, en guzel kadinlari begenir, ama partnerine asilan birileri oldugunda, bu kadinin sucudur, kuyrugunu sallamistir, kirpiklerini cirpinip, "sik beni" diye yalvaran gozlerle bakmistir etrafina.
ulkenin kadinlari icin cinsellik daha da tabu bir konudur; bir erkek er ya da gec, masturbasyonun normal bir sey oldugunun farkina varabilir. Internette, medyada, her yerde hala "masturbasyon yapan kadinlar" insanligin ilginc bir tureviymiscesine incelenir. kadinlari erkekler, aileleri, partnerleri ve diger kadinlar surekli yargilar. ilk seks yaptiginda, aklina gelen bazi sorular vardir; artik kirlenmis midir? birileri cikip bekaret raporu istese ne yapacaktir? zar diktirmenin fiyati nedir? partneri gidip her seyi arkadaslarina anlatacak midir? (ki anlatacaktir muhtemelen, ego beslemenin maliyeti genellikle kadinlara bindirilir.) gogusleri buyuyecek midir? (gogusleri ellenen kadinlarin gogusleri buyuyor ya iyice, bu manyak dusunce sayesinde buyuk goguslu kadinlar da "orospu" damgasi yiyordur allasen). bu adamla evlenecek midir? (adam belki de onu boyle hayallerle yataga atmistir.) adam onu sevecek midir, saygi duyacak midir? birbirleriyle cok ama cok celiskili olan bu sorular arasinda, kadin aslinda en onemli maddeyi unutmustur:
Zevk almis midir?
dincilik, gunah, sevap, iyi, kotu, namus, toplum yargisi gibi kavramlar corbasinda, hem kadin hem erkek yanlis bir sekilde yonlendiriliyor. Hindistan'da sokakta seks yapan kopeklerin halk tarafindan taslanmasi gibi, turkiye'de cinselligini kapali kapilar ardinda yasayan insanlari bile sovuyorlar, yargiliyorlar. Doktorun teki, opusen bir ciftin yarisini kursunlarla kapliyor, tecavuze ugrayan kadinlar bu ulkede adalet arayamiyorlar. erkekler ac, kadinlari et parcasi olarak goren yaratiklar gibi geziniyor, yattiklari kadin sayisini 10'la carpip egolarini tatmin etmeye calisiyor. bu ulkenin kadinlarinin "vermedigini" soyleyip de, kadinlarin bu kadar terorize edilmis bir durumda olup, niye "vermekten" ya da "istemekten" bu kadar cekindiklerini sorguluyor. seksi dogal bir sey olarak gormeyen ne adam ne de kadin, (seksi silah olarak kullanan kadinlar da var tabii) gercekten hayatini dolu dolu yasayamaz.
ing. "You're my motivation for birth control" sozunun arkasinda yatan olgudur. olunabilecek en kotu seylerden biridir efendim; "bunun anasi dogurmamis da sicmis" bile en azindan bir bok oldugunuzun bir gostergesidir, nitekim bu en agir hakaretlerden biridir. pozitif acidan bakacak olursak, gittikce artan ve buyuk bir sorun haline gelen dunya nufusunu dusunursek, belki de "dogum kontrolu ilham peri"'lerinden daha fazla ornege ihtiyacimiz vardir.
serdar ortac entry'mde (#5092931) bu sanat dalina atifta bulunduktan sonra, arattim ve sozlukte bulamadim. bircok insanin yapmaktan mutluluk duydugu, gulmekten olduren birseydir klasiklesmis geyik dans tarzi. evde, banyoda aynanin karsisinda, hatta gece kluplerinde yapmaktan feci zevk alinan bu aktiviteyi biraz tanitayim. muzigin stiline uygun olaraktan degil de, gulmek ve guldurmek amacli yapilir, mesela lambada calarken latin esintili kalca-bacak hareketleri yerine zarafetten uzak figurler cizilir, hip hop muzigine dans ederken yuze suh bir ifade takinip got sallayip kivirmak yerine "mezar kazima" isine girisebilir insan (buna az sonra deginecegim).
diskolarda kadinlar, erkekler seksi ve havali durmak icin elinden geleni yapiyor; kadinlar muzik kliplerinde, meshur sanatcilarda vs. gorduklerini uygulamaya meraklidir cogunlukla. obur yandan da erkekler "erkek adam oynamaz" ile "kendime kontrol edemiyorum" dusunceleri atrasinda gidip gelirler. bana gore en fena goruntu, seksi ya da "cool" takilmaya calisirken bu insanlarin bazilarinin kendilerine guvenmemesi, birilerinin onlari seyrettiklerinin farkina varip, kasila kasila bazi hareketleri uygulamasidir. klupler poz verme mekanlarina donustu, dans edip rahatlama yeri degil eskisi gibi...
guzel dans etmeyi ya da muzige uygun dans etmeye karsi birseyim yok; tam tersine guzel dans edenleri izlemeyi ben de severim herkes gibi ama millet biraz da rahatlamali yahu. birkac klasik figurun ornegini vermeden edemeyecegim:
bogulan deniz kizi: sol ya da sag elle burun tutulur, diger kol ile "S" sekli cizilir ve yavasca dizler kirilip alcalinir.
camasircilik (domestik gorunum): once saga dogru, sonra sola dogru camasirlari legende yikiyormuscasina oynanir, sonra yukariya dogru camasirlari iplere asma similasyonuna gecilir. sag ile yikamaya baslayan, genellikle sag tarafa camasir asmaya baslar.
mezar kazma (kuyu da olabilir, artik siz karar verin aaa): iki el, bir tarafta birlestirilip, yere dogru, mekanik bir kazma hareketiyle iner, "kurek" dolunca da "toprak" geriye atilir.
lirik dans: liriklerde ne anlatiliyorsa, onlar uygulanilir. rapci'nin teki paradan bahsediyorsa, ellerde parmaklar birlestirilerek para isareti yapilir, kirik kalplerden bahsedildiginde, iki eli birbirini goguste kavusturup, "atan kalp" hareketleri uygulanilir, arabesk sarkilarda kendini yerlere atmak ya da bileklerini kesme hareketleri de makuldur, anlatabildim herhalde...
70'ler geyigi (postmodern geyik dans'a giriyor biraz ama olsun): john travolta'nin grease ve saturday night fever filmlerindeki hareketlerini gozunuzun onune getirmek ve uygulamaktan ibarettir, mesela isaret parmagi havaya capraz bir sekilde uzatip, kivrak bir kol hareketiyle yere geri indirip, bunu muzigin temposuna gore uyarlamak, vs.
herkesin birbirini suzup, yargiladigi bir dunyada, insan kendi kafasina gore eglenebilmeli.
pistlerde beni gorurseniz korkmayin, bu sanat dalinda kendimi gelistirmekteyimdir muhtemelen.
avusturyali yazar leopold von sacher-masoch'un basyapitidir, orijinali almanca dilinde 1870 senesinde yayinlanmistir. ingilizce versiyonu "venus in furs"'dur. otobiyografik ogeler iceren romandaki wanda von dunajew karakteri, sacher-masoch'un gercek hayatta enteresan bir iliski kurdugu fanny pistor adli yazardan ilham alinarak yaratilmistir. severin karakteri ise leopold'un kendisidir. 1869 senesinde, aralarinda yapilan 6 ay sureli bir kontrat ile sacher-masoch pistor'un kolesi olmayi kabul etmistir. imzalanan belgelerden birinde, "wanda von dunajew" olarak davranacak olan fanny pistor'un diledigince, hatta oldurene dek iskence yapma hakki taninmistir. bununla birlikte leopold esarete dayanamadigi taktirde kendini oldurecegine soz vermistir.
bugune dek okudugum en ilginc hikayelerden biridir, "mazosizm" ideolojisinin liderlerinden (sonucta mazosizm kelimesi, soyadindan dogmustur) biri olarak kabul edilen bu yazar kisacik bir kitapla okurlarina tanimlamasi zor bir sekilde etkilemistir. venus im pelz'e kontratak olarak, bir kadinin perspektifinden mazosizmi incelemek isteyenlere Pauline reage'nin "the story of O" adli kitabini oneriyorum. "O", "venus im pelz"'e gore cok daha vahsi ve ekstremdir, belirli bir yas ve olgunlukta olmayanlar okumamalidir bana gore. mazosizme bir giris olarak once "venus im pelz", sonra da "o" okunmalidir.
Isvec'te kucugumsu bir köyün adidir; yolda tabelasini gorunce ana-baba-evlat gulmekten olmusuzdur. Hölö'de tatli bir kilise bulunmaktadir, buradan bakabilirsinizdir: http://www.holomorkokyrka.se/ .
29 mart'in gecesi ve 30 mart'in ilk saatlerinde ortaya cikan dusundurucu olaylar nedeniyle gerceklesmesinin sart oldugunu dusundugum seydir. yerel secim, tam bir fiyaskoya donusmustur. adil, olaysiz, hirsizlik ve hile icermeyen bir secimi hak eden bir halk oldugumuzu dusunuyorum; yoksa buna demokrasi demeye bir milyon sahit de yetmez.
arkadaslar, benim hangi partiye oy verip vermedigimi bilmeniz imkansizdir; ben sadece bugun olan ilginc olaylarin gaziyla bir onerme yapmisimdir; size de fikrinizi sormak istedim.
