lisede bana dediler ki "türev integralin devamı türevi yapan integrali de yapar"
külliyen yalan.
türevi yaptım integrali yapamadım sözlük.
integral türevin yanında anasının gözüdür bana göre.
okumaya doyulamayan bir nazım şiiri.
2014'te londra'nın ünlü sanat merkezi southbank centre son 50 yılın en güzel 50 aşk şiirini seçmiş. bu şiir de o seçilmişlerden biridir.
takılırken kendimi pul koleksiyonu yapıyormuş gibi hissettiğim mecra.
harika fikirler var. adamlar neler yapmış vay be diyorsun. hepsini hepsini toplayasım geliyor. kendime bir sürü pano oluşturup zilyonlarca fotoğraf pinleyesim geliyor.
insan hayret ediyor vallahi.
Kan ter içinde uykularından uyanıyorsan eğer her gece
Yalnızlık sevgili gibi boylu boyunca uzanıyorsa koynuna
Olur olmaz yere ıslanıyorsa kirpiklerin artık herşeye
Anneni daha sık anımsıyorsan hatta anlıyorsan
Kalbini bir mektup gibi buruşturulup fırlatılmış
Kendini kimsesiz ve erken unutulmuş hissediyorsan
içindeki çocuğa sarıl
Sana insanı anlatır..
o kadar güzeldir ki çok seversin sahiplenirsin kendine yazılmış gibi hissedersin. öyle şarkı sözleridir bunlar işte.
latince ismi Camellia sinensis olan çaygiller familyasından bir bitkidir kendisi. ama bizim için sadece bir bitki değil hayatın anlamıdır be sözlük. yaşı ilerledikçe çay tiryakisi olan tipik bir Türk insanı olarak söylüyorum susadığımda bile çay içer oldum. o zaman gelsin mi müslüm babadan
bu sabah yalnız uyandım
çaysız olmaz çaysız olmaz
tanıdık kokular yok
çaysız olmaz
kahvaltım anlamsızdı
çaysız olmaz çaysız olmaz
ilk sigaram bile tatsızdı
çaysız olmaz...
yinee kendi kendime sormadan duramadım
niyeee çayı böyle seviyorum bi bulamadım **
- artık pek önemsenmeyen bir gelenek... bağ kurmak demek.
- bağ kurmak mı?
- aynen... örneğin, sen benim açımdan binlerce oğlandan birisin. birbirimize ihtiyacımız yok. ancak beni evcilleştirirsen birbirimize ihtiyaç duyarız. sen benim için özel olursun, ben de senin için olurum.
"birinin sizi evcilleştirmesine izin verdiyseniz, gözyaşlarını kabullenmeniz gerekir"
insanın her yaşında okuyabileceği, her okuduğunda farklı bir şeyler bulabileceği harika kitap.
kiss
while your lips are still red
while hes still in silent rest
while bosom is still untouched
unveiled on another hair
while the hands still without a tool
drown into eyes while theyre still blind
love while the night still hides the withering dawn
---
öp
dudakların hala kırmızı iken,
o hala sessiz iken,
yaslan göğse henüz daha dokunulmamış, örtüsü kaldırılmamış iken,
başka bir eli tut eller henüz silah tutmuyor iken,
boğul gözlerde onlar hala görmez iken,
sev gece hala solgun şafağı saklıyor iken.
zaman her şeyin ilacı derler.
hayat kısa derler.
o kısacık hayatta zamanın bir şeylerin ilacı olmasını bekleyerek geçer gider.*
sonra hep 'keşke'ler olur, 'ah şöyle yapsaydım'lar olur, 'pişmanlık'lar olur. sanırım yapılması gereken kısacık hayatta kafaya hiç bir şeyi takmadan, hiç kimseden, hiç bir şeyden nefret etmeden dolu dolu yaşamak. sevmeyi öğrenmek. sevgiyi göstermek. falan filan.
- üniversite tercihi değil bölüm tercihi yapın laflarına aldanmayın. adam gibi bir üniversite de okuyun.
- üniversiteye kapağı atıyım rahatlarım diye düşünmeyin. çünkü hiç öyle olmuyor.
- sırf adı yüzünden zorlanacağınız bölümleri seçmeyin. tıpı son yılda bırakanları duyuyoruz.
çılgın çizimleriyle ve karakterleriyle kendini izlettiren psikopat çizgifilm.
flapjack'in sally'e aşık olduğu bölüm vardı. kafasından yenebilen kalpler falan çıkıyordu. pek hoştu.
90'lı yıllarda baya meşhur olmuş, şarkılarına coverlar yapılmış ingiliz rock grubu.
live forever isimli şarkılarının bir akustik versiyonu vardır, işte onu canlı söylerlerken dinlemek pek güzeldir. böyle tüm gün bile dinlenir hatta. sıkmaz hiç. http://www.dailymotion.co...ver-acoustic-on-mtv_music
üniversite öğrencisi deyince akla gelen ilk şeylerdendir.
farklı düşünmeye başlamanın, ciddi şeylere kafa yormanın, olgunlaşmanın göstergesidir.
öyle ki lisede yapılan kız kavgaları, üniversitede siyaset,düşünce kavgalarına dönüşür.
dozunda olursa güzeldir bile.
günlük güneşlik modundan şakır şakır yağmur moduna geçmesi an meselesi olan havadır.
ne yapacağı hiç belli olmaz.
yazları sıcaktır. bide nemlidir. böyle tıklım tıklım otobüse falan bindiğinde lanetler ettirir.
herkesin böyle düşündüğü zamanlar olabilir. aslında önemli olan kişinin kendini anlayabilmesidir.
kişi kendini anlayamıyorsa (bkz: tanıdığım bir psikolog var)
bursalılar için heykeldeki kafkasın önü buluşma noktasıdır. geçerken görürsünüz kafkasın önünde dikilen bi sağa bi sola arada da elindeki telefona bakan, hatta 'nerde kaldı bu terbiyesiz' diye söylenen insanları.
bu yazı ezikmene 21. yy'da film dururken halen kitap okuyan cahil kızdan...
hoş geldin. bu gecikmiş bir karşılama ama 8.nesil olmandan dolayı kurtarır sanırım. ?'ne tıklayınca kafamdaki ?'leri biraz yok oldu gibi. popülizmin kurbanı olmuş bir yazar olduğunu düşünüyordum yalnız herkesin farklı bir tarza sahip olduğu gerçeğini unutmuşum. ama sen bu gerçeği unutma lütfen. başımıza ne geliyorsa bir şeyleri unutmaktan geliyor. bunları neden yazıyorum bilmiyorum içimden geliyor diyelim. fazla uzatmadan sana kendi dünyanda mutluluklar dileyeyim bir de .
"çok konuşuyoruz. bu zekice konuşmaların hiçbir değeri yok, hiç yok. insanı kendi kendisinden uzaklaştırır, o kadar. kendi kendinden uzaklaşmak da günahtır. yapılması gereken, insanın tıpkı bir kaplumbağa gibi, kendi içine girip yerleşebilmesidir." hermann hesse / demian.