"Aşk evliliği mi mantık evliliği mi?" diye bir süredir düşünmektesinizdir.
Bu sorular kafanızı kurcalarken nezih bir kıraathanenin önüne oturur oraletinizi söyler ve çorabınızın içinden uzun mavi lark ınızı çıkarır yakarsınız bir sigara.
Nezih kraathanenin müdavim dayıları orada her zamanki gibi sohbet etmektedir. istemli kulak misafiri olursunuz. dayılardan biri bu aralar evlenenin geçmişini skeyim çeyrek altınında geçmişini skeyim diyordur.
Aklınıza mükemmel bir fikir gelir. Küçük bir hesap yapıp içinizden: 50 60 kişi çeyrek taksa uuu beybi der ve koşarak bulduğunuz ilk kızla anlaşmalı ve takılan çeyrekleri paylaşmalı bir evlilik yapmaya gidersiniz. Ne aşk ne mantık evliliği tek çare altın evliliğidir.
Hiç tadı tuzu olmayan şu hayatta çaya şeker atmayı kendine yakıştıramayan asil duyguların insanlarının sürekli yaşadığı zorluklardır.
En başta "şekersiz çay içenlerin artistliği", "şekersiz çay içenlerin kuul olduğunu sanması" gibi ithamlarla karşılaşırlar.
Gittikleri kraathanede çayın yanındaki şekerleri iade edince çaycının yüzündeki "şekerden de kar ettik amk katran gibi çayı şekersiz nasıl içecekse artık?" bakışı yüzünden hep oralet içmek zorunda kalırlar. Bazen sırf bu yüzden şekerleri çaycıya verip o bakışı görmemek için at gibi kesme şeker yerler.
Daha verilecek çok örnek vardır da neyse şekersiz çay ile cuvara daha iyi oluyor.
Daha kendisinin edat mı ek mi olduğu belli olmayan ve çoğu zaman saçma sapan sorulara sebep olan mi nin yok ben herkesten ayrı yazılırım, yok aman kimseyle birleşmem tarzı küstahlığıdır.
Bir şiir dizesi. işin edebi kısmını kenara bırakıp düşününce insan hayatının ne kadarını kendisi için yaşıyor? Sırf yemek, içmek, barınmak yani yaşamak için çalışıyor çalışırken de ömrümüzü veriyoruz. Ne için? Yaşamak için.
Hayatımız kendimize ait olsa hangimiz bir pazartesi sabahı erkenden kalkıp yollara düşer?
Neyse işte Pazartesi yüzünden hep bunlar.
Kol gibi bir hesaptan sonra hakkını aramak isteyen er kişinin yapması gerekendir.
iki üç kişi buluşmuş kahve içip sohbet etmek için bir mekana oturmuşsunuzdur. Kahveleri içip hesabı ödeyeceğinizi ve başkasının bu girişimde bulunmamasını rica eder hesabı ödemeye gidersiniz. Söylenen miktarı ilk başta çok fazla gibi düşünseniz de sonra büyük ihtimal fincan takımını da vereceklerdir diye söylenen parayı verip beklersiniz. Siz bekledikçe anlamsız bakışların üzerinizde gezdiğini fark eder ve e hadi verin de gideyim dersiniz. Kimsenin bir şey vermemesi üzerine yapacağınız işi skeyim deyip mekanı terk edersiniz.
Ayı yavrusunu severken öldürürmüş sözünü doğrular nitelikteki sarılma şekliyle yapılır.
500 tl kadarcık verip gözlük almışsınızdır. Kodumn memleketinde güneş hicik bile yapmadığı için gözlük deri ceketinizin iç cebinde kalakalmıştır.
Epeydir görmediğiniz bir arkadaşınızı yüzünde; benden ala ibne var mı ifadesiyle recep ivedik in kumsalda teyzeyi at çarpmasından kurtarmak için koştuğu şekilde size doğru koşarken farkettiğinizde artık çok geçtir. Gelip sarılmasıyla birlikte gelen çıtırt sesinin kaburgalarınızdan gelmiş olması için dualar edersiniz ama nafile. Gözlük kırılmıştır. Başınızı ellerinizin arasına alıp kaldırımın kenarına çömersiniz. Cin çarpmışa dönen ağzı yüzü kaymış gözlüğün saplarını arkadaşınıza verip çerçevesini de kendinize ayırırsınız. Arkadaşınızın çorabının içinden çıkarıp uzattığı uzun larkı yakar oralet içmeye gidersiniz.
Ülkemizdeki voleybol severleri üzen olay. Öyle ki voleybolu sadece spor olarak görüp o ne biçim göt be diye değil de ne güzel bir blok ne güzel bir smaç şeklinde yorumlar yapılıyor.
Ama bu sporsever insanlara hakaret eder gibi, sanki kadın voleybolcuların en çok bakılan yeri poposu gibi tam popoya reklam almışlar.
Milletvekilliği Yaşının düşürülmesinin de gündemde olmasıyla birlikte genç kardeşlerimizin kafasını karıştıran soru.
Geçenlerde yolda yürürken duydum. iki tane genç kardeşimiz konuşuyordu. Biri diğerine " yav iyi diyorsun milletvekili olalım olalım ama önce boks dersleri almalıyız" dedi.
Bence de aparkat, kıroşe falan filan bilmeyen vekil mekil olamaz.
Dizilerde Altta Ufak bir " ürün yerleştirme bulunmaktadır." yazısı geçmesi ama reklamdan daha reklam bir şekilde ürünün gözümüze sokacak şekilde gösterilmesi durumudur.
E maillere bakma şekli biraz elitçe olsa da e mailde kredi kartı ekstresinden başka bir şey olmamasından dolayı kahvenin genzinize sıçrayıp hayati risk oluşturabileceği bir eylem.
Nane limon, ıhlamur vb. Şeyleri yapmak ve içmek zor geldiği zamanlarda naneli sigaramızı yakıp şifa niyetine iki fırt çeksek iyi gelir mi diye merak edilen sorunsaldır. Aynı nane işte iyi gelmesi gerekir.
Doları olup da bozdurana para beklenmeden verilen şeylerdir.
Ulan ben bu mınakodumun işini anlamadım bir türlü. Adam 200 300 500 dolar her ne skimse işte bozdurana yemek bedava diyor. Zaten 500 doları varmış bozdurmuş adam. Yemeğe de verecek 10 lirası vardır.
Verecekseniz doları olmayana bedava yemek verin, doları olmayanı ücretsiz traş edin, bir de dolar bozdurana ücretsiz escort olayı gördüm o konuya girmiyorum bile.
Şimdi gelirler falan gönül bu belli olmaz temkinli olmak lazım. Lazer kılıcı falan hediye ederler Çiçek falan verip ezilmeyelim yani. Düşünmek lazım bunları.
ilerki zamanlarda uzaylılarla iyice samimi olununca olabilecek olandır. " topraam iki paket cuvara getir mnakodumun yerinde uçtu fiyatlar, marstan ekmek al da gel oranın ekmeği gevrek oluyor, jüpiterden de taze kavrulmuş çekirdek alın çitleriz." tarzı sparişler verilebilir.
Bıkmadan, usanmadan, yılmadan defalarca aynı karikatür görselini kullanmakta ısrar etmek ve her başlık için uygun olduğunu düşünüp başlığın altına bırakmaktır.
Şimdi bu başlık için de
(img:#1256564)
Diyebilirsiniz.