whatsgoinon
0 (düz adam)
on birinci nesil yazar 0 takipçi 11.24 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    tarık akan

    324.
  1. maltepe'de adına açılmış park bulunan ünlü oyuncu. allah rahmet eylesin adını yaşatmak için belediye başkanı ali kılıç döneminde parka adını verdi.

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/1478077/+
    0 ...
  2. istanbul ticaret üniversitesi

    107.
  3. girişimci olma hayali olan herkesin mutlak suretle tercih etmesi gereken üniversite. olanakları ve gelişim imkanları çok fazla var.
    1 ...
  4. turkcell tv

    36.
  5. türkselin az kanallı az masraflı televizyon platformu, süperonline kullanıyorsan ya da turkcell abonesi isen çok cazip fırsatları varmış. televizyon başında oturup saatlerce tvye gömülebilen bir insan değilim, bu yüzden izleyeceksem her an ulaşabilmem önemli benim için, telefondan tabletten izlenebiliyorsa sıkıntı yok, öyle de yapılıyormuş zaten.
    1 ...
  6. pileyboy necatiyi taciz eden sözlük kızları

    24.
  7. kaşlarının uçlarına yay bağlamak suretiyle legolasın okunu yapabileceğiniz yazar. bun bakan kız muhtemelen kör felan oluyordur allahım esirgesin. amen.
    0 ...
  8. istanbul daki köylüleri memleketlerine postalamak

    3.
  9. en doğru olacak eylemdir, şehirle uzaktan yakından alakası olmayan insan görmekten bıktım yemin ederim. nerde kalitesiz insan var doluşmuş bok varmış gibi.
    1 ...
  10. avuçlarımızdan kayan zaman

    1.
  11. Hızla akıp gidiyor zaman...
    Büyük şehirde yaşama biçimi hızla fast-food tarzına dönüşüyor. Hızlı ye, kısa sürelerde tüket her şeyi, bağlanma, kesik kesik ve hızlı anlat, dinlemeye vaktim yok kısa kes, acele et, daha çabuk, geç kaldım, hızlı ol...

    Yoruldunuz, değil mi?
    Hem de nasıl uyuşturucu bir yorgunluk...

    Öyle alıştık ki her şeyi hızlıca yaşamaya, unuttuk neredeyse sevdiklerimizin gözlerinin içine bakıp, söyleyemediklerini duymaya...

    Aslında öyle yalnızlaştık ki, bu tuhaf yabancılaşma haliyle başa çıkabilmek için yeni bir hayat yarattık kendimize. Ailenin bir araya geldiği saatlerde, sohbete vakit yok. Kimi televizyondaki bir diziye kaptırır kendini, kimi bilgisayar başında sanal bir dünyada gidermeye çalışır yalnızlığını... Aynı evde, yabancılaşırız günden güne, en sevdiklerimize...

    Aşklar da dostluklar da, kumdan kalelere dönüşüyor... Her yanılgıda biraz daha kalın duvarlar örülüyor, her seferinde biraz daha yalnızlaşıyor insan...

    Seçenekler arttıkça seçim yapmak da bir o kadar güçleşiyor. Hep daha iyisini, daha güzelini, daha güçlüsünü ararken, sahip olduklarımız, su damlaları gibi akıp gider avuçlarımızdan... Komşunun bahçesindeki çimen, hep daha yeşil görünür gözlerimize. Ne kadar şanslı olduğumuzu, nelere sahip olduğumuzu ve zenginliklerimizi düşünüp şükretmeye vaktimiz olmaz. Daha yeşil çimenlerin derdindedir hep yalancı ve aldatıcı zihnimiz. Bu nedenle içten gülümsemeleri unutur, sahte kahkahalarla oynarız hayatı...

    Oysa, hızla akıp gidiyor zaman...

    Koca bir yılı uğurlamak için son hazırlıklarımızı yaptığımız şu günlerde bir mola verip, farkında bile olmadan hoyratça harcadığımız sevgilerimizi ve ilişkilerimizi onarma zamanı...
    Durdurup her şeyi, unuttuklarımızı hatırlama zamanı...
    içten gülümseyişlere, candan sarılışlara, sessiz gevezeliklere sığınma zamanı...
    Sahip olduğumuz her güzellik için tüm kalbimizle şükretme zamanı....
    Vedalaşma ve kavuşma zamanı...
    Güle güle...
    Hoş geldin...

    Alıntıdır.
    0 ...
  12. ruhun ölmezliği

    1.
  13. Bedenin ölümünden sonra ruhun sonsuzca yaşayacağı inancı.

    Ruhun ölmezliği ya da ölümsüzlüğü inancı tanrıbilimin temel inaklarından (dogmalarından N.) biridir. Ruh, tanrıyla özdeş ya da tanrısal bir varlık sayılınca onu ölmezlikle nitelemek dinsel açıdan zorunludur. Çünkü ruh sonluysa onun özdeşi ya da kaynağı olan tanrının da sonlu olması gerekir. Buysa tanrı düşüncesiyle çelişiktir. Oysa ruh, bedenin düşünsel ya da duyusal yanıdır. Bedenden ayrı ve bağımsız bir ruh tasarımı tümüyle bilimdışıdır, bir boş inançtır. Skolastik Hıristiyan felsefesi, tanrı varlığının tanıtlanmasında olduğu gibi, ruhun ölmezliğinin tanıtlanması için de çeşitli kanıtlar ileri sürmüştür. Bu kanıtların tümü bilim ve mantıkdışı uslamlamalardan ibarettir. Örneğin, skolastik felsefenin ruhun varlığı ve ölmezliği yolunda ileri sürdüğü sekiz büyük kanıttan biri şöyledir (4. kanıt): "Madem ki bütün dinler ruhun ölmezliğini kabul ve tasdik etmişlerdir, ruh ölümlüyse bütün dünya aldanmış demektir ki olanaksızdır". Rönesans Aristotelesçilerinin en büyüğü olan Padua okulu profesörü Pietro Pomponazzi (1462-1524) şöyle der: "Din adamları insanları iki sınıfa ayırarak bir sınıfı ceza ve armağanla doğru yola çekmek zorundaydılar. Öteki sınıfsa bunlarla elde tutulamayacak kadar bilgili ve yetenekliydi. Onlar için de ruhun ölmezliğini ileri sürmek zorunluydu. Ruhun ölmezliği ilkesi, siyasal ve yönetimsel bir amacı gerçekleştirmek için ileri sürülen bir varsayımdan başka bir şey değildir".
    1 ...
  14. otto neurath

    1.
  15. Avusturyalı felsefeci ve toplum kuramcısı.

    Mantıkçı olguculuğun gelişiminde önemli bir rol oynayan Otto Neurath, felsefenin yanı sıra toplumbilim, siyaset ve eğitbilimle de etkin bir biçimde ilgilenmiştir.

    1929 yılında Viyana Çevresi'nin ilk bildirgesini de yazan Neurath bu okulun en etkili düşünürlerindendir. Neurath'ı özellikle mantıkçı olguculuğun yayın organı Erkenntnis'te yayımlanan yazıları ile tanınmıştır. Başta 1932'de yayımlanan "Protokollsatze" başlıklı yazısı olmak üzere yazıları ile Viyana Çevresi'nin bilginin temellerini yalın ve yorumlanmamış duyu deneyimlerinde aramak yerine daha fizikselci ve bütüncü bir bilgi kuramına yönelmesini sağlamıştır.

    Geliştirdiği fizikselcilik kuramı, anlamsız ve eş söz olanlar dışında bütün deneye dayalı yargıların ilke olarak uzamsal ve zamansal nesneler üzerine yargılara dönüştürülebileceğini öne sürer. Neurath bu kuramının gerek tek bir bilimsel dilin varlığının gerekse kişiler arası anlaşma olanağının önünü açacağını düşünmektedir. Neurath'ın fizikselciliği farklı bilimlerin dillerinin arzu edilir bir bireşimini vaat eden dilsel bir öğretidir. Yöntem birliğine dayalı birleşik bilim idealine dayanan fizikselcilik aynı yöntemlerin yeterli ölçütleri sağlayan her türden düşünsel araştırmada kullanılabileceği düşüncesini içerir.

    Neurath'ın bir diğer önemli görüşü de doğrulamanın söz ile deneyin değil de sözleri birbirleriyle karşılaştırma ile gerçekleştirilebileceğini savlamış olmasıdır.
    0 ...
  16. euhemerus

    2.
  17. 3. yüzyıl filozoflarından olan euhemerus Messina'da dünyaya gelmiştir.
    Euhemerism adı verilen teorisine göre, Tanrılar tarihteki önemli kişilerden ve onların hareketlerinden türetilmişlerdir.
    1 ...
  18. iyi ideası

    1.
  19. Platon'a göre her şeyin ayrı bir ideası vardır. Sokrates öncesi filozofların aksine platon, varlık tekliktir değil, varlık çokluktur görüşünü öne sürmüştür. Bu bahsettiği varlıklar, yani idealar kendi aralarında kusursuz bir düzene ve "hiyerarşi"ye sahiptir. Bu hiyerarşide en üstte bulunan idea "iyi ideasıdır". Diğer ideaların hepsini ondan pay almış ve ona yönelmiştir. Varlığın temelinde iyi ideası yatar.

    işte tam burada, iyi ideasına yüklenen bu yüksek konum, ister istemez bir sorun doğurmaktadır. Daha önce Platon’un Demiourgos adı verilen bir düzenleyici tanrıdan bahsetmiştir platon.

    Demiourgos evreni düzenleyip meydana getiren Tanrısal güç, iyi ideası ise tüm varlıkların ve var olanların nedeni olduğuna göre bunlardan hangisi gerçek bir Tanrı olmaya layıktır?

    Kimi yorumcular, Platon’un iyi’ye yüklediği niteliklerden yola çıkarak Demiourgos ile iyi ideasının bir ve aynı şey olduğunu savunmuştur (Weber, 1993: 57). Demiourgos, Tanrı’nın etkin, hareket ettirici, düzenleyici, akıl ve ruh sahibi yönünü temsil ederken iyi ideası ise Tanrı’nın değişmez, sabit ve dingin yönünü, varlık ötesi varlığını temsil eder.

    Platon Timaios’ta, Demiourgos’un iyi gibi ezeli ebedi olduğu ve başından beri idealara ve hepsinden önce de iyi ideasına baktığı söylenir (Timaios, 28a-41a). Şu hâlde Tanrı’nın, iyi ideasını temaşa etmediği tek bir an dahi olmamıştır. Demiourgos, evrenin iyi olması nı istemiştir. Bu durumda Tanrı’nın istemesinin nedeni iyi ideasıdır ve iyi olan her şeyin nedeni, Tanrı’nın iyiyi istemesidir.
    0 ...
  20. ahlak

    140.
  21. En basit anlamıyla neyin doğru ve yanlış olması gerektiğiyle ilgili yargılar ve ilkeler bütünüdür.

    Özelliklerinden birisi insanlar tarafından oluşturulmuş ve oluşturuluyor olmasıdır. Kültürden kültüre farklılık gösteren bu kavram insan eylemlerini iyi ideasına göre düzenlemeyi amaçlar.

    Aslında ahlak, sürünün sürü içerisinde uyum sağlayabilmesi ve süredekilerin kendini kabul ettirmesi için "uydurulmuş" yargılar sistemidir.
    1 ...
  22. fundemental ontoloji

    1.
  23. Veya temel ontoloji. Ontolojinin temeli ve köküdür. Antik çağ yunan felsefesin ortaya çıkmış bu ontoloji aristoteles ve platon'dan sonra yerini daha çok ontik'e bırakmıştır. Varlığın tümelliğini bir aksiyom kabul edip üzerine sistematik düşünme eylemi neredeyse heidegger'e kadar yapılmamıştır. En sonunda heidegger ile birlikte(varlık ve zaman) tekrardan felsefenin ana inceleme alanına sokulmaya çalışılmıştır.
    0 ...
  24. yunan felsefesinin öne çıkma nedeni

    4.
  25. Felsefi düşünceleri yazıya geçirme ve onları sistematik halde inceleme bunların başında gelir. Elbette bunlardan başka diğer felsefe yapan medeniyetlerin aksine yunan, felsefede fayda ya da pratik fayda aramaz. Bilgiyi yalnızca bilgi için ister. Bilgi peşinde koşar.
    0 ...
  26. değişme problemi

    1.
  27. Felsefede Herakleitos ve elea okulu ve parmenides arasındaki problemdir.

    Varlığın bir değişim halinde olup olmadığı problemidir.

    Herakleitos değişim vardır derken, parmenides ve elea okulu bunun aksini savunur.

    Bu tartışma pre-sokratik dönemin en önemli tartışmalarındandır.
    1 ...
  28. herakleitos

    37.
  29. Değişme probleminde parmenides karşısında yer alan pre-sokratik dönem filozoflarındandır.

    En önemli fikri "logos"tur.

    Her şeyin değiştiğini ve varlığın oluş olduğunu, ilk maddenin ise ateş olduğunu söyleyen filozof, karşıtlık ve savaş ilkesi ile "her şey zıddıyla vardır" fikrini başlatmıştır.
    1 ...
  30. cahit sıtkı tarancı

    188.
  31. Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
    Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
    Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
    Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
    Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
    Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
    Sende tattım yemişlerin cümlesini.

    Desem ki sen benim için,
    Hava kadar lazım,
    Ekmek kadar mübarek,
    Su gibi aziz bir şeysin;
    Nimettensin, nimettensin!
    Desem ki...
    inan bana sevgilim inan,
    Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
    Ve soframda en eski şarap.
    Ben sende yaşıyorum,
    Sen bende hüküm sürmektesin.
    Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
    Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
    Günlerden sonra bir gün,
    Şayet sesimi farkedemezsen,
    Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
    Bil ki ölmüşüm.
    Fakat yine üzülme, müsterih ol;
    Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
    Ve neden sonra
    Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
    Hatırla ki mahşer günüdür
    Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
    0 ...
  32. © 2025 uludağ sözlük