öldü mü, kaldı mı, ne oldu merak ettiğim adamdır. az önce internetin en ücra köşelerinde saçmalama turları atarken bu adama denk geldim. video: https://www.youtube.com/watch?v=gpTGuCn0Mr8
zamanında bir dilek tut adlı yarışmada yeşim salkım, hilal cebeci'ye 'o mikrofonu senin ağzına sokarım' tarzında bir şeyler söylemişti. videoyu izledikten sonra aklıma ilk bu geldi. iyi ki sokmamış. sahiden ağza mikrofon sokulabiliyor. kendinize düğünlerde, müzikli eğlence yerlerinde dikkat edin sevgili yazarlar. ağzınızı kapalı tutun, mikrofon kaçmasın.
OpinionWay adlı fransız araştırma şirketinin yaptığı bir araştırmaya göre araştırmanın yapıldığı tarihte fransızların yüzde 50'si kendilerine verilen hediyeleri başkalarına satmışlar. üstelik bu fransızların sıklıkla yaptığı bir hareketmiş.
ya bu yüzde 50 hediye almayı sevmiyor ya da hediyeyi veren diğer yüzde 50 yanlış, alakasız hediye seçimi yapıyor. belki de sadece mevcut yüzde 50 arasında bu durum yaşanıyor.
kesin olan bir şey var ki fransa içinde de bir yüzde 50 durumu söz konusu.
eldeki potansiyel bilgiler profil fotoğrafı ki bu başlangıç için fena değil, diğeri de cv bilgileri. mesela, cv açısından incelemek gerekirse çeşitli şirketlerde hangi sürede çalıştığı, uzun mu yoksa kısa dönemlerde mi çalıştığı ilişki durumunda da uzun ya da kısa vadeli düşündüğünü ortaya çıkarabilir.
bunun dışında endorsement seçimleri de ilgi alanlarını vs. öğrenmeyi kolaylaştıracaktır. grup katılımları da buna dahil edilebilir.
gönüllü işlere katılıp katılmadığı veya bu tarz projelerde görev alıp almadığı da önemli. düşünsenize gönüllü olarak çalıştığı bir sürü proje var. (bkz: iyilik meleği)
110 karakterlik ön bilgi de bir diğeri. bu alanı nasıl kullandığı son derece önemli. 110 karakterlik hakkı var ve ilk görüş (profil fotoğrafı) sonrası ağzından çıkan ilk cümleler.
bilemiyorum, gerçekten bilemiyorum. mantık evliliği böyle bir şey olsa gerek.