Şişe boş, duvardaki saat boş. Yelkovanı düşmüş. Tik takların ahengi bozulmuş sadece tak sesi duyar olmuşum bir müddet sonra. insan insanın kurdudur. Doğru. Lakin insan kendinin de kurdudur. Kendiyle yalnız kalması, şeytanla akit imzalaması gibi. Ahali yok etrafında. Güruh dağılmış. Amade bir rekabet bir yarış var. Alp değil ki insan oğlu özünde korkmasın. Alplik korkunca gelir hele ki Türkoğlu türk'e. Sığsın. Karmalarda yazan gibi düz adamsın. Göz kapakların uyuşuncaya dek düşünsen de gayenden haberin yok. Soğuksun sıcakken bile. Tenin soğuk hele ki ellerin.
Bütün ruhum, içimde tutuşmuş gibi kor kor
Odamda döndüğüm sırada
Çok geçmeden bir tıkırtı duydum bu sefer
Yok. Gelgelelim edgar'ın kargası değildi bu. Bir ses bir eda duymak isterim dar agacındaki hararetimi gidericek. Itriyatlar yayıldı odaya amade. Ben dilimi unutmuşum; ben beni anlamam. Kabuslarım unutmamış bir onlar olmuş yegane.
oyunları son derece gerçektir. uzun diyaloglar esnasınsa birçok kendinizi ve başkalarıyla yaşadığınız durumları hatırlayıp irdelersiniz. kadın erkek ilişkileri üzerine çok kafa yormuş ve sonuç olarak bundan 100 yıl önce kadının toplumda göz ardı edildiği hükmüne varmıştır. fakat işin ilginç yanı kadını çoğu zaman bu ezilmişlikten hoşnut olduğunu söylemesi ve kadının bile isteye bu ahel geldiğine inanmasıdır.
hayat olduğu gibidir ve sinema her zaman olmayanı göstermek zorunda değildir demiş bilmem bi vakit. sert, savunmasız ve açıklamasız. onun filmlerinde bir savunmaya giremezsiniz. baş karakteri bir kızı acımasızca öldürürken sebep arayamazsınız, diyelim ki ehli hazırda bir sebebiniz var ki figan döktürse de meydanda üfürüktendir o sebep. gerçekte olduğu gibidir aynı. yargı beklemez. yargılasanız da his beklemez. karakterlere acımaz, sevmez yahut tiksinmezsiniz. öyle bir duygu oluşturmak istemez siz de.
havuz. yazar rolündeki kadınla genç kızın ilişkileri.. nesil farkı dimdik saygı duruşundadır önünüzde. kültür farkı da tabi. iticidir bazen ikisi de bazen ikisi de sempatik. hele ki masum çehreli genç kızın koskoca adamı ayartması ve adamın havuzun başından hiç çekinmeden küstahca kızın gözlerini içine baka baka penisini avuçlaması iğrenç gelse de size, orda ki his başkadır. kızın aslında göründüğü gibi de masum olmadığını nihayetinde bir insan bir dişi olduğunu anlarsınız.
yurdumun insanları memleketimin başı kapalı eşarplı teyzeleri en temiz duygularla vesile olmak ister hayırlı işlere. zaar onlra göre okulu bitiren mesleğine başlamış kız okul bitince aile evine dönmeli kendisine uygun görülen mimar, mühendis , doktor en olmadı zabıtayla evlendirilmelidir. bu amaca kendini adayan akrabalar her misafirlik ziyaretlerinde can alıcı soruyu matrixteki kırmızı mı mavi mi heyecanıyla sorarlar.
-what if yok mu kızım biri hayırlı. hani bi oğlanceğiz vardı inşaatçı diyodu annen. uzatmalı sevgilinmiş babannen söyleyiverdiydi. (uzatmalı sevgilisi demiş ya) noldu ona. bıraktın mı oğlanı?
+he ya bıraktım hala.
-niye bıraktın fotoğraflarına baktıydık biz senin bilgisayarda. eli yüzü düzgündü. *
+ anlaşamıyoduk hala.
-anlaşamıyoduk ne demek. biz eniştenle çok mu anlaşıyoduk.
+(acilen kötü bi huy uydurmam lazım diyaloğu kısa kesmek için) ehmm çok içki içiyodu.
-ha o zaman başka. elin kafirini getirme damat diye. iyi aferin iyi ki bırakmışın. bak eli yüzü de temizdi oysaki. ama içiyosa eve bereket getirmez gari.
bilmem kaç milyon kez yaşadım şu diyaloğu bilimum akrabayla. eski sevgiliye burdan selam ederim zira akrabalara neden ayrıldığımızı açıklamak için alkolik, savurgan, aşırı kıskanç, sapık gibi zerre alakası olmayan sıfatlar taktım . kusurlara kalmasın lakin anlaşamıyoduk bi bahane sayılmıyo onlara göre. hele ki aşk bitti falan desem eşarplarıyla darağacı yaparlar bana "aşk neymiş gız" diye.
haydi açıklama faslı bitti diyelim. sırada geliyoruz uygun damat adayı elemelerine. tabi bu esnada what if yaşlanıyor evde kalmasın diye harala hurala girişimlerde bulunuluyor. o kadar ki msnde 15 yaşındaki kuzenim titretir.
+noldu ablacım? öptü mü seni şerefsiz!? (iki saat önce hoşlandığı çocukla sinemaya gideceğini söylemiştir)
-yok öpmedi abla. başka bişiy diycem ben
+de hele hele
- abla annem burda bizim taner abi var. dershanede çalışıyo fizik öğretmeni. arabası var evleri de varmış 6 katlı. annem bize gelsin what if bu haftasonu tanıştıralım diyo. :P (bi de dil çıkarıyo velet)
+la yürü git. manyak.
-ya abla tanış bi ya. kumral bak
+ne ediyim be. heryer kumral
-ama yeşil gözlü
+boyu kaç? dur hemen heyecanlanma salak şaka yaptım. yok kuzum istemez. selam söyle teyzeme what if ömrü billah kendi soyadını taşıcakmış de.
-hehe dedim kafasını kırarım dedi. tanışcakmışın. olmadı zorla size getirirmiş taner abiyi.
-ablam hoşlandığı varmış de.(son çare başka bi yalan)
-ne iş yapıyo hoşlandığı diyo.
-doktor de. arabası da var de (daha üst mevkiyle saldırmam lazım inandırıcı olması için)
-ne doktoru diyo...
teheyyy işte böyle böyle yalancı yapıyolar insanı. o gün hayali hoşlantım metin adında ki iç hastalıkları doktoru olan ankaralı annesi vefat etmiş süper bi aday uydurdum. arada soruyo noldu metine diye. tayini çıktı dedim en son. görüşmüyoruz. zaten sapıktı diyorum.
babanneyse en çok uğraşan bu konuda. babam canımdır, espri adamıdır bana takılmayı benimle içmeyi sever. öyleki bazen ben özel dersteyken arayıp bira sipariş eder. kıvarana kıvrana konuşurum öğrencinin yanında kaç bira alayım baba diye. öğrencilerimin kafasındaki temiz duyguların insanı what if hoca imajını yıkmak istemeyişimden. velhasıl kelam başka bir gün şortla terasa çıkılmıştır.
babanne seslenir:
babanne: gızzz gıcına don giy. cıbıl cıbıl çıkma oralara.
baba: anne bırak çıksın bir iki nasip bulur belki. *
bababanne: evlen gari gızım. ölmeden senin çocugunu da görem.
ben: amannnn babanne o cok kolay hemen yapıvereyim istiyosan bi tane.
babanne: tüh zan gülümüne gelesice. mithat ne diyo bak bu edepsiz.
ben: eheh. kız mı olsun erkek mi?!
mutlak vardır tek tük de olsa . burdan komiklik olsun diye açılan gay ibne başlıklarına bakıp üzülmüştür ilk vakit. sonra alışmıştır aynı sözlükteki kızlar gibi. zira onların hakkında da durmadan başlık açıyoruz. evet lan ben onlara saygı duyuyorum. hastalıktır psikolojik rahatsızlıktır anlamam neyse ne.. olmuş işte. **
tehey pehey hey yavrum. leş gibi günde yüzlerce insanın kullandığı yurdumun bagrından leş gibi sidik kokan bahsi geçen tuvaletlerde seks yapmak isteyen kızın alnından öpüyorum. hiç ortam mortam dinlemiyor o vakit. ya da erkeğin alnından öpüyorum zira kızlar tuvaletine adım atabilmesi için hemen gişedeki bıyıklı sert görünümlü abiyi nasıl inandırdı kız olduğuna da tuvalete girdi diye.
olur mu lan allasen o kadar yokladım tüm tuvaletleri bi umut sevişen bi çift görürüm tuvalet paramı ödettiririm diye. yok! daha birine denk gelmedim.
lan bi durun. geldiniz gaza deli deli döktürüyosunuz habire. oğlum bi otur düşün bakalım. üniversitede mi okuyosun nerdesin ne iş yapıyosun. sözlüğe yazdığına göre az boz kelli fellisin. uyduruktan bile olsa entel sayılırız hepimiz. şimdi dön bak bi çevrene kaç kadın var ailende makyaj yapmayan? -annen mi. güzel buluyo musun ananı? e tabi güzel buluyosun anan cünkü o senin. çirkin bile olsa güzel sayılır analar. nereye bağlıycam dur sabret az bi düşün algılayacaksın.
oğlum şimdi diyelim ki bankada çalışıyosun kadın sabah sabah uyanmış gözleri şişmiş belli ki gece geç yatmış, hasta yahut solmuş kadife sandığın cildi. ne yapacak? kadın bu özgüvenini sağlamak için hafif hafif sürecek allığı. e haklı tabi sabahtan akşama bi sürü insanla muhattap olacak. kaşiş suratla çıkmak istemiyor insanların karşısına.
yahut bi okulda öğretmen olduğunu ileri sürelim. hanginiz makyajsız öğretmenlerinz için pasaklı demedi?
hadi onu da geçtim bi saattir sıçıyosunuz doğal güzel moğal güzel. git o vakit köyden evlen. hayır aşağılama falan değil bu şimdi çoşar trolleriniz makyajsız bakımsız pis köylü kızları diye. bi sus lan! çenesi kopasıca. yahu sen ne sanıyosun ki makyajı. daha abartılı makyajla doğal görünen makyajı ayırt edemezsin.
bak şimdi ben sana anlatayım. bunların öyle ürünleri var ki 50 kilo sürse dibine sokul gram makyaj yok zannedebilirsin. bi rujları var mat aynı dudak rengi. e kiminin de solgun oluyor dudakları. allıklar desen öyle. kız istese yüzümde hiç makyaj yok der sen de malak gibi inanırsın. makyajsız olsun benim olsunmuş ! hadi ordan.
burda boş boş bik bik bik sinirimi hoplattınız. hayır makyajsızını geçtim şurdan yıldız tilbe gelse "merhabalar datlı yazar tanışalım mı?" dese dilin dimağın düşer.
zatı alim öğrencilerimle kantinde sohbet etmekte bir yandan internet aleminde süzülen öğrencileri seyretmektedir. içlerinden biri açıklanan notlarına bakmaktadır. bahsi geçen öğrencinin bölümü tekstil mühendisliği. "bakayım notlarına" diyerek kurulur girişken hoca.
-öpme uygulamaları?!?
-örme hocam örme! valla vaktiniz gelmiş sizin. evlenin.
civar köylerdeki tüm öğrenciler hocaya kahkahalar atar.
teyyy moderatörlerin en azimsizi. nettin bu ay be. july4th, moonlight sonatayı falan günde 20 saat çalıştırıp maldiv adalarından esenliklerle kahkalar mı gönderdin bize. neyse moderatörlük zor iş. *
her tipik türk ailesinde sabah erkenden kalkan anne kahvaltı sofrasını hazırlamış yavrularını ve eşini kısaca ev ahalisini yuvadaki dişi kuş misali şen şakrak uyandırır
-what iffffffff öküz gibi yatıyosun hergün kalk artık! insan gibi yatmasını da kalkmasını da bilmiyosun. öğretmen olcak bunun böylesi!
tabi bu nadiren gerçekleşen senaryolardan biri zira çalışan bir anneye sahiptim ömür boyu. velev ki güzellik, baba şu 2 posta çalışan emekçilerden biri bizim. genç de daha 50yi bulmadı henüz. annenin yokluğunu aratmamak için kalkar erkenden. alışılagellmiştir artık. sırasıyla sigarasını yakar mutfağa yönelir. çayı demler eğer eksik varsa evde bakkala gider çay demlenirken seslenir içeriye en güzel en şefkatli nidalarıyla;
- what if yavrum çay var içeceksen. sigara da aldım sana.
e gel de sevme bu adamı. gözleri ovuşturula ovuşturula babaya gidilir. eğer utanmıyosam * babanın kucağına oturulur öpülür sevilir "babaların en annesi" diye dalga geçilir. yüzündeki tebessümü çayla karıştırır bardakta uzatır şefkatli elleriyle.
fondipnot: seviyorum be sözlük ilk aşkım babamı. öyle böyle değil
malumunuz ademoğlunda hep bir varlığını ispatlama kendini gösterme çabaları vardır. karşı cinsten bir hedef seçilir bu işlem uygulamadan önce. amannn kastım be. kısaca karıya kıza kol kasını göstermenin en bilindik şeklidir. msnde açılan webcam de aman nasıl da yorgunum ifadesi alınır önce. akabinde önce yüz ovuşturulur "nasıl da serseri özgüveni yüksek biriyim" nidalarında. sonra kollar başın arkasına doğru yaslanarak gerinilir. şişen kol kaslarının ortaya çıkmasıyla birlikte hedef nişan alınmış olur.
lan yapmayın artık ya valla bak.ne bileyim oturalım araştıralım başka bişey bulalım beraber.
Bayan Nedime tarafından seslendirilen eski bir uşak türküsü. aynı zamanda yunan şarkıcı yiota lydia tarafından da yunancası okunmuştur.bu güzide türkümüz aynı zamanda columbia Records tarafından kayıt edilmiş önemli eserlerden biridir. izlemek ve dinlemek için;
sözlükteki birçok ergenin, yahut sözlüğü çok ciddiye alan tiplerin sinirlendiği yazarlardır. halbuse adamın yazdığına zamanını ayırıp okumasan haydi ez keza okudun diyelim en azından adamın nick altını doldurmasan açtıgı saçma sapan başlığa oy girmesen azalacak hırsı zamanla. sonra da silinip gidecek. uğraşma yavrum gerek yok. otur eğlen arada gir iki üç şükela entry oku, birkaç entry gir , iki üç memleketli gör tanış kaynaş. bu kadar.
gayet etnik ve hareketli olmasından telli iyi hoş şarkıdır, solistin sesi ayrı güzeldir şarkının her notasında çok iyi bir gırtlağı olduğunu belli etmektedir lakin etnik olması sebebiyle eurovision da Moldovya komple dışlanmıştır. ilgilenenler için;
zatı alim üniversite öğrencilerinin ingilizce derslerine girmekteyim. speaking dersini keyifli hale getirsin maksadıyla danalara ödev verilmiş ingilizce şarkı ezberleyecekler ve sınıfta karaoke günü yapıcaz. herkes şarkı listesini vermiş biri hariç.
-ilker hadi sıra sende
+bi dakka hocam ses açayım
-uzun hava mı okucaksın haydi ama
+başlıyorum
(ses açmaya devam eder ve aniden başlar)
hey sexy lady
eğdi yar boynun eğdi
allah kerimsin dedi
"jessica alba put her breasts on my mouth bro
wowsers, i just made a mess in my trousers"
şunu demesiyle yenen gıdayla boğulmama sebep olmuştur.klibi de gayet matrak eğlendirici eminem şarkısı hele ki you are a rockstar diye bağıra bağıra söylemesi ayrı bi hoştur. yes.we made you all.
Alev dediğin kime çare olmuş ki yangın denizine atlayasın
pek tabi sen de rabbinin yarattığı mahlukatsın
cehennemi sevmezsin; korkularınla yaşarsın
ama en güzel tadları aşk dehlizlerinde bulansın
anlatma biliyorum..
sen de benim gibi insansın.
öyle heyecanlanmışım ki izmirde bi de zirve 12 tane de kız geliyomuş diye online bilet alırken temmuzun altısına almışım. o güne ertelesek ya sevabına. nolur lan!
üniversite 2 sınıfta iyice dağıtmış vaziyetteydim. derslerin çoğuna girmez sınavları da birgün öncesi öğrenirdim hep. genelde de yarın sınav var mı varsa kaçta sorularından ibaretti bilgilerim. girdiğim sınavın ne sınavı olduğunu bilmeden giriyordum zaar. gelgelelim 1.78 gibi komik bir rakamla 1.80 e takıldım. lakin bir sorun vardı ben oturduğu her semtte tüm akrabalar içerisinde en zeki en parlak en akıllı çocuktum. bu anında namımı karalayacaktı. o yüzden hiç kimseye söylemeden devam ettim. 3. sınıfın 1. döneminde alttan kalan derslerimi verip 2. dönemini kendi sınıfımla devam ettim. 4. sınıftaysa hem 3. sınıfın birinci döneminin hem de 4. sınıfın 1. dönemini aynı anda aldım. yalnız kredi sayısından 2 dersi bırakmak zorundaydım. araştırdım. bölümümle ilgili yaz okulu açan tek okul gazi ünicversitesiydi. yaz okulunu orda almaya karar verip gazi de 8 senedir aralıksız açılan dersleri buldum onları bıraktım. 3.sınıfın 1. döneminin derslerini sabahları aldım 4. sınıfınkini akşamları, aynı anda stajım da devam ediyordu. hocalar artık beni gördüklerinde "ooo demirbaşta burdaymış" der olmuşlardı. hayvan gibi çalıştım dogru düzgün uyumadım ve dönemi alnımın akıylşa bitirdim. 2. dönemimi de aldım ve mezun olmak için geriye sadece gazi de alacagım 2 ders kalmıştı. gel gör ki şerefsiz gazi 8 senedir açtığı dersleri o yaz açmadı. yani 2 ders için yarım dönem daha uzattım. ama bu da memleketimdeki imajımı sarsacaktı. annemlere hiç kimselere söylemedim kaldığımı. mzuniyetim bile oldu. stadyumda törenden sonra herkesin diploması dağıtılırken seninki nerde dediklerinde "parasını vermedim daha o yüzden vermediler" dedim. çok pis vicdan azabı çektim onları kandırdığım için. sonra iş bulduğumu ileri sürerek okulumun oldugu şehire taşınacagımı söyledim. olur dediler. o iki dersi de verdikten sonra eve döndüm. mezunum ama diplomamı asla görmediler zira ordaki tarihi gördükleri an anlayacaklarını biliyorum. çalışıyorum işim var ama vicdan azabım hala sürüyor.
ama bi yandan oukulm aslında 5 yıllıktı ve hazırlık sınavını geçmiştim. ordan bakarsak 4,5 sene de bitirdim. erken bitirdim lan ben okulu!