1900'lü yılların başları için duraklama devri demek çok büyük cahilliktir. nitekim 200 yıldır osmanlı'da düzeltmeye çalışılan her şeyi 15 sene içerisinde düzeltmiş, yönetimde, orduda, ekonomide ve eğitimde 200 yıldır baş gösteren ve her padişahın çözmeye çalıştığı ama çözemediği sorunları 15 sene içerisinde çözmüş bir ülkeye duraksama döneminde diyen adamın aklından şüphe ederim. abdulhamit ve öncesindeki bazı padişahların dönemleri için diyebileceğim tek şey var; keşke duraksasaydık.
Neden? medyaya tamamen hakim olmak için verilen yüz milyonlarca dolarlık krediye katkı yapmak için mi? her gereksiz memurun altına audi a6 çekilsin diye mi? meclisteki milletvekilinin binlerce liralık telefon faturasını ödemek için mi? halktan önce kemer sıkması gereken birileri aklıma geliyor açıkçası fakat ümidim yok.
üzerinden birkaç hafta geçmesine rağmen unutulmayacaklar arasına girmiştir
"-ölmeseydim, yaşasaydım sivilde benimle bir kahve içer miydin?
-içerdim.
-gerçekten mi?
-gerçekten.
-çirkin olsam bile mi?
-çirkin olsan bile."
Şahsi parasıyla ve 2 haneli iqsuyla bi boklar karıştırıp beceremeyen adama ben neden üzüleyim. Üzülecek şeyler bitti de sanki ülkenin aptalına üzülmem isteniyor bir de.
Kolay yoldan para kazanma dediğiniz iş tosuncuğun yaptığı gibi olur. Kolay yoldan zengin olacağını sanan aptalları kolayca dolandırıp zengin oldu. Kendini zeki sanan aptallara zerre üzülmüyorum kusura bakmayın.
Ben uzun zamandır böyle yorucu bir şey okumamıştım. Kafa falan kalmadı. Geniş zaman eklerinden şimdiki zaman eklerine bir anda atlamak çok marjinal bir hareket olmuş.
dünya savaşlarını bıkmadan usanmadan kaybederler fakat yine bir şekilde toparlanıp yenisine hazırlanırlar. üstün ırktan öte biraz rahatsız bir ırk olabilirler.
Kardeşim benden oy vermicek kadar hoşlanmadığım bir insanı neden övmemi bekliyorsunuz? Size göre bu adama oy vermemek bile saygı duymamak olacak neredeyse. istediğim siyasetçiye istediğim şeyi söylerim, istediğim şekilde eleştiririm. Seçmen olmanın olayı bu zaten.
O zaman oturup burada seçilmiş tüm siyasetçileri olumlayalım. Aptal aptal konuşmayın.
fatih sultan mehmet han'dır. entelektüelliği insanı hayrete düşürüyor. bilgiye bu kadar aç, bu kadar hevesli bir osmanlı padişahı daha yoktur muhtemelen. coğrafyayla, felsefeyle ve sanatla çok yakından ilgilenmiştir. rönesans dönemine yakışır bir padişahtır. keşke bir 20 sene daha yaşayıp da vinci'yle tanışıp osmanlıya getirebilseydi. çağın ötesinde bir padişahtır. klaudios ptolemaios'un atlasını getirtip kişisel kütüphanesine koyacak kadar fantastik bir aydındır.
selamun aleyküm allah'ın selamı falan değildir. içerisinde el ilah yani tanrı kelimesi yani allah kelimesi geçmez. selamun aleyküm "selam üzerine olsun" demektir sadece. türk kültürüne arap kültüründen geçmiş bir selam biçimidir. selamun aleykum ve rahmetullahi... diye devam etmediğiniz sürece islamla alakası yoktur.
edit: es-selam allah'ın ismi evet doğru. fakat "............... aleyküm" kalıbının türkçe hali "üzerinize ............ olsun" o aralığa bir özel ismin gelmesi bu cümleyi yalın halde kullandığınız zaman anlam bozukluğu oluşturuyor. aksini arapçayla ilgilenen dil bilimciler açıklayabilir.
yukarıda bir yazar arkadaş ezikliğinden bahsetmiş ve eksilemişler. vahdettin isteseniz de istemeseniz de osmanlı'nın belki de en silik padişahıdır. vahdettin şehzadeyken, mustafa kemal'le almanya ziyareti yapacaklardı. seyahatten önce mustafa kemal paşa ile vahdettin sarayda görüştüler. görüşmenin ardından mustafa kemal paşa, ali naci paşa'ya şöyle demiştir: "Bu zavallı yarın padişah olacaktır, kendisinden ne beklenebilir?"
mustafa kemal'in esas planı vahdettin'i milli mücadele lideri yapmak ve halkı örgütlemekti. vahdettin'le bahsettiğim almanya seyahatinde aralarında şöyle bir konuşma geçti:
"- Ne yapmalıyım?
+ Ben size bir şey söyleyeceğim, hayatımı size ortak edeceğim. Memnun olur musunuz?
- Söyleyiniz.
+ Siz veliaht prenssiniz, neden bütün işlerden uzak kalasınız?
- Ne yapabilirim?
+ Ordu kumandanlığı!
- Hangi ordunun kumandanlığı?
+ 5. ordu kumandanlığını alabilirsiniz. Ben de sizin erkan-ı harbiye reisiniz olurum.
- Bunu bana vermezler!
+ Siz isteyiniz!
- istanbul'a gittiğimde düşüneceğim."
istanbul'a dönüşlerinden bir süre sonra vahdettin tahta geçmiştir. mustafa kemal vahdettin'in huzuruna çıkarak,
"Başkumandanlığı bizzat üstleniniz. Kendinize erkan-ı harbiye reisi tayin ediniz." demiştir.
Vahdettin bu tavsiyeye olumlu bakıp düşüneceğini söylemiştir fakat birkaç gün sonra mustafa kemal paşa'yı yanına çağırıp bazı paşalarla görüştüğünü ve böyle bir şey yapmayacağını söylemiştir.
görüleceği üzere vahdettin kolay manipüle edilen silik bir padişahtı. görüşmelerinde yaverlerinden çok yardım alır ve tanımadığı insanlarla konuşurken gözlerini kapatırdı.
not: tüm bu yazdıklarım 2-3 entry üstteki doğruyu söylemesine rağmen eksilenen arkadaş içindi. bunu da eksileyebilirsiniz ama gerçekler bunlar.
40 bin altın mevzusuna gelirsek tabii ki mustafa kemal'e belli bir ücret ödendi. fakat bunun yarış atlarının satılmasıyla ödenmesi kısmı pek mümkün gözükmüyor. vahdettin'in yarış atları olduğunu hiçbir kaynakta görmedim. o paranın nasıl ödendiği konusunda bir çok iddia var. tarihçilere sormak lazım.
kaynak: f. rıfkı atay (1955). mustafa kemal'in ağzından vahdettin
ülkedeki solcuların lider eksiğini kapatan arkadaş. tanınmasındaki en büyük etken asılmasıdır. bazı solcular bu adamı ilah gibi görür fakat çok da abartılacak birisi değildir. banka ve 1970 yılında odtü'deki bir maskeli balonun vestiyerini soymuştur. malum parkaya o gece sahip olmuştur. adına yazılan şarkılar arasında kötü diyebileceğimiz bir şarkı yoktur. dinlediklerimin hepsini en az bir kere daha dinledim. tabi unutmadan söylemek gerekir ki 6. filoya ve amerika götü yalayanlara karşı verdiği mücadele takdire şayandır. teşekkür ederiz kendisine.
Bir ülke düşünün ki profesörleri kör cahil. Biri çıkar hz nuh telefonla görüştü der, biri çıkar camiler genelevdi der, biri çıkar abdulhamit google’ı buldu der. Ülkenin eğitim kadroları toplumun entelektüellik seviyesini aşağı çekiyor. Tarihin en fantastik ülkesiyizdir belki de, haberimiz yoktur.
bakın arkadaşlar avrupa birliği gibi sizin deli gibi özendiğiniz ve modern olmadığımız için bizi almadıklarını düşündüğünüz oluşumların esasında insan hakları, modernlik, sekülerlik gibi şeylerin hiçbirine takılmadıklarını bilmenizi isterdim. politikadan, uluslararası ilişkilerden bu kadar anlamadığınızı bu şekilde belli etmeyin. wikipedia'nın kapalılığı, ülkedeki hukuksuzluklar, rüşvetler, liyakatsızlıklar olmasaydı da bizi sevmeyeceklerdi. bu tarz oluşumların içerisinde var olmanın veya olmamanın sizin düşündüğünüzden çok daha derin sebepleri olur. türkiye, avrupa birliğine var olduğu sürece giremez. siz de her ortamda bu konuda ağlayarak ne kadar yıkık olduğunuzu göstermeyin. yaşadığınız yere saygınız olsun biraz.
oturup saatlerce türk tarihi, türk dili ve kültürü hakkında entry döşeyecektim fakat vazgeçtim. çünkü cahilliğiyle kıskançlığı ve nefreti bu kadar yarışan bir arkadaşa hiçbir şey anlatılmaz. bu kadar bilgisiz olan insanları eğitmek bize düşmüyor. türk devletini göreve çağırıyorum, eğitin şu embesilleri lütfen.
osmanlı'nın neyinin dönmesini istiyorsunuz açık açık söyleyin? osmanlı da bir türk devletiydi, türkiye de türk devleti. saltanatı mi geri istiyorsunuz? kendi yöneticinizi seçememe acizliğini mi geri istiyorsunuz? yoksa şeriatı mı geri istiyorsunuz? eğer öyleyse açık açık şeriatın gümbür gümbür dönüyor olması diye başlık açın da bilelim.
eğer istediğiniz sadece güçlü bir türk devletiyse bunun için osmanlı'nın geri gelmesine gerek yok. kafanızı kaldırırsanız mevcut cumhuriyetimizle bunu çok daha rahat başarabiliriz.
emevi halifelerinin hükmüne itibar ediyorsun da fermanlarına hakan-ı türk ile halife-i müslimin sıfatlarını aynı anda yazan osmanlı padişahlarına neden itibar etmiyorsun?
Cahil olmanın da bir derecesi var.
Türk düşmanlığından arap götü yalayacak seviyeye düştünüz ya zevkten dört köşe oluyoruz.
youtube'a özellikle birilerinin videolarını izlemeye giren arkadaşlar size sesleniyorum: ne yaptınız da böyle böyle bir boşluğa ulaşabildiniz? hayatınız yok mu kardeşim sizin? adam oturuyor 1 saat boyunca kamera karşısında kendi hayatını anlatan bir adamı izliyor ve sonra oturup "ben bunları izledim de bunlardan bana ne ya" diyemiyor. allah kimseyi bu tarz bir yıkıklık seviyesine ulaştırmasın.
tipini babasına çok benzettim kızın. hatta o kadar benzettim ki bir süre sonra 150 kilo hamdi alkan videoda zıplamaya başladı. işler çirkinleşti. hafif de bir mide bulantısı hissedip videoyu kapattım. tereddüt yaşayanlar açmasın.
inanılmaz mantık hatalarıyla, bu kadar da olmaz dediğimiz olaylarla dolu olan çerezlik dizi. övgüler yağdıran arkadaşlar ya kafayı kapatıp izliyorlar diziyi ya da bu denli büyük anlamsızlıkları ve hataları gözardı edip eğlenmesine bakıyorlar. açıkçası çok beğenmedim fakat zaman zaman heyecandan kendimi kasıp oturduğum sahneler de oldu. boş vaktiniz varsa çerez niyetine izleyebilirsiniz. ayrıca kırmızı tulum giydirdiler diye sosyalist dizisi olmuyor arkadaşlar. ciao bella'yla anca ergen gazı alınır kusura bakmayın.
tarih bilmeden ne bilimini ne ülkeni geliştirebilirsin. dinin çok daha egemen olduğu 7. yy'dan 14.'yy'a kadar bilim islam devletlerinden çıkıyordu. hatta bu süreyi fatih sultan mehmet'e kadar bile uzatabiliriz. emin olun o zamanlar din toplum üzerinde çok daha egemendi.
bilimin gelişmemesine bahaneler bulmayın. anladığım kadarıyla bilimin gelişmemesi çok canınızı sıkıyor. ne güzel bir duygu. o zaman kalkın ve bilim için bir şeyler yapın.
maç boyunca bjk lehine kararlar verilmesine rağmen hocanız saatlerce ağladı, rakip takım hocasına "git hakemine sarıl" diyerek büyük bir terbiyesizlik yaptı. değerli aykut hocamız zaten her maç sonrası sorumluluğu hakemlere yüklüyor. bunların yanında galatasaray'ın ne hocasından ne başkanından böyle şeyler duyuyoruz. tamamen futbola odaklanmış bir takım olarak sahaya çıkıyorlar. galatasaray ne rakiplerinin ağladığı şeylere ağlıyor ne de kendi mali sıkıntılarına ağlıyor. yani arkadaşlar futbolu az takip eden kimin ağladığını, kimin ağlamadığını görüyordur. boşuna algı kasmayın.
