tanrıyı felsefi ve düşünsel bir süreçten geçerek değil anal yollardan keşfetmiştir.
o bir oğlancıdır lakin toplumlar oğlancılığa pek iyi gözle bakmamaktadır. madem tanrı bizi seviyor biz de götümüzü vermeye devam edeceğiz ne yapalım bari dindar görünelim demektedirler.
arada bir kaç hımbıl yazarın kitabını okur bir anda allame kesilirler cümle konularda. ışıldayan kıçları ve eğreti penisleriyle iman meşaleleri yakarak nurlu ufuklara taşıyacaklar toplumu.
***
yaşa taşa ve başa oturmayın. siz de böyle olabilirsiniz.
çabuk yıpranmasın diye sadece özel günlerde kullandığımız, ancak doğu türkistan'daki son katliamlardan sonra terk ettiğimiz eski sevgili.
(bkz: cin mali sisme kadin)
kendi askerlerinin ülkenin siyasi meseleleri konusunda görüş bildirmesini, onu geçtik kendisine yöneltilen suçlamalara cevap vermesini azarlarcasına eleştiren, ama bunu yapan başka bir ülkenin, üstelik emperyal bir ülkenin komutanı olunca bunu gayet yüzsüzce gözardı edebilen medyadır.
abd merkez kuvvetler komutanı davit petraeus ankara'da sadece genelkurmay ile görüşmemiş, dışişleri ile de görüşmüştür. peki bir askerin sivil kurumlarımızla görüşmesi, fikir alışverişi yapması, daha doğrusu emirleri dikte etmesi neden yankı bulmuyor medyamızda. bazılarının tek düşmanı türk silahlı kuvvetleri mi yoksa. http://news.google.com.tr...mp;ct=title&resnum=11
arabası ile boğaz turuna çıktığında ordu evinin bahçesinde oturan subayları gördüğünde bile "aurat ifadelerine baktım, darbe planladıkları belli oluyordu" tarzı yazılar yazacak kadar sapıtmış, kafayı sıyırmış köşe yazarları, emperyal bir ülkenin komutanı dış siyasetimize müdahale edince sus pus olması ilginç.
tsk'nın darbeci geleneğini, halen daha gerekirse siyasete müdahale etme stratejisine sahip oluşunu biliyoruz. bizim dikkat çekmek istediğimiz olay bu kesimin de diğer kesimden hiç farklı olmadığı.